Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/520 E. 2018/1154 K. 02.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/520 Esas
KARAR NO : 2018/1154

DAVA : Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 05/06/2017
KARAR TARİHİ : 02/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; dava dışı 3. Kişi (davalının sigortalısı) …’a ait … plakalı araç tarafından 22.11.2016 tarihinde …’a ait … plakalı araca çarpmak suretiyle hasar meydana geldiğini, kaza sonucu araçta değer kaybı oluştuğunu, bu alacağın araç sahibi tarafından davacıya temlik edildiğini, kaza sonucu araçta 4.800,00 TL değer kaybı oluştuğunun tespit edildiğini, 354,00 TL ekspertiz ücreti ödendiğini, davalıya 18.05.2017 tarihinde ihtarname gönderildiğini ve cevap verilmediğini belirtmiş ve şimdilik 300,00 TL değer kaybı ve 354,00 TL ekspertiz ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı aracın davalı şirkete … no.lu ve 07.05.2016/2017 vadeli ZMMS poliçesiyle sigortalandığını, kusur oranında sorumlu olduklarından sürücülerin kusur oranlarının tespitinin gerektiğini, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Poliçesi Genel Şartlarına göre uzman bir makine mühendisi tarafından değer kaybının tespitinin gerektiğini, kusur durumunun kabulünün mümkün olmadığını, kendilerine deliller tebliğ edilmediğinden bu hususa ilişkin açıklama hakkını saklı tuttuklarını, her halde davanın reddini istediklerini, dava konusu olayda belirlenebilir bir tazminat söz konusu olmadığından değeri ve miktarı bilinmeyen bir alacağın temlikinin mümkün olmadığını, temliknamede temlik konusu meblağın ve bahsi geçen aracın hangi kazasından kaynaklanan değer kaybı alacağının belirtilmediği gözetilerek davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından temliknamenin geçersiz olduğunun tespiti ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 20/04/2018 tarihli ara kararı gereğince dosya rapor hazırlanmak üzere … Makine Mühendisliği’nde görevli kusur – hasar bilirkişisisine tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 05/09/2018 teslim tarihli raporda özetle;1. Dava konusu trafik kazasının meydana gelişinde davalı şirkete ZMM sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …’nun % 100 (Yüzdeyüz) oranında asli ve tam kusurlu olduğu, 2. Davacının davalı şirketten talep edebileceği değer kaybı zararının kusur oranına göre 962,25 TL olduğu yönünde görüş ve kanatte bulunmuştur.
Bilirkişi raporu taraflara HMK. 281 ve 186 Madde meşruatlı davetiye ile tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili 11/09/2018 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesinde özetle; değer kaybı talebini 662,25 TL artırarak 962,25 TL Değer kaybı tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Islah dilekçesi meşruatlı davetiye ile davalı vekiline tebliğ edilmiştir.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN:Dava maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı değer kaybı alacağına yönelik tazminat davasıdır.
Somut olayın; Dava konusu olaya ilişkin olarak düzenlenen Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre 22.11.2016 günü saat 20:10 sıralarında … Kağıthane … yolunda sürücü … yönetimindeki … plakalı … marka 2006 model kamyoneti ile seyrederken önünde seyreden ve kırmızı ışıkta bekleyen sürücü … yönetimindeki … plakalı araca arkadan çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir.
Yargılama sırasında alınan kusur bilirkişisinin raporuna göre; Dava konusu olayda davalı şirkete ZMM sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …, yönetimindeki aracının hızını mahal şartlarına göre ayarlamamış, tedbirsiz ve dikkatsiz araç kullanmış, önündeki araç trafiğine yeterince dikkat etmemiş, kırmızı ışık yanan kavşakta mutlaka durması gerekirken dikkatsizliği ve özensiz seyri sonucu zamanında fren tedbiri almadığından kırmızı ışıkta duran davacıya ait araca arkadan çarpmıştır. Bu nedenle dava konusu olayda davalı şirkete ZMM sigortalı aracın sürücüsü trafik işaretlerine uymamaktan ve kırmızı ışıkta kurallara uygun şekilde duruşa geçen davacıya ait araca arkadan çarpmaktan % 100 oranında asli ve tamamen kusurlu olduğu, Davacı tarafa ait araç sürücüsü … ise, trafik ışıklarının kırmızı yanması üzerine duruşa geçtiği sırada arkasından aşırı süratle gelen davalı taraf araç sürücüsüne karşı kazayı önlemek bakımından alabileceği bir tedbir bulunmadığından olayda kusursuz olduğu belirtilmiştir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2002/130-E 2002/4512-K sayılı ilamında “…tamamen onarılmış olsa bile kazaya uğrayan araba, tahribatın izlerini taşıyacağından onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Aracın onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun, kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir…” denilmektedir.
KTK 90. Md. hükmüne göre ; “Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.„ Şeklindeki düzenleme ile trafik kazasından kaynaklanan tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde BK.nun haksız fiile ilişkin hükümlerine atıf yapılmıştır.
6098 TBK 49 ve müteakip maddeleri gereğince meydana gelen kaza sebebiyle zarar görenin mal varlığında meydana gelen eksilme zararlarını isteyebileceği gibi, dolaylı olarak uğradığı zararlar da zarar verenden istenebilecektir. Bu çerçevede bakıldığında, değer kaybı zararı, davacının mal varlığında meydana gelen bir zarar kapsamındadır. Zira, araç tamamen onarılmış olsa dahi, teknolojinin gelişmesi sebebiyle, parça değişimi yapılmamış olsa dahi, araçların kaza geçirdiği, kaportanın onarım ve boya gördüğü konuları kolaylıkla tespit edilebilmekte bu da aracın kaza geçirmesi sebebiyle kazanın şekline göre değişen oranlarda bir kısım değerinden kaybetmesine sebebiyet vermektedir. Dolayısıyla, değer kaybı araçla doğrudan ilişkili olup, zarar görenin gerçek zararını ifade etmektedir.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 2002/7795E. ve 2003/5255 K. sayılı kararında;”…borcun bizzat borçlu tarafından ifasında alacaklının menfaati olmadıkça borçlu borcunu şahsen ifaya mecbur değildir. Borç üçüncü bir şahıs tarafından borçlunun bilgisi dışında tediye edilebilir. BK md: 162 ‘ye göre alacaklı üçüncü şahıs ile yapacağı yazılı bir sözleşme ile bu maddedeki ayrıntılı durumlar dışında alacağını borçlunun rızasını aramaksızın üçüncü şahsa temlik edebilir ’
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/11-1602 E., 2013/712 K. sayılı kararında; “Alacağın temlikinin söz konusu olabilmesi için, evvelemirde temlik edilecek bir alacağın mevcut olması gerekir. Kural olarak, bütün alacaklar temlik edilebilir. Böylece halen iktisap edilmiş (kazanılmış) bir alacak kadar ileride iktisap olunacak bir alacak da keza muaccel bir alacak kadar bir vadeye veya şarta bağlanmış olan alacaklar da temlik olunabilir şeklinde belirtildiği üzere alacağın temlik ediliş şekli, içeriği karşısında yasaya ve içtihatlara aykırı bir durum bulunmamaktadır. Zira; temlik esnasında henüz sigorta tazminatı kesin olmadığından yazılı şekil şartına uyarak yapılan temliğin geçerli olduğu kanaatine varılmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 19.10.2015 tarih, 2015/2163 E., 2015/10755 K. sayılı ilamı ile; “Araçta meydana gelen değer kaybı, aracın kaza tarihindeki hasarsız 2.el piyasa değeri ile hasarı onarıldıktan sonraki 2.el piyasa rayici arasındaki farktır. Eksik inceleme ile hükme elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece, konusunda uzman kişilerden seçilecek bilirkişi kurulundan, tüm dosya kapsamına göre davaya konu kaza sebebiyle davacı tarafa ait araçta meydana gelen değer kaybının hesaplanması, (aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, km’si vs göre piyasa rayici belirlenerek) araçtaki hasarın giderilmesi için makul onarım süresinin ve bu süre içinde emsal nitelikteki bir aracın (davacı tarafından kaza olmasaydı dahi yapılması gereken yakıt vs gibi zorunlu giderler indirildikten sonra) davacının yaptığı iş, araca olan ihtiyaç durumu, kiralama ücretinin tespiti hususlarında dosyada bulunan bilirkişi raporunun da irdelenip değerlendirildiği ayrıntılı, açıklamalı ve denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi hüküm kurulması doğru görülmemiştir. ”
Buna göre; sigorta şirketi değer kaybından sigortalısının/sürücünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde sorumlu olabilecektir.
Mahkememizin 20/04/2018 tarihli ara kararı gereğince dosya rapor hazırlanmak üzere … Makine Mühendisliği’nde görevli kusur – hasar bilirkişisisine tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 05/09/2018 teslim tarihli raporda özetle;1. Dava konusu trafik kazasının meydana gelişinde davalı şirkete ZMM sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …’nun % 100 (Yüzdeyüz) oranında asli ve tam kusurlu olduğu, 2. Davacının davalı şirketten talep edebileceği değer kaybı zararının kusur oranına göre 962,25 TL olduğu yönünde görüş ve kanatte bulunmuştur.
Davacı vekili 11/09/2018 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesinde özetle; değer kaybı talebini 662,25 TL artırarak 962,25 TL Değer kaybı tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi raporu tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi raporu mahkememizce yeterli görülüp itibar edildiği,Dava konusu trafik kazasının meydana gelişinde davalı şirkete ZMM sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …’nun % 100 (Yüzdeyüz) oranında asli ve tam kusurlu olduğu, Davacının davalı şirketten talep edebileceği değer kaybı zararının kusur oranına göre 962,25 TL olduğu anlaşılmakla; Davanın kabulüne, dava ve ıslah dilekçesine göre 962,25 TL değer kaybı tazminatının 300 TL’sine dava tarihinden, 662,25 TL’sine de ıslah tarihi olan 11/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın kabulüne, dava ve ıslah dilekçesine göre 962,25 TL değer kaybı tazminatının 300 TL’sine dava tarihinden, 662,25 TL’sine de ıslah tarihi olan 11/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 65,73 TL harçtan peşin alınan 42,71 TL (Peşin Harç + Islah Harcı ) harcın mahsubu ile bakiye 23,02 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı duruşmalarda kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 962,25 TL( AAÜT 13/2 maddesi gereğince ) vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam: 1.300,11 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Karar kesinleştiğinde Mahkeme kasasındaki belge aslının iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda dava değeri itibari ile kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 02/11/2018

Katip

Hakim

MASRAF BEYANI
74,11 TL Harç Masrafı
700,00 TL Bilirkişi Ücreti
354,00 TL Ekspertiz Ücreti
172,00 TL tebligat ve müzekkere gideri
TOPLAM : 1.300,11 TL