Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/21 E. 2018/946 K. 14.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/21 Esas
KARAR NO : 2018/946

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/01/2017
KARAR TARİHİ : 14/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle;müvekkili Banka dava dışı borçlu … Ltd Şti’ne kredi açılıp kullandırıldığını, … ve …’in de bu borçtan müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduklarını, Kefillere … 24.Noterliğinden keşide edilen … tarihli, … sayılı hesap kat ihtarnamesiyle borcun ödenmesi ihtar edilse de sonuçsuz kaldığını, borcun ödenmemesi üzerine … 33.İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyası ile icra takibi yapıldığını, borçlular tarafından 22.12.2015 tarihli dilekçe ile borca ve tüm ferilerine itiraz edildiğini, yapılan itiraz ile takibin durduğunu, itirazın iptali ile davalının % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine, takibin devamına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davaya konu borcun … Ltd. şirketine ait olduğunu, söz konusu şirketdeki hissesini 4.06.2014 tarihinde …’e devir ettiğini, Devir ettikten sonra banka yetkililerine bilgi verdiğini, kredi borcu ile ilgili devir işleminin bir sıkıntı olmayacağının beyan edildiğini, şirketin yeni adresini ve demirbaşın banka yetkilileri tarafından yerinde görüldüğünü, sonraki süreçte borç taksitlerinin 1,5 yıldan bu yana yeni devir alan … tarafından ödendiğini, sonraki yıllarda ödemediğinin ortaya çıktığını, yeni sahip … tarafından borcun tamamının yeniden yapılandırıldığını, bu süreçlere dahilinin olmadığını, bu süreçte şirket yetkililerinin işlem yapmadıklarını, adres değiştirip bir çok kişiyi mağdur ettiklerini beyanla hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davaya konu borcun … Ltd. şirketine ait olduğunu, söz konusu şirketdeki hissesini 4.06.2014 tarihinde …’e devir ettiğini, Devir ettikten sonra banka yetkililerine bilgi verdiğini, kredi borcu ile ilgili devir işleminin bir sıkıntı olmayacağının beyan edildiğini, şirketin yeni adresini ve demirbaşın banka yetkilileri tarafından yerinde görüldüğünü, sonraki süreçte borç taksitlerinin 1,5 yıldan bu yana yeni devir alan … tarafından ödendiğini, sonraki yıllarda ödemediğinin ortaya çıktığını, yeni sahip … tarafından borcun tamamının yeniden yapılandırıldığını, bu süreçlere dahlinin olmadığını, bu süreçte şirket yetkililerinin işlem yapmadıkları adres değiştirip bir çok kişiyi mağdur ettiklerini beyanla hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN:Dava genel kredi sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
Davaya konu … 33 İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası getirtilip dosya arasına konulmuştur,incelendiğinde;davacı alacaklı tarafından borçlular … Ticaret Ltd. Şti, …, … ve … aleyhine 11/12/2015 tarihinde kredi alacağından kaynaklı 42.076,15 TL. Asıl alacak, 1.636,30 TL ( % 40) İşlemiş faiz ( Sabit Oranlı Faiz(%40)), 81,81 TL %5 BSMV, 400,16 TL İhtar protesto gideri olmak üzere toplam: 44.194,42 TL’lik ilamsız takipte bulunulduğu, ödeme emrinin borçlulara tebliğ olduğu, davalı borçlular … ve …’in 22/12/2015 havale tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmeleri üzerine takibin durduğu ve süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.
