Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/590 E. 2019/621 K. 01.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/590 Esas
KARAR NO : 2019/621

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/06/2017
KARAR TARİHİ : 01/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketi nezdinde ticari paket sigorta poliçesi ile sigortalı …’a ait servis kutu ve borularının davalılar tarafından hasara uğratıldığını ve bu sebeple sigortalılarına 27/01/2016 tarihinde 137,44 USD hasar tazminatı ödediklerini, müvekkili şirketin davalılara göndermiş olduğu rücuen tazminat taleplerine olumsuz yanıt verildiğini ileri sürerek fazlaya dair haklarını saklı tutarak 27/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte 137,44 USD’nin davalılardan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Davanın ancak 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 2 ve 13. maddeleri gereği görevli idare mahkemesinde görülmesi gerektiğini, ayrıca husumet, zamanaşımı ve süre yönünden itirazlarının bulunduğunu, esas ilişkin olarak ise; zararla müvekkili arasında bir illiyet bağı bulunmadığını, bu nedenlerle davanın öncelike usulden reddine, bu talebin kabul görmemesi halinde ise esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili davaya cevap dilekçesinde özetle;
Dava konusu hasara ilişkin olarak müvekkili şirkete herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, tek taraflı olarak düzenlenmiş tutanağın, müvekkili şirkete herhangi bir bilgi verilmeden direk icraya konulduğunu, tek taraflı tutanak haksız olduğundan itirazlarının olduğunu, diğer yandan hasarın gerçekleşip gerçekleşmediğinin bile belli olmadığını, müvekkilinin iş ortamında ve çevresinde en üst koruma önlemi alarak çalışmakta olduğunu, herhangi bir koruması bulunmayan hatların en ufak dış faktörün etkisi ile zarar görmesi kaçınılmaz ise de müvekkilce verilen herhangi bir zarar, hasar bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’e usulüne uygun tebligat yapıldığı halde bu davalı tarafından davaya cevap dilekçesi verilmemiştir.
Davacı tarafından açılan dava, sigorta şirketi tarafından açılan rücuen maddi tazminat tazminat davasıdır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/I-a maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 22.3.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında belirtildiği üzere, “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusu olup dava konusu uyuşmazlığı çözme görevinin Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğu, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığından görev nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın görev nedeni ile reddine, HMK 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesinin ardından iki haftalık yasal süresi içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin esas hüküm ile birlikte görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.01/07/2019

Katip

Hakim