Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/357 E. 2018/980 K. 24.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/357 Esas
KARAR NO : 2018/980

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Taşıma Hizmeti Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 13/04/2017
KARAR TARİHİ : 24/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Taşıma Hizmeti Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili firma arasında gerçekleşen kargo taşıma hizmeti nedeniyle, müvekkilinin kargo taşıma işini eksiksiz tam ve süresinde gerçekleştirdiğini, davalıya bu hizmetlerle ilgili olarak sözleşmeye uygun biçimde taşıma faturaları düzenlenerek davalıya teslim edildiğini, davalı borçlunun ödeme yapmaması üzerine müvekkilinin, davalı takip borçlusu aleyhine … 36. İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyası ile faturalara konu teslim edilmiş taşıma hizmetlerine dayalı olarak ilamsız icra takibi yaptığını, davalının süresi içerisinde borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, takibe yapılan itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile davalının %20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalıya gönderilen usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER :
… 36. İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyası, ticari defter ve belgeler üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan rapor.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, İİK 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinden doğan ticari ilişki nedeniyle davacının cari hesaptan kaynaklanan alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarının ne kadar olduğu hususlarındadır.
İlgili … 36. İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 28/01/2016 tarihinde faturalara dayalı 4.082,36 TL asıl alacağının, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %10,50 avans faiz ile tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 04/02/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 11/02/2016 tarihli itiraz dilekçesinde özetle, alacaklı tarafa herhangi bir borcunun olmadığını aksine alacaklı tarafın edimlerini basiretli bir tacir gibi yerine getirmemesi nedeniyle müşterileri ile problemler yaşadığını ve çok ciddi miktarda zarar ettiğini ve zararlar nedeniyle davacıya dava açma haklarının saklı tuttuğunu, ayrıca faturaların tebliğ edilmediği gibi içerik itibariyle gerçek dışı olduklarını ileri sürdüğü, davacı alacaklının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, takibin yetkili icra dairesinde yapıldığı, geçerli haciz yolu ile ilamsız genel takip bulunduğu, borçlu tarafından yasal süresi içerisinde yapılmış ve takibi durdurmuş geçerli bir itiraz olduğu, davanın bir yıllık yasal süresi içerisinde açıldığı, itirazın iptali davasının koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Deliller toplandıktan sonra mali müşavir bilirkişi …’dan ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yaparak mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık konularında rapor düzenlemesi istenilmiş, bilirkişi mahkememize sunmuş olduğu 20/07/2018 tarihli raporunda özetle; Davacı 2015 yılı ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğunu, taraflar arasında cari hesap anlamında yazılı bir sözleşme/anlaşma görülmediğini, taraflar arasında yazılı olmayan cari hesap benzeri ticari bir münasebet olduğunu, davacı şirketin, mal/hizmet bedelleri karşılığı davalı adına düzenlenmiş faturaları 120– 01007 Alıcılar ( …) hesabında izlediğini, davacı tarafın davalı ile ticari ilişkisine 2015 yılında başladığını ve aynı yıl sona erdiğini, davacının 2015 yılı içerisinde davalıya toplu fatura olarak 51 adet fatura karşılığı 10.074,14 TL tutarlı fatura kestiğini, bu faturalar karşılığında davalının 2015 yılı içerisinde davacı şirkete muhtelif tarih ve tutarlarda kredi kartı nakden vb. yollarla yapmış olduğunu, 5.991,78 TL ödemeler sonucunda davacı şirkete 4.082,36 TL borcunun kaldığını, davacının davalıya tanzim etmiş olduğu 51 adet toplu faturayı davalının tebliğ aldığına dair fatura üzerinde imzaya rastlanmamakla birlikte “Adrese Teslim Listesi” belgelerinde davacı tarafın verilen iş emre gereği paket/kargo vb. işlerin alıcılarına teslim edilmiş olduğunu, davalı yanın davacı yan ile ticari ilişki içeresinde olduklarını, kargo taşıma ve lojistik hizmetinin, davacı yan tarafından davalı yana sağlandığını ve edimlerini yerine getirdiği kanaati oluştuğunu, davalı taraf ticari defterlerini sunmadığından cari hesap özeti anlamında tarafların kayıtlarını karşılaştırma olanağı bulunamadığını beyan etmiştir. Bilirkişi Raporu dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve hüküm kurmaya elverişlidir.
