Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/740 E. 2023/522 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/740 Esas
KARAR NO : 2023/522

DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/08/2017
KARAR TARİHİ : 12/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile davalı …Ltd.Şti. arasında 27.09.2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davalılardan … ve …Tic.Ltd.Şti’nin işbu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılmış olan kredilerin geri ödenmemesi sebebiyle … 3. Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hesapları kat edildiğini, kalan borcun tahsili amacıyla davalı borçlu hakkında … 12. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, söz konusu takibe karşı davalılar tarafından borca, ödeme emrine faiz ve feri’ilerine itiraz edilerek takibin durduğunu, takibe yapılan itirazın haksız olduğunu ileri sürülerek fazlaya ilişkin her türlü hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davalılarca cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER :
… 12. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına ait uyap kayıtları, taraflar arasında imzalanan sözleşme, ihtarname, bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, İİK 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Borçlusu … Şti müteselsil kefilleri …Ltd. Şti olan genel kredi sözleşmesi nedeniyle davacının davalılardan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise iki ayrı kredi için asıl alacak, işlemiş akdi faiz, işlemiş temerrüt faizi ve BSMV miktarları hususlarındadır.
İlgili … 12. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına ait kayıtların incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine 12/10/2016 tarihinde kredi sözleşmesi ve ihtarnamelerden kaynaklanan 25.119,91 TL ana para, 2.575,99 TL işlemiş faiz, 2.014,05 TL işlemiş temerrüt faizi, 229,51 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 29.939,46 TL alacağın tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçluların yasal süresi içerisinde sundukları itiraz dilekçesinde özetle; dosya alacaklısına talep edildiği gibi borçlarının bulunmadığını ileri sürdüğü, davacı alacaklının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, takibin yetkili icra dairesinde yapıldığı, geçerli haciz yolu ile ilamsız genel takip bulunduğu, borçlu tarafından yasal süresi içerisinde yapılmış ve takibi durdurmuş geçerli bir itiraz olduğu, davanın bir yıllık yasal süresi içerisinde açıldığı, itirazın iptali davasının koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davası yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. İspat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda ön görülen istisnalar dışında karşı taraf kanuni karinenin aksini ispat edebilir. (HMK M.190). İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak davacı alacaklıdadır. Ancak borçlunun itirazındaki beyana göre ispat yükü yer değiştirebilir. Borçlu itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir, borçlu her türlü borca itirazını ödeme emrine itirazından bağımsız olarak ileri sürebilir. Somut olayda, davalılar takibe itirazlarında, genel ifadelerle borca itiraz etmiş olup ispat yükü davacı alacaklıdadır.
Deliller toplandıktan sonra mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık konularında bilirkişi raporu düzenlemesi için dosya bankacı …’a tevdi edilmiş, bilirkişi raporu, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve denetime elverişli olup hükme esas alınmıştır:
