Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/397 E. 2023/43 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/397 Esas
KARAR NO : 2023/43

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/04/2017
KARAR TARİHİ : 19/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı firma … 01.11.2016 Tarihine kadar Türkiye genelinde “…” Marka ürünlerin distribütörlüğünü ve yetkili servis işlemlerini gerçekleştirdiğini, 01.11.2016 tarihine kadar müvekkil ile davalı firma arasında ürün alım satımı ile yetkili servis hizmetleri gerçekleştirdiğini, bu süre boyunca ayıplı/kusurlu çıkan ürünler için müvekkilimce müşterilere ödenen tüm tazminatlar ve ayıpsız ile değişim kararları, davalı tarafından yargılama masrafları ile birlikte eksiksiz şekilde müvekkilime geri ödenmediğini, diğer bir deyişle, müşterilere karşı dış ilişkide davalı ile birlikte müteselsilen ve müştereken sorumlu isek de iç ilişkide nihai sorumlu davalı olduğunu, bu hususta hiçbir ihtilaf yaşanmaksızın tüm tazminatlar, değişim kararları ile yargılama masrafları müvekkiline ödenmediğini, müvekkili ile davalı firma arasında akit edilen sözleşme çerçevesinde müvekkil mağazalarından tüketicilerce satın alınan “…” marka ürünlerin tüketiciler şikâyeti nedeni ile müvekkil mağazasına bırakılması halinde arızalı ürünler ile ilgili bilgi derhal …’a bildirilmekte ve bu bağlamda … tarafından yetkili servis hizmeti sağlanmakta olduğunu, tüketiciler tarafından müvekkil mağazalarına şikâyet nedeni ile bırakılan ürünler ya direkt davalı firmaya ve davalı firmanın bildirdiği yetkili servislere müvekkilce teslim edilmekte ve tüketiciler satıcı sıfatında olan müvekkil firma ile muhatap olduğunu, müvekkil ürün satıcı sıfatına haiz olduğundan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde, ürün üreticisi olmamakla birlikte, müvekkil ayıplı mallar açısından şikâyet edilen konumunda bulunmakta ve aleyhe çıkan sonuçlardan müvekkil sorumlu olduğunu, müvekkil firma ile … arasındaki akde göre ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde ise aleyhe çıkan kararlar açısından taraflar arasında rücu işlemleri uygulanmakta olduğunu, müvekkilince …. 24. Noterliğinin, … Tarih Ve … Yevmiye Numaralı İhtarnamesi keşide edildiğini, davalı firmanın resmi mercilerce müvekkil firma aleyhine davalı firma tarafınca satılan ürünler açısından ve müvekkilce yetkili merci kararlarına uygun şekilde işlem yapılan dosyalar açısından rücu işlemlerinin yapılması gerektiği aksi halde hukuki yollara başvurulacağı ihtaren bildirildiğini, işbu ihtarname davalıya 12.01.2017 Tarihinde tebliğ edildiğini, fakat buna rağmen davalı firma tarafınca bugüne değin işlem yapılmadığını, izah edilen nedenlerle eldeki davayı ikame etme zarureti doğduğunu, davalı firma her ne kadar artık … marka ürünlerin satışını gerçekleştirmediğini, yetkili servis hizmeti de vermediğini iddia etmekte ise de, yetkili satıcı olduğu dönemde yapılan satışlardan dolayı 6502 Sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde garanti süresi boyunca davalı firmanın sorumlulukları gerek tüketicilere ve gerekse müvekkiline karşı aynen devam ettiğini, tüm bunların yanı sıra yine 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 198. Vd Maddesi çerçevesinde de davalının sorumluluğunun devam ettiği açık olduğunu, davalı firmanın listesi bildirilen ürünlerin bir kısmını da uhdesinde bulundurmakta ve müvekkiline teslim işlemlerini dahi gerçekleştirmediğini, açıklanan bu nedenlerle; davalı …’ın satışını gerçekleştirdiği ve garantisi devam eden … marka ürünler açısından sorumluluğunun tüketicilere ve müvekkile karşı aynen devam ettiğinin tespitini, davalı davaya konu ürünler açısından Kanun hükümleri çerçevesinde müvekkile karşı sorumluluğunun devam ettiğinin