Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/572 E. 2021/200 K. 08.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/572 Esas
KARAR NO : 2021/200 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
DAVA TARİHİ : 22/11/2012
KARAR TARİHİ : 08/03/2021

İstanbul (Kapatılan ) 48. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/ 278 E sayılı dosyasında açılan ve Mahkememizin 2014/408 E. Sayılı dosyasında devam eden davada verilen 18.02.2015 tarihli ve 2014/408 E., 2015/67 K sayılı Davanın Kabulüne dair kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nce verilen 25.01.2016 tarihli ve 2015/8398 E., 2016/798 K. Sayılı Bozma İlamı sonrasında Mahkememizin 2017/572 E sayılı dosyasında görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı/borçlu şirketin müvekkili şirket ile imzaladığı 10/03/2011 tarihli “İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi” uyarınca müvekkili şirketin bayi olarak faaliyete başladığını ve ürün satın aldığını, müvekkili şirketin 02/04/2011 düzenleme tarihli, … numaralı ve 18/04/2011 vade tarihli 54.601,05-TL tutarındaki fatura düzenlendiğini, davalı/borçlu şirketin, faturada belirtilen tutarın 16.088,24-TL’lik tutarını ödemediğini, sözleşmenin 5. Maddesine göre, takibe konu asıl alacağa yıllık %36 oranından akdi faiz işletildiğini, davalı/borçlu şirketin … 11. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, davalı/borçlu şirketin itirazının iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı/borçlu şirkete yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili beyan dilekçesinde özetle; Taraflar arasında, bu davadaki aynı vekiller tarafından takip edilen ve halen yargılama süreci devam eden, derdest bir davanın daha olduğunu, … 32. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası olduğunu, kötü niyetli biçimde müvekkilinin yokluğunda yargılamanın yapılıp, taraflar arasındaki Sözleşmenin “Hizmet Sözleşmesi” niteliğinin irdelenmeden, ticari teamüller incelenmeden alınan bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, müvekkilinin ticari kayıtlarının da incelenmesi suretiyle yeniden rapor alınmasını, haksız ve kötü niyetli davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller; 10.03.2011 tarihli İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi, tanık, yemin Faturalar, … Ticaret Siciil Müdürlüğü müzekkere cevapları, … 11. İcra Dairesi’nin …E. Sayılı dosyası, Taraf ticari defterleri, Bilirkişi raporları
Dosyada deliller toplandıktan sonra davacı tarafın ticari defterleri incelenmiş ve S.M. Mali Müşavir Bilirkişi … ‘in hazırlamış olduğu 03/12/2013 havale tarihli Bilirkişi Raporunda özetle;
“…Davacı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal sürelerde yaptırıldığından, defterlerin usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil olma niteliği taşıdığı kanaatine varıldığını,
Davalı ticari defterleri inceleme günü biraz edilmediğinden inceleme yapılamadığını,
Davacı tarafından açılan itirazın iptali davasına karşı, davacı vekilinin 05/07/2013 havale tarihli “müvekkil şirket defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesi” talebini içerir dilekçesi ekli tebliği TK 35. Maddesine göre 26/07/2013 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafından herhangi bir cevap dilekçesi verilmediğini ve davalara da katılmadığı dosya kapsamının incelenmesinden tespit edildiğini,
Rapor içerisinde belirttiğimiz üzere, davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle 16.088,24-TL asıl alacak, 3.049,26-TL işlemiş faiz, 548,86-TL işlemiş faizin %18 KDV’si olmak üzere toplam 19.686,36-TL alacağı olduğunu, davacı irca takip talebinde 18.840,68-TL talep edildiğini, talebi ile bağlı kalacağını,,..” yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi Raporuna karşı davalı vekilinin itirazları ve beyanları doğrultusunda davalı ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması için dilekçe sunulmuştur.
