Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/58 E. 2019/913 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/58
KARAR NO : 2019/913

DAVA : ALACAK (Hisse Devir Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/01/2017
KARAR TARİHİ : 17/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak Davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin 2008 yılı itibariyle … nin lisans sahibi … A.Ş. hisselerinin %99,9 oranında hissedarı olduğunu, 08/07/2004 tarihinde kurulan … A.Ş’ye ait … ünvanlı TV. Kanalının kuruluşu, yönetimi, yayın politikası, çalışanları kanalın A’dan Z’ye tüm organizasyonunu müvekkillerinden gazeteci …’ ın yaptığını ancak şirkette resmi olarak hissedar görünmediğini, hissedarlar içinde ekonomik olarak değeri bulunan şirket televizyon kanalının yayın izni sahibi ve işleteni olan … Tv A.Ş. olduğunu, bu şirket … Ltd. Şti. ve … Tic. A.Ş.’ nin de büyük hissedarı olduğunu, … A.Ş. … ünvanlı televizyonunu kurduğunu, bu kanalın yayıncılıktaki başarısı ve kamuoyundaki bilinirliği vb nedenlerle bu televizyon kanalının hak sahibi ve işleteni … Tv A.Ş.’ nin 2008 yılı nisan ayı itibariyle piyasa değerinin asgari 100.000.000 USD olduğunu, müvekkillerinin %99,9 oranında hissedarı olduğu şirkete ait … ‘nin Fetullah Terör Örgütünün ve faaliyetlerinin deşifre etmiş, geçmişte örgütün üst düzeyinde görev alanları yayına çıkarttığını, bu yayınların büyük yankı uyandırdığını, … yi ele geçirmeye karar veren davalı şirketin hissedarı … ve yöneticisi bulunduğu FETO, müvekkillere, şirketlerine ve Tv kanalına karşı organize ve sistematik olarak suç işleyerek müvekkillerin irade serbestisini tümüyle ortadan kaldırdıklarını, Feto kontrolündeki davalı şirket ve yetkilisi olanlar suç işlemek amacı ile örgüt kurmak ve yönetmek, örgüte üye olmak, Feto kapsamında faaliyet göstermek, yağma, nitelikli dolandırıcılık, resmi evrakta sahtecilik, görevi kötüye kullanma, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak, konut dokunulmazlığını ihlal, haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arası konuşmaların dinlenmesi, kayda alınması, tehdit, şantaj, iftira ve suç uydurma vd. Suçları işlemiş ve bu yollarla müvekkillerinin sözleşme özgürlüğü iradesi tümüyle ortadan kaldırıldığını, yasa dışı incelemeler ile müvekkili şirketlere 2008 yılı itibariyle 12.000.000.TL. vergi ve ceza kesildiğini, kanala reklam verenler ise korkutularak caydırıldığını, gelir kaynakları tıkanan müvekkillerinin kanalı gerçek piyasa değerinde satmak istediklerini ancak kanalı almak isteyen şirketlerin ise Feto mensubu davalı şirket yetkililerince caydırıldığını, müvekkillerinin ise kanalı gerçek değerinin üçte birinden bile ucuza devir etmek mecburiyetinde kaldığını ve 70.000.000 USD zararına sattıklarını, 12/05/2008 tarihli sözleşme ile devir bedelinin 5.000.000,USD nin ödenmesi de şarta bağlandığını, sözleşmede öngörülen şart ile amaçlanan hususun ise o tarihte geçerli yasaya göre geçici yayın izni alınması ve bu sayede o tarihte ne zaman yapılacağı bilinmeyen sıralama ihalesine katılmak için yeterlilik belgesi alınması olduğunu, yaptıkları yasa dışı dinlemeler ile öğrendikleri diğer alıcılara kanalı sorunlu olarak gösterip almaktan vazgeçirmeleri, yaptıkları vergi, …, … denetimleri ile uygulandıkları büyük cezalar, gizli dinlemelerle, tespit ettikleri reklam verenleri tehdit ederek kaçırmaları nedeniyle müvekkillerini çıkmaz duruma düşüren davalı yetkilisi …’in fiyatı indirmeyi, müvekkillerinin satış bedelinden 2.500.000.USD yi komisyon olarak 2 kişiye ödemesini de yeterli bulmayarak 25 milyon USD yi hemen ödeyip kalan 5 milyon USD yi ise RTÜK ile olan geçici ulusal yayın sorunu çözülünce ödeyeceğini beyan ettiğini, böylece devir bedelinden vergi, SGK pirimleri, çalışanların alacakları ve piyasa borçlarına ancak yetecek miktarı ödeyerek kalan 5 milyon USD nin ödenmesi ile ilgili şartın ise ulusal geçici yayın izni bulunan kanalın devam eden davalarının satıcılar tarafından takip edilerek lehe sonuçlanmasının sağlanması akabinde alıcılar tarafından ödeneceğinin belirlendiğini, alıcıların temerrüt halinde tüm zararlarının karşılanacağının sözleşmede belirlendiğini, 12/05/2008 tarihli pay satım ve devir sözleşmesinde yazılı şartın gerçekleştiğini, RTÜK 3984 sayılı yasa döneminde hisselerini devreden müvekkilleri döneminde açılan idari davaya istinaden kanalın geçici ulusal yayın izni verildiğini bu nedenle sıralama ihalesine katılma hakkının da temin edildiğini, devir sırasında derdest olan idari dava devam ederken 6122 sayılı yeni yasanın çıktığını, kanalın elde ettiği geçici izin hakları yeni yasa ile de müktesep hak olarak korunduğunu, kanalın geçici yayın izni alındığı ve devralanların FETO kapsamındaki faaliyetleri nedeniyle kanalın kapatıldığı, tarihe kadar yayın yaptığını, bu hususu RTÜK yazıları ve YSK yazılarının kanıtladığını, ayrıca şartın gerçekleştiği hususunun davalı şirketin ticari defterleri ile de sabit olduğunu, elde edilen sıralama ihalesine katılma hakkının ortadan kalkması ve şirketin kapatılarak sicil kaydının terkinin müvekkilleri ile bir ilgisinin bulunmadığını beyan ederek müvekkillerinin … A.Ş. … Tic Ltd Şti ve … Tic A.Ş.’ deki hisselerinin davalıya devrine ilişkin bakiye alacağının ödenmesine ilişkin şart gerçekleştiğinden, fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 300.000,00 USD’nin kamu bankalarınca 1 yıl ve daha uzun vadeli USD mevduatına verilen yıllık %6 ve artan oranındaki USD. Faizi yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı Vekili Davasında:
Dava Dilekçesini tekrar ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı Vekili Davasında:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete hakkında yürütülen soruşturmalar nedeniyle … bünyesinde bulunan 22 şirkete kayyum atandığını ve daha sonraki süreçte … tarafından şirkete yönetim kurulu belirlendiğini ve şirketin ticari faaliyetlerine devam ettiğini, davaya konusu sözleşmede satıcıların …, …, …, … ve … olduğunu alıcının ise …Tic AŞ , …, …, … ve … olduğunu, 12/05/2008 tarihli sözleşme ile … Hiz. A.Ş, … Ltd Şti, … Tic Ltd Şti, … AŞ ‘nin şirketlerinin pay satımları ve devrinin yapıldığını, sözleşmenin 7.2. Maddesinin b bendine göre bakiye 5.000.000,00 USD nin satıcılar tarafından halihazırda bulunan mahkeme kararıyla ulusal geçici yayın izni bulunan … kanalının ulusal karasal geçici yayın iznine ilişkin olarak Danıştay ve İdari Mahkemeleri nezdinde devam eden davaların satıcılar tarafından takip edilerek lehe sonuçlanmasının sağlanması akabinde alacılar tarafından ilk bildirimde satıcılara ödeneceğinin belirlendiğini, sözleşmede bahsi geçen davanın bozma öncesi 2007/580 olan … 9.İdare Mahkemesinin … sayılı dosyası olduğunu bu davanın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu incelemesinden de geçerek sözleşmeye konu yayın hakkı sahibi şirket olan … Hiz AŞ aleyhine sonuçlandığını ve … nin söz konusu davayla elde ettiği ulusal karasal yayın hakkının ortadan kalktığını ve tarafların kararlaştırdıkları taliki şartın tahakkuk etmediğini, taraflar arasındaki bu 5 milyon USD tutarın alacak borç ilişkisinin … 9.İdare Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının lehe sonuçlanması şartına bağlı olduğu hususunun da bir kesin hüküm ile sabit olduğunu, söz konusu satış işleminden sonra 06/02/2009 tarihinde RTÜK’ e yeni bir başvurunun yapıldığını ve Ulusal Televizyon olma taleplerinin değerlendirilerek bu çerçevede frekans tahsis edilmesi ve ulusal-karasal TV yayını lisans tipine uygun olarak yeni yerleşim yerlerine yönelik verici tesisine izin verilmesinin talep edildiği, ve sonuç olarak … nin geçici ulusal karasal yayın hakkını kazandığını, usule ilişkin itirazlarının ise, davacıların dava dilekçesinde satış bedelinden bakiye 5.000.000 USD olduğunu beyan etmelerine rağmen davayı 300.000 USD üzerinden kısmi olarak açmaları samimi olmadıklarının göstergesi olduğunu, ayrıca davacılardan …’ın iş bu davada taraf ehliyeti olmadığını, …’ın davaya dayanak sözleşmenin tarafı olmadığını, hiçbir resmi evrakta ismi olmadığını bu nedenle … yönünden dava şartı noksanlığından reddine karar verilmesi gerektiğini, diğer davası …’ın ise iş bu davaya tek başına açmaya yetkili olmadığını satış sözleşmesi taraflarının mecburi dava arkadaşlığı bulunduğunu, davacılardan …’ın daha önceden … 12.ATM nin … sayılı dava dosyası ile aynı sözleşmenin aynı maddesine dayanarak aynı taleple açtığı dava red olunarak kesinleştiğini, ayrıca davayı kabul anlamına gelmemekle beraber davacıların taleplerinin zamanaşımına uğradığını, esasa ilişkin beyanlarında ise davacıların satış sözleşmesi gereği yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, sözleşmenin 7.2. B maddesine göre 5.000.000 USD nin ödenmesinin davaların satıcılar tarafından takip edilmesi ve davaların lehe sonuçlanması şartı olduğunu , söz konusu dava satıcılar tarafından takip edilmediğini ve davanın aleyhe sonuçlandığını, davacıların ulusal yayın hakkının kazanılmasına ilişkin atıfta bulundukları … 3.İdare Mahkemesi dosyasının davacıların ikame ettiği 9 İdare mahkemesi davası olmadığı, daha sonraki şirket vekillerinin ikame ettiği 2. İdare mahkemesi dosyasına atıf yapılarak davanın kabulü yönünde sonuçlandığını, yapılan ulusal karasal yayın ihalesi şartlarında hali hazırda geçici ulusal karasal yayın hakkı olması şartı olmadığını, … logolu TV nin 668 sayılı KHK ile kapatıldığında bölgesel karasal yayın yapan bir TV olduğunu ve sonuç olarak da kanalın 668 sayılı KHK ile faaliyetlerinin durdurulduğu ve davacının dolaylı hissedarı olduğu … A.Ş.’ nin ticari sicilden resen terkin edildiğini beyan ederek davacılardan …’ın iş bu davada taraf ehliyetine sahip olmaması nedeniyle bu davacı bakımından HMK 115 maddesinin 2. Fıkrası uarınca davanın dava şartı yokluğu sebebiyle esasa girilmeksizin usulden reddine, ve haksız ve mesnetsiz davanın usulden reddine bu talepleri kabul olmadığı taktirde esastan reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Toplanan Deliller:
Davanın konusunu teşkil eden 12/05/2008 Tarihli ”Pay Satım ve Devir Sözleşmesi ” incelenmiştir.
Davacı tarafça delil olarak ibraz edilen … Cumhuriyet Başsavcılığının … Sayılı soruşturma dosyası, Davacılar tarafın keşide edilmiş, … 19.Noterliğinin … Tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi, … Kurulunun … Tarihli yazısı, Radyo ve Televizyon üst kurulunun kararları, Yüksek seçim Kurulunun … Tarihli kararı, Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Müfettişinin … Tarihli bilgi yazısı, … A.Ş.’ nin Sicil kaydının 670 Sayılı Kanun gereğince 24/08/2016 Tarihinde terkin edildiğine ilişkin Ticaret Sicil Gazetesi örneği, şirketlerin sicil kayıtları, İdare Mahkemesi dosyaları ve sunulan celbi istenen diğer deliller incelenmiştir. Davalı tarafça delil olarak ibraz edilen … 12.Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası , İdare Mahkemelerinin dosyaları, RTÜK İzin ve Tahsisler Dairesi Başkanlığına yazılan müzekkere cevapları incelenmiştir.
Davacı tarafın tanık dinletme talebinin kabulüne karar verilmiş; Davacı tanığı … ” Ben, yeminli mali müşavir olarak çalışmaktayım, davalı şirketin kuruluşundan devrine kadar tüm işlemlerini ben yaptım, kontrol ve denetimlerinde görev aldım, devir aşamasında da hazır bulundum, davalı şirketin durumu 2007 yılına kadar iyi idi, arkasından vergi ve mali anlamda sıkıştırmalar başlanıldı, sık sık şirkette incelemeler yapıldı, reklam verenler nezdinde de sıkca incelemeler yapılınca şirketin gelirleri birdenbire düştü, şirketin yayın politikasından dolayı baskı uygulandığını düşünüyorum, şirket borç ve reklam avansları almaya başladı, davacılar bunun üzerine şirketi satıp daha küçük bir kanal alma zorunda kaldılar, şirketi … ve … grupları ile satmak için görüşmeler yapıldı ancak bu şirketler vazgeçti, bir müdahale sonucu vazgeçilmiş olabilir, en son … isimli şirkete satıldı, büyük hisseyi bu şirket aldı, diğerlerini ise … ve … çalışanları aldı, önce 50.000.000 USD’ye anlaşılmıştı, vergi incelemelerinin sonucu gelince 30.000.000 USD’ye kadar fiyatı indirmek zorunda kaldılar,(davacı vekilinin talebi üzerine soruldu) sözleşme karşı tarafın avukatı tarafından hazırlanmıştır, davacılardan … bey ile …’ya gittik, sözleşmeyi ilk kez orada gördük, sözleşmeyi okuduk, ufak tefek yerlerinde değiştirme imkanımız oldu, dedi. şeklinde DavacıTanığı … ” Davacıları tanırım, Grup Şirket olan …’un sahiplerinden birisiyim, o dönemde şirketin mali işlerine bakıyordum, bu nedenle süreç hakkında bilgiye sahibim, şirket 2004 yılında kuruldu, 2007 yılına kadar durumu gayet iyi idi, 2006 yılının sonunda mali inceleme başladı, bu incelemeler sonrasında tüm reklam gelirlerimiz bir anda kesildi, maddi güçlükler içine düştük, şirketi satmaya çalıştık, … kanalının sahibi ve … ile görüşmeler yapıldı, sonrasında … TV’yi satın alan alman şirketi ile görüşüldü, her üçü ile anlaşmaya varılacağı sırada her üçü de bir anda anlaşmadan vazgeçtiler, bundan sonra koza grubu karşımıza çıktı, 50.000.000 USD için anlaşıldı, 2 gün sonra maliye rapor yayınladı, … Grubu anlaşmayacağını söyledi, biz çok zor durumda kaldığımız için elektrik ve suyumuz kesilme tehlikesi ile karşı karşıya kalmasından dolayı, … Grubunun borçlar karşılığı şirketi devralma yönnüdeki taleplerini kabul etmek zorunda kaldık, 25.000.000 USD’yi borçlar karşılığı aldık, 5.000.000 USD’yi mahkeme sonuçlanmasına bağlı olarak ödenecekti, anlaşma bu şekilde sonuçlandı ve hisse devirleri yapıldı (davacı vekilinin talebi üzerine soruldu), 5.000.000 USD sonrasında ödenmedi, geçici yayın iznini hisse devri yapılmasından sonra almışlar, ancak biz bunu haricen öğrenebildik, bundan sonra da ödeme yapılmadı ” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizce tarafların iddialarının değerlendirilmesi için Bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş; Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 15/02/2019 Tarihli rapor ile özetle ” …Davacı amaçlanan sonucun gerçekleştiğini ileri sürerek alacağını talep hakkı doğduğunu ileri sürmekte, davalı ise amaçlanan sonuca kendi çalışmaları sonucu ulaşıldığı ve sözleşmede anılan koşulun oluşmadığını ileri sürmektedir. TBK 19 (BK 18). Maddesine göre “sözleşmenin yorumu yapılırken, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır”. Doktrin ve uygulamada yorumun yapılmasında çeşitli yöntemler ileri sürülmekte olup, HMK kurallarına göre hakim hukuki takdirini bu yöntemlerden kabul ettiği bir tanesine göre kullanacaktır. Kanuna göre ortada sehven veya kasten yanlış anlama yoksa sözleşmedeki kelimeler kabul edilebilecektir. Ancak burada dürüstlük kuralı prensiplerine göre makul ve dürüst bir kişinin o kelimeye vereceği anlamın temel alınması gerekmektedir. Burada tarafların temel amaçlarının da hakim tarafından incelenmesi gerekmektedir. Sözleşmenin 7.2 maddesi incelendiğinde taraflar arasında şirket hisse senetlerinin satımı için 30.000.000$ üzerinden anlaşıldığı görülmektedir. Davacının dilekçesinde belirttiği anılan miktarın normal ederin altında olduğu, ancak bu miktarı kabul etmek zorunda bırakıldığına ilişkin iddia ve bilgilerin takdiri mahkemenindir. Anılan bedelin ödenmesi, taraflar arasında belirlenen bazı şartların oluşmasına bağlı olarak kısımlar halinde yapılacaktır. a) Davacının pay devri karşılığında 13.000.000$ ödenecek olup, ödeme konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. b) Hisse devrinden sonra devralınan şirketlerin borçlarının sıfırlanması amacı ile 12.000.000$ ödenecektir. Ödeme konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. c) Davacılar tarafından yayın İznine ilişkin olarak devam ettirilen davaların satıcılar tarafından lehe sonuçlandırılmasından sonra davalılar tarafından 5.000.000$ ödenecektir. Sözleşmenin anılan maddesi incelendiğinde davacıların üstlendikleri bir işlemi olumlu sonuçlandırmaları sonucu kararlaştırılan meblağı talep edebilecekleri belirtilmektedir. Yukarıda belirtildiği üzere davacının davası olumsuz sonuçlanmış, yani (davaların satıcılar tarafından takip edilerek lehe; sonuçlanması) şartı yerine gelmemiştir. Dosya içeriğinde, anılan lisans başvurusuna ilişkin sonuca ulaşılmasında davacının katkısının bulunmadığı sonucuna varılmış ise de, bu konuda kararın HMK 266. Madde gereği mahkemenin olduğu şüphesizdir. Her ne kadar davacı, hukuki sonuça ulaşmada kendi katkısı olmasa da, sonucun oluştuğunu, dolayısıyla alacaklarının doğduğunu ileri sürmekte ise de, sözleşmenin tamamının incelenmesinde, bu sonuca ulaşmanın davacı tarafından üstlenildiği, ancak üstlenilen mükellefiyetin yerine getirilmediği sonucuna varılmış ise de, bu sonuç, bilirkişi heyetinin görüşü olup, nihai karar mercii mahkemedir. Yukarıda kısaca anılan nedenlerle davacının davasına esas aldığı sözleşmenin 7.2.b. maddesindeki mükellefiyeti yerine getirmediğinden talep hakkının doğmadığı doğrultusundaki sonuç, saygılarımızla mahkemenin ; takdirlerine sunulur.” şeklinde görüş bildirdikleri görülmüştür.
Davacı taraf yeni bir heyet vasıtası ile inceleme yapılması talebinde bulunmuş ise de; itirazların değerlendirilmesi için dosyamız önceki Bilirkişi heyetine tevdi edilmiş düzenlenen 19/06/2019 Tarihli ek rapor ile özetle ”.. Harici olarak gerçekleşen yayın izni alma durumunun davacıya kazanılmış bir hak doğurup doğurmayacağının hukuki takdiri mahkemendir. ” şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür.
Delillerin Değerlendirilmesi:
Tüm dosya kapsamı dikkate alınarak; Davacı taraf özetle ; Davanın Tarafları ve dava dışı kişiler arasında … A.Ş. , … Limited Şirketi, … Ticaret limited Şirketi, …Ticaret A.Ş.’nin paylarının satımı konusunda 12/05/2008 Tarihinde Pay Satım ve Devir Sözleşmesi düzenlendiği, Sözleşmenin 7.2/b maddesi uyarınca 5.000.000.USD. ödenmesinin şarta bağlandığı, şart gerçekleşmesine rağmen davalı tarafça ödeme yapılmadığı bu nedenle bu bedelin davalı taraftan tahsilinin gerektiği iddiasına dayandığı görülmüştür. Davalı taraf ise özetle; Sözleşmenin 7.2.b maddesinde belirlenen şart gerçekleşince 5.000.000.-$ lık kısmın ödeneceğinin belirlendiğini, sözleşmenin bu maddesinin davacı tarafından yanlış yorumlandığını, şartın … 9.İdare Mahkemesinin … sayılı dosyasının lehe sonuçlanmasına bağlı olduğunu, ancak dava kaybedildiği için şartın gerçekleşmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında ki uyuşmazlık; 12/05/2008 Tarihinde düzenlenen Pay Satım ve Devir Sözleşmesinin 7.2/b maddesi uyarınca 5.000.000.USD. ödenmesine ilişkin şartın gerçekleşip gerçekleşmediği, davacı tarafın bakiye alacağı talep etme hakkının bulunup bulunmadığına yöneliktir.12/05/2008 Tarihinde düzenlenen Pay Satım ve Devir Sözleşmesinin Satın Alma Bedelinin Ödenmesine ilişkin 7.2/b maddesi aynen ” Bakiye 5.000.000.-$ ise satıcılar tarafından, halihazırda mahkeme kararıyla ulusal geçici yayın İzni bulunan … kanalının ulusal- karasal geçici yayın iznine ilişkin olarak Danıştay ve İdare Mahkemeleri nezdinde (özellikle İdari Dava Daireleri Genel Kurulumda görülecek olan) devam eden davaların satıcılar tarafından takip edilerek lehe sonuçlanmasının sağlanması akabinde alıcılar tarafından ödenecektir. Alacaklıların temerrütü halinde satıcıların tüm zararları karşılanacaktır.” şeklindedir.
Düzenlenen Bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere; Dosyada bulunan ve taraflarca kabul edilen aşamalara göre; … kanalına geçici ulusal yayın izni talebinin reddedilmesi üzerine sözleşmeden önce 18/06/2007 tarihinde … 9.İdare Mahkemesinin 2007/580 Esas sayılı dosyası üzeriden açılmış bulunan iptal davası, mahkemece 24/01/2008 Tarih ve 2007/580 E.- 2008/94 K sayılı ilamı ile kabul edilmiş ve idarenin yayın lisansını engelleyecek hukuki nedene sahip olmadığı belirtilmiştir. Bu karar Danıştay 13. Dairesinin 21.5.2009 tarih ve 2008/2988 E.-2009/5595 K sayılı kararı ile bozulmuştur. … 9. İdare Mahkemesi 19.3.2010 tarih ve … E.-… K sayılı ilamı ile kararında diremiştir. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 30.10.2013 tarih ve 2010/1316 E.-2013/3337 K sayılı ilamı ile Direnme kararını bozmuştur. … 9. İdare Mahkemesi 28.10.2015 tarih ve … E.-… K sayılı ilamı ile davayı reddetmiştir. Ancak yukarıdaki süreç devam ederken sözleşme imzası ve hisse devir tarihinden sonra açılan dava sürecine göre; Ulusal yayın izni talebinin reddedilmesi üzerine 27.5.2009 tarihinde … 2. İdare Mahkemesinde 2009/699 sayı ile açılan davada iptal davası, mahkemece 28.1.2010 tarih ve … E.- … K sayılı ilam ile reddedilmiş ve idarenin reddinin hukuki olduğu belirtilmiştir.Bu karar Danıştay 13. Dairesinin 21.1.2011 tarih ve 2010/1722 E -2011/150 K sayılı kararı ile bozulmuştur. … 2. İdare Mahkemesi 5.10.2011 tarih ve … E.-… K sayılı ilamı ile davayı kabul etmiştir. Danıştay 13. Dairesi 4.6.2013 tarihli ve 2012/222 E.-2013/1662 K sayılı ilamı ile kararı onamıştır. Radyo Televizyon Üst Kurulu … tarih ve … sayılı toplantısında verdiği 4 nolu karar ile ulusal televizyon yayın lisansına başvuru İçin yeterlilik belgesi vermiştir.
