Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/173 E. 2023/118 K. 10.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/173 Esas
KARAR NO : 2023/118

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 22/02/2017
KARAR TARİHİ : 10/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 22/02/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; 14.08.2015 tarihinde sürücü …, … plakalı araç ile …. seyir halindeyken dikkatsiz davranıp önünde durur halde bulunan …’a ait … plakalı araca arkadan çarptığını, maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, müvekkile ait …plakalı aracın maddi hasar meydana geldiğini, tamer kayıtlarına göre kazanın meydana gelmesine … Sigorta Şirketi tarafından sigortalı … plakalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, değer kaybı meydana gelmesi nedeniyle uğramış olduğu maddi zararlarının tazmini için …’na 01.09.2016 tarihli dilekçesi ile başvuruda bulunulduğunu, … numaralı hasar dosyasının açıldığını, açılan hasar dosyası ile … Sigorta Şirketi’nin Türkiye temsilciliğini yaptığını beyan eden … Ltd. Şti tarafından 07.10.2016 tarihli dilekçe ile talebinin reddedildiğini beyan ettiğini, hasara uğrayan aracın kaza tarihinden bir yıl evvel önce aldığını, tüm bakımları zamanında ve yetkili servisinde yaptırdığını, herhangi bir kusur çizik söz konusu olmadığını, onarılmış durumundaki değeri ne kadar iyi onarılmış olursa olsun aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşük olduğunu, bu da aracın cari değer kaybettirdiğini, şimdilik 3.000 TL belirsiz alacak davanın kabulüne, davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizine hükmedilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekilinin tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkil tarafın Türkiye’de kaza yapan yeşil kart sigortası bulunan yabancı plakalı araçları ZMSS kapsamında hasarlarını giderdiğini, mevzuatını sunduğu ZMSS genel şartlarına göre talepte bulunan davacının aynı şartlara göre talebi teminat kapsamı dışında olduğunu, bu nedenle davanın hukuki dayanağı olmadığını, 01.09.2016 başvuru tarihli dilekçe ile sabit olduğunu, trafik tescil biriminden aracın hangi tarihte davacı mülkiyetinden çıktığının sorulmasını talep ettiğini, yasal düzenleme gereği davacının böyle bir hak talebinin olmasının mümkün olmadığını, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Bilirkişi raporu, bilirkişi ek raporu, … İl Emniyet Müdürlüğü yazı cevabı, … 25. Noterliği yazı cevabı dosyamız arasında mevcuttur.
25.04.2018 tarihli dosyaya sunulan Bilirkişi Heyeti raporu ile; 14.08.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası bakımından yurt dışı sigortalı aracın tam kusurlu olduğu ve bu nedenle dava dışı … Sigorta bakımından sigortalısının kusuru ve davalının sorumluluğu hususunun tartışmasız olduğunu, ZMSS Genel Şartları gereği davacının tazminat talep ettiği sırada taşıt maliki olmaması halinde araçta menfaat sahibi olmadığı için tazminat talep hakkının da davacıya ait olmayacağını, davacının gerek tazminat talep tarihinde gerekse dava tarihinde araç sahibi olmadığı, araçta değer düşmesi iddiası ile tazminat talebi bakımından menfaatinin sabit olmadığını, bu nedenle dava konusu talepte bulunamayacağını, davacının kaza sonrası tazminat talep etmeden önce aracı sattığı gözetilerek satış fiyatı ile hasar görmeksizin satabileceği ve fakat satamadığı piyasa rayiçleri arasındaki farkı tazminat olarak talep edebileceği ancak bunun için zararı ispat etmesi gerektiğini, dosya kapsamında meydana gelen hasarın ne derece zarar yol açtığı ve araçta ne ölçüde değer düşmesi satış fiyatı farkı oluştuğunun sabit olmadığı dosyada değerlendirmeye elverişli delil de bulunmadığını, meydana gelen hasarın niteliğine göre aracın maliki bakımından hasar giderilmiş bile olsa aracın satış fiyatı ile hasar hiç olmadığı durumdaki satış fiyatı arasında farkın taşıt sahibi açısından dolaylı da olsa zarar olduğu ve sigorta güvencesinde olduğunun değerlendirileceğini, davacı lehine tazminata hükmedilecek olursa davacının talep tarihi olan 01.09.2016 tarihinden itibaren yasal faiz ile tahsil talep edebileceğini bildirmişlerdir.
04.08.2021 tarihli dosyaya sunulan Bilirkişi Heyeti raporu ile; dava konusu aracın 24.04.2016 satış tarihinde hasarsız rayiç değerinin 108.564,58 TL ve hasarlı (onarılmış) rayiç değerinin 103.136,35 TL olduğunu, yine satış tarihindeki 29.04.2016’da hasarlı ve hasarsız rayiç değerleri arasında 5.428,23 TL fark olduğunu, davacı … tarafından dava konusu talep edilen değer kaybı bedelinin, davalı … Taşıtlı Bürosundan talep edilmesinin mümkün olmadığını, belirtmiştir.
15.10.2018 tarihli dosyaya sunulan Bilirkişi Heyeti raporu ile; kök rapor sonuç ve kanaatlerinin devam ettiği, davacının 5.000 TL – 8.000 TL arasında bir araç değer düşmesi zararının olabileceği, ancak bu zararın davacının maliki olmadığı dönemde tazmin talep edildiği ve ZMSS kapsamında davalı sigortacıya bu talebin yöneltilemeyeceği, davacı aracı satmış olmakla davacının piyasa rayiçlerine göre gerçek satış fiyatı ile rayiç arasında bir fark varsa ve bu davacının malvarlığında eksilme şeklinde ise bu farkın tazminini, zararı olarak tazmin talep etmesi gerektiğini, davacı lehine tazminata hükmedilecek olursa davacının talep tarihi olan 01.09.2016 tarihinden itibaren yasal faiz ile tahsil talep edebileceğini, bildirmişlerdir.
01.10.2019 tarihli dosyaya sunulan Bilirkişi Heyeti raporu ile; … plakalı aracın değer kaybı bu araç için yaklaşık olarak 6800 TL sonucu ve kanaati kurulunca uygun görülmekte olduğunu bildirmişlerdir.
26.08.2020 tarihli dosyaya sunulan Bilirkişi Heyeti raporu ile; davacının gerek tazminat talep tarihinde gerekse dava tarihinde araç sahibi olmadığı, araçta değer düşmesi iddiası ile tazminat talebi bakımından menfaatinin sabit olmadığını, araç satıldığına göre artık araçta ve dolayısı ile araç değer düşmesi bakımından satış bedelinde böyle bir değer düşüklüğü teyit edilemediği, bu nedenle dava konusu talepte bulunamayacağını, davacının kaza sonrası tazminat talep etmeden önce aracı sattığı gözetilerek satış fiyatı ile hasar görmeksizin satabileceği ve fakat satamadığı piyasa rayiçleri arasındaki farkı tazminat olarak talep edebileceği, ancak bunun için zararı ispat etmesi gerektiği, olası satış fiyatı ile fiilen gerçekleşen satış fiyatı arasında farkı davacı yanın ortaya koyması gerektiğini, heyetçe hazırlanan kök rapor ve eklerine yeni bir evrak ilave edilmediği takdirde aynı kararlarının geçerli olacağının belirtmişlerdir.
12.12.2022 tarihli dosyaya sunulan Bilirkişi Heyeti raporu ile; Davacı … tarafından, işleteni ve maliki olduğu kanaatine varılan … plakalı aracın, 29.04.2016 tarihli Kadıköy Noter tasdikli araç satış sözleşmesi kapsamında satıldığının tespit edilmesi ve dava konusu değer kaybı bedelinin 01.09.2016 tarihinde …ndan talep edildiği kanaatine varılması neticesinde Davacı … tarafından dava konusu talep edilen değer kaybı hasar bedelinin işleteni ve maliki olduğu kanaatine varılan … plakalı aracın satış tarihi olan 29.04.2016 tarihinden sonraki tarih olan 01.09.2016 tarihinde, talep edildiği kanaatine varılması, dava konusu talep edilen değer kaybı hasarının,…’ de ek bildirimler kapsamında yer alan Ek.1 değer kaybı hesaplaması / madde 2 teminat dışı kalan haller bölümünde, 4.Paragraf / Fıkrası (4) yer alan: kaza tarihi ile ihbar tarihi arasında araç üzerinde mülkiyet değişikliği olan araçlar ile ilgili talepler, maddesi kapsamına girdiği kanaatine varılması nedeninden dolayı, nihai kararın mahkemeye ait olduğunu, davacı …’ın dava konusu talep edilen değer kaybı bedelini, davalı … Bürosunun talep etmesinin mümkün olmadığının kanaatine varıldığını, davacı vekili tarafından mahkemeye arz edilen itiraz dilekçesinde beyan edilen 15. Hukuk Dairesi tarafından 2015/6111E…2018/6093K sayılı dosyasında 27.06.2018 tarihinde verilen kararın 14. Sayfasında ilgili maddenin iptaline karar verilen karar tarihinin 27.06.2018 tarihi olduğu, dava konusu aracın kaza tarihinin 14.08.2015 tarihi olduğu, dava konusu araç satış tarihinin 29.04.2016 olduğu ile Türkiye Sigorta Şirketleri Birliği Motorlu taşıtlar bürosu başvuru tarihinin 01.09.2016 tarihi olduğu, kanaatine varıldığını, 24.04.2016 satış tarihinde hasarsız rayiç değerinin 108.564,58 TL ve hasarlı rayiç değerinin 103.136,35 TL olduğu, yine satış tarihindeki 29.04.2016’de hasarlı ve hasarsız rayiç değerleri arasında 5.428,23 TL fark olduğu kanaatine varıldığını, belirtmişlerdir.
GEREKÇE: Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı adına kayıtlı … plakalı araca, … Sigorta Şirketi tarafından sigortalı … plakalı araç sürücüsünün çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası gerçekleştiğini, mevcut kazada davalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %100 asli kusurlu olduğunu ve araçta meydana gelen değer kaybının tahsili amacıyla açıldığı, davalı ise davanın reddini savunmuştur.
Haksız fiillere dayalı tazminat davalarında mahkemece araştırılması ve hükme esas alınması gereken zarar “gerçek” zarardır. Bu tip kazalarda hasara uğrayan araç işleteni değer kaybı talebinde bulunabileceği gibi aracın pert olması durumunda da buna yönelik tazmin talebinde bulunabilir. Aracın değer kaybının hesaplanması yöntemi Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik ve istikrara kazanan içtihatlarında ayrıntılı şekilde belirtilmiştir. Buna göre aracın kazadan önceki 2. el değeri ile kazalı halindeki 2. el değeri arasındaki fark değer kaybına esas alınacaktır.
KTK’ nun Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası, 2918 sayılı Kara Yolları Trafik Kanunu m.91 gereği, işletenlerin KTK.’nun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere yasaca yaptırımları zorunlu kılınan ve KTK.’nun kapsamında motorlu bir aracın kara yolunda işletmesi sırasında bir kimsenin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğu belli limitler ve kusur oranı dahilinde ve gerçek zarar miktarı ile karşılamayı amaçlayan sorumluluk sigortasıdır.
Sigortacının sorumluluğu işletenin KTK.’nun 85/1 maddesindeki sorumluluğuyla eşdeğerdir. KTK.’nun m.91 ve KZMSS ‘na ilişkin ekte sunulan genel şartlar hükümlerine göre; “..bir şeye zarar vermesi halinde işletenin sorumluluğu bu zararı gidermede hangi kapsamda ise sigortacının da sorumluluğu o kapsamdadır.” O nedenle zarar verilen şeyin eski hale gelmesi için gereken onarım için yedek parça, işçilik ve araçtaki değer kaybı hasarı sigorta kapsamında olacağı tartışmasızdır.
Davalı vekili Trafik Sigortası Genel Şartları Teminat Dışında Kalan Hallerin 2/4. maddesinde belirtilen “Kaza tarihi ile ihbar tarihi arasında mülkiyet değişikliği olan araçlar ile ilgili değer kaybı taleplerinin” teminat dışı olduğunu beyan ederek, davacının aracında mülkiyet değişikliği meydana gelmesi nedeniyle değer kaybı talep edemeyeceğini iddia etmiş ise de, söz konusu ZMMS Ek 1-2/4 maddesinin Danıştay kararı ile iptal edilmiş olmakla, değer kaybı hesaplama yönteminin Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına uygun olarak yapılması gerektiği anlaşılmaktadır.
Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu’nun çalışma esas ve usulleri hakkındaki 26.10.1991 gün ve 21033 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmeliğin “Büronun amacı” başlığını taşıyan 5. maddesinin 3. bendi uyarınca, yurt dışında sigortalanmış bulunan ve geçerli olan sigorta sertifikası taşıyan motorlu kara taşıt araçları sahipleri veya sürücüleri tarafından Türkiye’de sebebiyet verilmiş hasarların, doğrudan doğruya idare ve ödenmesi hususundaki işlemleri yapmak, büronun amaçları arasında sayılmıştır. Bu nedenle yabancı plakalı araçların Türkiye’de karıştıkları kazalarda, şayet geçerli bir yeşil kart sigortaları varsa, bunların sigorta yaptırmalarına gerek olmaksızın araçlarının neden olacağı zararlar karşılanacaktır. Bir başka deyişle, yeşil kart poliçesi o ülkede düzenlenmiş zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi gibi kabul edilecektir. Buna göre yeşil kart sigortası, anlaşmaya dahil yabancı ülkelerin zorunlu mali sorumluluk sigortalarını bir araya getiren üniform ve beynelminel bir sigorta poliçesi olarak tanımlanmaktadır. Memleketimizin de üyesi bulunduğu Avrupa Konseyi mensuplarının 20 Nisan 1959 tarihinde imzaladıkları “Beynelminel Mecburi Mesuliyet Sigortasına dair Avrupa Sözleşmesi” gereğince ülkemizde de tüzel kişiliği haiz Türkiye Sigorta ve Reasünans Şirketleri Birliği Motorlu Taşıt Bürosu kurulmuş olup, yeşil kart sistemi uygulanmaktadır.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi ile Ülkemizin de üyesi bulunduğu Avrupa Konseyi mensuplarının 20 Nisan 1959 tarihinde Strazburg şehrinde imzaladıkları “Beynelminel Mecburi Mesuliyet Sigortası İhdası” ile ilgili anlaşma hükümleri uyarınca, yabancı plakalı motorlu araçların, şayet milletlerarası geçerli olup Türkiye’de de kabul edilen sigortaları varsa, bunların sigorta yaptırmalarına gerek olmaksızın araçlarının neden olacağı zararlar, zorunlu trafik sigorta güvencesinde olacaktır. Şayet böyle bir sigortası yoksa, bu araçlar için Türkiye sınırlarına girişlerinde, zorunlu trafik sigorta sözleşmesi yapılacaktır. Yine bu hükümler uyarınca Ülkemizde de geçerli bulunan “Yeşil Kart Sistemi”ne göre faaliyette bulunmak üzere “…” kurulmuştur.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında; yabancı plakalı araçların Türkiye’de karıştıkları kazalarda geçerli bir yeşil kart sigortaları mevcutsa, sebebiyet verilen zararlar karşılanacaktır. Dosya kapsamındaki belgeler incelendiğinde somut olayda; olay tarihinde kazaya karışan … yabancı plakalı aracın geçerli yeşil kart sigorta poliçesinin bulunduğu anlaşılmakla açılan davada davalının pasif husumetinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı yan açılan davada avans faizi talep etmiştir. İşbu davada avans faizi istenebilmesi için borçlunun tacir olması ve borcun da ticari işletmesi ile ilgili bulunmasının yeterli olduğu, alacaklının da tacir olmasının gerekmediği, alacaklının haksız eylem dahil her türlü nedenden kaynaklanan alacakları için tacir olan borçludan avans faizi oranında temerrüt faizi isteme hakkının bulunduğu sonucuna varılmaktadır. Bu durumda gerçek veya tüzel kişi tacirler arasında, haksız eylem de dahil, her türlü nedenden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, açıkça talep edilmesi hâlinde Merkez Bankasının kısa vadeli avans kredileri için uyguladığı faiz oranında temerrüt faizine hükmedilmesi gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun, E: 2020/(17)4-170, K: 2022/698 ve T:18.05.2022 ilamında da belirtildiği üzere, eldeki davada kazaya karışan davalı araç, hususi araç olmakla ticari avans faizine hükmedilemeyecektir.
Araç değer kaybının tespiti yönünde Mahkememizce alınan 04/08/2021 tarihli bilirkişi kök ve kök rapora bağlı ek raporlarında; dava konusu araç satış tarihinin… olduğu ile … Şirketleri Birliği Motorlu taşıtlar bürosu başvuru tarihinin 01.09.2016 tarihi olduğu, kanaatine varıldığını, 24.04.2016 satış tarihinde hasarsız rayiç değerinin 108.564,58 TL ve hasarlı rayiç değerinin 103.136,35 TL olduğu, yine satış tarihindeki 29.04.2016’de hasarlı ve hasarsız rayiç değerleri arasında 5.428,23 TL fark olduğu belirtilmiş, değer kaybı bedelinin yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, davacıya ait aracın önceki hasarlarının da değerlendirilmiş olmasına gerektiği bilinmekle, hazırlanan kök ve ek raporun usul ve yasaya uygun olduğu, bu kapsamda Mahkememizce verilen ret kararının yerinde olmadığı anlaşılmış, ancak kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratmamak adına bu husustan bahsedilmekle yetinilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlerine göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 51,24 TL harç ile 64,90 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 63,76 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE irad kaydına,
3-Davalı vekilleri lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 6.800,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-Yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulünce anlatıldı.10/02/2023

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)