tespitini, uzman bilirkişi heyetince tespit ve hesaplama yapılarak davalının müvekkile ödemesi gereken bedelin kesin olarak tespitini, fazlaya ilişkin her türlü yasal ve ıslah hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 714.483,21-TL Bedelin temerrüt tarihinden başlayacak ticari faizi ile davalıdan tahsili ile müvekkile ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkil şirketten dava tarihi olan 25.04.2017 tarihi itibarıyla 714.483,21.TL alacaklı olduğu iddiası ile alacak davası açtığını, halbuki davacı tarafın, müvekkil şirketten dava dilekçesinde iddia edildiği şekilde bir alacağı bulunmadığını, davacı tarafın iddialarının aksine davacı taraf ile müvekkil şirket arasında ürün alım satımına veya servis hizmeti verilmesine dair herhangi bir yazılı sözleşme bulunmadığını, müvekkil şirketin tek yetkili dağıtıcı olmamakla birlikte bir kısım … Marka ürünleri yurt dışından ithal eden ve ürünlerin Türkiye’de ana dağıtıcı şirketler aracılığı ile satışını organize eden distribütör şirket olduğunu, ancak müvekkil şirketin davacı şirkete doğrudan ürün satan bir şirket olmadığını, davacı taraf ile müvekkil şirket arasında mal alım satımı olmaması sebebiyle mal alım satımı sebebiyle bir borç oluşmasının mümkün olmadığını, müvekkil şirket … Marka notebook (veya laptop) vb bir kısım ürünleri ithal etmekte iken … firması 2015 yılı Aralık ayında, Dünya genelini ilgilendiren bir karar alarak Avrupa ve Türkiye pazarlarından çekildiğini, müvekkil şirket en son 2016 yılı Ocak ayında … Marka cihaz ithalatı yaptığını, sonrasında yapmadığını, … Kararı sonrasında müvekkil şirketin ürün tedarik ettiği … markasının temsilcisi olan … firması Türkiye’de yeni bir servis sağlayıcı tayin ettiğini, müvekkil şirketin yetkileri sona erdiğini, …, … marka cihazlarla ilgili yaşanan sorunların tayin ettiği yetkili servise yönlendirilmesini ve hukuki ihtilafların çözülmesinde ise kendisi tarafından yetkilendirilen hukuk bürosunun yetkili olacağını, davacı şirket dahil bütün … marka ürün satan benzer firmalara bildirdiğini, müvekkil şirketin, davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği 01.11.2016 tarihinden sonra hiç bir yetkisi bulunmamakta olduğunu, bu hususun davacı tarafın kabulünde olan bir durum olduğunu, dolayısıyla davacı taraf taleplerinin muhatabı müvekkil şirket olmadığını, davacı tarafın iddialarının dayanaksız olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde toplam cihaz bedeli olduğu iddiası ile 714.483,21.-TL gibi bir bedel talep ettiğini, ancak iddia edilen söz konusu cihazların müvekkilden alınıp alınmadığı belirtilmediğini, faturaları da sunulmadığını, iddia edildiği gibi cihazlar var ise, cihazların ayıplı olduğuna dair dosyada hiç bir belge bulunmadığını, iddia edildiği gibi hakem heyeti kararı veya mahkeme kararı doğrultusunda tüketiciye iddia edildiği gibi ödeme yapıldığı belli olmayıp, dosyaya buna dair belge sunulmadığını, davacı tarafın rücu talebinde bulunduğunu iddia etmekte ise de buna dair hiç bir belge sunmadığını, davacı tarafın iddialarını ispata dair dosyada hiçbir belge bulunmadığını, açıklanan bu nedenlerle; davacı tarafça açılan haksız, dayanaksız davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER;
Bilirkişi incelemesi, ödeme belgeleri, faturalar, sunulan Hakem Heyeti ve Mahkeme kararları, tarafların defter ve kayıtları, yazılan müzekkere cevapları, taraf vekillerinin açıklamaları ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE:
Dava, ayıplı ürün nedeni ile karşılanan zararın rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davalı taraf yargılama aşamasında zamanaşımı def-inde bulunmuş ise de, cevap dilekçesinde zamanaşımı def-ini ileri sürmediğinden bu yöndeki itirazı kabul edilmemiştir.
