Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/335 E. 2018/365 K. 16.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/335 Esas
KARAR NO : 2018/365

DAVA : Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklı )
DAVA TARİHİ : 05/04/2017
KARAR TARİHİ : 16/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklı ) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davalının sigortalısına ait … plakalı araç tarafından 07.05.2016 tarihinde …’a ait … plakalı araca çarpmak suretiyle maddi hasarlı kaza olduğunu, temlik edenin aracında oluşan değer kaybının ekte sunulan eksper raporuyla 5.610,00 TL olarak tespit edildiğini, temlik edenin aracında oluşan değer kaybı alacağını TBK hükümleri uyarınca ekte sunulan temlik belgesi karşılığında davacıya temlik ettiğini, araçta değer kaybı oluştuğunu ve bu miktardan davalı şirketin sorumlu olduğunu, TBK’nın 49. Maddesine göre kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğunu, KMA ZMMS poliçesinin Genel Şartlarının B4. Maddesine göre Değer Kaybı hesaplamasının 2. Teminat Dışında Kalan Haller başlıklı ekinin 2. Ve 6. Bentlerinin yürütmesinin Danıştay 15. Hukuk dairesi tarafından durdurulduğunu, böylece taleplerin önünde bir engel kalmadığını, eksperler tarafından düzenlenen raporların delil niteliğinde olduğunu, davalıya 16.03.2017 tarihinde ihtarname gönderildiğini ancak 15 gün içinde ödeme yapılmadığını belirtmiş ve şimdilik 300,00 TL değer kaybı ile 354,00 TL ekspertiz ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davaya konu değer kaybına ilişkin olarak davalı şirketçe … plakalı aracın malikinin vekiline ödeme yapıldığını, bu nedenle haksız davanın reddinin gerektiğini, yapılan inceleme sonucu belirlenen değer kaybı olan 1.049,00 TL’nin … plakalı aracın maliki olan …’a 13.04.2017 tarihinde ödendiğini, davacının kötü niyetli dava açtığını, aktif husumet ehliyetinin bulunduğunu ispat etmesi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün olayda tam kusurlu olduğunu kabul etmediklerini, değer kaybının hesaplama şeklinin ZMMS poliçesi genel şartları ekinde tarif edildiğini, hesaplamanın buna göre yapılması gerektiğini, aracın önceki kazalarının Sigorta Bilgi Merkezinden sorulması gerektiğini, eksper raporuna göre belirlenen % 11 oranının hangi hukuksal ve bilimsel temele dayandığının belirli olmadığını, eksper masrafının da yargılama gideri olarak hüküm altına alınması gerektiğini, eksper ücretinin atamayı yapan tarafça ödeneceğini, eksper ücretinin yüksek olduğunu, davacının davalı şirkete başvurmadan doğrudan eksper atadığını, bu nedenle eksper ücretinin hukuki sorumluluğunun işletene ait olduğunu ve trafik sigortacısından isteyemeyeceğini, bu giderin de yargılama gideri olarak değerlendirilmesi gerektiğini, yönetmeliğe göre ekspertiz ücretinin 150,00 TL olması gerektiğini, faizini başlangıç tarihini ve faizi türünü kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 15/12/2017 tarihli ara kararı gereğince dosya rapor hazırlanmak üzere İTÜ Makine Mühendisliği’nde görevli kusur – hasar bilirkişisi tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 07/02/2018 teslim tarihli raporda özetle; 1. Dava konusu olayda davalı şirkete ZMM sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …’in % 100 (Yüzdeyüz) oranında asli ve tamamen kusurlu olduğu, 2. Davacının davalı şirketten talep edebileceği maddi zararının 372,70 TL olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara HMK. 281 ve 186 Madde meşruatlı davetiye ile tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili 28/02/2018 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesinde özetle; değer kaybı talebini 963,35 TL artırarak 1.263,35 TL değer kaybı tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Islah dilekçesi meşruatlı davetiye ile davalı tarafa tebliğ edilmiştir.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN:Davanın maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı değer kaybı alacağına yönelik tazminat davası olduğu,
Somut olayın;Dava konusu olaya ilişkin olarak düzenlenen Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre 07.05.2016 günü saat 08:10 sıralarında … … ilçesi … semti … caddesi üzerinde sürücü … yönetimindeki … plakalı ticari aracıyla seyrederken önünde aynı yönde seyreden sürücü … yönetimindeki … plakalı araca arkadan çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir.
Yargılama sırasında alınan kusur bilirkişisinin raporuna göre; Dava konusu olayda davalı şirkete ZMM sigortalı aracın sürücüsü …, yönetimindeki … plakalı aracının hızını yol, trafik ve mahal şartlarına göre ayarlamamış, dikkatsiz, tedbirsiz ve dalgın araç kullanmış, köprülere yaklaşırken hızını azaltması, daha dikkatli araç kullanması, önündeki araçlarla arasında emniyetli ve yeterli bir takip mesafesi bırakması gerekirken bu kurala uymamış, aşırı hızlı tedbirsiz ve dikkatsiz seyri ile önündeki aracı yakın takip ederek seyretmiş, önünde seyreden davacı tarafa ait araç sürücüsünün önündeki trafik zorunluluğu nedeniyle fren yapıp duruşa geçmesi sırasında yakın takibi ve aşırı sürati nedeniyle duramayıp bu araca arkadan çarpmıştır. Bu nedenle davalı şirkete ZMM sigortalı aracın sürücüsü …’in olayda % 100 oranında tamamen kusurlu olduğu, Davacı tarafa ait … plakalı aracın sürücüsü … ise yönetimindeki aracıyla seyrederken trafik zorunluluğu nedeniyle duruşa geçtiği sırada arkasından aşırı süratle gelip aracına çarpan davalı sürücüye karşı kazanın oluşumunu önlemek bakımından alabileceği bir tedbir bulunmadığından olayda kusursuz bulunduğu belirtilmiştir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2002/130-E 2002/4512-K sayılı ilamında “…tamamen onarılmış olsa bile kazaya uğrayan araba, tahribatın izlerini taşıyacağından onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Aracın onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun, kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir…” denilmektedir.
KTK 90. Md. hükmüne göre ; “Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.„ Şeklindeki düzenleme ile trafik kazasından kaynaklanan tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde BK.nun haksız fiile ilişkin hükümlerine atıf yapılmıştır.
6098 TBK 49 ve müteakip maddeleri gereğince meydana gelen kaza sebebiyle zarar görenin mal varlığında meydana gelen eksilme zararlarını isteyebileceği gibi, dolaylı olarak uğradığı zararlar da zarar verenden istenebilecektir. Bu çerçevede bakıldığında, değer kaybı zararı, davacının mal varlığında meydana gelen bir zarar kapsamındadır. Zira, araç tamamen onarılmış olsa dahi, teknolojinin gelişmesi sebebiyle, parça değişimi yapılmamış olsa dahi, araçların kaza geçirdiği, kaportanın onarım ve boya gördüğü konuları kolaylıkla tespit edilebilmekte bu da aracın kaza geçirmesi sebebiyle kazanın şekline göre değişen oranlarda bir kısım değerinden kaybetmesine sebebiyet vermektedir. Dolayısıyla, değer kaybı araçla doğrudan ilişkili olup, zarar görenin gerçek zararını ifade etmektedir.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 2002/7795E. ve 2003/5255 K. sayılı kararında;”…borcun bizzat borçlu tarafından ifasında alacaklının menfaati olmadıkça borçlu borcunu şahsen ifaya mecbur değildir. Borç üçüncü bir şahıs tarafından borçlunun bilgisi dışında tediye edilebilir. BK md: 162 ‘ye göre alacaklı üçüncü şahıs ile yapacağı yazılı bir sözleşme ile bu maddedeki ayrıntılı durumlar dışında alacağını borçlunun rızasını aramaksızın üçüncü şahsa temlik edebilir ’
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/11-1602 E., 2013/712 K. sayılı kararında; “Alacağın temlikinin söz konusu olabilmesi için, evvelemirde temlik edilecek bir alacağın mevcut olması gerekir. Kural olarak, bütün alacaklar temlik edilebilir. Böylece halen iktisap edilmiş (kazanılmış) bir alacak kadar ileride iktisap olunacak bir alacak da keza muaccel bir alacak kadar bir vadeye veya şarta bağlanmış olan alacaklar da temlik olunabilir şeklinde belirtildiği üzere alacağın temlik ediliş şekli, içeriği karşısında yasaya ve içtihatlara aykırı bir durum bulunmamaktadır. Zira; temlik esnasında henüz sigorta tazminatı kesin olmayan yazılı şekil şartına uyarak yapılan temlik sözleşmesinin geçerli olduğu kanaatine varılmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 19.10.2015 tarih, 2015/2163 E., 2015/10755 K. sayılı ilamı ile; “Araçta meydana gelen değer kaybı, aracın kaza tarihindeki hasarsız 2.el piyasa değeri ile hasarı onarıldıktan sonraki 2.el piyasa rayici arasındaki farktır. Eksik inceleme ile hükme elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece, konusunda uzman kişilerden seçilecek bilirkişi kurulundan, tüm dosya kapsamına göre davaya konu kaza sebebiyle davacı tarafa ait araçta meydana gelen değer kaybının hesaplanması, (aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, km’si vs göre piyasa rayici belirlenerek) araçtaki hasarın giderilmesi için makul onarım süresinin ve bu süre içinde emsal nitelikteki bir aracın (davacı tarafından kaza olmasaydı dahi yapılması gereken yakıt vs gibi zorunlu giderler indirildikten sonra) davacının yaptığı iş, araca olan ihtiyaç durumu, kiralama ücretinin tespiti hususlarında dosyada bulunan bilirkişi raporunun da irdelenip değerlendirildiği ayrıntılı, açıklamalı ve denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi hüküm kurulması doğru görülmemiştir. ”
Buna göre; sigorta şirketi değer kaybından sigortalısının/sürücünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde sorumlu olabilecektir.
Ekspertiz ücreti yönünden ise; TTK m. 1426 / 1 ; “ Sigortacı, sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar tarafından, rizikonun, tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile, ödemek zorundadır. ” delaleti ve T C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’nın 16199 sayı ve 05.10.2012 tarihli sektör duyurusu uyarınca ekspertiz ücretinin makul giderlerden olduğu konusu netlik kazanmıştır.
Mahkememizin 15/12/2017 tarihli ara kararı gereğince dosya rapor hazırlanmak üzere İTÜ Makine Mühendisliği’nde görevli kusur – hasar bilirkişisi tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 07/02/2018 teslim tarihli raporda özetle; 1. Dava konusu olayda davalı şirkete ZMM sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …’in % 100 (Yüzdeyüz) oranında asli ve tamamen kusurlu olduğu, 2. Davacının davalı şirketten talep edebileceği maddi zararının 372,70 TL olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili 28/02/2018 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesinde özetle; değer kaybı talebini 963,35 TL artırarak 1.263,35 TL değer kaybı tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi raporu tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi raporu mahkememizce yeterli görülüp itibar edildiği, Dava konusu olayda davalı şirkete ZMM sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …’in % 100 (Yüzdeyüz) oranında asli ve tamamen kusurlu olduğu, dava konusu … plakalı araçta dava konusu kaza nedeniyle meydana gelen değer kaybının 1.263,35 TL. Olduğu, davalı vekilinin cevap dilekçesine eklediği banka dekontuna göre Davalı … şirketince davacı vekili Av. … adına 13/04/2017 tarihinde 1.049,00 TL ödendiğinden, davacının davalı … şirketinden talep edebileceği bakiye değer kaybı alacağının 214,35 TL. Olduğu anlaşılmakla;Dava ve ıslah dilekçesine göre davanın kısmen kabulüne, 214,35 TL değer kaybı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Dava ve ıslah dilekçesine göre davanın kısmen kabulüne, 214,35 TL değer kaybı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 48,40 TL (Peşin Harç + Islah Harcı ) harçtan mahsubu ile bakiye 12,50 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40 TL peşin harç masrafının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince kabul edilen miktar yönünden hesaplanan 214,35 TL ( AAÜT 13/2 Maddesi gereğince ) vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ret edilen miktar yönünden hesaplanan 1.049,00 TL ( AAÜT. 13/2 maddesi gereği ) vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacının yapmış olduğu toplam 1.114,50 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 227,73 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,geri kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
8-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde Mahkeme kasasındaki belge aslının iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda dava değeri itibari ile kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 16/03/2018

Katip …

Hakim …

MASRAF BEYANI
31,40 TL Harç Masrafı
600,00 TL Bilirkişi Ücreti
354,00 TL Ekspertiz Ücreti
129,10 TL tebligat ve müzekkere gideri
TOPLAM : 1.114,50 TL