Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/512 E. 2018/166 K. 13.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/512 Esas
KARAR NO : 2018/166

DAVA : Alacak (Elektrik Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/06/2016
KARAR TARİHİ : 13/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Elektrik Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi verdiği dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; Müvekkili şirket ile davalı kurum arasında elektrik alımı hususunda var olan sözleşme uyarınca, müvekkili şirketin faaliyet göstermiş olduğu işletmeye ait elektrik abonelikleri bulunduğunu, davalı kurumun, yargı kararlarının ve hukukun şeffaflık ve hukuk devleti ilkesinin aksine kayıp kaçak ve okuma bedelleri adı altında bazı bedeller tahsil etmekte ve iş bu bedellere ilişkin detaylı listeleri ve birim fiyat oranlarını abonelere vermekten kaçınmakta olduğunu, Bu husus neticesinde davalı kurum müvekkilinden denetlenmesi mümkün olmayan ve miktarı tespit edilemeyen “Kayıp Kaçak Bedeli”, “İletim Bedeli”, “Dağıtım Bedeli”, “Okuma Bedeli” ve “Perakende Satış Hizmet Bedeli” gibi bedeller tahsil ettiğini, Her ne kadar davaya konu bedelleri ile ilgili olarak elektrik tedarikçisi firma bu bedelin EPDK’nm kararı ile faturalara yansıtıldığı savını savunsa da, YHGK 21.05.2014 T. 2013/7-2454E. 2014/679K. Sayılı kararı uyarınca söz konusu durum şu şekilde açıklandığı; 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. Maddesinin 1. Fıkrasında: “… bu kanunla verilen görevleri yerine getirmek üzere EPDK’nm kurulduğunu belirtmiş”, aynı maddenin 2. Fıkrasında ise; “kurum, tüzel kişileri yetkili oldukları faaliyetleri ve bu faaliyetlerden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerini tanımlayan kurul onaylı lisansların verilmesinden, işletme hakkı devri kapsamındaki mevcut sözleşmelerin bu kanu hükümlerine göre düzenlemesinden, piyasa performansının izlenmesinden, performans standartlarının ve dağıtım ve müşteri hizmetleri yönetmeliklerinin oluşturulmasından, tadilinden ve uygulattırılmasından, denetlenmesinden, bu kanunda yer alana fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten, piyasa ihtiyaçlarını dikkate alarak serbest olmayan tüketicilere yapılan elektrik satışından uygulanacak fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten ve bu fiyatlarda enflasyon nedeniyle ihtiyaç duyulacak ayarlamalara ilişkin formülleri uygulamaktan ve bunların denetlenmesinden ve piyasada bu kanuna uygun şekilde davranmasını sağlamaktan sorumludur” hükmüne yer verildiği, iş bu karardan da anlaşılacağı üzere, EPDK’ya tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas olacak unsurları tespit etme görevi verildiğini, dolayısıyla bu madde ile anlatılmak istenen hususun 1 kW elektrik enerjisinin, tüketicilere ulaşıncaya kadar ki maliyet ve kar payı hesaplaması olduğunu, ne var ki bu husus EPDK’ya sınırsız bir fiyatlandırma unsuru belirleme yetkisi ve görevi vermediğini, kaldı ki elektrik enerjisinin nakli esnasında kişiler tarafından kacak kullanım suretiyle meydana gelen kayıpları, kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adaleti düşünceleriyle bağdaşmadığını, bu faturalarda bir hizmet bedeli karşılığı olmadığı açıkça belli olan kötüniyetli diğer kullanıcıların kaçak kullanımları ve tedarikçi elektirk dağıtım firmasının ağır ihmal ve kusurları ile altyapısının eksikliklerinden kaynaklanan kayıp ve kaçak tüketim bedellerinin karşılığı olarak bunun dürüst bir aboneye yansıtılmasının kabul edilemeyeceğini, bu nedenle dağıtıcı firma tarafından faturalara yansıtılan kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli, iletim sistemi kullanım bedeli, dağıtım bedeli şeklinde ve diğer bazı izimler adı altında faturalarda açık ya da gizlenerek tahsil edilen tüm haksız tutarları, faturaların ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davacı müvekkil şirkete iadesine karar verilmesini Davalı kurumdan ….- ABONE NO: … SAYAÇ N0…. (FATURA ÖRNEKLERİ EKTEDİR) numaralı tesisat aboneliklerine ait 31.12.2010 ile 18.08.2015 tarihleri arasında kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli, iletim sistemi kullanım bedeli, dağıtım bedeli şeklinde ve diğer bazı isimler adı altında haksız, hukuksuz olarak tahsil edilmiş olan miktarların fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik “Kayıp Kaçak Bedeli” için 100,00-TL, “İletim Bedeli” için 100,00-TL, “Dağıtım Bedeli” için 100,00-TL, “Okuma Bedeli” için 100,00-TL ve “Perakende Satış Hizmet Bedeli” için 100,00-TL olmak üzere ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte tahsiline, faturalara haksız ve hukuka aykırı olarak yansıtılan yukarıda