Davacı banka ile davalı asıl borçlu …Ltd.Şti arasında 27.09.2013 tarihinde 150.000.00 TL’lik Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davalı kefiller …Ltd.Şti ile …’in sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığından doğan borçtan 150.000.00’TL kefalet limiti kapsamında sorumlu oldukları anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin ” Diğer Hükümler ” 6.1. Delil başlıklı maddesi, ” Müşteri ve kefiller; Banka ile aralarında çıkacak her türlü anlaşmazlıkta tarafların defter ve kayıtları ve mikro filmlerden, mikrofişlerden alınan kopyalar, elektronik ya da manyetik ortamlardan çıkarılan bilgileri içeren belgeler ile CD ROM, kamera kayıtları, telefon ses kayıtları, bilgisayar ve benzeri kayıtlar ile ATM kayıtlarının müstenitli olsun ya da olmasın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 193. maddesi uyarınca yegâne geçerli, bağlayıcı ve kesin delil olacağını kabul ederler…” hükmü uyarınca, davacı banka kayıtları esas alınmıştır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin “Kredinin Kefalet Karşılığı Kullandırılması ve Kefillerin Sorumluluğu” başlıklı 3.5,maddesi,”Sözleşmenin sonunda imzası bulunan kefiller “müteselsil kefil” sıfatı ile kefalet vermeyi kabul ederler. Kefiller, müşterinin bankaya sözleşmeden doğan borçları için sözleşmede belirtilen kefalet limiti ile sınırlı olmak üzere sorumludurlar. Kefiller, kefalet limiti ile sınırlı olmak üzere müteselsil kefaletin anapara ve akdi faizini bilcümle işlemiş/işleyecek temerrüt faizlerini … kapsadığını kabul ve taahhüt ederler… TBKnın 584.maddesi gereği, eşin rızasının en geç kefalet sözleşmesinin kurulması anına kadar kefiller tarafından temin edilerek bankaya ibraz edilmesi gerektiği, TBK nın 586 ıncı maddesi kapsamında borçlu takip edilmeden veya taşınmaz rehni paraya çevrilmeden kefillere başvurulabileceği,TBK 598 inci maddesi gereği iş bu kefaletin süresiz olarak verildiği… ” hükmünde olup, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 01.07.2012 tarihinde imzalanması nedeniyle yeni TBK yürürlüğe girdikten sonra anılan yasaya bağlı olarak imzalanmış olduğu anlaşılmaktadır.
Madde 583- Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyleyükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler.Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz. Yasaya uygun olarak Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen ibarenin yazılı olduğunun görüldüğü,ayrıca kendi el yazıları ile imzalanan iş bu sözleşme şartlarında mutabık kaldıklarını bildirmeleri suretiyle işbu sözleşmenin takdiri sayin mahkemeye ait olmak üzere TBK’nun 20-27 m. göre içeriğinin karşılıklı olarak müzakere edilmiş olduğu sayın mahkemenizn takdirlerinde mütalaa olunmaktadır.
6098 S.lı Türk Borçlar Kanunu (Yeni) Madde 584, Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. Kefatet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez. Davalı kefil …’de sözleşmenin akdedildiği tarihlerde şirket yetkilisı olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 584.maddesine eklenen madde “Ek fikra : 28.3.2013-6455 S.K. / m.77) Ticaret siciline kayıtlı ticari isletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından isletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz ”.
Bankaların Muhasebe Uygulamalarına ilişkin usul ve esaslar hakkındaki yönetmelik, 5411 sayılı yasanın 37, 39, 42, 93 ve 95.nci maddeleri kapsamında hazırlanmış olup, “… bankaların; muhasebe ve raporlama sisteminde şeffaflık ve tekdüzenin sağlanması, işlemlerinin kayıt dışında kalmasının önlenmesi, faaliyetlerinin gerçek mahiyetlerine uygun olarak sağlıklı ve güvenilir bir biçimde muhasebeleştirilmesi, disiplin altına alınmıştır. Bu cümleden olarak, Muhasebe Yazılım Programları ile ekstreler kayıt altına alınmış ve bilgisayarlarda online olarak, banka genel müdürlükleri ve şubeler arasında koordineli olarak denetim altındadır. Öte yandan; Yüksek Yargıtay 19.ncu Hukuk Dairesinin, 92/4664 Es, 93/944 K. Ve 12.02.1993 tarihli kararında; “Kredi sözleşmesindendoğan banka alacağının hesabın, mahkemece teselsül eden hesap ekstreleri asıllarının