Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/469 E. 2018/742 K. 06.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/364 Esas
KARAR NO : 2018/760

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/04/2017
KARAR TARİHİ : 11/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı şirketten alacağı nedeniyle, borçlu aleyhine … 5.İcra Müdürlüğümün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını, borçluya gönderilen ödeme emri üzerine borçlunun borca ve yetkiye itiraz ettiğini ve dosyanın yetkisizlikle … 21.İcra Müdürlüğüne gönderilerek … esasına alındığını, borçlunun bir kez daha dosyada gönderilen ödeme emrine itiraz ettiğini, itiraz sonrasında takibin durdurulduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu, ilk takibe yapılan 02.01.2017 tarihli itirazda şirketin ödeme emrindeki adresine ilişkin hiçbir itirazda bulunulmadığını yetkili icra dairelerinin İstanbul Çağlayan İcra Daireleri olduğunun belirtildiğini, borçlunun dosyada gönderilen ödeme emrine ilişkin yetki itirazında bulunmasının açıkça kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, davalı şirketin Şişli Vergi Dairesine kayıtlı olduğunu, iş adresinin Şişli İlçesinde olduğunu, borçlu kötü niyetli olup borçtan kurtulmaya yönelik yetki itirazının reddinin gerektiğini, davacı şirket ile davalı şirket arasında gerçekleşen ticari ilişki kapsamında davacı şirketin davalı şirketten 26.994,17 TL tutarında anapara ticari alacağının olduğunu ileri sürerek davalı borçlunun haksız itirazının iptaline, takibin devamına, borçlunun takip konusu alacağının %20 sinden aşağı olmamak kaydı ile inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili 29.04.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde ileri sürülen tüm hususları reddettiğini, davalı şirketin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, işletilmiş faize de takip türü dikkate alınarak açıkça itiraz ettiklerini, yapılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu, diğer bir hususun ise ilamsız takipte icra emrinin vekil olarak taraflarına tebliği hususu olduğunu, ilgili takip dosyasında bu hususun açıkça belirtilmiş olup tebliğin usulsüzlüğüne ilişkin itirazlarını yinelediğini beyan ederek davanın reddine haksız ve kötü niyetli açılan takip nedeniyle davacının %20 den az olmamak suretiyle kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ve ücreti-i vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… 21. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası, fatura ve ilgili kayıtlar, davacı ticari defter ve belgeleri, bilirkişi incelemesi sonucu alınan rapor.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava İİK 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının davalıdan alacağının olup olmadığı, alacağı var ise miktarı, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın yerinde olup olmadığı hususlarındadır.
Davalı tarafça ilk itirazda icra dairesinin yetkisine yönelik itirazda bulunularak İstanbul İcra Müdürlüğünün yetkili olduğu ileri sürüldüğünden ikinci kez yetki itirazında bulunulmuş olması karşısında, ayrıca HMK 10 ve TBK 89 maddeleri gereğince para borcu söz konusu olup davacı alacaklı kendi yerleşim yerinde takip başlatabileceğinden icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazın reddine karar verilmiştir.
İlgili … 21. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı sayılı icra takibi dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine … 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden 26.994,17 TL cari hesap alacağının işleyecek %10,50 ticari faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu vekilinin 02/01/2017 tarihli itiraz dilekçesi ile müvekkili şirketin ödeme emrinde talep edilen miktar ve mahiyette herhangi bir borcu olmadığını ileri sürerek takibe, borca, ve yetkiye itiraz ettiği, dosyanın yetkili İstanbul İcra Müdürlüğü’ne gönderildiği, davacı alacaklının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, takibin yetkili icra dairesinde yapıldığı, geçerli haciz yolu ile ilamsız genel takip bulunduğu, borçlu tarafından yasal süresi içerisinde yapılmış ve takibi durdurmuş geçerli bir itiraz olduğu, davanın bir yıllık yasal süresi içerisinde açıldığı, itirazın iptali davasının koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Deliller toplandıktan sonra mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık konularında rapor düzenlemesi için dosya bilirkişi S,M. Mali Müşavir …’a tevdi edilmiş, bilirkişi mahkememize sunmuş olduğu 03/04/2018 tarihli raporunda özetle; Davacının 2016 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davacı yanın incelenen ticari defterlerinde, davalı şirket … Tic Ltd Şti yi 120.01 001 nolu alıcılar hesabında izlediğinin tespit edildiğini, 08.08.2016 tarihli davalı şirkete olan … nolu 5.100,13 TL, 05.09.2016 tarihli … nolu 3.817,22 TL, 03.10.2016 tarihli 11.065,02 TL faturayı davacı şirketin 120 01 001 nolu hesabın borç tarafına kaydederek muhasebe kayıtlarına uygun olarak kayıt yaptığını, 01.06.2016 tarihli 5.532,25 TL ve 22.06.2016 tarihli 11.084,99 TL faturaları, davalı şirketin davacı şirkete ait Türkiye İşbankası hesabına EFT yolu ile ödediğini, davacının, davalı şirketten 26.994,17 TL bakiye alacağı bulunduğunu, davacının sunduğu Ba-Bs evrakı incelendiğinde , davaya konu olan faturaların Bs formlarında da usulüne uygun olarak yansıtıldığını, adına fatura düzenlenen kişinin fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için ya düzenlenen faturayı tebliğ aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde fatura ve münderecatına itiraz etmemiş olması veya faturanın ihtiva ettiği mal veya hizmetin tarafına ifasının tesliminin yapılmadığını ispatlaması gerektiğini, davalının faturalara itirazını ihtarname ile yapmadığının anlaşıldığını, Türk Borçlar Kanunu’nun Borçlunun Temerrüdü başlıklı 117 inci maddesinde “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur.” hükmü ile Türk Ticaret Kanunu’nun 10. maddesinde “Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar ” hükmü bulunduğunu, bu hükümler gereğince, davacı alacaklının takip tarihi itibariyle işlemiş faiz talep edebilmesi için davalı borçluyu icra takibinden önce temerrüde düşürmüş olması gerektiğini, davacının davalıyı noter ihtarnamesi ile icra takibinden önce temerrüde düşürmediğinin tespit edildiğini beyan etmiştir. Bilirkişi raporu, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve hükme esas almaya elverişlidir.
İtirazın iptali davası yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. İspat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda ön görülen istisnalar dışında karşı taraf kanuni karinenin aksini ispat edebilir. (HMK m.190). İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak davacı alacaklıdadır. Ancak borçlunun itirazındaki beyana göre ispat yükü yer değiştirebilir. Borçlu itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir, borçlu her türlü borca itirazını ödeme emrine itirazından bağımsız olarak ileri sürebilir.
Somut olayda, ispat yükü üzerinde olan davacı, ticari defter ve kayıtları ile taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu ve davalıdan alacaklı olduğunu kanıtlamıştır. Davalı tarafça icra ve dava dosyalarına davalının borcunu ödediğini kanıtlayacak herhangi bir belge ibraz edilmediği gibi, inceleme günü davalı ticari defter ve belgeleri de ibraz edilmemiştir. Davalı tarafın icra takibine itirazında ve cevap dilekçesinde, faturaların ve içeriği malların/hizmetin teslim alınmadığına ilişkin itirazı olmadığı için teslim alındığının kabulü gerekeceğinden davalı tarafa faturaların ve fatura içeriği malların teslim edildiği / hizmetin ifa edildiği, davalı tarafça cari hesap bakiyesi 26.994,17 TL’nin ödenmediği, davalı şirketin ticari ilişki süresince bakiye borcu haricinde ödemelerde bulunmuş olmasının da ticari ilişkinin varlığını gösterdiği, davacının davalıyı icra takibinden önce noter ihtarnamesi ile temerrüde düşürmediğinden işlemiş faiz talep edemeyeceği anlaşılmış, davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, davalı tarafından … 21. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 26.994,17 TL asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, geçerli bir ilamsız genel icra takibinin varlığı, borçlunun yedi günlük süre içerisinde ödeme emrine itiraz etmiş olması, bir yıl içinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunması, davacı alacaklının tazminat istemini dava dilekçesinde açıkça talep etmiş olması ve takip konusu alacağın miktarının belli (likit) olması dikkate alınarak borçlunun itirazının haksız olması nedeniyle asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, davalı tarafından … 21. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 26.994,17 TL asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 1.840,55 TL ilam harcından peşin yatırılan 333,34 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.507,21 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 3.233,30 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 655,70 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak vekil ile temsil edilen davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan 333,34 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvuru harcı, 600 TL bilirkişi ücreti, 116,80 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 748,20 TL yargılama giderlerinden davanın kabulü oranında 730,42 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iade edilmesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/06/2018

Katip

Hakim …