Davacı amaçlanan sonucun gerçekleştiğini ileri sürerek alacağını talep hakkı doğduğunu ileri sürmekte, davalı ise amaçlanan sonuca kendi çalışmaları sonucu ulaşıldığı ve sözleşmede anılan koşulun oluşmadığını ileri sürmektedir. Mahkememizce atanan Bilirkişi heyeti vasıtası ile düzenlenen rapor ile davalı tarafın iddiası doğrultusunda ”….Sözleşmenin anılan maddesi incelendiğinde davacıların üstlendikleri bir işlemi olumlu sonuçlandırmaları sonucu kararlaştırılan meblağı talep edebilecekleri belirtilmektedir. Davacının davası olumsuz sonuçlanmış, yani davaların satıcılar tarafından takip edilerek lehe sonuçlanması şartı yerine gelmemiştir. Dosya içeriğinde, anılan lisans başvurusuna ilişkin sonuca ulaşılmasında davacının katkısının bulunmadığı sonucuna varılmış ise de, bu konuda kararın HMK 266. Madde gereği mahkemenin olduğu şüphesizdir. Her ne kadar davacı, hukuki sonuça ulaşmada kendi katkısı olmasa da, sonucun oluştuğunu, dolayısıyla alacaklarının doğduğunu ileri sürmekte ise de, sözleşmenin tamamının incelenmesinde, bu sonuca ulaşmanın davacı tarafından üstlenildiği, ancak üstlenilen mükellefiyetin yerine getirilmediği sonucuna varılmış ise de, bu sonuç, bilirkişi heyetinin görüşü olup, nihai karar mercii mahkemedir.” görüşü ile davacının sözleşmenin 7.2.b. maddesindeki mükellefiyeti yerine getirmediğinden talep hakkının doğmadığı yönünde görüş bildirmiştir. Bilirkişi raporunda da değinildiği üzere sözleşmenin yorumlanmasında 6098 Sayılı Kanunun 19.md. sinin dikkate alınması gerekmektedir. 6098 Sayılı Kanunun 19./1mdsi aynen ” MADDE 19- Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır. ” şeklindedir. Sözleşmenin 7.2.b maddesi Aynen ”…Bakiye 5.000.000.USD….” diyerek bakiye alacaktan bahsetmiştir. Sözleşmenin ana konusu … A.Ş. , … Limited Şirketi, … Ticaret limited Şirketi, … Ticaret A.Ş.’ nin paylarının satımı ve Devridir. Sözleşme uyarınca devir karşılığı ödenecek toplam bedel belirlenmiştir. Bakiye kısım şarta bağlanmıştır. Sözleşme uyarınca hisse devri gerçekleşmiştir. Sözleşmenin 7.2 maddesinde ki 5.000.000.USD. lik bedel geçici yayın izninin alınabilmesi için geçerlilik şartı olarak konulduğu açıktır. Geçici yayın izninin alınamaması halinde Alıcı olan davalı tarafın ciddi bir mağduriyetinin doğabileceği endişesi ile konulmuş bir hüküm olduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf davaları takip etmese dava sonuçları ile geçici yayın izni alınamamış olsa dahi davalı tarafça geçici yayın izni alınmış, davalı taraf açısından sözleşme ile beklenen fayda sağlanmıştır. Sözleşmenin asıl konusu hisse devridir. Hisseler devir edilmiş, herne şekilde olursa olsun ilgili kanalın geçici yayın izninin alınması sağlanmıştır. Davalı tarafın bu hali ile sözleşmeden beklediği fayda gerçekleşmiştir. Geçici yayın hakkının dava yolu ile alınmadığı gerekçesi ile Satım bedelinden 5.000.000.USD. gibi yüksek bir bedelin davalı alıcı tarafından ödenmesinden imtina edilmesi Mahkememizce Dürüstlük kuralına aykırı ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu değerlendirilmiştir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “Dürüst Davranma” alt başlıklı 2. maddesinde “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır” ilkesine yer verilmiş, devamında da “Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz” kuralı getirilmiştir. Bir hakkın dürüstlük kuralına aykırı olarak kullanılması suretiyle başkasına bir zarar verilmesi hakkın kötüye kullanımını oluşturur. Objektif iyiniyet olarak da tanımlanan ve dürüstlük kuralını düzenleyen TMK’nun 2. maddesi, bütün hakların kullanılmasında dürüstlük kuralı çerçevesinde hareket edileceğini ve bir kimsenin başkasını zararlandırmak ya da güç duruma sokmak amacıyla haklarını kötüye kullanmasını Kanun’un korumayacağını belirtmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında düzenlenen, hakkın kötüye kullanılması yasağı kuralının amacı, hakime özel ve istisnai hallerde (adalete uygun düşecek şekilde) hüküm verme olanağını sağlamaktadır. Bu haliyle davalı tarafın Geçici Yayın İzni alınmasına yönelik yaptığı masrafları davacı (Satıcıdan) talep etme hakkı varken, hisse devir bedeli olarak bakiye kısmını Geçici Yayın İzninin dava sonucu ile alınmadığı gerekçesi ile reddetmesi MK.2 md. sinde ifadesini bulan dürüstlük kuralına aykırı olacaktır. Sunulu nedenlerle Sözleşme uyarınca Bakiye bedele hak kazanıldığı yönünde mahkememizce kesin kanaat hasıl olmuştur. Sözlemenin 7.2.c maddesi uyarınca satın Alma Bedelinin satıcıların tamamını temsilen …’ ın hesabına ödeneceği belirtildiğinden davacı …’ ın davasının Kabulüne karar verilmiştir.
Davacı …’ alacak davası açmış ise de ; alacak iddiasının 12/05/2008 Tarihinde taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye dayandığı, davacının sözleşmeyi düzenleyen taraf olmadığı gibi dava konusu istemin Sözleşmenin 7.2.c maddesi uyarınca talep edildiği, bu bedelin …’ ın döviz hesabına yatırılacağı hususunun belirtildiği bu hali ile bu bedeli talep etme hakkının diğer davacıda olduğu anlaşılmakla davacı Davacı …’ ın alacak davasının Aktif Husumet nedeni ile reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-)Davacı …’ ın açtığı davanın Husumet nedeni ile REDDİNE;
2-)Davacı …’ ın davasının KABULÜ ile; 300.000.USD nin 3095 Sayılı Kanunun 4.md/a bendi uyarınca 18/01/2017 tarihinden Fiili ödeme gününe kadar Devlet Bankalarının USD ile açılmış bulunan bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranından faiz yüklenerek davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine;
3-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 77.656,17.-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 19.414,05.-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 58.242,12.TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-)Davacı … vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 58.054,60.TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-)Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince red olunan kısım üzerinden hesaplanan 2.725,00.TL. vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-)Davacı tarafından yapılan toplam 23.069,24.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-)Taraflarca yatırılan kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
6100 Sayılı HMK.’ nın 345./1Maddesi uyarınca ilgililere kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize vereceği bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar alenen okunup usulen tefhim kılındı. 17/10/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Peşin Harç : 19.414,05 .- TL
Başvuru Harcı : 31,40 .- TL
Vekalet Harcı : 4,60 .- TL
Bilirkişi Ücreti: 3.000.- TL
Posta Giderleri: 619,19.- TL
Toplam : 23.069,24.- TL