Davalı tarafın ticari defterleri incelenmiş ve S.M. Mali Müşavir Bilirkişi … ve İ.Ü. Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. … ‘ın hazırlamış olduğu 07/07/2014 havale tarihli Bilirkişi Raporunda özetle;
“…Davacı ile davalı arasında bayilik ilişkisi bulunmakta; bu çerçevede davacının teslim ettiği akaryakıt karşılığında davalı bedel ödemektedir.
Dava konusu alacak da akaryakıt satışına dayanan bir alacaktır.
Davalı bu alacağı inkar etmek yerine kendisinin de karşı alacağının bulunduğunu, karşılıklı alacakların mahsubu ile zaten ortada bir alacağın kalmadığını ileri sürmüştür.
Yapılan tetkiklerden iki tarafın cari hesap kayıtları ile defter kayıtları arasında tutarsızlık olduğu belirlenmiş fakat tutarsızlığın nedeni tespit edilememiştir. Bu yüzden cari hesap yahut defter incelemelerinden bir sonuca ulaşılamamıştır.
Davalının ileri sürdüğü savunmanın kabul görebilmesi için karşı alacağını ispat etmesi gerekmektedir. Bu çerçevede gönderdiğini ileri sürdüğü faturaya dosyada rastlanılmamıştır. Ayrıca promosyona konu satışların yapıldığı da ortaya konulamamıştır. Davalının ispat vasıtası olarak ileri sürdüğü pos cihazının incelenmesi ise, uzmanlık alanımızın dışında kaldığından dolayı yapılamamıştır.
Davalının ileri sürdüğü hususların değerlendirilmesi ile ilgili nihai takdir yetkisi Sayın Mahkeme’dedir. Heyetimizin vardığı sonuç uyarınca, mevcut dosya koşulları alacağının sona ermediği ve ifası gerekti yönündedir.
Yaptığımız değerlendirme uyarınca, davacının alacak miktarı ile ilgili olarak daha önceki raporda varılan sonuç geçerlidir,…” yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen 18/02/2015 tarihli ve 2014/408 E., 2015/67 K. Sayılı Karar ile;
“Davanın kabulü ile davalının … 11 icra müd. … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin aynı şartlarla devamına,
Takip tarihi itabari ile alacağın % 40 ı oranında hesaplanan 6.435,30 TL icra inkar tazmitanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” dair karar verilmiştir.
Mahkememiz kararı Temyiz edilmiş ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nce verilen 25/01/2016 tarih ve 2015/8398 Esas 2016/798 K. Sayılı Bozma İlamı ile;
“…Davacı, davalı aleyhine … 11. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatmıştır. İncelenen takip talepnamesinde davacı asıl alacak yanında işlemiş faiz ve yıllık %36 oranında temerrüt faizi talebinde bulunmuştur. Davalı tarafından takip konusu borcun tamamına itiraz edilmiştir. Bu durumda öncelikle davalının takip konusu alacak yönünden temerrüde düşürülüp düşürülmediği belirlenmeli ve talep edilen temerrüt faizinin yasal dayanaklarının incelenmesi gerekirken bu konuda yetersiz incelemeyi içeren bilirkişi raporuna göre karar verilmesi isabetsizdir.
Diğer yandan davalı taraf cevabında davacıdan aralarındaki bayilik sözleşmesi gereği promosyonlu satışlardan elde edilen promosyonların borçtan düşülmesi gerektiğini bildirerek takas definde bulunmuş olup bu yönde davacının ticari kayıtları incelenerek davalının sözleşme hükümlerine göre promosyon hakkı bulunup bulunmadığı araştırılıp şayet promosyon hakkının bulunduğunun tespiti halinde tutarın davacı borcundan mahsubu gerekirken davalının bilirkişi raporuna yaptığı itirazlar dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA,…” dair karar verilerek Mahkememiz kararı BOZULMUŞTUR.
Bozma üzerine dosya Mahkememizin 2017/572 E. Sayılı dosyasına kaydedilmiştir.
Mahkememiz dosyasında bozma sonrasında, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davacı şirket merkezinde davacının ticari kayıtlarının incelenerek Mali Müşavirden rapor alınmasına karar verilmesi üzerine dosya Bilirkişiye tevdi edilmiş ve S.M.M.M. Bilirkişi … ‘ın hazırlamış olduğu 19/03/2018 havale tarihli Bilirkişi Raporunda özetle;
“…Davacı şirket merkezinde yapılan incelemede Mart 2011 dönemi için davalının 600-30 … kampanyasından KDV dahil 30,00-TL ve 500-35 …kampanyasından KDV dahil 9.068,51-TL alacaklı olduğu, Davalının 9.068,51-TL kadar alacağı C/H borcuna mahsup edilerek 16.088,24-9.068,51= 6.989,73-TL davacının davalıdan net alacağı olduğu,
Dava konusu alacak 02/04/2011 tarih ve … nolu faturadan kaynaklanmakta ve faturada vade tarihi olarak 18/04/2011 tarihi belirlenmiş 19/04/2011 temerrüt tarihi olduğu,
Raporumuzda ayrıntılı olarak hesaplandığı üzere davacının alacağı için 1.020,49-TL takip tarihine kadar işlemiş faiz talep edebileceği, (1.020,49-TL *18%)= 183,69 TL faizin KDV’si talep edebileceği,
Tarafların %20 inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerin Sayın Mahkemenizin takdiri içinde kaldığı,…” yönünde görüş bildirilmiştir.
Tarafların rapora karşı itirazları ve dosyadaki raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi, yargıtay bozma ilamında belirtilen hususlarında incelenmesi için dosyanın bilirkişi Sözleşme Uzmanı Prof. …, Mali Müşavir … ve Sektör Uzmanı … ‘in hazırlamış olduğu 22/04/2019 havale tarihli Bilirkişi Raporunda özetle;
“…Davacının cari hesap ilişkisinden doğan 16.088,24-TL kadar davalıdan alacaklı olduğu,
Yargıtay bozma gerekçesi dikkate alınarak davacının “…” kampanyası dolayısıyla davalıya 9.098,51-TL kadar borçlu olduğu,
Yargıtay’ın bozma kararında mahsup gereğinden bahsedildiği için, heyetimizce bu miktarın davacı alacağından mahsubu cihetine gidilmesi gerektiği, bu durumda ise, davacının takip tarihi itibariyle alacağının 6.989,73-TL olacağı,
Taraflar arasındaki 10/04/2011 tarihli sözleşmenin 5. Maddesinde temerrüt ihtarına gerek olmaksızın çeklerde ve diğer senetlerde yazılı vadelerden itibaren faiz ödeneceği yazılı olduğu, dosyada çeklere ve diğer senetlere rastlanmadığı, dolayısıyla davalının temerrüde düşmüş olması için temerrüt ihtarının tebliğinin gerekli olduğu, dosya içeriğinde temerrüt ihtarına da rastlanmadığı, taraflar arasındaki ilişki cari hesap ilişkisi niteliğini taşımadığı için, temerrüt bakımından söz konusu sözleşme hükmünün uygulama alanı bulamadığı, bu durumda, takip tarihine kadarki dönem bakımından davalı açısından temerrüt ve dolayısıyla temerrüt faizi ödeme yükümünden bahsedilemeyeceği, …” yönünde görüş bildirilmiştir.
Tarafların itirazları doğrultusunda bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilerek, dosyanın bilirkişi Sözleşme Uzmanı …, Mali Müşavir …ve Sektör Uzmanı … ‘in hazırlamış olduğu 13/01/2020 havale tarihli Bilirkişi Ek Raporunda özetle;
“…Kök raporumuzda değişikliği gerektiren bir husus mevcut bulunmamaktadır,…” yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizin 10/07/2020 tarihli ara kararı ile taraflar arasındaki uyuşmazlıkla ilgili inceleme yapılmasına karar verilmesi üzerine dosyanın bilirkişi Hukuk Fakültesi Öğr.Üyesi …, Mali Müşavir … ve Yeminli Mali Müşavir … ‘in hazırlamış olduğu 22/10/2020 havale tarihli Bilirkişi Raporunda özetle;
“…Davacı şirket tarafından dosya mündericatına sunulan 2010-2011 yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, davacı yana ait 2010-2011 yılına ait ticari defterlerinin TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tasdik edildiği ve sahibinin lehine delil olma vasfını haiz olduğunun sayın Mahkemece irdeleneceği…
Davalı şirket tarafından dosya mündericatına sunulan 2010-2011 yılına ait ticari defterlerinden Envanter defterinin yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdikinin yaptırılmadığı bu anlamda, davacı yana ait 2010-2011 yılına ait ticari defterlerinin TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tasdik edilmediği ve sahibinin lehine delil olma vasfını haiz olmadığının da sayın Mahkemece irdeleneceği (bu konuda genel olarak bkz: Prof. Dr. Sabih Arkan, Ticari İşletme Hukuku, Ankara 2018, 24.Tıpkı basım, sh.388 vd.)
Davacı yanın-hukuki tavsif tamamen sayın Mahkemeye ait kalarak, muhasebesel perspektifle dosya tetkik edilmekte…-davalı yandan 6.989,36-TL asıl alacak 1.013,36-TL takip anına dek işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.002,72-TL alacaklı olduğu,…” yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi Heyeti Raporu hüküm kurmaya elverişli bulunmuştur.
GEREKÇE;
Taraflar arasındaki ihtilaf konusunun tespiti: İcra takibinden dolayı davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, davalının itirazında haklı bulunup bulunmadığı, alacağın likit olup olmadığı, meydana gelen hasarın davalı tarafından yapılıp yapılmadığı hususlarında toplanmıştır.
Tüm dosya kapsamından; Davacı, davalı şirketten 02.04.2011 tarihli ve … sayılı ve 54.601,05-TL bedelli faturadan ödenmemiş 16.088,24-TL asıl alacağının bulunduğunu iddia ederek toplamda 19.686,36-TL üzerinden … 11. İcra Dairesi’nin … E sayılı icra takibi başlatmıştır. Taraflar arasında 10.03.2011 tarihli “İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi” imzalamışlardır. Yapılan yargılama neticesinde Mahkememizce verilen 18/02/2015 tarihli ve 2014/408 E., 2015/67 K. Sayılı Karar ile davacının davası kabul edilmiş ve fakat Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nce verilen 25/01/2016 tarih ve 2015/8398 Esas 2016/798 K. Sayılı Bozma İlamı ile; davalının icra takibine konu borçtan dolayı temerrüde düşürülüp düşürülmediğinin değerlendirilmesi ile davalının taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi gereği promosyonlu satışlardan elde edilen promosyonların borçtan düşülmesi gerekip gerekmediğinin, davalının sözleşme hükümlerine göre promosyon hakkı bulunup bulunmadığının araştırılması hususlarında olduğu, davacı tarafın incelenen ticari defterlerinde davalı taraftan son işlem tarihi olan 12.09.211 tarihi ve icra takip tarihi olan 12.09.2011 tarihi itibarıyla 16.088.24-TL asıl alacaklı olduğu,
Taraflar arasında 10.04.2011 tarihli 38 ana maddeli İstasyon Bayilik Sözleşmesi tanzim edildiği, davacı şirketin muavin defterleri üzerinde yapılan incelemede davalı şirket tarafından düzenlenen
– 01.03.2011 tarihli ve … sıra numaralı 3.270,00-TL tutarlı,
– 04.02.2011 tarihli ve … sıra numaralı 4.980,00-TL tutarlı
