Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/681 E. 2021/865 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/681 Esas
KARAR NO : 2021/865

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/10/2014
KARAR TARİHİ : 24/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı bankanın … Şubesi ile uzun yıllardan bu yana çalıştığı, bu çerçevede çeşitli krediler kullandığı ve davalı bankanın müvekkili şirketten dosya masrafı, komisyon, işletim ücreti, ekspertiz ücreti, komisyon tahsilatı, teminat komisyonları vb isimler altında haksız olarak ve tam miktarını tespit edemedikleri ücretler tahsil ettiğini, taraflar arasındaki sözleşmelerin standart ve matbu sözleşmeler olduklarından müzakere edilmeden müvekkil şirketin ihtiyacı olmasından doğan zor durumdan dolayı imzalanmış sözleşmeler olduklarını, belirtilen bu kesintiler hukuka aykırı olduğundan iadesinin gerektiğini, bunun yanı sıra süresiz olarak bankada bulunan teminat mektupları için de teminat mektup komisyonu kesildiğini, bunların da iadesinin gerektiğini, zira müvekkilinin yüklendiği faaliyetler bitmiş olmasına karşın komisyon kesilmeye devam edildiğini, bu konuda Yargıtay kararlarının da bulunduğunu, müvekkili şirketten tahsil edilen kullandırım komisyonu, yapılandırma komisyonu, dosya masrafı, tahsis ücreti, hesap işletim ücreti, ekspertiz ücreti ve diğer ücret ve komisyon masrafı, teminat komisyonları gibi ne için ve hangi kalemler altında tam olarak ne kadar miktar tahsil edildiğinin de açık olmadığını ileri sürerek bu nedenle geriye doğru 10 yıllık hesap hareketleri üzerinden tüm masrafların tespit edilmesini talep ettiklerini, bir hukuki dayanağı olmadan müvekkilinden komisyon, tahsis ücreti, dosya masrafı, hesap işletim ücreti, ekspertiz ücreti, yapılandırma komisyonu, komisyon tahsilatı, teminat komisyonları vs gibi isimler altında tahsil edilen geriye dönük 10 yıllık masrafların tespit edilmesini ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000.-TL. sının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle müvekkiline iadesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiş ve bu talebini 02/02/2016 tarihli dilekçesi ile 43.751,93 TL artırarak 45.751,93 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu kredilerin tüketici kredisi değil, ticari nitelikli krediler olduğunu, yani Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında bir kredi olmadığını, davacı ile müvekkili banka arasında 2007 ve 2011 tarihlerinde genel kredi sözleşmeleri imzalandığını, buna istinaden de davacıya nakdi ve gayrı nakdi (teminat mektupları kredileri) kullandırıldığını ve sözleşmelerdeki düzenlemelere ve bankacılık teamüllerine uygun olarak komisyonlar ve kredi kullandırım masraflarının tahsil edildiğini, davacının yeni Borçlar Kanununun genel işlem şartlarına dayandığını, halbuki her türlü işlemin yapıldığı tarihteki hukuk kurallarına tabi olduğu, davacının iddia ettiği bu kesintilerin yeni Borçlar Kanunu yürürlüğünden önce imza edilmiş olan sözleşmelere dayandığından eski kanuna tabi olduğunu, T.C. Merkez Bankasının Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkındaki Tebliğ’in 4. maddesinde faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin serbestçe belirlenmesine cevaz verdiğini, müvekkilinin ayrıca TTK 20. maddesine göre de kullandırdığı krediler nedeniyle ücret, masraf ve komisyon almasının hukuka uygun olduğunu, davacının da tacir olduğunu ve krediyi kullanmadan önce sözleşme şartlarını bildiğinden ihtirazi kayıt ileri sürmediğinden davacı muvafakati ile bunların tahsil edildiğini, buna rağmen iade talebinde bulunulmasının iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu beyanla davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 2014/1449 Esas 2017/144 Karar sayılı 22/02/2017 tarihli “Davanın kabulü ile, 45.751,93 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyen TC Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için uyguladığı avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,..” ilişkin kararı davalı vekilince ” ilk derece mahkemesinin dosyanın ikinci bir bilirkişiye gönderme taleplerini reddettiği, tespitleri hatalı olduğunu düşündükleri tek bilirkişi doğrultusunda karar verildiği, davaya konu kredinin tüketici değil ticari nitelikte bir kredi olduğu, bu ticari nitelikteki krediler nedeniyle imzalanan sözleşmeler ve düzenlemeler ve bankacılık terimlerine uygun olarak komisyonlar ve kredi kullandırma masraflarının tahsil edildiği, yeni BK yürürlüğe girmesinden önceki dönemde sözleşme imza edilmiş olduğundan eski BK’na tabi olunduğu belirtilerek istinaf edilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/352 E – 2017/400 K sayılı 13/07/2017 tarihli kararı ile, “…Genel kredi sözleşmesi, banka kayıtları ve bilirkişi raporu incelendiğinde; davalı bankaca davaya konu komisyon kesintilerinin ne için yapıldığı açıklanmamıştır. Bu belgelerden erken kapama komisyonunun alındığına ilişkin herhangi bir açıklama da görülmemiştir. Yapılan bilirkişi incelemesinde; komisyonların hangi sebeple alındığı belirlenememiştir. Ancak komisyon ödemelerinin yıllar içinde küçük miktarlı ancak düzenli olarak yapıldığı, bir kısım ekstrelerde belgelerde davacı şirket lehine verilmiş teminat mektuplarından bahsedildiği görülmüştür. Davalı banka şubesinden komisyon ödemelerinin kredi numaraları belirtilmek suretiyle teminat mektupları komisyonu olup olmadığı hususu belirlenmek üzere bilgi istenilmesi; sonuç alınamaması halinde kredi kullandıran banka şubesinde yapılacak inceleme neticesinde yapılan komisyon ödemelerinin neye ilişkin olduğunun belirlenmesi; belirlendikten sonra gayrinakdi kredi kullandırılması kapsamında bulunan teminat mektup komisyonlarının iadesinin istenip istenemeyeceği, ayrıca her iki sözleşmenin TBK’nun yürürlük tarihinden evvel imzalanmış olduğu gözetilerek genel işlem koşulları incelenmesine tabi tutulup tutulmayacağının değerlendirilmesi gerekmektedir…” gerekçesi ile kaldırılmıştır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 13/07/2017 tarihli kararında belirtildiği üzere komisyon ödemelerinin kredi numaralan belirtilmek suretiyle teminat mektupları komisyonu olup olmadığı hususu belirlenmek üzere bilgi istenmiş, sonuç alınamaması üzerine davalı banka kayıtları üzerinde davalı banka genel müdürlüğünde inceleme yetkisi verilerek BAM kararı doğrultusunda bankacı Ahmet Varol’dan bilirkişi raporu aldırılmış, bilirkişi tarafından mahkememize sunulan raporda özetle; Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin sunulduğu, sözleşme şartlarına göre davalı bankanın davacıdan masraf ve komisyon hakkının bulunduğu, davalı banka tarafından müşterilerinden alınacak masraf ve komisyonlarının TCMB na bildirme zorunluluğu getirildiği, bu yasal zorunluluk çerçevesinde davalı banka tarafından müşterilerden alınacak masraf ve komisyonlarının TCMB’na bildirimde bulunulduğuna ilişkin tebliğin dosya içeriğinde bulunmadığı, banka kayıtlarının delil olması nedeniyle davalı bankanın davacıya kullandırmış olduğu BCH kredilerinden, 30.03.2010 tarihinde 220.47 TL 10.05.2010 tarihinde 53.55 TL komisyon