ibraz ettirilip bilirkişilerce incelettirilerek sözleşme koşullarına göre hesabın kat’ı tarihine kadar ki hesap hareketleri ile icra takip tarihi itibariyle oluşan borç tutarının saptanıp, sonucuna Uygun bir karar verilmesi gerekmektedir.” denilmiş olup, bu cümleden, taraflar arasındaki sözleşmenin 6.1.maddeşi delil anlaşması niteliğinde olduğu, ve bu madde ile banka kayıtlarının ihtilafların çözümünde delil olacağının kararlaştırılmış olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre ve ihtilaf halinde banka kayıtlarının esas alınacağı kararlaştırıldığından, bu hususlar incelemelerimde gözetilmiş ve söz konusu ekstrelere itibar edilerek hesaplama yapılmıştır. Banka kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacı bankanın davalı asıl borçludan kat tarıhi itibarı ile işlemiş faizlerde dahil olmak üzere Artı Para Kredisinden 25.11991 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin;”Gecikme ve Temerrüt Faizi başlıklı 2.7.1 maddesi,” Müşteri, temerrüdün doğduğu tarihten itibaren borcun tamama edildiği tarihe kadar, Banka’nın Müşteri’ye kullandırdığı nakdi türlerine kredinin kullandırıldığı tarih ile temerrüt tarihi arasında süre içinde Banka’ca uygulanan (TL krediler için TL kredilere uygularar. para krediler için ise o döviz cinsinden kredilere uygulanan) er kredi faiz oranının 2 katı tutarında, temerrüt tarihi itibariyle faizi hesaplamasına; esas alınacak nakdi kredi riskinin bulunmaması ise Banka’nın kredinin kullandırıldığı tarih ile temerrüt tarihi ; süre içinde nakdi ticari kredilere uyguladığı (TL krediler için TL uygulanan, yabancı para krediler için ise o döviz cinsinden uygulanan) en yüksek kredi faiz oranının 2 katı tutarında temerrüt oranı uygulamasını kabul eder. “hükmünde olduğu, ancak takibe konu alacak Artı Para(KMH) kredisinden kaynaklığı tespit edilmiştir. Kredili Mevduat Hesabından kaynaklanan borçlar için 25/07/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Mevduat ve Kredi Faiz Oranlan ve Katılma Hesaplan Kar ve Zarar Katılma Oranlan İle Kredi İşlemlerinde faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında Tebliğ “in Kredi faiz oranları ve sağlanacak diğer menfaatler başlıklı 4. Maddesinin“ Bankalarca, reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırları serbestçe belirlenir. Ancak, kredili mevduat hesaplarında uygulanacak azami akdi ve gecikme faiz oranları, 2/4/2006 tarihli ve 26127 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kredi Kartı işlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz Oranları Hakkında Tebliğ (Sayı: 2006/1) “in 3 üncü maddesinde belirlenen akdi ve gecikme faiz oranlarını geçemez.” denildiği, TCMB, kredi kartı işlemlerinde her yılın Ocak-Mart, Nisan-Haziran, Temmuz-Eylül ve Ekim-Aralık dönemlerinde uygulanacak olan aylık azami akdi ve gecikme faiz oranlarını 12.1 1.2016 tarihli ve 29886 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Kredi Kartı İşlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz Oranları Hakkında Tebliğ (Sayı: 2016/8)”e göre 3 aylık dönemlerle ilan ettiği, söz konusu azami faiz oranı sınırlamalarının hem kurumsal (ticari) hem bireysel kredi kartları için hem de ticari ve bireysel kredili mevduat hesabı (KMH) faiz oranları için geçerli olduğu dikkate alınmıştır.
5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.03.2006 tarihinden sonra temerrüdün oluşması ve işbu takibin açılmış olması nedeniyle, anılan yasa kapsamında 5464 sayılı Yasanın 26.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, Merkez Bankası azami akdi ve gecikme faiz oranlarını tespit etmeye yetkilidir ve belirlediği bu oranları 3 ayda bir açıklamaktadır. Dolayısıyla bu yasanın yürürlüğe girdiği 01.03.2006 tarihinden itibaren kredi kartı akdi ve temerrüt faiz oranları TCMB tarafından belirlenmektedir.