Davalı … 01.11.2016 Tarihine kadar Türkiye genelinde “…” Marka ürünlerin distribütörlüğünü ve yetkili servisliğini yapmıştır. 01.11.2016 tarihine kadar davacı ile davalı firma arasında ürün alım satımı ile yetkili servis hizmetleri gerçekleşmiştir. Belirtilen tarihe kadar davacı tarafça satılan ürünlerden ayıplı/kusurlu çıkan ürünler nedeniyle yapılan başvurularda davacı tarafça müşterilere ödenen bedeller ve ayıpsız ile değişim kararlarına ilişkin talepler davalı tarafından karşılanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde davacının”01.11.2016 tarihine kadar, …. ayıplı/ kusurlu çıkan ürünler için müvekkillerimce müşterilere ödenen bütün tazminatlar ve ayıpsız ile değişim kararları, davalı tarafından yargılama masrafları ile birlikte eksiksiz şekilde müvekkilime geri ödenmiştir.” şeklindeki beyan ile 01.11.2016 tarihi öncesi işbu davanın konusu olmadığını, bu husus davacı tarafın kabul ve ikrar ettiğini savunmuştur. Ancak davaya konu uyuşmazlık 01.11.2016 tarihinden önce davalının “…” Marka ürünlerin distribütörlüğünü ve yetkili servisliğini yaptığı dönemde davacı tarafından alınıp ancak 01.11.2016 tarihine kadar davalıya başvurulmayan, müşterilerin bu tarihten sonra davacıya başvurup aldığı ödemeler ve iadelere dair taleplere ilişkindir. Bu nedenle davalı tarafın itirazı kabul görmemiştir.
Nitelikli hesaplamalarda uzman …, mali konularda uzman bilirkişiler … ve … tarafından düzenlenen 09.09.2019 tarihli bilirkişi raporunda; “Davacı vekilinin dava dilekçesinde ödemelerin durdurulduğunu belirttiği 01.11.2016 tarihinden davanın açıldığı 17.04.2017 tarihine kadar davacı … firması tarafından Tüketici Hakem Heyeti ve Mahkemelerin kararlanı gereği tüketicilere cihaz bedeli ve mahkeme masrafları olarak 181.047,55 TL tutarında ödeme yaptığı tespit edilmiştir.
… davacı tarafından talep edilen 714.483,21 TL nin 1.11.2016 tarihi ve yasal belgeler dikkate alındığında kanıtlanamadığı, ancak bu tarihten sonra davacının anılan ilişkide mahkeme kararlanı doğrultusunda 181.047,55 TL ödeme yaptığı”
03.03.20202 tarihli bilirkişi ek raporunda; “Davacı Vatan firması ile davalı … firması arasında doğrudan ticari bir ilişki olmasa da 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında ilişkilerinin var olduğu,
Davacı vekilinin dava dilekçesinde ödemelerin durdurulduğunu belirttiği 01.11.2016 tarihinden davanın açıldığı 17.04.2017 tarihine kadar davacı Vatan Bilgisayar firması tarafından Tüketici Hakem Heyeti ve Mahkemelerin kararları gereği tüketicilere cihaz bedeli ve mahkeme masrafları olarak 181.047,55 TL tutarında ödeme yaptığı,”
14.09.2020 tarihli bilirkişi 2. Ek raporunda; ” Davacı … firması ile davalı … firması arasında doğrudan ticari bir ilişki olmasa da 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında ilişkilerinin var olduğu,
Davalı firmaca yetkisinin 01.11.2016 tarihinde bittiği kabul edildiğine göre davalı 2013 yılında yetkili olduğunu da kabullendiği, ayrıca yasa gereği 01.11.2016 tarihine kadar tüketiciye satılan mallardan dolayı da 2 yıllık daha müteselsil sorumluluğu olduğu, bu konuda karar verme yetkisinin mahkemede olduğu,
Kök rapordaki tablodan da görüleceği üzere, 27.03.2013 – 09.12.2015 tarihleri arasında tüketicilere yapılan satışlardan dolayı mahkemelerce ayıplı mal kabul edildiği için tüketicilere yapılan ödemelerin davalı … firmasının yetkili olduğu dönemin içinde gerçekleştiği,
Davacı vekilinin dava dilekçesinde ödemelerin durdurulduğunu belirttiği 01.11.2016 tarihinden davanın açıldığı 17.04.2017 tarihine kadar davacı … firması tarafından Tüketici Hakem Heyeti ve Mahkemelerin kararları gereği tüketicilere cihaz bedeli ve mahkeme masrafları olarak 181.047,55 TL tutarında ödeme yaptığı,”
Mali konularda uzman bilirkişi … tarafından hazırlanan 10.01.2020 tarihli bilirkişi raporunda; ” Tablolarda tüketici hakem heyeti kararı gereğince ödenen veya itiraz ile mahkemeye giden dosyalar tek tek gösterilmiş iadeye konu fatura ve iadeye dair gider pusulasındaki bedel bir sütunda gösterilmiş, bedelin iade edildiğine verilen mahkeme kararları gereği ödemelerin dekont tutarları ayrıca bir sütunda gösterilmiştir.
… dosya ekine sunulan davacının son tüketiciden iade aldığı ürünlerin davalıya bildirimine dair email yazışmaları, tüketici hakem heyeti kararları, mahkeme kararları ve ödemelere ilişkin yaptığımız tespitlere göre tüketici hakem heyeti ve mahkeme kararları gereği bedel iadesine karar verilen ürünlerin fatura bedelleri toplamı 549.848,46 TL davacının banka hesabından ödeme yapıldığına dair sunulan dekontlarin toplamı 177.304,01 TL olarak tespit edilmiş,”
13.12.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda; ” Davacı tüketiciye ödenmesine karar verildiği tespit edilen bedellerin tamamını ödediğini iddia etse de ancak ödeme belgesi olan ödemeler raporumuza esas alınmıştır. Davacı dilekçesi ekinde sunduğu gider pusulalarına dayanak ödemelerin raporda dikkate alınmadığını iddia etmiştir. Davacının sunduğu gider pusulalarından hangi tüketici hakem heyeti kararı ya da mahkeme kararında istinaden olduğu anlaşılmamaktatır. Gider pusulası ödeme belgesi olmadığından ancak cihazların iade alındığı tespit edilmiştir. Ancak dilekçede belirtilen ödemelerin hepsi kök raporda hesaplamaya dahil edilmiştir. Aşağıda değerlendirilmediği iddia olunan ödemelerin tablonun hangi satırında olduğu gösterilmiştir.
– … Tüketici Hakem Heyeti’nin 24.10.2016 tarihli kararına istinaden yapılan ödeme tablonun 10. Satırında – … Tüketici Hakem Heyeti’nin 09.07.2018 tarih ve … sayılı kararına istinaden yapılan ödeme tablonun 12. Satırında – … Tüketici Hakem Heyeti’nin 09.11.2016 tarihli kararına istinaden yapılan ödeme tablonun 16. Satırında – … Tüketici Hakem Heyeti’nin 13.02.2018 tarih ve … sayılı kararına istinaden yapılan ödeme tablonun 19. Satırında – … Tüketici Hakem Heyeti’nin 26.2.2016 tarih ve … sayılı kararına istinaden yapılan ödeme tablonun 25. Satırında … Yukarıda arz ve izah olunduğu şekilde kök raporda vardığımız sonuçları ve hesaplamaları değiştirecek herhangi bir husus bulunmadığı,”
Tespit ve açıklamalarına yer verilmiştir.