İtirazın iptali davası yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. İspat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda ön görülen istisnalar dışında karşı taraf kanuni karinenin aksini ispat edebilir. (HMK m.190). İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak davacı alacaklıdadır. Ancak borçlunun itirazındaki beyana göre ispat yükü yer değiştirebilir. Borçlu itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir, borçlu her türlü borca itirazını ödeme emrine itirazından bağımsız olarak ileri sürebilir.
YD. 3.HD.2001/4745 E,2001/5082 K. 04.06.2001 T sayılı kararında da vurgulandığı üzere “ Kural olarak borçlu, itirazın iptali davasına vereceği cevap layihasında, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir. Ancak, borçlunun itiraz dilekçesinde borçla ilgili kabule yönelik beyanları kendisi için bağlayıcıdır. Artık açılan itirazın iptali davasında borçlu bulunmadığını savunamaz. KAnun hilafını emretmedikçe iki tarafın her biri müddeasını ispata mecburdur. İspat yükü borç ilişkisini (icra dosyasında) kabul etmekle birlikte ödediğini iddia eden davalı tarafa düşmektedir. Davacının ödenmediğini ispat etmesi söz konusu değildir. Yapılacak iş; davalının ödeme savunmasını ispata yarar delillerini toplamak ve oluşacak sonuç dairesinde karar vermekten ibarettir.”
Somut olayda, davalı taraf icra dosyasına yönelttiği itirazı ile taraflar arsında yazılı olmayan bir ticari/taşıma ilişkisinin varlığını ikrar etmiştir. Davalı, alacaklı tarafın edimlerini yerine getirmediğinden müşterileri ile problemler yaşadığını ve zarar ettiğini beyan etmesine rağmen, ticari defterlerinin incelenmesi hususunda kendisine tebliğ edilen meşruhatlı davetiyeye rağmen ticari defterlerini ibraz etmemiş ve davacının edimlerini yerine getirmediğine ilişkin belgeleri dosyaya sunmamıştır. Taraflar arasında yazılı olmayan cari hesap benzeri ticari bir münasebet olduğu, davacının, davalıya tanzim etmiş olduğu 51 adet toplu faturalarda davalının faturayı tebliğ aldığına dair fatura üzerinde imzaya rastlanmamakla birlikte “Adrese Teslim Listesi” belgelerinde davacı tarafın verilen iş emri gereği paket/kargo vb. işlerin alıcılarına teslim edilmiş olduğundan davalı yanın davacı yan ile ticari ilişki içerisinde oldukları, kargo taşıma ve lojistik hizmetinin, davacı yan tarafından davalı yana sağlandığı, davacı şirketin 2015 yılı ticari defterlerinin delil niteliğine sahip olduğu, 2015 yılında davacının davalıya toplamda 10.074,14 TL tutarlı fatura tanzim ettiği, davalının aynı yıl 5.991,78 TL ödeme yaptığı ve 2015 yıl sonu itibariyle ticari defterlerinde bakiye 4.082,36 TL alacağının işli olduğu, bu alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa gereği yıllık %10,50 oranından başlayacak avans faiz oranından faiz uygulanması gerekeceği anlaşılmış, davanın kabulü ile, davalı tarafından … 36. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın iptaline ve takibin devamına, geçerli bir ilamsız genel icra takibinin varlığı, borçlunun yedi günlük süre içerisinde ödeme emrine itiraz etmiş olması, bir yıl içinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunması, davacı alacaklının tazminat istemini dava dilekçesinde açıkça talep etmiş olması ve takip konusu alacağın miktarının belli (likit) olması dikkate alınarak borçlunun itirazının haksız olması nedeniyle asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın kabulü ile, davalı tarafından … 36. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın iptaline ve takibin devamına, asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 278,86 TL ilam harcından peşin yatırılan 69,72 TL harcın mahsubu ile bakiye 209,14 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvuru harcı, 69,72 TL peşin harç, 700,00 TL bilirkişi ücreti, 103,00 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 904,12 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/09/2018
Katip …

Hakim …