Davacı banka tarafından davalı asıl borçluya kullandırılan kredilerin ödemelerinde aksama olması nedeniyle, Davacı banka tarafından davalı asıl borçlu ve kefillere … 3.Noterliğinin … tarih … yevmiye nolu ihtarnamesini keşide ederek” Bankamızla imzalamış olduğunuz sözleşme/sözleşmeler uyarınca ticari kredili mevduat hesabı ve şirket kredi kartı kredilerine konu borçlarınız 04.08.2016 tarihi itibarıyla kat edilerek muaccel hale gelmiştir Muaccel hale gelen ve aşağıdaki tabloda ayrıntısı belirtilen anapara, faiz, kur farkı, KKDF, 7 gün içinde ödemenizi, Aksi halde, borçlu/kefil sıfatıyla hakkınızda yasal yollara başvuracağımızı,,” ihtarında bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı asıl borçlu ve kefillere taraflar arasında imzalanan sözleşmede yazılı olan adrese gönderilen ihtarnamenin 11.08.2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalılara ihtarnamenin tebliğ edilmesi karşısında ihtarname ile verilen 7 günlük sürenin sonunda temerrüdlerinin 19.08.2016 tarihi itibarı ile gerçekleşmiş olduğu tespit edilmişitr.
Kefilin borcu asıl borçlunun borcunu geçemeyeceğinden ilk önce dava dışı asıl borçlunun borcu hesaplanması gerekmekte ise de davalıların temerrüd tarihlerinin aynı olması nedeniyle ayrı ayrı hesaplama yapılmamıştır.
Artı Para (KMH) yönünden takip tarihi itibarı ile davacı banka alacağı; hesabın kat edildiği tarih itibariyle alacağın ulaştığı miktar belirlenerek temerrüt tarihine kadar akdi faiz hesaplanıp bulunan akdi faizin kapitalize edilerek temerrüt tarihi itibariyle asıl alacağı oluşturduğundan 04.08.2016 kat tarihi itibarı ile yukarıda tespiti yapılan 25.119.91 TL TL anapara tutarına hesap kat tarihinden 19.08.2016 temerrüt tarihine kadar konu krediye uygulanan akdi faiz oranı üzerinden hesaplama yapılması gerekmekte ise de, Davacı banka kat tarihi itibarı ile belirlemiş olduğu 25.119.91 TL anapara tutarını takip talebinde asıl alacak olarak kabul ettiği,davalılarında yararına olan bu talep doğrultusunda yukarıda 25.119.91TL ye 04.08.2016 hesap kat tarihinden 19.08.2016 temerrüt tarihine kadar konu TCMB tarafından deklere edilen 24 24 akdi faiz,temerrüt tarihinden takip tarihine kadar yine TCMB tarafından deklere edilen 4030.24 temerrüt faizi oranından yapılan hesaplamaya göre davacı bankanın davalı borçlulardan takip tarihi itibarı ile, 28.297.92 TL olarak hesaplanmıştır.
Teminat Mekturu Komisyonundan doğan banka alacağının tespiti; davacı banka takibe konu alacakla ilgili 840.54 TL talepte bulunduğu görülmüştür. Davacı bankanın iş alacakla ilgili talepleri teminat mektubu komisyonundan kaynaklandığıbilinmekle birlikte teminat mektubunun devre faizi 30.06.2016 tarihinde tahsil edilmesi gerekmektedir. ancak teminat mektubunun 29.06.2016 tarihinde tazmin olduğu sunulan ödeme planında 30.06.2016 tarihli devre komisyonunun da tahsil olduğu anlaşılmıştır. Yine ayrıca davacı vekili ile yapılan yazışmada takipte 452.72 TL faiz olarak talep edilen tutarın teminat mektubu komisyonu olduğu bildirilmekle iş bu davada faiz olarak talep edilen tutarın mektup komisyon olduğu bildirilmekle talebinin yerinde olmadığı da anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, Davacı banka ile davalı asıl borçlu …Ltd.Şti arasında 27.09.2013 – tarihinde 150.000.00 TL’lik, Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davalı kefiller …Ltd.Şti ile …’in bu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığından doğan borçtan 150.000.00 TL kefalet limiti kapsamında sorumlu olduğu, kefilin borcu asil borçlunun borcunu geçemeyeceğinden ilk önce dava dişi asil borçlunun borcu hesaplanmasi gerekmekte ise de davalilarin temerrüd tarihlerinin ayni olduğu, takip tarihi itibari ile yapilan hesaplama sonucunda bulunan tutar davali kefillerin kefalet limiti dahilinde kaldığı, dolayısıyla davacı bankanın davalı asıl borçlu ve kefillerden artı para kredisinden tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile takip tarihi itibarı ile, 28.297,92 TL alacaklı olduğunun hesaplandığı, takip tarihinden başlamak üzere 25.119.91 TL asıl alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık “% 30.24 ve değişen oranlarda temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisinin davalıdan istenilebileceği, Davacı bankanın davalı asıl borçlu ve kefillerden … nolu krediden tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile takip tarihi itibarı ile, Davacı bankanın iş alacakla ilgili talepleri teminat mektubu komisyonundan kaynaklandığı bilinmekle birlikte teminat mektubunun devre faizi 30.06.2016 tarihinde tahsil edilmesi gerektiği ancak teminat mektubunun 29,06.2016 tarihinde tazmin olduğu sunulan ödeme planında 30.,06.2016 tarihli devre komisyonunun da tahsil olduğu, yine ayrıca davacı vekili ile yapılan yazışmada takipte 452.72 TL faiz olarak talep edilen tutarın teminat mektubu komisyonu olduğu bildirilmekle iş bu davada faiz olarak talep edilen tutarın mektup komisyon olduğu bildirilmekle talebinin yerinde olmadığı, davacının 332.48TL alacaklı olduğunun hesaplandığı anlaşılmış, tahsilde tekerrür olmamak üzere davalı tarafından … 12. İcra Müdürlüğünün …E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın; Artı para kredisi bakımından 25.119,91 TL asıl alacak, 1.968,91 TL akdi faiz, 1.139,44 TL temerrüt faizi, 69,66 TL BSMV olmak üzere toplam 28.297,92 TL ile …. nolu kredi bakımından 332,48 TL masraf olmak üzere toplam ‭28.630,4‬0 TL yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, geçerli bir ilamsız genel icra takibinin varlığı, borçlunun yedi günlük süre içerisinde ödeme emrine itiraz etmiş olması, bir yıl içinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunması, davacı alacaklının tazminat istemini dava dilekçesinde açıkça talep etmiş olması ve takip konusu alacağın miktarının belli (likit) olması dikkate alınarak borçlunun itirazının haksız olması nedeniyle asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Takip tarihinden başlamak üzere 25.119,91 TL asıl alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık %30,24 ve değişen oranlarda temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisinin davalıdan istenebileceğine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal, gerektirici nedenlere göre;
Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, Tahsilde tekerrür olmamak üzere davalı tarafından … 12. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın; Artı para kredisi bakımından 25.119,91 TL asıl alacak, 1.968,91 TL akdi faiz, 1.139,44 TL temerrüt faizi, 69,66 TL BSMV olmak üzere toplam 28.297,92 TL ile … nolu kredi bakımından 332,48 TL masraf olmak üzere toplam ‭28.630,4‬0 TL yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Takip tarihinden başlamak üzere 25.119,91 TL asıl alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık %30,24 ve değişen oranlarda temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisinin davalıdan istenebileceğine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 1.955,74 TL ilam harcından peşin yatırılan 463,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 1491,96 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvuru harcı, 463,78 TL peşin harç, 700,00 TL bilirkişi ücreti, 1.784,16 TL Basın İlan Kurumu fatura bedeli, 599,40 TL tebligat ve posta giderlerinden oluşan toplam 3.578,74 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/06/2023

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır