Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/640 E. 2018/991 K. 25.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/640 Esas
KARAR NO : 2018/991

DAVA : Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 14/07/2017
KARAR TARİHİ : 25/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davalı şirkete sigortalı …’un malik ve işleteni olduğu … plakalı aracın 10.03.2017 tarihinde …’e ait … plakalı araca çarparak hasar verdiğini, davalının sigortalısının olayda %100 oranında tam kusurlu olduğunu, ,… plakalı aracın 21.12.2016/2017 vadeli … no.lu ZMMS poliçesiyle davalıya sigortalı olduğunu, davalının hasardan ve değer kaybından sorumlu olduğunu, kazadan sonra hasar tespiti için eksper atandığını ve aracın tamir bedelinin KDV dahil 12.155,94 TL olarak tespit edildiğini, yapılan ekspertize rağmen davalının ödeme yağmadığını, davalının hasarın tamamından sorumlu olduğunu, atanan eksper tarafından değer kaybının da tespit edildiğini, davacının 250,00 TL ekspertiz ücreti ödediğini, sigorta şirketine 15.05.2017 tarihinde başvurulduğunu, ancak ödeme yapılmadığını 25.05.2017 tarihinde temerrüde düştüğünü, Sadık Muhammet’in alacağını B.K. Maddesine göre davacı şirkete temlik ettiğini belirtmiş ve şimdilik 300 TL hasar, 100 TL değer kaybı ve 250 TL eksper ücretinin davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; … plakalı aracın 3.800 TL hasarının araç malikine 02.05.2017 tarihinde ödendiğini, bu nedenle haksız davanın reddinin gerektiğini, davacının aktif husumet ehliyetinin olduğunu ispat etmesinin gerektiğini, temlik sözleşmesinin geçerli bir nedeninin bulunmasının gerektiğini, alacağın devrinin nedene bağlı olması gerektiğini, temlik dolayısıyla aktif ehliyetinin, aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, hukuka uygun esas ve şekil şartları sağlanmış temlikin ispat edilememesi durumunda davacının aktif husumet yokluğundan reddini talep ettiklerini, sürücünün tam kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, davalının sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, hasar halinde hasar gören parçanın onarımı mümkün değilse veya eşdeğeri ile değiştirilme imkanı yoksa yenisiyle değiştirileceğini, buna göre davacı tarafından talep edilen tutarın hangi kıstaslar ile belirlendiğinin, değişen parçaların piyasa rayiçlerine uygun olup olmadığının belli olmadığını fahiş olarak belirlenen hasar miktarını kabul etmediklerini, ekspertiz raporunun kendilerine tebliğ edilmediğini, davacının talep ettiği ekspertiz ücretini kabul etmediklerini, başvuranın davalı şirkete başvurmadan doğrudan eksper görevlendirdiğini, henüz alacak muaccel olmadan yapılan ekspertiz ücretine ilişkin taleplerin reddini istediklerini, değer kaybının ZMMS poliçesi genel şartları ekinde yer alan esaslara göre belirlenmesi gerektiğini, aracın eski kazalarının Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine sorulması gerektiğini, faiz başlangıcını kabul etmediklerini beyan ve talep etmiştir.
Mahkememizin 26/01/2018 tarihli ara kararı gereğince dosya rapor hazırlanmak üzere kusur-hasar bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 07/02/2018 teslim tarihli raporda özetle;Dava konusu olayda davalı şirkete ZMM sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …’un %100 (Yüzdeyüz) oranında asli ve tamamen kusurlu olduğu, Davacı şirketin talep edebileceği bakiye araç hasarı zararının 684,00 TL olduğu, Davacı şirketin talep edebileceği ekspertiz ücretinin 250,00 TL olduğu, Davacı şirketin talep edebileceği değer kaybı meblağının 1.674,49 TL olduğu, görüş ve kanaatinde bulunmuştur.
Bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalı vekiline HMK 281 madde meşruatlı davetiye ile tebliğ edilmiştir.
Mahkememizin 06/03/2018 tarihli ara kararı gereğince dosya EK rapor hazırlanmak üzere kusur-hasar bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 20/04/2018 teslim tarihli EK raporda özetle;Dosya üzerinde davacı ve davalı vekillerinin itiraz dilekçelerinde belirttiği hususlar yönünden yeniden yapılan incelemede, kök raporda kusur, hasar ve değer kaybı hesaplaması yönünden herhangi bir maddi hataya rastlanmamış olup kök rapordaki görüş ve kanaatinin aynen devam ettiğini yönünde görüş ve kanaatde bulunmuştur.
Bilirkişi ek raporu davacı vekiline ve davalı vekiline HMK 281 madde meşruatlı davetiye ile tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili 19/06/2018 tarihli duruşmada;” Bizim kök rapora karşı itirazlarımız ek raporda değerlendirilmemiştir, yeni bilirkişi talebimizi tekrarlıyoruz, mahkeme aksi kanaatte ise ıslah için süre istiyoruz,”şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin 19/06/2018 tarihli duruşmasının;1 nolu ara kararı gereğince; dosya kapsamı ve bilirkişi rapor muhteviyatı gözetilerek davacı vekilinin başka bilirkişiden yeni rapor alınması talebinin reddine, 2 nolu ara kararı gereğince; Davacı vekiline harçlandırılmış ıslah dilekçesini sunmak üzere 1 haftalık kesin süre verilmesine rağmen Davacı vekilinin süresi dışında 24/09/2018 tarihinde harçlandırılmış ıslah dilekçesi gönderdiği görülmüştür.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN:Davanın maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı değer kaybı ve hasar alacağına yönelik tazminat davası olduğu,
Somut olayın; Dava konusu olaya ilişkin olarak düzenlenen Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre 10.03.2017 günü saat 13.05 sıralarında … İlçesi … Mahallesi … Sokak içinde sürücü … yönetimindeki … plakalı aracıyla park yerinden geri manevrayla anayola çıkış yaptığı sırada düz seyreden sürücü … yönetimindeki … plakalı araca sağ arka çamurluk ve kapı kısımlarından çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir.
Yargılama sırasında alınan kusur bilirkişisinin raporuna göre; Dava konusu olayda davalı şirkete ZMM sigortalı … plakalı aracın sürücüsü … yönetimindeki aracının hızını yol, hava ve trafik şartlarına göre ayarlamamış, meskun mahalde dikkatsiz ve tedbirsiz araç kullanmış, geriye manevra yapmadan önce arkasındaki anayolda seyreden araçlara dikkat etmesi, emniyetle duramayacak kadar yaklaşmış olan davacı aracının geçmesini beklemesi ve bu aracın geçişinden geriye manevrasına başlaması gerekirken bu kurala uymamış, dikkatsiz şekilde geriye giderken anayoldan geçen davacı aracına yandan çarpmıştır. Bu nedenlerle dava konusu olayda davalı şirkete ZMM sigoırtalı aracın sürücüsü … %100 oranında asli ve tamamen kusurlu olduğu, Davacı tarafa ait … plakalı aracın sürücüsü … ile kendi şeridinde normal süratle seyrederken sağındaki park yerinden dikkatsiz şekilde geri manevra yaparak aracına yandan çarpan davalı taraf araç sürücüsüne karşı kazanın oluşunu önlemek bakımından alabileceği herhangi bir tedbir bulunmadığından olayda kendisine atfı kabil bir kusur oranı mevcut olmadığı belirtilmiştir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2002/130-E 2002/4512-K sayılı ilamında “…tamamen onarılmış olsa bile kazaya uğrayan araba, tahribatın izlerini taşıyacağından onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Aracın onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun, kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir…” denilmektedir.
KTK 90. Md. hükmüne göre ; “Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.„ Şeklindeki düzenleme ile trafik kazasından kaynaklanan tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde BK.nun haksız fiile ilişkin hükümlerine atıf yapılmıştır.
6098 TBK 49 ve müteakip maddeleri gereğince meydana gelen kaza sebebiyle zarar görenin mal varlığında meydana gelen eksilme zararlarını isteyebileceği gibi, dolaylı olarak uğradığı zararlar da zarar verenden istenebilecektir. Bu çerçevede bakıldığında, değer kaybı zararı, davacının mal varlığında meydana gelen bir zarar kapsamındadır. Zira, araç tamamen onarılmış olsa dahi, teknolojinin gelişmesi sebebiyle, parça değişimi yapılmamış olsa dahi, araçların kaza geçirdiği, kaportanın onarım ve boya gördüğü konuları kolaylıkla tespit edilebilmekte bu da aracın kaza geçirmesi sebebiyle kazanın şekline göre değişen oranlarda bir kısım değerinden kaybetmesine sebebiyet vermektedir. Dolayısıyla, değer kaybı araçla doğrudan ilişkili olup, zarar görenin gerçek zararını ifade etmektedir.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 2002/7795E. ve 2003/5255 K. sayılı kararında;”…borcun bizzat borçlu tarafından ifasında alacaklının menfaati olmadıkça borçlu borcunu şahsen ifaya mecbur değildir. Borç üçüncü bir şahıs tarafından borçlunun bilgisi dışında tediye edilebilir. BK md: 162 ‘ye göre alacaklı üçüncü şahıs ile yapacağı yazılı bir sözleşme ile bu maddedeki ayrıntılı durumlar dışında alacağını borçlunun rızasını aramaksızın üçüncü şahsa temlik edebilir ’
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/11-1602 E., 2013/712 K. sayılı kararında; “Alacağın temlikinin söz konusu olabilmesi için, evvelemirde temlik edilecek bir alacağın mevcut olması gerekir. Kural olarak, bütün alacaklar temlik edilebilir. Böylece halen iktisap edilmiş (kazanılmış) bir alacak kadar ileride iktisap olunacak bir alacak da keza muaccel bir alacak kadar bir vadeye veya şarta bağlanmış olan alacaklar da temlik olunabilir şeklinde belirtildiği üzere alacağın temlik ediliş şekli, içeriği karşısında yasaya ve içtihatlara aykırı bir durum bulunmamaktadır. Zira; temlik esnasında henüz sigorta tazminatı kesin olmayan yazılı şekil şartına uyarak yapılan temliğin geçerli olduğu kanaatine varılmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 19.10.2015 tarih, 2015/2163 E., 2015/10755 K. sayılı ilamı ile; “Araçta meydana gelen değer kaybı, aracın kaza tarihindeki hasarsız 2.el piyasa değeri ile hasarı onarıldıktan sonraki 2.el piyasa rayici arasındaki farktır. Eksik inceleme ile hükme elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece, konusunda uzman kişilerden seçilecek bilirkişi kurulundan, tüm dosya kapsamına göre davaya konu kaza sebebiyle davacı tarafa ait araçta meydana gelen değer kaybının hesaplanması, (aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, km’si vs göre piyasa rayici belirlenerek) araçtaki hasarın giderilmesi için makul onarım süresinin ve bu süre içinde emsal nitelikteki bir aracın (davacı tarafından kaza olmasaydı dahi yapılması gereken yakıt vs gibi zorunlu giderler indirildikten sonra) davacının yaptığı iş, araca olan ihtiyaç durumu, kiralama ücretinin tespiti hususlarında dosyada bulunan bilirkişi raporunun da irdelenip değerlendirildiği ayrıntılı, açıklamalı ve denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi hüküm kurulması doğru görülmemiştir. ”
Buna göre; sigorta şirketi değer kaybından sigortalısının/sürücünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde sorumlu olabilecektir.
Ekspertiz ücreti yönünden ise; TTK m. 1426 / 1 ; “ Sigortacı, sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar tarafından, rizikonun, tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile, ödemek zorundadır. ” delaleti ve T C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’nın 16199 sayı ve 05.10.2012 tarihli sektör duyurusu uyarınca ekspertiz ücretinin makul giderlerden olduğu konusu netlik kazanmıştır.
Mahkememizin 26/01/2018 tarihli ara kararı gereğince dosya rapor hazırlanmak üzere kusur-hasar bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 07/02/2018 teslim tarihli raporda özetle;Dava konusu olayda davalı şirkete ZMM sigortalı 34 ND 6870 plakalı aracın sürücüsü …’un %100 (Yüzdeyüz) oranında asli ve tamamen kusurlu olduğu, Davacı şirketin talep edebileceği bakiye araç hasarı zararının 684,00 TL olduğu, Davacı şirketin talep edebileceği ekspertiz ücretinin 250,00 TL olduğu, Davacı şirketin talep edebileceği değer kaybı meblağının 1.674,49 TL olduğu, görüş ve kanaatinde bulunmuştur.
Mahkememizin 06/03/2018 tarihli ara kararı gereğince dosya EK rapor hazırlanmak üzere kusur-hasar bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 20/04/2018 teslim tarihli EK raporda özetle;Dosya üzerinde davacı ve davalı vekillerinin itiraz dilekçelerinde belirttiği hususlar yönünden yeniden yapılan incelemede, kök raporda kusur, hasar ve değer kaybı hesaplaması yönünden herhangi bir maddi hataya rastlanmamış olup kök rapordaki görüş ve kanaatinin aynen devam ettiğini yönünde görüş ve kanaatde bulunmuştur.
Bilirkişi raporu tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi raporu mahkememizce yeterli görülüp itibar edildiği,Dava konusu olayda davalı şirkete ZMM sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …’un %100 (Yüzdeyüz) oranında asli ve tamamen kusurlu olduğu, Davacı şirketin talep edebileceği bakiye araç hasarı zararının 684,00 TL olduğu, Davacı şirketin talep edebileceği değer kaybı meblağının 1.674,49 TL olduğu ancak Mahkememizin 19/06/2018 tarihli duruşmasının;1 nolu ara kararı gereğince; dosya kapsamı ve bilirkişi rapor muhteviyatı gözetilerek davacı vekilinin başka bilirkişiden yeni rapor alınması talebinin reddine, 2 nolu ara kararı gereğince; Davacı vekiline harçlandırılmış ıslah dilekçesini sunmak üzere 1 haftalık kesin süre verilmesine rağmen Davacı vekilinin süresi dışında 24/09/2018 tarihinde harçlandırılmış ıslah dilekçesi gönderdiği anlaşılmakla; Davanın kısmen kabulüne, 684,00 TL hasar tazminatı ve 100,00 TL değer kaybı tazminatı olmak üzere toplam 784,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı vekili süresinde ıslah dilekçesini ibraz etmediğinden ıslah edilen fazlaya ilişkin talebinin reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın kısmen kabulüne, 684,00 TL hasar tazminatı ve 100,00 TL değer kaybı tazminatı olmak üzere toplam 784,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 53,55 TL harcın peşin alınan 58,40 TL ( Peşin Harç + Islah Harcı ) harçtan mahsubu ile bakiye 4,85 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40 TL peşin harç masrafının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar yönünden hesaplanan ( AAÜT. 13/2 maddesi gereği ) 784,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
5-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ret edilen miktar yönünden hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacının yapmış olduğu toplam 1.130,60 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 178,18 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,geri kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı.25/09/2018

Katip

Hakim …

MASRAF BEYANI
35,90 TL Harç Masrafı
700,00 TL Bilirkişi Ücreti
250,00 TL Eksper Ücreti
144,70 TL tebligat ve müzekkere gideri
TOPLAM : 1.130,60 TL

844070
880,6