Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/661 E. 2018/792 K. 18.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/661 Esas
KARAR NO : 2018/792

DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 21/07/2017
KARAR TARİHİ : 18/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin yeni bir işyeri olarak 23.02.2015 tarihinde açılmış olup faaliyetlerine başladığını, davalının … 32. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile …, .., …, …, … Spor Faaliyetleri ve Medur Gıda Ltd. Şti’ ye icra takibi başlattğını, bu icra takibinde müvekkili şirketin borçlu olarak gösterilmediği gibi müvekkili şirketin davalı şirkete herhangi bir borcu da bulunmadığını, davalı tarafın … 32. İcra Müdürlüğünden almış olduğu talimat ile müvekkilin … şubesine … İcra Müdürlüğü’nün … tal. dosyası ile borçlulardan …’in sahibi olduğu işletme olarak öngördüğü müvekkilinin işyerine hacze geldiğini, hacze gelinen işyerinde …’in kiracı olarak bulunmakta olup müvekkilinin bu işyerini mal sahibinin de onayını alarak kiraladığını ve bu işyerinde kendi şirket faaliyetlerine başladığını, müvekkilinin ne …’in alacağını ne de borçlarını bilebilecek konumda olduğunu, ayrıca bu konuda bir iddiada bulunulması ve müvekkilinin işyerinde haciz yapılabilmesi için tasarrufun iptali davası açılmasının ve bu davanın sonucuna göre işlem yapılması gerekmekte iken her nasılsa davalı şirketin müvekkilinin şirketinde bulunan mallar üzerinde haciz tatbik ettirerek muhafaza altına aldığını, müvekkilinin … şubesinde yapılan bu haksız haciz sebebiyle büyük zarara uğradığını, ancak şirketin itibarının zedelenmemesi açısından 3. şahıs sıfatıyla takip tutarını ödenmek zorunda kaldığını, bu nedenlerle … 32. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takibi dosyasına borçlu bulunmadıkları halde 3. şahıs sıfatıyla haciz tehdidi altında ödemek durumunda kalınan 120.000.-TL’nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsil ve istirdadı ile müvekkiline ödenmesine, % 20 ‘den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretininin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Davanın esastan reddinin gerektiğini ayrıca, davacının dilekçesinde haciz işlemini şikayet ettiğini, davacının taleplerinin borçlu şirket ile aralarında bir organik bağ bulunmadığının tespiti ve ödenen paranın istirdatı olduğunu, dava dilekçesi içeriğinde haciz ve muhafaza işlemlerinin şikayet edildiğini, mahcuzlar üzerinde mülkiyet iddiasında bulunulduğunu, tüm bu iddiaların istihkak davasının konusunu oluşturan sebepler olduğunu, İİK 97/9. maddesi gereği istihkak davaları icra mahkemesinde genel hükümlere göre basit yargılama usulü ile görülmesi gereken davalar olduğunu, Yüksek Mahkeme kararlarında da istihkak davalarının icra mahkemesinde görüleceğinin açık ve net olarak ifade edildiğini, bu konuda Yargıtayca verilmiş emsal kararlar bulunduğunu beyan ederek davanın görev yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunun 3. maddesine göre, bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.
6100 Sayılı HMK.nın 2 maddesine göre, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının adresinde yapılan haciz ve muhafaza işlemleri nedeniyle davacının borçlu olarak gösterilmediği icra takibine konu borcu ödemek zorunda kaldığı iddiasının yerinde olup olmadığı, ödediği miktarın davalı tarafından davacıya iadesi gerekip gerekmediği hususlarında olup davanın malvarlığına yönelik olduğu, genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, 6102 Sayılı TTK 4 ve 5 maddelerinde düzenlenen ticari davalardan olmadığı, 6100 Sayılı HMK 2 maddesine göre Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanına girdiği, mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmış, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddesine göre davanın görev nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın görev nedeni ile reddine, HMK 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesinin ardından iki haftalık yasal süresi içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin esas hüküm ile birlikte görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/06/2018

Katip …

Hakim …