Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/415 E. 2018/1081 K. 16.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/415 Esas
KARAR NO : 2018/1081

DAVA : Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 03/05/2017
KARAR TARİHİ : 16/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; dava dışı 3. Kişi (davalının sigortalısı) … San. Tic. Ltd. Şti.’ne ait …. plakalı araç tarafından 06.07.2015 tarihinde … Tic. Ltd. Şti.’ne ait … plakalı araca çarpmak suretiyle hasar meydana geldiğini, kaza sonucu araçta değer kaybı oluştuğunu, bu alacağın araç sahibi tarafından davacıya temlik edildiğini, kaza sonucu araçta 2.750,00 TL değer kaybı oluştuğunun tespit edildiğini, 354,00 TL ekspertiz ücreti ödendiğini, davalıya 10.04.2017 tarihinde ihtarname gönderildiğini ve cevap verilmediğini belirtmiş ve şimdilik 300,00 TL değer kaybı ve 354,00 TL ekspertiz ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davacının temlik alacağı nedeniyle aktif husumet ehliyetinin bulunduğunu ispat etmesi gerektiğini, hukuka uygun esas ve şekil şartları sağlanmış temlikin ispat edilememesi durumunda davanın aktif husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, davaya konu araçta değer kabı oluşup oluşmadığının incelenmesi gerektiğini, ayrıca davalı şirkete yapılan ihbar sonucu dava konusu … plakalı aracın Km’sinin 165.000’den fazla olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle araçta değer kaybı oluşmadığı sabit olduğundan davanın reddinin gerektiğini, davalı şirket tarafından … plakalı aracın TRAMER kaydının incelenmesinden daha önce de kazalara karıştığının tespit edildiğini, bu nedenle Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılmasını istediklerini, mevzuata aykırı yöntemlerle yapılan tespitlere itibar edilmemesini talep ettiklerini, davacının istediği 354,00 TL ekspertiz ücretinin kabul edilemeyeceğini, başvuranın eksper ücretinden kendisinin sorumlu olduğunu, talep edilen ücretin yüksek olduğunu, faizin başlangıç tarihine ve faiz türüne itiraz ettiklerini, yasal faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 30/01/2018 tarihli ara kararı gereğince dosya rapor hazırlanmak üzere İTÜ Makine Mühendisliği’nde görevli kusur – hasar bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 08/05/2018 teslim tarihli raporda özetle;1. Dava konusu trafik kazasının meydana gelişinde davalı şirkete ZMM sigortalı …. plakalı aracın sürücüsü …’nın % 100 (Yüzdeyüz) oranında asli ve tam kusurlu olduğu, 2. Davacının davalı şirketten talep edebileceği değer kaybı zararının kusur oranına göre 226,20 TL olduğu yönünde görüş ve kanatte bulunmuştur.
Bilirkişi raporu taraflara HMK. 281 ve 186 Madde meşruatlı davetiye ile tebliğ edilmiştir.
Mahkememizin 13/07/2018 tarihli duruşmasının ara kararı ile; Dosya kapsamı ve bilirkişi raporu muhteviyatı itibari ile davacı vekilinin ek rapor alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN:Dava maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı değer kaybı alacağına yönelik tazminat davasıdır.
Somut olayın; Dava konusu olaya ilişkin olarak düzenlenen Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre 16.07.2015 günü … Yolu üzerinde sürücü … yönetimindeki …. plakalı aracıyla geri manevra yaptığı sırada arkasında bulunan park halindeki … plakalı araca çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir.
Yargılama sırasında alınan kusur bilirkişisinin raporuna göre; Dava konusu olayda davalı şirkete ZMM sigortalı …. plakalı aracın sürücüsü …, yönetimindeki aracının hızını mahal şartlarına göre ayarlamamış, tedbirsiz ve dikkatsiz araç kullanmış, geriye doğru manevra yapmadan önce arkasındaki araçlara dikkat etmesi, aracını bu araçlardan emniyetli bir mesafede tutması gerekirken bu kurallara uymamış, hatalı ve dikkatsiz geriye manevrası sırasında park halindeki … plakalı araca çarpmıştır. Bu nedenle dava konusu olayda davalı şirkete ZMM sigortalı aracın sürücüsü …’nın 2918 sayılı kanunun 67. Maddesine göre % 100 oranında asli ve tamamen kusurlu olduğu, Davacı tarafa ait araç ise, meskun mahalde park için ayrılmış yerde kurallara uygun şekilde park halinde olduğundan sürücüsüne yüklenebilecek bir kusur oranı mevcut olmadığı belirtilmiştir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2002/130-E 2002/4512-K sayılı ilamında “…tamamen onarılmış olsa bile kazaya uğrayan araba, tahribatın izlerini taşıyacağından onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Aracın onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun, kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir…” denilmektedir.
KTK 90. Md. hükmüne göre ; “Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.„ Şeklindeki düzenleme ile trafik kazasından kaynaklanan tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde BK.nun haksız fiile ilişkin hükümlerine atıf yapılmıştır.
