Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/273 E. 2018/606 K. 04.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/273 Esas
KARAR NO : 2018/606

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/03/2017
KARAR TARİHİ : 04/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle;12.12.2016 günü saat 11:50 sıralarında davalı şirket … Şti. adına kayıtlı ve diğer davalı … yönetimindeki … plakalı Mercedes marka araç ile … caddesi yönünden Vatan caddesine dönüş yaptığı sırada yaya olarak karşıdan karşıya geçen davacıların çocuğu 06.08.2011 doğumlu …’a çarparak ölümüne neden olduğunu, ayrıca olayda davacının annesi …’un da ağır şekilde yaralandığını ve bakıma muhtaç hale geldiğini, olaydan sonra düzenlenen tutanakta her ne kadar yol kenarında ve yaya …’a da kusur verilmişse de kusurun tamamının sürücü …’a ait olduğunu, kamera görüntüleri incelendiğinde görüntülerde kamyonun aniden hızlandığının görüldüğün, korna çalmadığını, kazadan önce çok sayıda yayanın da karşıdan karşıya geçtiğini, sürücünün vurdumduymaz hareket ettiğini, konuya ilişkin olarak C. Başsavcılığı tarafından soruşturmanın yürütüldüğünü, davacıların her anne baba gibi çocuklarının eğitimi için azami gayret gösterdiklerini, küçük …’ın okul yolunda öldüğünü, 18 yaşından sonra destek olmaya başlayacağını, davacı babanın hırdavat malzemeleri satan işyerinde pazarlama ve satış elemanı olduğunu, davacı annenin ise ev hanımı olduğunu belirtmiş ve her biri için şimdilik 5000’er TL’den toplam 10.000 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; 2918 sayılı KTK’nın 90. Maddesine göre ZMMS poliçesi kapsamındaki tazminatların bu kanunda gösterilen usul ve esaslara tabi olduğunu, 97. Maddeye göre zarar görenin dava açmadan önce sigorta şirketine başvuru yapması ve 15 gün beklemesi gerektiğini, davacıların bu şartı yerine getirmediklerini ve davanın reddinin gerektiğini, tutanağa göre dava dışı …’un ve park halindeki araçların sürücülerinin de kusurlu olduklarını, destekten yoksunluk tazminatının yansıma zarar olduğunu, olayda ölen …’un kusurlu olduğunu, kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağını, bu nedenle davanın reddedilmesi gerektiğini, davalı şirketin sigortalısının kusuru oranında tazminatın belirlenmesi gerektiğini, temerrüde düşmediklerini, dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … Ltd Şti şirket vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkilinin … Caddesine dönüş manevrası yaparken iki taraflı olarak yol kenarına park eden arabalar nedeniyle yolun ciddi ölçüde daralmış olması sebebiyle zorlandığını, araçlara çarpmamak için yolu kontrol ettiği sırada, kamyonun önünden trafik kurallarını ihlal ederek karşıdan karşıya geçmek isteyen …’un yolda yayalar ve sürücüler için herhangi bir işaret olmadığı halde taşıt yolu üzerine inip hızlanarak kamyonun önüne çıkması ve bu sırada elinden tuttuğu torunları … ile …’u da peşinden sürükleyerek kazanın oluşmasına sebebiyet verdiğini, kaza anında müvekkilinin dönüş hareketini tamamlamış ve düz yolda seyir haline geçtiğini, müvekkilinin kamyonu ile … Caddesine giriş yaptığında saat 11:49:12 iken 11:49:39’da dönüşünü tamamlamış ve düz yolda seyir haline geçtiği 11:49:43’de kazanın meydana geldiğini, müvekkilinin seyir halindeyken, kullandığı kamyonun kör noktasına gelen yerden yola koşarak çıkan …’un kazanın meydana gelmesine sebep olduğunun açıkça ortada olduğunu, bu nedenlerle haksız olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının uyap kayıtları getirtilip incelendiğinde; … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 06/03/2017 tarih ve … Esas, … İddianame sayılı iddianamesiyle Şüpheli …’un Taksirle Ölüme Ve Yaralamaya Neden Olma suçundan eylemine uyan 5237 Sayılı TCK.nun 85/2,22/3,63 maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı, … 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucunda … ‘un taksirle …’u yaralama, …’un ise ölümüne sebebiyet verme eylemi sebebiyle suç konusunun önemi, sanığın kusur oranı dikkate alınarak taktiren ve teşdiden 4 YIL hapsine, Sanığın müspet davranışları lehine indirim nedeni sayılarak cezasında TCK’nın 62 maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak 3 yıl 4 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği görülmüştür.
… 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının yargılaması sırasında Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 03/07/2017 tarihli kusur raporunda özetle; Sanık sürücü …’un kusurlu olduğu, Müşteki Sanık yaya …’un kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizin 17/11/2017 tarihli ara kararı gereğince dosya dosya kusur ve aktüer bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 12/02/2018 teslim tarihli raporda özetle; Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; 12.12.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında; 1-Dava konusu olayın meydana gelişinde davalı sürücü …’un % 50 (Yüzdeelli) oranında asli kusurlu olduğu, 2-Olayın meydana gelişinde dava dışı …’un % 50 (Yüzdeelli) oranında eşit derecede asli kusurlu kusurlu olduğu, 3-Park halindeki araçların sürücülerine yüklenebilecek kusur oranının olmadığı, 4-Davalıların %50 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre olayda vefat eden …’un geride kalan hak sahiplerinden; Davacı Anne …’un destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 19.156,27 TL. , Davacı Baba …’un destektenoksun kalma sebebiyle maddi zararının 15.180,15 TL. Olduğu, 5-Davacıların maddi zararları toplamının zorunlu trafik sigorta poliçe limiti içinde kaldığı, 6-Başvuru tarihine göre davalı … şirketi bakımından temerrüt tarihi 17.02.2017 olarak belirlenmiş olup, sigorta şirketi dışındaki davalılar bakımından temerrüdün 12.12.2016 ölüm tarihinde gerçekleşmiş olacağı, 7-Sigortalı aracın kullanım amacının ticari olduğu yönünde görüş ve kanaatte bulunmuştur.
Bilirkişi raporu taraflara HMK 281 ve 186 madde meşruatlı davetiye ile tebliğ edilmiştir.
Davacılar vekili 26/03/2018 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesinde özetle; 12/02/2018 teslim tarihli bilirkişi raporuna göre müvekkilleri için dava değerini 34.336,42 TL’ye ıslah ettiğini beyan etmiştir.
Davacılar vekilinin ıslah dilekçesinin davalılar vekillerine tebliğe çıktığı,tebliğ edilerek parçasının döndüğü görülmüştür.
Mahkememizin 13/03/2018 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince; Davaya konu kaza ile ilgili İst. 12 ağır CM nin 2017/67 esas 2017/241 karar sayılı dosyasının Yargılama aşamasında mahallinde yapılan keşif sonucu alınan trafik bilirkişisinden alınan kusur raporu, İst. ATK Trafik ihtisas dairesinden alınan kusur raporu ve Mahkememiz dosyasının yargılama aşamasında İTÜ Trafik Kürsüsünde görevli kusur bilirkşisinden alınan raporlar birlikte değerlendirildiğinde raporlar uyumlu olup, çelişki olmadığından davacı vekilinin yeniden İst. ATK dan kusur raporu alınması talebinin ve davacılar vekili ile davalı … vekilinin yeniden aktüer bilirkişiden ek rapor alınması taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin 04/05/2018 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince;Dosya kapsamı ve bilirişi raporu birlikte değerlendirildiğinde davalı … Şirketi ve davalı … vekilinin ek rapor alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN: Dava trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminat davasıdır.
Somut olayın;Başvuru konusu olaya ilişkin olarak düzenlenen Ölümlü/Yaralanmalı Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre 12.12.2016 günü saat 11.50 sıralarında … ilçesi … caddesi ile … Caddesi kavşağı No. 2 önünde sürücü … yönetimindeki … plakalı kamyonu ile … caddesini takiben … yönüne seyretmek için caddeye giriş yapan ve sağlı sollu park halindeki araçların arasından dolayı dönüş manevrasını aracının boyutu ve park halindeki araçlardan dolayı zorlanarak (daha çok da dikkatini park halindeki araçlara verdiği) manevrasını tamamlayıp seyrine devam etmek isteyip No:2 önüne geldiğinde önce aracının ön kısımları ile aracın sağındaki yaya kaldırımı üzerinde araçla aynı yönde yürüyüp No.2 önüne geldiğinde manevra yapan aracı da fark ederek taşıt yolu üzerinde inerek hızlanarak karşıdan karşıya geçmek isteyen yaya … ve elinden tuttuğu yaya … ve …’a çarpıp altına almak suretiyle yaya …’u aracının sağ ön tekerleği ile üzerinden geçmesi devamında da yaya …’’un ve …’un 112 ekipleri ile Maslak Acıbadem hastanesine kaldırılması (hastaneye gittiğinden …’un hayatını kaybettiği) sonucunda yayaya çarpmalı, ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası meydana gelmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, B.K’nun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Borçlar Kanunu’nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E.-2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Önemle vurgulanmalıdır ki, Borçlar Kanunu’nun 45/III. maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir (HGK.nun 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 E. -411 K. sayılı ilamı).
Destekten yoksun kalma tazminatına dayanak teşkil eden hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olsa idi doğrudan işleten üzerinde doğup ondan mirasçılarına intikal edeceğinden, bu yöndeki savunmalar ölenin desteğinden yoksun kalanlara karşı ileri sürülebilecekti. Oysa yukarıda da açıklandığı üzere, destekten yoksun kalma tazminatına konu davacıların zararı, desteklerinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalan sıfatıyla doğrudan kendileri üzerinde doğan zarardır.
Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2012/17-215, K. 2012/413 sayılı ve 27.6.2012 tarihli emsal kararında; “Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıkları, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerine doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı; dolayısıyla kusurlu araç şoförünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun, araç şoförünün desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı … şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda sürücü kusurlu, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduklarına göre, davalı … şirketinin zarardan sorumlu olduğu ve davacıların davalı … şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecekleri oybirliğiyle kabul edilmiştir,” kararı gereğince davacıların destekten yoksun kalma tazminatını talep edebileceği kanaatine varılmıştır.
Mahkememizin 17/11/2017 tarihli ara kararı gereğince dosya dosya kusur ve aktüer bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 12/02/2018 teslim tarihli raporda özetle; Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; 12.12.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında; 1-Dava konusu olayın meydana gelişinde davalı sürücü …’un % 50 (Yüzdeelli) oranında asli kusurlu olduğu, 2-Olayın meydana gelişinde dava dışı …’un % 50 (Yüzdeelli) oranında eşit derecede asli kusurlu kusurlu olduğu, 3-Park halindeki araçların sürücülerine yüklenebilecek kusur oranının olmadığı, 4-Davalıların %50 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre olayda vefat eden …’un geride kalan hak sahiplerinden; Davacı Anne …’un destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 19.156,27 TL. , Davacı Baba …’un destektenoksun kalma sebebiyle maddi zararının 15.180,15 TL. Olduğu, 5-Davacıların maddi zararları toplamının zorunlu trafik sigorta poliçe limiti içinde kaldığı, 6-Başvuru tarihine göre davalı … şirketi bakımından temerrüt tarihi 17.02.2017 olarak belirlenmiş olup, sigorta şirketi dışındaki davalılar bakımından temerrüdün 12.12.2016 ölüm tarihinde gerçekleşmiş olacağı, 7-Sigortalı aracın kullanım amacının ticari olduğu yönünde görüş ve kanaatte bulunmuştur.
Davacılar vekili 26/03/2018 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesinde özetle; 12/02/2018 teslim tarihli bilirkişi raporuna göre müvekkilleri için dava değerini 34.336,42 TL’ye ıslah ettiğini beyan etmiştir.
Yargılama sırasında bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi raporu tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi raporu mahkememizce yeterli görülüp itibar edildiği ve destekten yoksun kalma tazminat şartlarının oluştuğu ve başvuru tarihine göre davalı … şirketi bakımından temerrüt tarihi 17.02.2017 olarak belirlenmiş olup, sigorta şirketi dışındaki davalılar bakımından temerrüdün 12.12.2016 ölüm tarihinde gerçekleşmiş olacağı,anlaşıldığından; dava ve ıslah dilekçesine göre davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın kabulüne, dava ve ıslah dilekçesine göre; davacı Anne … için 19.156,27 TL, Davacı Baba … için 15.180,15 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı …’den 17/02/2017 tarihinden itibaren, diğer davalılardan da 12/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 2.345,52 TL harçtan peşin alınan 450,16 TL ( Peşin harç + ıslah harcı ) harcın mahsubu ile bakiye 1.895,36 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacılar duruşmalarda kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 4.120,37 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan toplam: 1.928,16 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
Dair verilen karar davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 04/05/2018

Katip …

Hakim …

MASRAF BEYANI
481,56 TL Harç Masrafı
1.200,00 TL Bilirkişi Ücreti
246,60 TL tebligat ve müzekkere gideri
TOPLAM : 1.928,16 TL