Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/56 E. 2018/1143 K. 02.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/56 Esas
KARAR NO : 2018/1143

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/02/2014
KARAR TARİHİ : 02/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; 12.09.2013 tarihinde davacıların desteği …’nun sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç ile seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde uçurumdan yuvarlanarak hayatını kaybettiğini, dava konusu kazanın meydana gelmesinde desteğin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, olay yeri olan … – … yolunun 10. km.sine ilişkin yolda yolun aşağı levhası olduğu fakat yolun gerçekte hem yokuş hem virajlı olduğundan viraj levhasının olmamasının kazanın meydana gelmesinde birinci etken olduğunu, … plakalı aracın davalı şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, desteğin ölümünden önce … Tic.A.Ş.’de yönetici olarak çalıştığını, aylık kazancının 5.000.-TL olduğunu, davacıların kaldığı evin tüm bakım ve giderlerinin destek tarafından karşılandığını, davacıların desteğin sigorta güvencesinden faydalandıklarını, oğullarının ölümü ile desteğinden yoksun kaldıklarını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için 50.000.-TL olmak üzere toplam 100.000.-TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; … plakalı aracın 12.03.2013 – 2014 tarihleri arasında … nolu ZMMS poliçesi ile davalı şirket nezdinde sigortalı olduğunu, davalının poliçeden dolayı sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olmak üzere bedeni zararlarda kişi başına azami 250.000.-TL ile sınırlı olduğunu, dava konusu olayda davacıların desteğinin dava konusu zararlara kusuru ile sebebiyet verdiği nazara alındığında davacıların hiçbir maddi ve hukuki sebebe dayalı olarak trafik sigortacısına taleplerini yöneltemeyeceklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
Mahkememizin 20/01/2015 tarihli ara kararı gereğince dosya rapor hazırlamak üzere sigorta bilirkişisi Ufuk Başoğlu ve aktüer blilirki … ‘a dosya tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 28/05/2015 havale tarihli raporda özetle; Sayın Mahkeme tarafından desteğin kazancı asgari ücret kabul edilecek olur ise davacıların yoksun kaldıkları destek tazminat tutarları şöyledir :Anne … için : 13.149,00 TL ,Baba … için: 15.453,00 TL.= 28.602,00 TL.olduğu,2. Sayın Mahkeme tarafından desteğin kazancı 4.200.-TL kabul edilecek olur ise davacıların yoksun kaldıkları destek tazminat tutarları şöyledir :Anne … için: 68.530,00 TL ,Baba … için : 80.553,00 TL = 149.083,00 TLolduğu,3. Davacıların desteği …’nun sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç davalı … A.Ş. tarafından 12.03.2013 – 2014 tarihleri arasında … nolu ZMMS poliçesi ile sigortalıdır. Ölüm ve sakatlanma halinde poliçeden doğan sorumluluk kişi başına azami 250.000,00 TL. ile sınırlı olduğunu belirtiltmişlerdir.
Bilirkişi raporu davacılar vekiline ve davalı vekiline HMK 281 madde meşruhatlı davetiye ile tebliğ edilliştir.
Davacılar vekili UYAP sisteminden gönderdiği 10/06/2015 tarihli dilekçe ile davasını ıslah etmiştir ve ıslah harcını yatırmıştır.ıslah dilekçesi meşruatlı davetiye ile davalı vekiline tebliğe çıkmıştır.
Davacılar vekili UYAP sisteminden gönderdiği 10/06/2015 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; Davanın bilirkişi raporunun sonuç kısmında yer alan 2.ci bende göre 49.083,00 TL.artırılarak 149.083,00 TL. olarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda Mahkememizin 27/10/2015 tarih ve 2014/1194 Esas 2015/717 Karar sayılı kararımız ile; Dava ve ıslah dilekçesine göre davanın kabulüne; 68.530,00 TL nin davalıdan alınarak davacılardan …’na, 80.553,00 Tl ‘nin de davalıdan alınarak davacılardan … ‘na verilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen 27/10/2015 tarih ve 2014/1194 Esas, 2015/717 Karar sayılı kararın temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay’a gönderilmiş olup Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 25/10/2016 tarih ve 2016/1503 esas, 2016/9350 karar sayılı bozma ilamı ile;”
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Bir insanın ölümü hukuki anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte BK’nın 45/II. maddesinin (6098 sayılı TBK m. 53) öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nın 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır.
Somut olayda davacılar desteğin gelirine ilişkin olarak … A.Ş. tarafından düzenlenmiş 15/10/2014 tarihli belgeyi sunmuştur. Belgeye göre desteğin son olarak primler ve ek ödemeler ile birlikte aylık toplam 4.200 TL gelir elde ettiği belirtilmiştir. Belge ekindeki SGK hizmet döküm belgesine göre ise desteğin 2013 yılı 9. aydaki aylık geliri 1.021,50 TL (dönemin brüt yasal asgari ücreti) görünmektedir. Davalı taraf özel şirketten alınan belgeye itibar edilemeyeceğini, ücretin fazla olduğunu savunmuştur. Mahkemece desteğin aylık geliri 4.200 TL esas alınarak yapılan hesaplamaya itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece… A.Ş.’nin ticari defter ve kayıtlarında inceleme yapılması için 6100 Sayılı HMK’nın 221. maddesi gereği işlem yapılıp desteğe aylık 1.021,50 TL dışında prim ve ek ödeme yapılıp yapılmadığı ve desteğin aylık geliri tespit edilerek hesaplama yapılması için bilirkişiden ek rapor aldırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA,”gerekçesiyle mahkememizce verilen karar bozularak dosya mahkememize gönderilmiş olup mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun olan Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 25/10/2016 tarih ve 2016/1503 esas, 2016/9350 karar sayılı bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda Mahkememizin 15/05/2018 tarihli ara kararı gereğince Heyete mali müşavir bilirkişi de atanarak mali müşavir bilirkişinin … adresinde faaliyet gösteren … A.Ş nin belirtilen adresinde şirket merkezinde HMK 278/4 maddesi uyarınca yerinde inceleme yapılarak bu şirketin ticari defter ve kayıtları da incelenerek Yargıtay bozma ilamı da gözetilerek müteveffanın ölmeden önceki aylık gelirinin tespiti ve kendisine maaş dışında prim ve ek ücret ödemesi yapılıp yapılmadığı, kayıtlar incelenerek tespit edilerek buna göre müteveffanın aylık geliri de tespit edilerek ve diğer bilirkişiler de heyete katılarak Yargıtay bozma ilamı da gözetilerek ek rapor hazırlanmak üzere dosya bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 21/09/2018 teslim tarihli ek raporda özetle; 1. Desteğin kazancı asgari ücret kabul edilerek yapılan hesaplama neticesinde davacıların yoksun kaldıkları destek tazminat tutarları şöyledir : Anne … için: 17.671,00 TL ,Baba … için : 21.461,00 TL . Olmak üzere toplam: 39.132,00 TL. Olduğu, 2. Davacıların desteği …’nun sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç, davalı … A.Ş. tarafından 12.03.2013 – 2014 tarihleri arasında … nolu ZMMS poliçesi ile sigortalıdır. Ölüm ve sakatlanma halinde poliçeden doğan sorumluluk kişi başına azami 250.000,00 TL ile sınırlı olduğu yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır.
Davacılar vekili 02/11/2018 tarihli duruşmada;”Önceki karar doğrultusunda karar verilmesini talep ediyoruz, bu mümkün değilse, önceki karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davamızın kabulüne karar verilsin,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN: Dava trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminat davasıdır.
Destekten yoksun kalma tazminatı, B.K’nun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Borçlar Kanunu’nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E.-2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Önemle vurgulanmalıdır ki, Borçlar Kanunu’nun 45/III. maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir (HGK.nun 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 E. -411 K. sayılı ilamı).
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda Mahkememizin 15/05/2018 tarihli ara kararı gereğince Heyete mali müşavir bilirkişi de atanarak mali müşavir bilirkişinin … adresinde faaliyet gösteren … A.Ş nin belirtilen adresinde şirket merkezinde HMk 278/4 maddesi uyarınca yerinde inceeme yapılarak bu şirketin ticari defter ve kayıtları da incelenerek Yargıtay bozma ilamı da gözetilerek müteveffanın ölmeden önceki aylık gelirinin tespiti ve kendisine maaş dışında prim ve ek ödemesi yapılıp yapılmadığı, kayıtlar incelenerek tespit edilerek buna göre müteveffanın aylık geliri de tespit edilerek ve diğer bilirkişiler de heyete katılarak Yargıtay bozma ilamı da gözetilerek ek rapor hazırlanmak üzere dosya bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 21/09/2018 teslim tarihli ek raporda özetle; 1. Desteğin kazancı asgari ücret kabul edilerek yapılan hesaplama neticesinde davacıların yoksun kaldıkları destek tazminat tutarları şöyledir : Anne Sarya için: 17.671,00 TL ,Baba Kehar için : 21.461,00 TL . Olmak üzere toplam: 39.132,00 TL. Olduğu, 2. Davacıların desteği …’nun sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç, davalı … A.Ş. tarafından 12.03.2013 – 2014 tarihleri arasında … nolu ZMMS poliçesi ile sigortalıdır. Ölüm ve sakatlanma halinde poliçeden doğan sorumluluk kişi başına azami 250.000,00 TL ile sınırlı olduğu yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır.
Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu, Yargıtay Bozma İlamı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi raporu mahkememizce yeterli görülüp itibar edilmiştir.
Somut olayda, Kaza tarihi olan 12.09.2013 tarihinde davacıların desteği …’nun sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç ile seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde uçurumdan yuvarlanarak hayatını kaybettiği, dava konusu kazanın meydana gelmesinde dosya içerisinde mevcut 12.09.2013 tarihli kaza tespit tutanağına göre “… plakalı aracın sürücüsü davacıların desteği olan …’nun 2918 sy. KTK’da yer alan sürücülere ait diğer kusurlardan aracın hızını, aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak kuralını ihlal ettiği için kusurlu olduğu”, tespit edilmiştir.
Sonuç itibariyle,12/09/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların desteği …’nun vefat ettiği, müteveffanın ölmeden önce çalıştığı Dava dışı … A.Ş’nin ticari defter ve belgeleri mali müşavir bilirkişi marifetiyle incelendiğinde; Kaza sonucu vefat eden …’nun dava dışı şirkette 05.01.2011 – 04.12.2012 ve 15.05.2013 – 12.09.2013 tarihleri arasında çalıştığı, …’nun 01.01.2013 – 30.06.2013 tarihleri arasında 18 yaşındaki büyükler için uygulanan brüt 978,60 TL, AGİ dahil net 773,01 TL ücret aldığı, 01.07.2013 – 12.09.2013 tarihleri arasında ise 18 yaşındaki büyükler için uygulanan brüt 1.021,50 TL, net AGİ ( asgari geçim indirimi) dahil 803,68 TL ücret aldığı, Dava dışı şirketin …’na ve diğer çalışanlara fazla mesai, prim, ikramiye, kasa tazminatı vb. herhangi bir ad altında ödeme yapmadığının bilirkişi tarafından tespit edildiği, Davacı vekilinin 04/09/2018 tarihli dilekçesi ekinde ibraz ettiği ve dava dışı şirket ile vefat eden … arasında düzenlendiği iddia edilen belgelerde yazılmış ödemelere dava dışı şirketin ticari defterlerinde rastlanılmadığının belirtildiği, Diğer bir değişle, ticari defterler ve belgelere göre …’na ibraz edilen belgelerde yazılmış ödemelerin yapılmadığının tespit edildiği,buna göre müteveffa …’nun asgari ücretten maaş aldığı, Vefat eden …’nun dava dışı şirkette asgari ücretle çalıştığı, …’na prim, ikramiye vb. ad altında çalıştığı süre zarfında hiçbir ödeme yapılmadığının tespit edildiği, buna göre Desteğin kazancı asgari ücret kabul edilerek yapılan hesaplama neticesinde davacıların yoksun kaldıkları destek tazminat tutarları şöyledir : Anne … için: 17.671,00 TL ,Baba … için : 21.461,00 TL . Olmak üzere toplam: 39.132,00 TL. Olduğu, Davacıların desteği …’nun sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç, davalı … A.Ş. tarafından 12.03.2013 – 2014 tarihleri arasında … nolu ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğu, ölüm ve sakatlanma halinde poliçeden doğan sorumluluğun kişi başına azami 250.000,00 TL ile sınırlı olduğu,davacılar vekili dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde faiz talep etmediği ancak 02/11/2018 tarihli duruşmada önceki karar doğrultusunda karar verilmesini talep ediyoruz, bu mümkün değilse, önceki karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davamızın kabulüne karar verilsin Şeklinde talepte bulunduğu anlaşılmakla; Dava ve ıslah dilekçesine göre davanın kısmen kabulüne, davacı anne … için 17.671,00 TL, Davacı Baba, … için 21.461,00 TL destek tazminatının talep gibi 20/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Dava ve ıslah dilekçesine göre davanın kısmen kabulüne, davacı anne … için 17.671,00 TL, Davacı Baba, … için 21.461,00 TL destek tazminatının talep gibi 20/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince hesaplanan 2.673,10 TL harçtan peşin alınan (Peşin harç + ıslah harcı ) olmak üzere 1.907,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 765,35 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacılar tarafından dava açılırken yatırılan (Peşin harç + ıslah harcı ) 1.907,75 TL harç masrafının davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
4-Davacılar duruşmalarda kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar yönünden hesaplanan 4.654,52 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
5-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ret edilen miktar yönünden hesaplanan 11.546,08 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacının yapmış olduğu toplam: 2.437,75 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 639,87 TL ‘sinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,geri kalan miktarın davacılar üzerinde bırakılmasına,
7-Davacılar tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
8-Davalı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
Dair verilen karar davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 02/11/2018

Katip …

Hakim …

MASRAF BEYANI
25,20 TL Harç Masrafı ( Başvuru Harcı )
2.200,00 TL Bilirkişi Ücreti
212,55 TL tebligat ve müzekkere gideri
TOPLAM : 2.437,75 TL