6098 TBK 49 ve müteakip maddeleri gereğince meydana gelen kaza sebebiyle zarar görenin mal varlığında meydana gelen eksilme zararlarını isteyebileceği gibi, dolaylı olarak uğradığı zararlar da zarar verenden istenebilecektir. Bu çerçevede bakıldığında, değer kaybı zararı, davacının mal varlığında meydana gelen bir zarar kapsamındadır. Zira, araç tamamen onarılmış olsa dahi, teknolojinin gelişmesi sebebiyle, parça değişimi yapılmamış olsa dahi, araçların kaza geçirdiği, kaportanın onarım ve boya gördüğü konuları kolaylıkla tespit edilebilmekte bu da aracın kaza geçirmesi sebebiyle kazanın şekline göre değişen oranlarda bir kısım değerinden kaybetmesine sebebiyet vermektedir. Dolayısıyla, değer kaybı araçla doğrudan ilişkili olup, zarar görenin gerçek zararını ifade etmektedir.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 2002/7795E. ve 2003/5255 K. sayılı kararında;”…borcun bizzat borçlu tarafından ifasında alacaklının menfaati olmadıkça borçlu borcunu şahsen ifaya mecbur değildir. Borç üçüncü bir şahıs tarafından borçlunun bilgisi dışında tediye edilebilir. BK md: 162 ‘ye göre alacaklı üçüncü şahıs ile yapacağı yazılı bir sözleşme ile bu maddedeki ayrıntılı durumlar dışında alacağını borçlunun rızasını aramaksızın üçüncü şahsa temlik edebilir ’
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/11-1602 E., 2013/712 K. sayılı kararında; “Alacağın temlikinin söz konusu olabilmesi için, evvelemirde temlik edilecek bir alacağın mevcut olması gerekir. Kural olarak, bütün alacaklar temlik edilebilir. Böylece halen iktisap edilmiş (kazanılmış) bir alacak kadar ileride iktisap olunacak bir alacak da keza muaccel bir alacak kadar bir vadeye veya şarta bağlanmış olan alacaklar da temlik olunabilir şeklinde belirtildiği üzere alacağın temlik ediliş şekli, içeriği karşısında yasaya ve içtihatlara aykırı bir durum bulunmamaktadır. Zira; temlik esnasında henüz sigorta tazminatı kesin olmadığından yazılı şekil şartına uyarak yapılan temliğin geçerli olduğu kanaatine varılmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 19.10.2015 tarih, 2015/2163 E., 2015/10755 K. sayılı ilamı ile; “Araçta meydana gelen değer kaybı, aracın kaza tarihindeki hasarsız 2.el piyasa değeri ile hasarı onarıldıktan sonraki 2.el piyasa rayici arasındaki farktır. Eksik inceleme ile hükme elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece, konusunda uzman kişilerden seçilecek bilirkişi kurulundan, tüm dosya kapsamına göre davaya konu kaza sebebiyle davacı tarafa ait araçta meydana gelen değer kaybının hesaplanması, (aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, km’si vs göre piyasa rayici belirlenerek) araçtaki hasarın giderilmesi için makul onarım süresinin ve bu süre içinde emsal nitelikteki bir aracın (davacı tarafından kaza olmasaydı dahi yapılması gereken yakıt vs gibi zorunlu giderler indirildikten sonra) davacının yaptığı iş, araca olan ihtiyaç durumu, kiralama ücretinin tespiti hususlarında dosyada bulunan bilirkişi raporunun da irdelenip değerlendirildiği ayrıntılı, açıklamalı ve denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi hüküm kurulması doğru görülmemiştir. ”
Buna göre; sigorta şirketi değer kaybından sigortalısının/sürücünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde sorumlu olabilecektir.
Mahkememizin 30/01/2018 tarihli ara kararı gereğince dosya rapor hazırlanmak üzere İTÜ Makine Mühendisliği’nde görevli kusur – hasar bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 08/05/2018 teslim tarihli raporda özetle;1. Dava konusu trafik kazasının meydana gelişinde davalı şirkete ZMM sigortalı …. plakalı aracın sürücüsü …’nın % 100 (Yüzdeyüz) oranında asli ve tam kusurlu olduğu, 2. Davacının davalı şirketten talep edebileceği değer kaybı zararının kusur oranına göre 226,20 TL olduğu yönünde görüş ve kanatte bulunmuştur.
Bilirkişi raporu tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi raporu mahkememizce yeterli görülüp itibar edildiği, Dava konusu trafik kazasının meydana gelişinde davalı şirkete ZMM sigortalı …. plakalı aracın sürücüsü …’nın % 100 (Yüzdeyüz) oranında asli ve tam kusurlu olduğu, Davacının davalı şirketten talep edebileceği değer kaybı zararının kusur oranına göre 226,20 TL.olduğu anlaşılmakla; Davanın kısmen kabulüne, 226,20 TL değer kaybı tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın kısmen kabulüne, 226,20 TL değer kaybı tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL peşin harç masrafının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince kabul edilen miktar yönünden hesaplanan (AAÜT 13/2 Maddesi gereğince ) 226,20 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ret edilen miktar yönünden hesaplanan 73,80 TL ( AAÜT. 13/2 maddesi gereği ) vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacının yapmış olduğu toplam 1.216,10 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 916,93 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,geri kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
8-Davalı tarafından yatırılan artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
9-Karar kesinleştiğinde Mahkeme kasasındaki belge aslının iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda dava değeri itibari ile kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 16/10/2018

Katip …

Hakim …

MASRAF BEYANI
31,40 TL Harç Masrafı
700,00 TL Bilirkişi Ücreti
354,00 TL Ekspertiz Ücreti
130,70 TL tebligat ve müzekkere gideri
TOPLAM : 1.216,10 TL