Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/345 E. 2019/982 K. 06.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/345 Esas
KARAR NO : 2019/982

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/04/2017
KARAR TARİHİ : 06/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Su aboneliğinin bulunduğu daire olan … adresinin avukatlık bürosu olarak kullanıldığını, yaklaşık 80 m2 olan dairede banyo yapılmadığını, yemek pişirilmediğini, bulaşık makinesinin bulunmadığını, bu dairenin haftasonları kullanılmadığını, 05.10.2016 tarihli son ödeme tarihli 1.626,00 TL ödeme tutarlı faturanın kendilerince kabul edilmediğini, 10.10.2016 tarihinde … Genel Müdürlüğü … şubesinden alınan dökümde görüleceği üzere 63,00 TL ile 430 TL arasında paralar ödendiğini, eylül ayında 152 m3 1.626,00 TL ve 2017 Ocak ayında itiraz faturası 2.397,00 TL olduğunu, işyerinde tadilat yapılmadığını, su kaçağına neden olabilecek bir işlem yapılmadığını, ofis dışında uzun süreler geçirilen bir işyerinde 152 m3 su kullanılması karşılığı 1.626,00 TL fatura düzenlenmesinin akıl ve mantıkla bağdaşan bir yanının olmadığını, geçmiş dönemlerde gayet makul su faturaları oluştuğunu, su sayacının ölçümünün istendiğini, tek taraflı yapılan analizle su sayacının doğru çalıştığının belirtildiğini, buna itiraz etmelerine rağmen itirazın reddedildiğini ileri sürerek 1.626,00 TL ödeme tutarlı su faturasının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Görev, yetki, zamanaşımı ve hukuki yarar itirazları bulunduğunu, davacının sayaçtaki okumaya itirazının değerlendirildiğini, bu nedenle sayaçta arıza olup olmadığı hususunun teknik ölçüm ile kontrol edildiğini, ölçüm sonucunda abone itirazının hukuka aykırı olduğunun tespit edildiğini, sayaçta arızaya rastlanmadığını, buna rağmen davacının hatalı ölçüm iddiasını yinelediğini, sayaç arızasının olmadığı hallerde fazla tüketimin abonenin kendi tesisatındaki arızalardan kaynaklandığının görüldüğünü, davacının bu hususu araştırmak yerine dava açmasının hukuka aykırı olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Fatura örnekleri, 14/01/2009 tarihli mukavele, abone işlem dosyası, bilirkişi incelemesi.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, abonelik sözleşmesi nedeni ile düzenlenen su faturasından kaynaklanan menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 05/10/2016 son ödeme tarihli 1.626 TL tutarlı su faturasından dolayı davacının davalıya borçlu olup olmadığı, görev, yetki, zamanaşımı ve hukuki yarar itirazlarının yerinde olup olmadığı hususlarındadır.
Dava konusu yerin işyeri olması dikkate alınarak mahkememizin görevli olduğu anlaşılmakla davalı tarafın görev itirazının reddine, davalı şirketin yerleşim yerinin … olması karşısında mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmakla davalı tarafın yetki itirazının reddine, davalı tarafın yüksek olduğunu iddia ettiği su faturasına yönelik dava açmakta hukuki yararı bulunduğu kabul edilerek bu yöndeki itirazın reddine ve davalının zamaşımı defiinin / hak düşürücü süre itirazının menfi tespit davasının dava konusu faturanın son ödeme tarihi olan 05/10/2016 tarihinden itibaren işleyen yasal bir yıllık süre içerisinde 10/04/2017 tarihinde açılmış olması nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Deliller toplandıktan sonra mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık konusunda rapor düzenlemesi için dosya Makina Mühendisi Prof. Dr. …’a davaya konu işyerinde yerinde inceleme yetkisi de verilerek tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından mahkememize sunulan raporda özetle; Davacıya ait işyerinde yapılan incelemede, fotoğraflarla da tespit edildiği üzere davalıya ait su sayacının bahçede olduğu, daire içinde su tesisatında bir anormallik olmadığı, davalı tarafından yapılan test sonucuna göre sayacın doğru çalıştığı ve güvenli bir yerde olduğu, dışarıdan müdahale edilmesinin ve bozulmasının mümkün olmadığı, davacıya ait işyerinde su tesisatında bir arıza olup olmadığının veya tesisata müdahale edilip edilmediğinin tespitinin mümkün olmadığı, gerek dosya üzerinde ve gerekse mahallinde yapılan inceleme sonucu elde edilen bulgulara göre davacıya ait işyerinde bulunan ve davalı tarafından muayene edilen su sayacında herhangi bir arıza olmadığı, doğru ölçüm yaptığı, dolayısıyla itiraz konusu faturada belirtilen su tüketiminin, su sayacının hatalı ölçümünden kaynaklanmadığı beyan edilmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü, keşif sırasında bilirkişi tarafından su sayacında herhangi bir inceleme yapılmadığı, zaten su sayacının davalı tarafından arızalı olduğu gerekçesiyle sökülüp yenisinin takıldığı, bu nedenle bilirkişinin görmediği ve incelemediği su sayacının hatalı ölçüm yapıp yapmadığını nasıl tespit ettiğini açıklamak zorunda olduğu, bilirkişinin 80 m2 olan dairede banyo yapılmazken yemek pişirilmezken bulaşık makinesi vs. ev eşyaları bulunmazken bu şekilde aşırı bir su tüketiminin mümkün olup olmayacağına ilişkin beyan ve itirazlarını incelemediği, raporunda yer vermediği, davalının su kaçağı olduğuna yönelik iddiası ve herhangi bir tesisat tadilat işlemi yapılıp yapılmadığının araştırılması için bilirkişi incelemesi talep edildiği ancak bilirkişinin görev ve yetkisinin dışında mütalaa verdiği, hatta incelemediği bir sayacın doğru çalıştığı konusunda tespitte bulunduğu itirazları üzerine aynı bilirkişiden aldırılan ek raporda özetle; İncelenen işyerindeki sayacın dava konusu sayaç olmadığı, eski sayacın davacının da belirttiği üzere davalı tarafından sökülüp götürüldüğü, bu nedenle mevcut sayaç dava konusu aşırı tüketim iddiasına neden olmadığından incelenmesine gerek olmadığı, incelenen hususların işyeri içinde ek bir tesisat olup olmadığı, sayacın kişilerin müdahalesine açık bir konumda olup olmadığı hususları olduğu, davacıya ait işyerindeki sayaç ancak başka bir daireden girilerek incelenebilecek bir yerde olup sayacın dışarıdan bahçe duvarı üzerinden bakılarak incelendiği, sağlam ve dışarıdan müdahale edilemeyecek bir yerde olduğunun tespit edildiği, ayrıca davacıya ait daire içindeki su tesisatlarının incelendiği, fotoğraflandığı, davacıya ait işyerindeki su tesisatında su kaçağı görülmediği, görünür mahallerde bir tesisat tadilat işlemi tespit edilmediği, bir dairede su tüketiminin, sadece sabit tesisattaki su kaçağından olmadığı, bir musluğa hortum takılarak da veya kova ile taşınarak da daire dışına su çıkarılabileceği, bu hususlar çerçevesinde kök rapor düzenlendiği beyan edilmiştir. Bilirkişi Kök ve Ek Raporları, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve hükme esas almaya elverişlidir.
MK 6. maddesi gereğince bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur. İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Menfi tespit davasında borçlu, borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa bu durumda ispat yükü davalı alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme ile düştüğünü ileri sürüyorsa ispat yükü doğal olarak davacı borçluya düşer.
Somut olayda, davacı borçlu su sayacının hatalı ölçüm yaptığından bahisle su faturası miktarına itiraz etmektedir, öyleyse fazla olduğunu iddia ettiği kısma yönelik olarak ispat yükü davacıya aittir. Dava konusu sayacın doğru çalıştığı ve güvenli bir yerde olduğu, dışarıdan müdahale edilmesinin ve bozulmasının mümkün olmadığı bilirkişi tarafından tespit edilmiş olup davacı tarafça dava konusu faturada belirtilen su tüketiminin, su sayacının hatalı ölçümünden kaynaklandığı kanıtlanamadığından davacı adına düzenlenen 05/10/2016 son ödeme tarihli 1.626 TL tutarlı su faturasından dolayı davacının davalıya borçlu olduğu kabul edilerek davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın reddine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 44,40 TL ilam harcından peşin yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 1.626,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan 55,50 TL yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/11/2019

Katip …

Hakim …