Mahkememizin 13/03/2018 tarihli ara kararı gereğince dosya rapor hazırlanmak üzere bankacı ve banka mevzuatında uzman bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 21/05/2018 teslim tarihli raporda özetle;Yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu, her türlü delilin takdiri ve nihai karar Sayın Mahkemeye ait olmak üzere ; 1-Davacı Banka … Şubesi tarafından dava dışı şirkete 27.07.2015 tarihinde 40.500,00 TL. tutarlı 18 ay vadeli eşit taksitli ticari kredi kullandırıldığı, açılan kredinin taksitlerinin ödenmediği,2-Davalıların dava dışı şirketten ortaklık hisselerini 10.12.2013 ve 10.07.2014 tarihlerinde devir ettikleri, 11.07.2014 tarihinden itibaren davalıların şirket yönetim sorumluluğunun kalmadığı, buna karşılık 12.07.2013 tarihli kredi sözleşmesinde bulunan kefalet imzalarının geçerliliğini koruduğu, 3-Davacı Banka ile dava dışı şirket ve dava dışı ortak … arasında 14.07.2015 tarihinde 48.000 TL tutarlı yeni bir kredi sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmede davalıların imzalarının bulunmadığı, Dava dışı şirkete 27.07.2015 tarihinde 40.500 TL.lık kredinin açıldığı dolayısıyla tarihsel ve tutar olarak uyumlu olduğu, bu itibarla alınan sözleşmenin açılan krediye karşılık olarak alınmış olduğu ve bir kısmı yukarıda belirtilen Yargıtay kararları da dikkate alındığında krediden davalıların sorumlu tutulmaması gerektiği 4-Dava dışı şirket ve ortak dahil davalılara ayrı ayrı ihtarname gönderilmesine karşılık davalıların söz konusu ihtarnameye herhangi bir cevap vermedikleri,5-Buna karşılık davalıların yeni sözleşmede imzalarının bulunmadığı ve açılan krediden sorumlu olmadıkları görüşüne varılmakla birlikte takdir ve nihai kararın Muhterem Mahkemeye ait olduğu,6-Mahkemece aksi görüşte olunması halinde Davacı Banka tarafından davalılar ortaklıktan ayrıldıktan bir yıl sonra 27.07.2015 tarihinde dava dışı şirkete açılan 40.500,00 TL tutarlı eşit taksitli krediden sorumlu tutulacağından hesaplamanın yapıldığı, 7-Dolayısıyla Davacı Bankanın … 33.İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasında takip tarihi itibariyle 42.076,15 TL asıl alacak, 1.215,53 TL işlemiş faiz, 60,78 TL Gider vergisi ve 400,16 TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 43.752,62 TL alacağının hesaplandığı, davalıların borçlu olduğunun kabulü halinde takibin bu alacak tutarı üzerinden devamı gerektiği,8.Davacı Banka tarafından 42.076,15 TL asıl alacak kabul edilmesi halinde takip tarihinden itibaren yıllık % 40 oranı üzerinden temerrüt faizi ve faizin % 5 gider vergisi yürütülebileceği,9. Talep edilen İcra İnkar Tazminatının Yüce Mahkemenin takdirinde bulunduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmişlerdir.
Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi raporu mahkememizce yeterli görülüp itibar edilmiştir.
Dosyaya ibraz edilen ve mahkeme kasasına alınan sözleşme aslında; temlik eden davacı banka nezdinde dava dışı … Ltd Şirketine açılan ve kullandırılan krediler için 12.07.2013 tarihli 152.000,00 TL. limitli Genel Kredi Sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmeyi …, …, müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı tespit edilmiştir. Dava dışı …’in bu sözleşmeye 27.07.2015 tarihinde 152.000 TL üzerinden müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı görülmüştür. Davalılar tarafından sözleşmenin tüm sayfalarının imzalandığı görülmüştür.
Yine aynı kasa içinde 14.07.2015 tarihinde temlik eden davacı Banka ile dava dışı Şirket arasında … no.lu 48.000,00 Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiği ve bu sözleşmeyi dava dışı …’in müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı tespit edilmiştir.
Temlik eden davacı Banka tarafından dava dışı … Ticaret Ltd Şirketine hitaben … 24.Noterliğinden 12.11.2015 tarihinde gönderilen … yevmiye sayılı ihtarnamede, Bankanın … Şubesi tarafından Şirkete Taksitli Kredi ve Tazmin edilen kredilerin açılıp kullandırıldığını, Banka ile akdedilen sözleşme hükümlerinin ihlal edildiği kredi hesabının 06.11.2015 tarihi itibariyle kat edildiğini, Hesap kat tarihi itibariyle detayları ekli hesap özetlerinde belirtildiği üzere toplam 42.076,15 TL nakdi kredi alacağının bulunduğunu, belirtilen nedenlerle ihtarnamenin tebliğinden itibaren 24 saat içinde ödenmesi, aksi halde yasal yollara başvurulacağı ihtar edilmiştir.
İhtarname ve hesap özetinin dava dışı şirkete adresten taşınması nedeniyle 13.11.2012 tarihinde tebliğ edilemediği tespit edilmiştir.
Temlik eden davacı Banka tarafından davalılar … ve … ile dava dışı …’e hitaben … 24.Noterliğinden … tarihinde gönderilen 68785 yevmiye sayılı ihtarnamede, Banka … Şubesi tarafından … Ticaret Ltd Şirketine Taksitli Kredi ve Tazmin edilen kredilerin açılıp kullandırıldığını, kredi borçlusuna 12.11.2015 tarih ve 68784 sayılı ihtarnamenin gönderildiği, Banka ile akdedilen sözleşme hükümleri ihlal edildiği kredi hesabının 06.11.2015 tarihi itibariyle kat edildiğini, Hesap kat tarihi itibariyle detayları ekli hesap özetlerinde belirtildiği üzere toplam 42.076,15 TL nakdi kredi alacağının bulunduğunu, belirtilen nedenlerle ihtarnamenin tebliğinden itibaren 24 saat içinde ödenmesi, aksi halde yasal yollara başvurulacağı ihtar edilmiştir.
İhtarname ve hesap özetinin davalı …’e adreste olmadığından komşusuna 13.11.2015 tarihinde, …’e 13.11.2015 tarihinde ve diğer davalı …’e tebliğ edildiği tespit edilmiştir.
Dolayısıyla davalılara ihtarname 13.11.2015 tarihinde tebliğ edildiği anlaşıldığından dolayısıyla verilen 1 günlük sürenin ilavesiyle davalıların temerrüdünün 15.11.2015 tarihinde gerçekleştiği görülmüştür.
Davalı … tarafından … 6.Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı Limited Şirket Hisse Devri sözleşmesinde, davalı … tarafından şirketteki 3.000 adet hisse tutarını 75.000,00 TL üzerinden … isimli kişiye devir ettiği anlaşılmıştır.
Şirket Ortaklar Kurulu kararı 10.12.2013 tarihinde yaptığı toplantıda hisse devrini kabul etmiş ve davalı …’in imza yetkisinin iptali ile yeni ortak …’in şirket Müdürlüğüne 10 yıl süre ile seçilmesi kabul edilmiştir.
Hisse Devri Ticaret Siciline 19.12.2013 tarihinde tescil edilmiştir.
Davalı … tarafından … 7.Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı Limited Şirket Hisse Devri sözleşmesinde, davalı … tarafından şirketteki 3.000 adet hisse tutarını 75.000,00 TL üzerinden Ortak … isimli kişiye devir ettiği anlaşılmıştır.
Şirket Ortaklar Kurulu kararı 10.07.2014 tarihinde yaptığı toplantıda hisse devrini kabul etmiş ve davalı …’in imza yetkisinin iptali kabul edilmiştir.
Hisse Devri Kararı Ticaret Siciline 15.07.2014 tarihinde tescil edilmiştir.
Davacı Banka dava konusu alacağı … 1.Noterliğinin … tarihinde düzenlenen … yevmiye sayılı Alacak Temlik Sözleşmesi ile … A.Ş. ye devir ve temlik etmiştir.
Davacı bankanın, bu alacağını taraflar arasında imzalanan sözleşmeye dayandırdığı tespit edilmiştir. Taraflar arasında imzalanan sözleşme, hesap özeti ve hesap kat ihtarnamesi İ.İ.K 68.md. 1.fıkrasında belirtilen kesin borç ikrarı ihtiva eden belgelerden sayılırlar.
Sözleşmenin Kefalet başlıklı 4.5.maddesinde ;“ sözleşme sonunda imzası bulunan kefiller müteselsil kefil sıfatı kefalet vermeyi kabul ederler. Kefiller Müşterinin Bankaya sözleşmeden doğmuş ve doğacak borçları için ve sözleşmede belirtilen kefalet limiti ve kendi temerrütlerinden doğacak tüm sonuçlardan sorumludurlar. Müteselsil kefiller kredinin anapara ve akdi faizini bilcümle işlemiş işleyecek temerrüt faizlerin, fonları, komisyonları, her türlü masrafları, vergi ve resimleri, kur artışı nedeniyle ortaya çıkacak ilave miktarları, kanuni takip giderlerini ve avukatlık ücretlerini de ödemeyi kabul ve taahhüt ettikleri,”
Genel Kredi Sözleşmesinin 5.maddesinde ;” müşteri sözleşmeden doğan borçlarını gününde ödemediği takdirde, temerrüdünün doğduğu tarihten itibaren bunları Bankaya ödeyeceği tarihlere kadar geçecek günler için temerrüt tarihinde hesaplanacak temerrüt faizi ve diğer masrafları, ferileri ile birlikte ödeyeceği kabul edilmiştir.”
Dava dışı borçlu şirketin sicil kayıtları incelendiğinde, dava dışı asıl borçlu … Ticaret Ltd Ştinin … sicil no ile … Ticaret siciline kayıtlı olduğu, Plastik ve Kauçuk işi ile iştigal ettiği, Davalı … ve …’in eski ortak göründüğü, 10.12.2013 ve 10.07.2014 tarihinde ortak değişikliklerinin gerçekleştiği, …’in şirketin tek ortağı ve aynı zamanda münferit imzalı şirket Müdürü olduğu tespit edilmiştir.
Dosyaya sunulu belgeler incelendiğinde; davalıların şirket ortağı oldukları dönemde 12.07.2013 tarihinde 152.000,00 TL.lık Genel Kredi sözleşmesi düzenlendiği ve davalıların bu sözleşmeyi müşterek ve müteselsil kefil olarak imzaladıkları tespit edilmiştir.
Davalı ortak …’in 10.07.2014 tarihinde ortaklıktan ayrıldığı ve bu tarihten sonra dava dışı şirketin ortağı ve Müdürü … tarafından olduğu, dava dışı şirkete 27.07.2015 tarihinde 40.500,00 TL.lık 18 ay vadeli kredi kullandırımı sırasında dava dışı …’in aynı sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı tespit edilmiştir.
Davacı Banka, Dava dışı şirkete kullandırılan 40.500,00 TL.lık kredi karşılığında dava dışı …’in müteselsil kefil olduğu 48.000,00 TL.lık yeni bir Genel Kredi sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşmede davalıların imzasının olmadığı, dolayısıyla açılan kredinin karşılığında alındığı izlenimini doğurmaktadır.
Davalılar dava konusu krediyi yeniden yapılandırılma olarak belirtilmişse de davacı Banka tarafından davalılar şirket ortağı iken kullandırılan ve devir esnasında bulunan taksitli kredi riski olduğuna ilişkin bir belge dosyaya sunulmamıştır.
YARGITAY 19. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2012/15421, KARAR NO: 2013/1789 kararında;” Davalı vekili, 18.06.2008 tarihli genel kredi sözleşmesini davacının kefil sıfatı ile imzaladığını, sözleşmenin 41. maddesi uyarınca davacının kefalet imzasının bulunduğu sözleşmeden değil dava dışı asıl borçlu ile akdedilen diğer sözleşmelerden kaynaklı borçlardan da sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları doğrultusunda, genel kredi sözleşmesinin 41.1 maddesi uyarınca davacının, dava dışı asıl borçlunun davalı banka ile yapmış olduğu ve ileride yapacağı işlemlere “kefil olmayı” kabul ettiği, bu durumda davacı kefilin, genel kredi sözleşmesinde yazılı ve hiçbir duraksamaya yer bırakmayacak biçimde sorumluluğunun belirlendiği, böylece davalı bankanın dava dışı borçlu … hakkında genel kredi sözleşmesi dışında oluşan (kredi kartı kullanımı ve tüketici kredisi kullanımından kaynaklı olarak) doğan alacakları hakkında davacı hakkında icra takibi yapmakta haklı olduğu, bu takip dosyalarında da davacı kefilin kefalet limiti kapsamında ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı banka ile dava dışı M… arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesini kefil olarak imzalamıştır. Dava konusu borcun ise, davacının imzası bulunmayan kredi kartı ve tüketici kredi sözleşmelerinden kaynaklandığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davacı kefilin kefil olarak imzalamadığı sözleşmelerden doğan borçtan sorumlu tutulması doğru değildir. Her ne kadar mahkemece genel kredi sözleşmesinin 41.1 madde hükmüne dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de anılan sözleşme hükmü davacıyı, imzası bulunmayan sözleşmeler nedeniyle sorumluluk altına sokacak biçimde yorumlanamaz. Mahkemece, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.”
YARGITAY 19. Hukuk Dairesi ESAS NO. 2005/2261 KARAR NO. 2005/13044
KARAR TARİHİ. 26.12.2005 olan içtihadında;” Davacı vekili, müvekkilinin kefili bulunduğu kredi sözleşmelerinden doğan borcun 5.1.2001 tarihli 1.750.000 Euro’luk nakdi kredi ile kapatıldığını, bankanın bu kredi ile ilgili olarak borçludan ayrıca ipotek aldığını ve ayrıca …, … ve … A.Ş.’nin kefaletlerini de aldığını, müvekkilinin kefaletinin ortadan kalktığını ve hiçbir sorumluluğu kalmadığını, bankaya gönderilen ihtarnamelerden sonuç alınamadığını belirterek bankaya verilen kefaletin hukuki sebebinin kalmadığının, kefaletin sona erdiği mali ve hukuki hiçbir sorumlulukları bulunmadığının tesbitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının imzaladığı Genel Kredi Sözleşmelerindeki kefaletin süresiz kefalet olduğunu davacının yeni krediler için kefaletinin bulunmadığını bildirir bir ihtar göndermediğini 5.1.2001 tarihli sözleşme ile kullandırılan krediden sonra 18.5.2001 tarihinde gönderdiği ihtarnamede BK.nun 493-494. maddeleri gereği kefaletten beri kalınmasını talep ettiğini oysa kredi sözleşmelerinin 15.2/b maddesinde davacının kendisine kefaletten kurtulma imkanı veren haklarından feragat ettiğini belirterek hukuki mesnedi bulunmayan davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre davacının müteselsil kefil olarak imzaladığı kredi sözleşmelerinin 15/2/b Maddesi ile BK.nun 493 ve 494. maddeleri ile tanınmış haklardan feragat etmesinin somut olayda uygulanma imkanı bulunmadığını 5.1.2001 tarihli 1.750.000 Euro’luk sözleşmenin diğer sözleşmelerden bağımsız olduğunu ve davacının bu sözleşmede imzası bulunmadığı, anılan sözleşme ile ve bankanın kredi kapama yazısına istinaden eski sözleşmelerin sona erdiği bu nedenle davanın kabulüne dava konusu edilen 19.11.1999, 15.12.1999, 21.4.2000, 26.6.2000 ve 8.11.1999 tarihli kredi sözleşmelerinde davacının kefaletinin sona erdiğinin tesbitine karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
SONUÇ : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davacının davadan önce davalıya gönderdiği ihtarnamelere olumsuz cevap verildiğinden davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmasına göre yerel mahkeme kararının oyçokluğuyla ONANMASINA,”
YARGITAY 19. Hukuk Dairesi ESAS NO. 2009/12183 KARAR NO. 2010/8768
KARAR TARİHİ. 12.7.2010 olan içtihadında;” Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacı banka ile dava dışı … Ltd. Şti arasında 20.5.2004 tarihli davacıların kefaletinin bulunduğu kredi sözleşmesi imzalandığı, davacıların sorumluluklarının aynı sözleşmeye dayanılarak yeni bir kredi kullandırılması halinde devam edecekken davalı banka tarafından davacıların kefil olmadığı 27.11.2006 tarihli yeni bir sözleşme düzenlenerek kredi kullandırıldığı, bu sebeple davacıların takibe konu edilen borçtan sorumlu tutulamayacakları gerekçeleriyle davanın kabulüne, davacıların 20.5.2004 ve 27.11.2006 tarihli sözleşmeler sebebiyle davalı bankaya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı banka vekilince temyiz edilmiştir.
SONUÇ : Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA karar verildi.”
Temlik eden davacı bankanın dava dışı şirkete 40.500,00 TL.lık yeni bir kredi kullandırıldığı anlaşılmaktadır.
Davalıların sorumluluğu :
Davalılar 12.07.2013 tarihinde düzenlenen 152.000 TL.lık Genel Kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzalamışlardır. Her iki davalı daha sonra ortaklıktan ayrılmışlar ve hisselerini dava dışı …’e devir etmişlerdir. Hisselerin 10.12.2013 ve 10.07.2014 tarihlerinde devir edildiği, 11.07.2014 tarihinden itibaren davalıların şirket yönetimi ile ilgileri kalmamış, şirketin tek sahibi dava dışı … olmuştur.
Bu arada 14.07.2015 tarihinde davacı Banka ile Dava dışı şirketin asıl borçlu, dava dışı …’in müşterek borçlu ve müteselsil kefalet sıfatıyla imzaladıkları 48.000,00 TL tutarlı yeni bir Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiği tespit edilmiştir.
Dava dışı …’in Müdürü olduğu dava dışı Şirkete davacı Banka tarafından 27.07.2015 tarihinde 40.500,00 TL.lık 18 ay vadeli sabit faizli kredi kullandırıldığı tespit edilmektedir. Dolayısıyla söz konusu krediye karşılık dava dışı Şirketin asıl borçlu, dava dışı …’in kefil olduğu sözleşmenin düzenlediği bu nedenle açılan kredinin bu sözleşmeye dayanılarak verildiği görüşü tarafımızda ağır basmaktadır.
Sonuç olarak, dava konusu kredi davalıların ortaklıktan ayrıldıktan sonra 40.500,00 TL kredi kullandırıldığı ancak davalıların eski sözleşmeden dolayı kefaletlerinin devam ettiği tespit edilmektedir. Ancak düzenlenen yeni sözleşme ile temlik eden davacı Banka tarafından dava dışı şirket ile dava dışı Ortak Kefil arasında açılan krediye uyumlu yeni bir sözleşme düzenlendiği dikkate alındığında açılan krediden dolayı davalıların sorumluluklarının bulunmadığı kanaatine varılmıştır.Tüm dosya kapsamına göre dolayısıyla istenebilir bir alacağının olmadığı ve davacının davasını ispatlayamadığı anlaşılmakla;Davanın reddine, davacının kötü niyeti ve ağır kusuru tespit edilemediğinden ve şartları oluşmadığından davalıların tazminat taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının kötü niyeti ve ağır kusuru tespit edilemediğinden ve şartları oluşmadığından davalıların tazminat taleplerinin reddine,
3-Karar tarihine göre alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 533,77 TL harçtan mahsubu ile bakiye 497,87 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davalılar kendilerini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğiklerinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.211,39 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar Temlik Alan davacı vekilinin, Davalı …, Davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 14/09/2018

Katip …

Hakim …