olmak üzere toplam 274.02 TL kredi komisyonu tahsil edildiği ve bu tahsilatın da makul olduğu, 45.751.93 TL lık masraf kalemlerinin 274.02 TL’si haricindeki alınan komisyon ücretlerinin teminat mektubu komisyonları olduğu davalı banka tarafından bildirildiğinden davacının talebinin yerinde olmadığı, toplam 32 adet adet 334.953,5 TL tutarlı teminat mektubu kullandırımı yapıldığı, çıkışı yapılan mektuplar ve çıkış tarihleri ile devam eden aktif teminat mektuplarının defter kayıtları sunulmuş olup, verilen mektupların görüntülerinin gönderilemediği, dolayısıyla davacının talebinin yerinde olmadığı, mahkemece davacının talebinin kabul edilmesi halinde ise takip tarihinden itibaren 274.02 TL anapara ve avans faizinin davalıdan istenebileceği beyan edilmiştir. Bilirkişi raporu, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve denetime elverişlidir.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası ile yapılan yazışma sonucu, TCMB tarafından davalı bankanın TCMB’na bildirdiği komisyon oranı ve tutarları mahkememize gönderilmiş, daha sağlıklı olacağı değerlendirildiğinden davalı bankadan da bilgi istenmesi belirtilmiştir. Mahkememizce …ye yazı yazılmış, istenen bilgiler sunulamamıştır. Bu hali ile ve davacı vekilinin ” Hesap hareketlerine ilişkin belgeler sunulmadığından hesapta görünen hareketlerin fıktif olup olmadığının belli olmadığı, bu nedenle kanıt olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, teminat mektubu için yıllık, üç aylık veya aylık komisyon oranlarının neler olduğunun, her bir mektubun için verildiği tarihin ne olduğunun, iade tarihinin ne olduğunun, bu iki tarih arasında kaç devre komisyon tahakkuk ettirildiğinin, mektup geçerlilik döneminde uygulandığı ifade edilen komisyon oranı ile fiilen şirket hesabından tahsil edilen tutarların birbiri ile örtüşüp örtüşmediğinin belli olmadığı ” yönündeki itirazlarının da incelenmesi ile ek rapor düzenlenmesi için dosya aynı bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi trafından, komisyonların hangi sebeple alındığının belirlenemediği, ancak komisyon ödemelerinin yıllar içinde küçük miktarlı ancak düzenli olarak yapıldığı, bir kısım ekstrelerde belgelerde davacı şirket lehine verilmiş teminat mektuplarından bahsedildiğinin görüldüğü, davalı banka şubesinden komisyon ödemelerinin kredi numaralan belirtilmek suretiyle teminat mektupları komisyonu olup olmadığı hususu belirlenmek üzere bilgi istenmesi gerektiği, davalı bankanın … şubesi tarafından 2009 yılından 20.10.2014 dava tarihine kadar meri olan ve çıkışı yapılan bütün mektupların okunur şekilde birer fotokopisinin sunulması gerektiği beyan edilmiştir. Davalı banka vekili tarafından davalı bankanın … Şubesinin kapatılması, Iğdır’a devredilmesi, genel müdürlükte de bulunmaması nedeni ile eski tarihli teminat mektuplarına ve görüntülerine ulaşılamadığı bildirilmiştir.
Bankalar, Türk Ticaret Kanunu amir hükümlerine göre ticari işletme olup, amaçları ticari faaliyetlerde bulunmak suretiyle gelir elde etmektir. 6102 sayılı TTK’nın 20. maddesinde, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacirin uygun bir ücret isteyebileceği hükmü yer almaktadır, Rekabet Kurulunun 01.08.2002 tarih ve 02-46/563-229 sayılı gerekçeli kararında da ” .. her bankanın bankacılık hizmet bedellerini serbest piyasa koşullarında kendilerinin serbestçe tayin edebilecekleri” ifadelerine yer verilmiştir. Somut olayda, uyuşmazlık, davacının davalı bankadan kullandığı ticari kredilerden alınan masraf ve komisyonların davacıya iadesinin gerekip gerekmediğidir.
Davalı bankanın davacıdan masraf ve komisyon alabilmesi için taraflar arasında imzalanan sözleşmede masraf ve komisyon alınacağının kararlaştırılmış olması gerektiği Yargıtay içtihatlarında vurgulanmıştır (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin 20.10.2014 tarih ve 2014/8733 E., 2014/16023 K. sayılı ilamı). Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin, Faiz, Komisyon, Vergi, Fon ve Masraflar, Valör, Temerrüt Faizi ve Erken Ödeme/Temdit Komisyonu, Hesap Özetleri başlıklı 7.maddesinin ” Uygulanacak Faiz ve Komisyon Oranları: Bu sözleşmeye dayanarak Müşteri’ye açılacak bütün kredilerden dolayı (özel hükümler hariç), hesapların açılmalarından tamamen ödenme ve tasfiyelere kadar aralıksız devam etmek üzere Banka lehine faiz işleyecektir. Banka, kredilerin devamı esnasında uygulanmakta olan faiz oranlarını, herhangi bir ihbar ve ihtara gerek görmeksizin dilediği zaman tek taraflı olarak artırmaya yetkilidir. Faiz yanı sıra, resmi mercilerce belirlenen oranlarda Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi, Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu ile yetkili mercilerce kullandırılan ve kullandırılacak kredilerle ilgili olarak getirilecek diğer yükümlülükler veya Banka’ca belirlenecek komisyonlar Müşteri tarafından ödenecektir.” hükmündedir.
2006/11188 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile düzenlenmesi TCMB’na bırakılan hususlara ilişkin olarak TCMB 9.12.2006 tarih, 26371 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesaplan Kâr ve Zarara Katılma Oranları ile Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında 2006/1 sayılı Tebliği” nin “Kredi Faiz Oranları ve Sağlanacak Diğer Menfaatler” başlıklı 4 üncü maddesinde bankalarca, reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak âzami faiz oranlan ile faiz dışındaki diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve azami sınırlarının serbestçe belirleneceği düzenlenmiştir. Düzenleme kapsamında davalı banka tarafından kredi işlemlerinde sağlanacak faiz dışındaki diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların, TCMB’na bildirdiğine ilişkin tebliğ sunulamakla birlikte, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin “Banka Defter ve Kayıtlarının Delil Olacağı” başlıklı 40.maddesi,”Müşreri, banka ile arasında çıkacak her türlü anlaşmazlıklarda banka defter, belge ve kayıtlarını delil olarak kabul ettiğini, bunlara itiraz etmeyeceğini kabul eder.” hükmünü içermektedir. Bu çerçevede, davalı bankanın davacıya kullandırmış olduğu BCH kredilerinden, 30.03.2010 tarihinde 220.47 TL, 10.05.2010 tarihinde 53.55 TL komisyon olmak üzere toplam 274.02 TL kredi komisyonu tahsil edildiği ve bu tahsilatın da makul olduğu kabul edilmiştir.
Davacı tarafından yapılmış olan masraf kalemlerinin 274.02 TL’si haricindeki alınan komisyon ücretlerinin teminat mektubu komisyonları olduğu davalı banka tarafından bildirilmiş ve toplam 32 adet adet 334.953,5 TL tutarlı teminat mektubu kullandırımı yapıldığına ilişkin çıkışı yapılan mektuplar ve çıkış tarihleri ile devam eden aktif teminat mektuplarının defter kayıtları sunulmuş olup verilen mektupların görüntüleri gönderilemese de taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin 33.15/33.16/33.17 ve 33.18 maddelerine göre davalı bankanın müşterilerine kullandırdığı gayri nakdi kredilerden teminat mektubu komisyonu alma yetkisinin bulunduğu anlaşılmış, her iki sözleşmenin TBK’nun yürürlük tarihinden evvel imzalanmış olduğu gözetilerek genel işlem koşulları incelenmesine tabi tutulmayacağı değerlendirilerek davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın reddine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 59,30 TL ilam harcının peşin yatırılan 34,20 TL harçtan ve 747,17 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 722,07 TL harcın davacıya iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 6.747,75 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan 700,00 TL bilirkişi ücreti, 166,00 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 866,00 TL yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır