Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/244 E. 2019/1061 K. 26.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/244 Esas
KARAR NO : 2019/1061

DAVA : Sigorta
DAVA TARİHİ : 27/08/2015
KARAR TARİHİ : 26/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili … 7. Asliye Ticaret Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle;… A.Ş.’ye ait … adresinde bulunan stok alanının davacı şirkete … no.lu Yangın Abonman Sigorta poliçesi ile 01.01.2014/2015 vadeli poliçe ile sigortalı olduğunu, alanın güvenlik işlemleri için 27.12.2012 imza tarihli sözleşme ile davalı şirketin görevlendirildiğini, riziko adresinde bulunan …, …, … plakalı 3 aracın 31.08.2014 tarihinde çalındığını, araçların farklı tarihlerde hasarlı olarak bulunduğunu, hasar tutarının 24.734,26 TL tutarında hasar meydana geldiğini ve bunun 08.06.2015 tarihinde sigortalıya ödendiğini, davacının TTK 1472. Madde kapsamında halef olduğunu, sigortalının tüm talep haklarını temlik ettiğini, hırsızlığın meydana gelmesinde davalı şirketin ağır kusurlu olduğunu, gerekli tedbirleri almadıklarını, nitekim davalı yetkililerinin kusurlarını gizlemek için gerçek olmayan ifade vermesi için çalışanlarını yönlendirdiklerini kabul ettiklerini, davalıya gönderilen ihtarların sonuçsuz kaldığını belirtmiş ve 24.734,26 TL’nin 08.06.2015 ödeme tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili … 7. Asliye Ticaret Mahkemesine verdiği cevap dilekçesinde ve duruşmadaki beyanında özetle; davacının aralarında imzalanan Yetki Sözleşmesine uymak zorunda olduğunu, 6100 sayılı HMK’nın 17. Maddesine göre yetkili mahkemenin sözleşme ile belirlenebileceğini, davalı ile … A.Ş. arasında imzalanan KORUMA VE GÜVENLİK SÖZLEŞMESİ’nin 25. Maddesine göre davaların İstanbul Mahkemelerinde açılabileceğini, kusur araştırması yapılmadığını, davacının … Tic. A.Ş. ile yaptığı sigorta sözleşmesi gereği bedelin tamamını davalıdan almaya çalıştığını, tüm kusur sanki davalıdaymış gibi raporlama yaptığını, çitlerin eskimiş olduğunu, kapının açılıp kapanırken sorunlu olduğunu, ayrıca …’un komşusu … şirketi ile aralarındaki C kapısının (hırsızlığın olduğu kapı) yanındaki sınırda araç geçebilecek kadar boşluk olduğunu, bu nedenle davacı tarafından hazırlanan raporda olduğu gibi kapının kapatılması halinde dahi hırsızların o boşluktan faydalanarak araçları çalabilecek durumda olduklarını, bu nedenle tek etkenin kapıların tek araç geçebilecek derecede açık olması gibi değerlendirme yapılamayacağını, araçların üzerinde bulunan anahtarların hiçbir etkisinin olmamasının düşünülemeyeceğini, bir hırsızın anahtara ihtiyaç duyacağını, o anahtarların da araçların üzerinde bırakıldığını, bu nedenle kusur değerlendirmesini kabul etmediklerini, olay günü yoğun bir araç sevkiyatının yapılmakta olduğunu, bu nedenle yıpranmış kapının 3-4 kez düğmesine basılmasıyla kapatılabildiğini, bu nedenlerle … tarafından alınan fiziksel tedbirlerin en baştan yeniden düzenlendiğini, kapıların yerine otomatik dubalar yerleştirildiğini, araçlardaki hasarın bilirkişi tarafından tespitinin gerektiğini, davalı şirket ile .. Sigorta arasında imzalanan Özel Güvenlik ZMMS poliçesi gereği anılan şirketin davaya dahil edilmesi gerektiğini belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce yapılan değerlendirme sonucu 26/12/2016 tarih ve 2015/919 Esas, 2016/829 Karar Sayılı kararıyla; yetkisizlik kararı verilmesi üzerine dosya tevzi bürosu tarafından mahkememize tevzi edilmesi üzerine mahkememiz esasına kayıt edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizin 09/02/2018 tarihli ara kararı gereğince dosya rapor hazırlanmak üzere Makine Mühendisi, Sigortacı ve Olay Yeri İnceleme Uzmanı bilirkişilerine tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 20/09/2018 teslim tarihli raporda özetle; 1. Dava konusu olayda davalı şirketin % 75 (Yüzdeyetmişbeş) oranında asli kusurlu olduğu, 2. Davacı şirketin sigortalısının olayda % 25 (Yüzdeyirmibeş) oranında tali kusurlu olduğu, 3. Davacı şirketin davalı şirketten talep edebileceği toplam maddi zararının kusur oranına göre 18.550,69 TL olduğu yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır.
Bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalı vekiline HMK 281 ve 186 madde meşruatlı davetiye ile tebliğ edilmiştir.
Mahkememizin 23/07/2019 tarihli ara kararı gereğince dosya, taraf vekillerinin de katılımı ile Mahallinde 22 Ağustos 2019 Perşembe Günü Saat 13:00’de HMK 278/4 maddesi uyarınca yerinde inceleme yapılarak rapora karşı taraf vekillerinin beyan dilekçesindeki itirazlar da değerlendirilerek davalı … şirketi vekilinin beyan dilekçesi de değerlendirilerek ek rapor alınması için dosya bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 13/09/2019 teslim tarihli raporda özetle; kök raporda yapılan değerlendirmelerin dava konusu yeri olay zamanındaki şartlarıyla uyumlu olduğu, kök raporda yapılan değerlendirme bir maddi hataya rastlanmadığı, bu nedenle kök rapordaki görüş ve kanaatlerinin devam ettiği yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN: Dava hukuki niteliği itibariyle sigorta poliçesine istinaden ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Buna göre, davacı şirket ile dava dışı sigortalı … Tic. A.Ş. arasında 01/01/2014-01/01/2015 tarihlerini kapsayan … poliçe nolu yangın abonman sigorta sözleşmesi olduğu, rizikoya konu otoparktan 31/08/2014 tarihinde …, …, … plakalı araçların çalındığı, sonradan hasarlı şekilde bulundukları, yapılan expertiz incelemesine göre araçlardaki mevcut hasarın toplam 24.734,26 TL olduğu, davacı şirketçe zararın sigorta kapsamında kalması nedeniyle sigortalıya 08/06/2015 tarihinde bu miktarın ödendiği ve davalıya rücu edildiği, davalı ile dava dışı sigortalı arasında sigorta konusu yere ilişkin 27/12/2012 tarihli Koruma ve Güvenlik hizmeti sözleşmesi bulunduğu, davalının yeterli güvenlik ve koruma hizmeti yapmaması ve kusurlu olması nedeniyle davacının rücu talebinde bulunduğu, davalının kusurlu olmadıklarını savunduğu, alınan bilirkişi raporuna göre, söz konusu hırsızlık olayında davalı şirkete ait personelin görevli olduğu alanda yeterli denetim ve gözetim yapmadığı, yeterli eleman bulundurmadığından bahisle % 75 oranında kusurlu olduğu, davalı şirket personelinin ise araçların kontak anahtarlarını araç içerisinde bırakmaları nedeniyle % 25 kusurlu olduğunun belirtildiği, Mahkememizce de raporun hüküm kurmaya elverişli olduğunun anlaşıldığı, araçlardaki hasar açısından ise piyasa rayiçlerine uygun olduğunun belirtildiği, bu haliyle kusur durumuna göre davalının mesul olduğu miktarın 18.550,69 TL olduğunun kabulü ile ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline dair kısmen kabule ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davacının davasının kısmen kabul, kısmen reddine, 18.550,69 TL ‘nin ödeme tarihi olan 08/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 1.267,19 TL harçtan peşin alınan 422,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 844,79 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 422,40 TL peşin harç masrafının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar yönünden hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
5-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ret edilen miktar yönünden hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacının yapmış olduğu toplam 3.651,95 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 2.738,96 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,geri kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 26/11/2019

Katip
(e-imza)

Hakim
(e-imza)

MASRAF BEYANI
27,70 TL Başvuru Harç Masrafı
3.300,00 TL Bilirkişi Ücreti
324,25 TL tebligat ve müzekkere gideri
TOPLAM : 3.651,95 TL