belirtmiş olduğumuz bedellerin tekrar yansıtılmamasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi verdiği cevap dilekçelerinde ve duruşmalarda özetle; Davacı taraf ile müvekkili arasında imzalanan sözleşmelerin yetki maddesinin “bu sözleşmenin ve yürürlükteki ilgili mevzuatın uygulanmasından doğacak anlaşmazlıkların giderilmesinde yetkili organ istanbul mahkemeleri ve icra daireleridir.” şeklinde olduğu, iş bu nedenle huzurdaki davanın ve dava konusu davanın münhasıran yetkili olan İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yerine mahkememizde ikame edilmesi nedeniyle öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile davanın yetki yönünden reddini karar verilmesini beyan etmiştir.
… 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve .. Esas, … Karar Sayılı kararı ile; davanın İstanbul Mahkemeleri’nin yetki alanına girdiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmesi üzerine dosya tevzi bürosu tarafından mahkememize tevzi edilmesi üzerine mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN:Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen Kayıp Kaçak Bedeli, İletim Bedeli, Dağıtım Bedeli, Okuma Bedeli, Perakende Satış Hizmet Bedeli ve vs. adı altında alınan ücretin iadesi talepli alacak davası olduğu,
Somut uyuşmazlığın; davalı kurumun abonelerinden dolayısıyla da davacıdan Kayıp Kaçak Bedeli, İletim Bedeli, Dağıtım Bedeli, Okuma Bedeli, Perakende Satış Hizmet Bedeli ve vs. adı altında ücret isteyip isteyemeyeceği; buradan varılacak sonuca göre de davalının davacıdan tahsil ettiği kayıp-kaçak bedelinin iade edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davacı ile davalı arasında elektrik enerjisi satışına ilişkin abonelik sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşmeye istinaden davalı tarafından davacıdan kayıp-kaçak bedeli tahakkuk ettirildiği hususunda tartışma bulunmamaktadır.
Kayıp-kaçak, dağıtım ve iletim bedeli, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedeli ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E.- 2014/679 K. sayılı kararı ile Anayasa’nın “Vergi Ödevi” başlıklı 73.maddesinde “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra, 17.06.2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesi ile 6446 sayılı Kanun’un 17.maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bent ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilmiştir.
Ayrıca, 6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici 19.madde de; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve Geçici 20.madde de ise, “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyetleri’nin ve mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır. Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Kanunun 17.06.2016 yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş dava konusu kayıp kaçak ve sayaç okuma bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamı ve HGK kararı uyarınca dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 6719 Sayılı yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Dava tarihi itibarı ile HGK kararı uyarınca davacının dava açmakta haklı olduğu anlaşılmaktadır. Yargılama harç ve giderleri kural olarak davada haksız çıkan aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir. Aynı şekilde vekalet ücreti yönünden haksız çıkan taraf aleyhine hüküm kurulur. Dava açıldığı anda haklı durumda bulunan tarafın, yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden, dolayısı ile vekalet ücretinden sorumlu tutulması olanaklı değildir. Yargıtay 3 Hukuk Dairesi’nin 07/06/2017 tarih ve 2016/20106 Esas,2017/9319 Karar sayılı içtihadı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24.Hukuk Dairesinin 2016/12 esas, 2016/12 karar sayılı ve 07/12/2016 tarihli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24.Hukuk Dairesinin 2016/16 esas, 2016/16 karar sayılı ve 06/12/2016 tarihli kararları da bu doğrultudadır. Bu nedenlerle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilerek davacı lehine yargılama gideri ve dava değeri itibariyle AAÜT 13/2 maddesi gereğince vekalet ücreti takdir edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın konusuz kalması nedeni ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 500,00 TL ( AAÜT. 13/2 maddesi gereği ) vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam: 205,40 TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacıya ait artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Davalıya ait artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 13/02/2018

Katip …

Hakim …

MASRAF BEYANI
58,40 TL Harç Masrafı
147,00 TL tebligat ve müzekkere gideri
TOPLAM : 205,40 TL