İlk bilirkişi heyeti raporu içerisinde ve son bilirkişi raporunda davacının dayandığı dosyalar liste olarak tek tek liste halinde gösterilmiştir. Davacı tarafından bu listede yer alan ve müşterilere yaptığı ödemeleri ispatladığı ve talep debileceği miktarlar belirlenmiştir. Listede yer alıp müşteriye ödeme yapıldığı belgelendirilmeyen miktarlar ise hesaplanmakla birlikte davacının bu miktarı talep edemeyeceği kanaatine ulaşılmıştır.
Bilirkişi raporları listesinde yer alan ürünler davalının Türkiye genelinde “…” Marka ürünlerin distribütörlüğünü ve yetkili servisliğini yaptığı dönemde alınmış ürünler olup, listede 01.11.2016 tarihinden sonra satışı yapılan ürünlere rastlanmamıştır.
Davacı vekili bilirkişi raporunda eksik inceleme yapıldığı itirazında bulunarak eksik incelemeye ilişkin somut Tüketici Hakem Heyeti dosyalarını bildirmiştir. İtiraz üzerine yapılan ek bilirkişi incelemesinde davacı tarafın eksik inceleme olarak belirttiği tüm dosyaların bilirkişi tarafından dikkate alındığı ve kök rapor ekinde sunulan listede yer alan dosyalar olduğu, bu haliyle raporun taraf ve mahkeme denetimine açık olduğu, eksik inceleme içermediği anlaşılmakla hükme esas alınmıştır. Gider pusulası ödeme belgesi olmadığından raporda ödeme belgesi olarak kabul edilmemesi ve hesaplama dışı bırakılmasında usulsüzlük bulunmamaktadır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici, distrübütör veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu hakların hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici, distrübütör ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Dava tarihi itibarı ile davalı distrübütör değil ise de satışını yaptığı ürünler nedeni ile iç ilişkide iki yıllık sorumluluğu bulunmaktadır. Davalı, davacıya satılan ayıplı ürünlerden dolayı davacının hakem Heyeti ve Mahkeme Kararları uyarınca ayıplı ürün oldukları sabit olan ürünlere ilişkin müşterilere ödediğini ödeme belgeleri ile ispatladığı 177.304,01 TL miktardan sorumlu tutulmuştur. Davalı malın kendisi tarafından satışından sonra ayıbın doğduğunu ispat ederek sorumluluğundan kurtulabilir ise de, bu yönde somut herhangi bir delil sunamamıştır.
Davacının keşide ettiği … 24. Noterliğinin, … Tarih Ve … Yevmiye Numaralı İhtarnamesi davalıya 12.01.2017 Tarihinde tebliğ edilmiştir. Ancak bu ihtarnamede ödeme talebinde bulunulmaması ve temerrüde ilişkin başka bir ifadeye de yer verilmemesi nedeni ile 177.304,01 TL’nin dava tarihi olan 25.04.2017 den işleyen avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davanın kısmen kabulü ile 177.304,01 TL’nin dava tarihi olan 25/04/2017 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-)Alınması gereken 12.111,64-TL. Karar ve İlam harcından peşin alınan 12.201,59 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 89,95 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-)Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 27.595,60 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince red olunan kısım üzerinden hesaplanan 77.089,71 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafça yatırılan 12.111,64 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-)Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvuru, 4,60 TL vekalet harcı 7.100 TL bilirkişi ücreti ve 504,20 TL posta giderinden ibaret toplam 7.640,20 TL yargılama giderinin kabul ve redoranları dikkate alınarak 1.895,97 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa bakiyesinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına;
7-)Taraflarca yatırılan kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/01/2023

Başkan
¸e-imzalıdır

Üye
¸e-imzalıdır

Üye
¸e-imzalıdır

Katip
¸e-imzalıdır