– 31.12.2011 tarihli ve … sıra numaralı 7.020,00-TL tutarlı,
– 07.12.2010 tarihli ve … sıra numaralı 5.730,00-TL tutarlı … kampanyası ciro primleri faturalarının davacı şirketin muavin defter dökümlerinde Standart adı altında defterlere kayıt altına alınmış olduğu, Bu halde davalının promosyon hakkının bulunduğunun değerlendirildiği,
15.03.2017 tarihli Bilirkişi Raporunda belirtildiği üzere; davalı şirketin hak ettiği … kampanyasında KDV dahil 9.098,51-TL olan alacağının davacının düzenlediği 02.04.2011 tarihli ve … sıra numaralı toplam tutarı 54.601,05-TL tutarlı faturadan kalan bakiyesi olan 16.088,24-TL’den mahsup edilmesi gerektiği, böylece 6.989,73-TL olarak davacının davalıdan alacaklı olduğu,
Taraflar arasında düzenlenen Bayilik Sözleşmesinin Feshin Sonuçları başlıklı 32nci maddesinde “Bayi ile akdedilmiş bütün sözleşmelerde PO’ya düşen edimlerin yerine getirilmesi vecibesi sona erer. Bayi’nin söz konusu sözleşmeler gereği edimleri ile mal alımlarından doğan bilcümle borçları ayrıca ihtara gerek kalmaksızın muaccel hale gelir ve Bayi tarafından derhal PO’ya ödenir. Temerrüt halinde söz konusu borçlara PO tarafından tespit edilerek uygulamaya konulan temerrüt faizi uygulanır…” denmekte olduğu, faiz oranının taraflar arasında serbestçe belirlendiği,
Davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibarıyla 6.989,36-TL asıl alacak ve takip tarihine kadar 1.013,36-TL faiz olmak üzere toplamda 8.002,72-TL talep edebileceğinden
Davalının promosyonlu satışlardaki promosyonları mahsup edebileceği ve davacının davalıyı temerrüde düşürdüğü değerlendirildiğinden hükme esas alınan 20.10.2020 tarihli Bilirkişi Heyeti Raporuna istinaden davalının icra takibine yapmış olduğu itirazının iptali ile davacının davasının kısmen kabulüne, İcra takibinin 6.989,36-TL asıl alacak, 1.013,36-TL işlemiş temerrüt faizi olmak üzere toplamda 8.002,72-TL üzerinden devamına, 6.989,36-TL asıl alacağın takip tarihinde fiili ödeme tarihine kadar %36 yasal faiz işletilmesine, alacak likit olduğundan 6.989,36-TL’nin %40’ı icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair taleplerin reddine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-)Davalının icra takibine yapmış olduğu İTİRAZININ İPTALİ ile davacının davasının KISMEN KABULÜNE,
İcra takibinin 6.989,36-TL asıl alacak, 1.013,36-TL işlemiş temerrüt faizi olmak üzere toplamda 8.002,72-TL üzerinden DEVAMINA,
6.989,36-TL asıl alacağın takip tarihinde fiili ödeme tarihine kadar %36 yasal faiz İŞLETİLMESİNE,
6.989,36-TL’nin %40’ı icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE
FAZLAYA DAİR TALEPLERİN REDDİNE,
2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 546,67-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 185,60-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 361,07-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-)Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince red olunan kısım üzerinden hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafça yatırılan 185,60-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-)Davacı tarafından yatırılan 21,15-TL başvuru, 3,30-TL vekalet harcı, 8.000,00- TL bilirkişi ücreti ve 554,00-TL posta giderinden ibaret toplam 8.578,45-TL yargılama giderinin kabul ve redoranları dikkate alınarak 3.643,76-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiyesinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına;
7-)Davalı tarafından yatırılan 120,00-TL yargılama giderinin kabul ve redoranları dikkate alınarak 69,02-TL’ sinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
8-)Taraflarca yatırılan kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde Temyiz Yolu açık olmak üzere açıkça okunup usûlen anlatıldı.08/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır