Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/536 E. 2020/670 K. 25.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/536 Esas
KARAR NO : 2020/670

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 15/10/2008
KARAR TARİHİ : 25/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı bankanın 2005 yılından bu yana müşterisi olduğunu, şube nezdinde vadeli ve yatırım amaçlı olmak üzere YTL ve ABD Doları hesaplarının bulunduğunu müvekkilinin söz konusu hesaplarından vade tarihleri sona erdiğinde banka görevlileri ile görüşüp hesapların vadelerini yenileyerek hem parasını enflasyona karşı koruduğunu, hem de yatırımlara devam ettiğini, müvekkilinin söz konusu mevduat hesaplarında toplam 3.170.000 YTL ile 500.000 USD nin bulunduğunu, 09/05/2008 günü davalı banka çalışanlarından … isimli bir görevlinin müvekkilini arayarak … nolu hesabından üçüncü bir kişi hesabına yapılan 50.000 YTL tutarındaki virmana onayı olup olmadığını sorması üzerine böyle bir talimatı olmadığı için durumdan şüphelenen müvekkilinin bankaya gittiğini ve müşteri temsilcisi olan banka görevlisi … tarafından talimatı olmaksızın usulsüz şekilde hesabından müteaddit defalar para çekildiğini ve yine talimatı olmaksızın usulsüz şekilde üçüncü kişilere ait hesaplara paralar aktarıldığını, söz konusu işlemlerde müvekkilinin orjinal imzalarını taşıyan belgelerin üstündeki yazıların kapatılarak fotokopi yöntemi ile çoğaltıldığını ve üzeri boş altı imzalı bu kağıtlara davalı banka görevlileri tarafından işlemler gerçekleştirildiğini, müvekkilinin imzalarının taklit edilerek talimatı olmadığı halde talimatı varmış gibi işlem yapıldığını, ancak müvekkiline gönderdiği son durum belgesi ve hesap cüzdanlarında ise müvekkilinin taleplerine uygun olarak hesapların gösterildiğini tespti ettiğini, banka çalışanı …’ın usulsüz işlemlerin yapıldığı 09/05/2008 tarihinde şikayet üzerine göz altına alındığını, Savcılıkta verdiği ifadede de suçunu ikrar edip, müvekkilin hesabından usulsüz işlemler neticesinde akrabalarının ya da tanıdıklarının hesabına 1.000.000 YTL’nin üzerinde para aktardığı yönünde beyan ve ikrarda bulunduğunu, müvekkilinin hesaplarında olay tarihine göre en yakın vadelerde toplam 3.170.000 YTL olması gerekirken olay tarihinnde 1.326.000 YTL’nin bulunduğunu, dolar hesabında da 500.000 USD olması gerekirken 726.000 USD’nin tespit edildiğini, YTL hesaplarında 1.844.000 YTL eksik olan müvekkilinin USD hesabında 226.000 USD fazlalık göründüğünü, söz konusu tarihte 1.20 YTL olan USD kuru üzerinden fazlalık olan miktarın YTL karşılığının 271.000 YTL olduğunu, neticede müvekkilinin hesaplarındaki bakiyenin yapılan usulsüz işlemler nedeni ile 1.573000 YTL olarak tamamen iradesinin dışında eksildiğini, …’ın yaptığı usulsüz işlemlerin banka müfettişi tarafından da tespit edildiğini, sözkonusu usulsüz işlemlerle havale veya eft yapılan hesapların ve sahiplerinin müvekkili ile hiçbir ilişkisinin olmadığını, müvekkilinin bunları tanımadığını, bu kişilerin usulsüzlük yapan banka personelinin akrabası, arkadaşı ya da bir vesile ile ilişkili olduğu kişiler olduğunu, bu usulsüzlükleri kabul etmesine karşın müvekkilinin hesabından rızası hilafına çıkan 1.573.000 YTL tutarındaki mevduatın ancak 529.215,10 YTL’sinin banka tarafından müvekkiline ödendiğini, bakiye 1.043.784,90 YTL yi ise yazılı ve sözlü tüm ihtarlara rağmen hiçbir hukuki gerekçeye de dayanmaksızın banka tarafından ödenmediğini, bu sebeple usulsüz olarak müvekkilinin hesabından alınan bakiye 1.043.784,10 YTL’nin 650.000 YTL’si için 05/05/2008 tarihinden itibarın kalan kısım olan 393.784,90 YTL için 26/05/2008 tarihinden itibaren banka mevduatlarına uygulanan en yüksek oranda faiz yürütülmesine ve her ay faizin ana paraya ilave edilmesi ile hesaplanarak davalı bankadan tahsiline, banka tarafından ödenen 529.215,10 YTL için 26/05/2008 tarihinden itibaren ödemenin yapıldığı 25/07/2008 tarihine kadar mevduata uygulanan en yüksek faizin davalı bankadan tahsil edilerek müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili mahkememize hitaben verdiği 22/07/2020 tarihli feragat dilekçesinde ve duruşmada beyanında davadan feragat ettiklerini davalı taraftan herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görüldü,
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı yanın dava konusu somut olayın asıl sorumlusu olan şahıs belli olmasına ve bahse konu şahsın devam eden ceza soruşturması çerçevesinde dava konusu olaya bizzat sebebiyet verdiğini açıkça inkar etmesine karşın işbu davayı kendisine husumet tevcih edilemeyecek olan müvekkili banka aleyhine ikame ettiğini, davanın davacı yan hesapları üzerindeki işlemleri gerçekleştiren …’a ihbar edilmesi gerektiğini, davacının müvekkili banka nezdindeki hesaplarına ve bu hesaplarda mevcut olduğunu iddia ettiği mevduat tutarlarına ilişkin açıklamalarının somut gerekçelerle ve münhasır delil hükmünde olan müvekkili banka kayıtları ile örtüşmediğini, öyle ki davacının müvekkili bankanın teftiş kurulunun tespitlerine konu TL ve USD mevduatlarının da yer aldığı tüm mevduatlarını 2008 yılı Temmuz ayında gerçekleştirdiği bankacılık işlemleri dahilinde müvekkili bankadan çektiğini, davacının müvekkili bankadan kur oynamaları ile 24.466,59 TL tutarında fazladan ve hukuki temeli bulunmayan bir alacak talebinde bulunduğunu, ayrıca dava dilekçesindeki iddiaların aksine davacının müvekkili bankaya teminat olarak yatırdığı ayrı bir 100.000 TL’sinin bulunmadığını, dava dilekçesindeki iddiaların aksine 698.531 TL tutarındaki 12 adet havale / eft işlem fişinin üzerindeki imzaların davacının eli ürünü olduğuna ilişkin rapor alındığını, bu nedenle davacının imzaların kendisine ait olduğu tespit edilen ve varlığı verdiği icazet beyanı uyarınca kendisi tarafından da kabul edilen bankacılık işlemlerinden kaynaklanan 698.531 TL tutarındaki alacak isteminin hukuki bir temelinin de geçerliliğinin olmadığını, dava dilekçesindeki iddiaların aksine dava dışı … tarafından gerçekleştirilen bankacılık işlemlerinden kaynaklanan davacı yan zararının işleyen faizi ile birlikte 529.215,10 TL olduğunu, müvekkili bankanın birer aylık vadeli mevduat faiz oranlarının tatbik edilmesi suretiyle faizlendirilerek bulunan bu tutarın davacının müvekkili bankanın … şubesi nezdindeki hesabına yatırılmak suretiyle mevcut zararının tazmin edildiğini, davacının mağduriyetine sebep olan bankacılık işlemlerinde kendi kusurlu hareketleri ile sebebiyet verdiğini, davacı yanın hukuksal nedenler başlığı altında müvekkili banka aleyhine dile getirdiği gerçeklerden uzak tespit ve değerlendirmelerin kabulünün hukuken olanaksız olduğunu, davacı yanın faize ilişkin taleplerinin hukuki bir temeli ve geçerliliğinin bulunmadığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf beyanları, imza incelemesine ilişkin Adli Tıp ve Bilirkişi raporları
Mahkememiz 2008/622 Esas ve 2014/130 karar , 12/05/2014 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, tarafların temyiz talebi neticesinde, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2014/12470 esas, 2015/9776 karar 01/10/2015 tarihli ilamı ile bozularak mahkememize geldiği, ve yukarıda belirtilen esasına kaydının yapıldığı, anlaşıldı.
Davacı vekili 22/12/2020 tarihli dilekçe ibraz ederek davadan tüm sonuçları ile birlikte feragat ettiklerini beyan ettiği görüldü,
Davalı vekili 22/12/2020 tarihli dilekçe ibraz ederek davacının feragati doğrultusunda davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmesini, davacı yandan yargılama gideri ve vekalet ücreti adı altında herhangi bir taleplerinin olmadığını bildirdiği görüldü.
GEREKÇE;
Davacı vekili 22/12/2020 tarihinde mahkememize sunmuş olduğu dilekçesi ile davadan feragat etmiştir. Davalı vekili de 22.12.2020 tarihli dilekçesi ile yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığını açıklamıştır. Feragat karşı tarafın muvafakatine bağlı olmayıp, kesin hüküm gibi sonuç doğuracağından davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal, gerektirici nedenlere göre;
1-) Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-)Davalı taraf yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediğinden vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına;
3-)Alınması gereken 54.40.TL. Karar ve İlam harcının peşin alınan 14.091,10 .TL. harçtan mahsubu ile bakiye kalan 14.036,70.TL harcın kararın kesinleşmesi ile birlikte talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-)Davacı ile davalı tarafından yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısımının yatıran tarafa iadesine,
Dair tarafların yokluğunda verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek temyiz dilekçesi ile Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 25/12/2020

Başkan …
(e-imza)

Üye …
(e-imza)

Üye …
(e-imza)

Katip …
(e-imza)