Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/128 E. 2018/906 K. 07.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/128 Esas
KARAR NO : 2018/906

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/02/2016
KARAR TARİHİ : 07/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkillerinin murisi … ‘ın 01/01/2016 tarihinde … Tem Otoyolu Kuzey yol üzerinde … katıımı … istimaketini 300 metre geçince taşıt yolunu sağında emniyet şeridi üzerinde sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonetiyle görevi ile ilgili zorunlu olarak beklerken aracından inip … plaka sayılı kar kürüme kamyonunun sol arka yan kısımlarında yaya olarak bulunduğu sırada … plakalı davalı sürücü … ‘un çarpması sonucunda trafik kazası geçirip hayatını kaybettiğini, 1 ve 2 numaralı davalılardan olay tarihinden itibaren 3 numaralı davalı sigorta şirketinden ise temerrüt tarihi olan 08/02/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın müvekkili şirkete 16/12/2015-16/12/2016 tarihleri arasında sigortalandığını, davaya konu kazanın iş kazası olduğunu, davacı tarafa SGK tarafından rücuya tabi herhangi bir ödeme veya gelir bağlama işleminin yapılıp yapılmadığının tespiti gerektidiğini, davacının temerrüt tarihinden itibaren faiz talebinin haksız olduğunu, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; yargı kararlarında da ifade edildiği üzere sürücünün alkollü olması tek başına kusurun tespiti ve aidiyeti konusunda yeterli olmadığını, kazanın sırf alkol sebebiyle meydana gelip gelmediği ve kazaya başkaca etkenlerin katkı sağlayıp sağlamadığı hususu tespit edilmesi gerektiğini, o halde kazanın oluşu itibariyle alkol dışında başkaca etkenlerin kazaya ve ölüme sebebiyet verip vermediği hususu şüpheye yer bırakmayacak şekilde kesin olarak tespit edilmeden davalının (servet) alkollü oluşunun tek başına asli kusura dayanak gösterilmesi yerinde olmadığını, yargılama seyrinde toplanacak deliller sonrasında kazanın sırf alkol sebebiyle meydana gelip gelmediği ve başkaca etkenlerin kazaya doğrudan veya dolaylı olarak etki edip etmediği hususu uzman bilirkişi heyeti tarafından tespit edilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddien karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … San. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davalı … iş yerinin bilgisi ve talimatı dışında her hangi bir transfer faaliyeti de olmadığı halde, aşırı şekilde alkol almak ve hız limitlerini aşmak suretiyle saatte 150 km gibi bir hızla 01.01.2016 günü saat 06:40 sıralarında … Tem Otoyolu Kuzey Yol … katılımını Edirne istikametinde, Karayolları Genel Md.lüğü’ne ait…, …, … ve … plakalı araçlar emniyet şeridinden yola taşmış halde ve gerekli uyarıları taşımaksızın yolda park halinde beklerken ve kazada vefat edenin de aynı şekilde emniyet şeridinin dışında araçlara ait yolun içinde beklerlerken meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybettiğini, Karayolları Genel Md.lüğü ile murisin kazanın meydana gelmesinde ve murisin hayatını kaybetmesinde, gerekli dikkat ve özeni göstermemesi, araçların gerekli uyarı levhaları ve ışıkları taşımaması, araçların yola taşmış vaziyette bulunması ile murisin araçlara ait yolun içinde bulunması nedeniyle birlikte kusuru bulunduğunu, tüm bu açılar ve anlatımlarda dikkate alınarak keşif yapılması ve kusur tespiti için bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, müvekkili şirket, çeşitli otellerle yaptığı anlaşmalar çerçevesinde otel müşterilerinin, mülkiyet veya kullanma hakkı kendisine ait olan araçlarla, şehir içi veya şehir dışı turları ile havaalanı-otel-havaalanı transferini yapmak suretiyle taşıma faaliyeti yürüttüğünü, sözleşme kapsamında transfer hizmeti vermiş olduğu oteller 5 yıldızlı oteller olup, anılan otellere verilen transfer hizmetinin 5 yıldızlı oteller için belirlenen üst segment koşullara uygun olması ve verilmesi sözleşmelerle müvekkil şirkete yüklenen bir edim olduğunu, davanın esasına karşı beyanda bulunmak hakkımız saklı kalmak kaydıyla ), fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla, davacıların talep ve davalarının reddine, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili UYAP sisteminden e imzalı olarak gönderdiği 13/06/2016 havale tarihli dilekçesinde;” Mahkemenizde görülmekte olan 2016/138 Esas numaralı davada, DESTEKTEN YOKSUN KALMA nedeni ile oluşan MADDİ TAZMİNAT talebimiz ile açılan dava devam etmektedir.2016/138 esas sayılı dosyasındaki MADDİ TAZMİNAT davası nedeni ile davalı … SİGORTA A.Ş. ile sulh olunmuş ve davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ;- … için 255.840,00 TL,-… için 4.680,00 TL,- … için 24.740,00 TL,- … için 24.740,00 TL, olmak üzere kaza tarihi itibari ile geçerli olan ZMSS “Ölüm ve Sakatlanma” teminatı olan TOPLAM 310.000,00 TL Maddi Tazminat ile 310.000,00 TL’nin ilam vekalet ücreti 24.550,00 TL ve yargılama masrafı 350,00 TL olmak üzere 334.900,00 TL ödenmiştir. Bu nedenle DAVALI … SİGORTA A.Ş. ile SULH olunduğundan müvekkillerimiz adına vekaleten YALNIZCA davalı …. SİGORTA A.Ş. için geçerli olmak üzere davadan FERAGAT EDİYORUZ. Lehine Feragat ettiğimiz Davalı … Sigorta A.Ş.’den yargılama gideri ve vekalet ücreti talebimiz bulunmamaktadır. Aynı kaza nedeni ile … plakalı aracın KASKO SİGORTA POLİÇESİNİ düzenleyen … SİGORTA A.Ş. aleyhine … 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin… E. sayılı dosyası ile İMM teminat limiti dahilinde Destekten yoksun Kalma Tazminatının ödenmesi amacı ile dava açılmış ve önce açılan Mahkemeniz dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİ talebinde bulunulmuştur. Ancak davalı … SİGORTA A.Ş. tarafından davacı müvekkiller için 115.144,38 TL Maddi Tazminat, 11.961,55 TL İlam vekalet ücreti olmak üzere toplam 127.105,93 TL ödenmiştir. Bu nedenle … 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin … E. sayılı dosyasından FERAGAT edilmiştir. Sonuç olarak müvekkillerimize için ZMSS sigorta poliçe teminatı olan 310.000,00 TL ile İMM poliçe teminatı çerçevesinde 115.144,38 TL olmak üzere TOPLAM 425.144,38 TL Destekten Yoksun Kalma Nedeni ile oluşan MAddi Tazminat Ödemesi yapılmıştır. Müvekkillerimizin Destekten Yoksun Kalma Nedeni ile oluşan MADDİ ZARARLARI, 425.144,38 TL’nin üzerindedir. Bu nedenle her bir müvekkil için DİĞER DAVALILAR … ve …. SAN. A.Ş. yönünden dava dilekçemizdeki taleplerimiz DEVAM etmektedir. Yargılama sırasında alınacak BİLİRKİŞİ HESAP RAPORU ile her bir müvekkilin karşılanmayan maddi zararı tespit edilecektir.Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davadan Feragat talebimizin sadece davalı … SİGORTA A.Ş. yönünden KABULÜNE, diğer davalılar … ve … SAN. A.Ş. yönünden davanın DEVAMINA karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda Mahkememizin 23/09/2016 tarih ve 2016/138 Esas 2016/632 sayılı kararımız ile; 1-Davalılardan … sigorta A.Ş ye yönelik açılan davanın tefrik edilerek mahkememizin yeni esasına kaydedilmesine, 2-Davacılar tarafından davalılardan … ve …. Özel Sağlık Hizmetleri ve Sanayi A.Ş yönelik açılan tazminat davasında dava dilekçesinin HMK 114/1-c , 115/2 mad uyarınca görev yönünden usulden reddine ve mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,3-Karar kesinleştiğinde ve HMK 20 md uyarınca 2 haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen 23/09/2016 tarih ve 2016/138 Esas, 2016/632 Karar Sayılı kararın İstinaf edilmesi üzerine dosya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’ne gönderilmiş olup İstinaf 9. Hukuk Dairesi’nin …tarih ve … esas, … karar sayılı kaldırma ilamı ile;”Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1483/1. maddesinde sigortacıların diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere faaliyet gösterdikleri dalların kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamayacakları belirtilmiş ve 4. maddesinde de bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı düzenlenmiştir. Davalılar kazaya neden olan aracın maliki, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğundan, trafik sigortasına ilişkin hukuk davalarının ticari dava niteliğinde olduğunun kabul edilmesine göre, ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. Davada sigorta şirketi hakkındaki davadan feragat edilmiş olması hakkın özüne ilişkin olduğundan feragatin sonuçları ve diğer davalılara etkisi bakımından görevli mahkemenin değerlendirme yapması gerektiği düşünüldüğünde feragat görevli mahkemeyi değiştirmeyecektir. Bu nedenle görevli Mahkeme Ticaret Mahkemesidir. Mahkemece hatalı değerlendirme yapılarak görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle davalı … San. A. Ş. ‘nin istinaf başvurusunun kabulü ile, … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve 2016/138 E., 2016/632 K. Sayılı kararının kaldırılarak, dosyanın davanın görülmesi için … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmakla aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
…1. İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… tarih ve 2016/138 E., 2016/632 K. Sayılı kararına karşı davalı … San. A. Ş. tarafından yapılan istinaf başvurusunun KABULÜ ile, … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve 2016/138 E., 2016/632 K. Sayılı kararının KALDIRILMASINA,”gerekçesiyle mahkememizce verilen görevsizlik kararı kaldırılarak dosya mahkememize gönderilmiş olup mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam edilmiştir.
… 2 Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının tüm UYAP kayıtları getirtilerek dosya arasına konulmuştur.
Mahkememizin 04/01/2017 tarihli celsesinin ara kararı gereğince dosya kusur, aktüerya ve sigorta bilirkişisine tevdi edilmiş olup, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 09/02/2018 teslim tarihli raporda özetle;1. Dava konusu olayda davalı sürücü …’un % 100 (Yüzdeyüz) oranında ASLİ ve TAMAMEN KUSURLU olduğu,2. Davacıların murisi …’ın olayda kusursuz olduğu, 3-Davalıların % 100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre olayda vefat eden …’ın geride kalan hak sahiplerinden; Davacılar Eş …’ın Anne…’ın Baba …’ın, Oğlu …’ın ve Kızı …’ın ( tüm davacıların) destekten yoksun kalma sebebiyle uğradıkları maddi zararları zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden … Sigorta ile İhtiyari Mali Mesuliyet teminat limitine istinaden dava dışı … Sigorta tarafından yapılan ödemeler ile karşılanmış olduğundan davacıların talep edilebilir başkaca mali zararının belirlenemediği Görüş ve kanaatinde bulunmuşlardır.
Bilirkişi raporu taraflara HMK 281 ve 186 madde meşruatlı davetiye ile tebliğ edilmiştir.
Mahkememizin 27/03/2018 tarihli celsesinin ara kararı gereğince dosya ek rapor için yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 11/05/2018 teslim tarihli ek raporda özetle; Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; 01.01.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında; A)Kusur durumuna ilişkin olarak;Taraf itirazları doğrultusunda değişiklik gerektirmeyen ilk raporda belirlendiği gibi; 1-Dava konusu olayda davalı sürücü …’un % 100 (Yüzdeyüz) oranında ASLİ ve TAMAMEN KUSURLU olduğu, 2-Davacıların murisi …’ın olayda kusursuz olduğu, B)Maddi tazminat hesabına ilişkin olarak;Taraf itirazları doğrultusunda işbu raporda belirlendiği gibi; Davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre olayda vefat eden …’ın geride kalan hak sahiplerinden; 1.Seçenekte; 5510 Sayılı Yasanın 39.maddesine göre SGK tarafından bağlanan aylıkların 3.kişinin kasıtlı hareketi ile sigortalının ölümüne sebep olması halinde rücuya tabi olması ve buna göre de somut olayda davalı araç sürücüsünün taksirli eylem nedeniyle cezalandırılmış bulunması nedeniyle; SGK tarafından 5510 Sayılı Yasanın 39.maddesine göre bildirilen peşin değerlerin rücuya tabi olmadığı esasına göre davacıların belirlenen maddi zararından SGK tarafından bağlanan aylıklar nedeniyle bir indirime gidilmeksizin davacıların talep edilebilir destek zararı aşağıdaki gibidir;
a)Davacı Eş …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararı= 34.314,89 TL
b)Davacı Anne …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararı = 5.646,26 TL
c)Davacı Baba …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararı = 5.132,53 TL
d)Davacı Oğlu …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararı= 1.340,60 TL
e)Davacı Kızı …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararı = 242,86 TL.
2.Seçenekte; Sayın Mahkemece aksi kanaate varılarak SGK tarafından 5510 Sayılı Yasanın 39.maddesine göre bildirilen peşin değerlerin rücuya tabi olduğunun kabulü halinde ise; Davacılar Eş …’ın, Anne …’ın, Baba …’ın, Oğlu …’ın ve Kızı …’ın(tüm davacıların) destekten yoksun kalma sebebiyle uğradıkları maddi zararları SGK tarafından bağlanan ve rücuya tabi olan ilk peşin değerler ile zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden … Sigorta ile İhtiyari Mali Mesuliyet teminat limitine istinaden dava dışı…Sigorta tarafından yapılan ödemeler ile karşılanmış olacağından davacıların talep edilebilir başkaca maddi zararının belirlenemediği, C)Davalı … Sigortanın zorunlu trafik sigortasındaki poliçe limitinin tamamını dava devam ederken ödemiş olması ve bu davalı hakkındaki davadan feragat edilmiş bulunması nedeniyle anılan davalının bu dava kapsamında sorumluluğunun bulunmayacağı, D)Sigorta şirketi dışındaki davalılar bakımından temerrüt 01.01.2016 olay tarihinde gerçekleşmiş olup, dava dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunulduğu yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır.
Bilirkişi raporu taraflara HMK 281 ve 186 madde meşruatlı davetiye ile tebliğ edilmiştir.
Davacılar vekili 28/05/2018 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesinde özetle; 11/05/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre …’ın 34.134,89 TL, …’ın 5.646,26 TL, …’ın 5.132,53 TL, …’ın 1.340,60 TL ve …’ın 242,86 TL olmak üzere toplam 46.677,14 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 01.01.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve … Hiz.A.Ş.’den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekilinin ıslah dilekçesinin davalılar vekillerine tebliğe çıktığı,tebliğ edilerek parçasının döndüğü görülmüştür.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN: Dava trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı davasıdır.
Destekten yoksun kalma tazminatı, B.K’nun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Borçlar Kanunu’nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E.-2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Önemle vurgulanmalıdır ki, Borçlar Kanunu’nun 45/III. maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir (HGK.nun 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 E. -411 K. sayılı ilamı).
… 2 Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının tüm UYAP kayıtları getirtilerek dosya arasına konulmuştur.
Mahkememizin 04/01/2017 tarihli celsesinin ara kararı gereğince dosya kusur, aktüerya ve sigorta bilirkişisine tevdi edilmiş olup, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 09/02/2018 teslim tarihli raporda özetle;1. Dava konusu olayda davalı sürücü …’un % 100 (Yüzdeyüz) oranında ASLİ ve TAMAMEN KUSURLU olduğu,2. Davacıların murisi …’ın olayda kusursuz olduğu, 3-Davalıların % 100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre olayda vefat eden …’ın geride kalan hak sahiplerinden; Davacılar Eş …’ın Anne …’ın Baba …’ın, Oğlu …’ın ve Kızı …’ın ( tüm davacıların) destekten yoksun kalma sebebiyle uğradıkları maddi zararları zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden … Sigorta ile İhtiyari Mali Mesuliyet teminat limitine istinaden dava dışı Dubai Sarr Sigorta tarafından yapılan ödemeler ile karşılanmış olduğundan davacıların talep edilebilir başkaca mali zararının belirlenemediği Görüş ve kanaatinde bulunmuşlardır.
Mahkememizin 27/03/2018 tarihli celsesinin ara kararı gereğince dosya ek rapor için yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 11/05/2018 teslim tarihli ek raporda özetle; Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; 01.01.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında; A)Kusur durumuna ilişkin olarak;Taraf itirazları doğrultusunda değişiklik gerektirmeyen ilk raporda belirlendiği gibi; 1-Dava konusu olayda davalı sürücü …’un % 100 (Yüzdeyüz) oranında ASLİ ve TAMAMEN KUSURLU olduğu, 2-Davacıların murisi …’ın olayda kusursuz olduğu, B)Maddi tazminat hesabına ilişkin olarak;Taraf itirazları doğrultusunda işbu raporda belirlendiği gibi; Davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre olayda vefat eden …’ın geride kalan hak sahiplerinden; 1.Seçenekte; 5510 Sayılı Yasanın 39.maddesine göre SGK tarafından bağlanan aylıkların 3.kişinin kasıtlı hareketi ile sigortalının ölümüne sebep olması halinde rücuya tabi olması ve buna göre de somut olayda davalı araç sürücüsünün taksirli eylem nedeniyle cezalandırılmış bulunması nedeniyle; SGK tarafından 5510 Sayılı Yasanın 39.maddesine göre bildirilen peşin değerlerin rücuya tabi olmadığı esasına göre davacıların belirlenen maddi zararından SGK tarafından bağlanan aylıklar nedeniyle bir indirime gidilmeksizin davacıların talep edilebilir destek zararı aşağıdaki gibidir;
a)Davacı Eş …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararı= 34.314,89 TL
b)Davacı Anne …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararı = 5.646,26 TL
c)Davacı Baba …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararı = 5.132,53 TL
d)Davacı Oğlu …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararı= 1.340,60 TL
e)Davacı Kızı …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararı = 242,86 TL.
2.Seçenekte; Sayın Mahkemece aksi kanaate varılarak SGK tarafından 5510 Sayılı Yasanın 39.maddesine göre bildirilen peşin değerlerin rücuya tabi olduğunun kabulü halinde ise; Davacılar Eş …’ın, Anne …’ın, Baba …’ın, Oğlu …’ın ve Kızı …’ın(tüm davacıların) destekten yoksun kalma sebebiyle uğradıkları maddi zararları SGK tarafından bağlanan ve rücuya tabi olan ilk peşin değerler ile zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden … Sigorta ile İhtiyari Mali Mesuliyet teminat limitine istinaden dava dışı Dubai Starr Sigorta tarafından yapılan ödemeler ile karşılanmış olacağından davacıların talep edilebilir başkaca maddi zararının belirlenemediği, C)Davalı … Sigortanın zorunlu trafik sigortasındaki poliçe limitinin tamamını dava devam ederken ödemiş olması ve bu davalı hakkındaki davadan feragat edilmiş bulunması nedeniyle anılan davalının bu dava kapsamında sorumluluğunun bulunmayacağı, D)Sigorta şirketi dışındaki davalılar bakımından temerrüt 01.01.2016 olay tarihinde gerçekleşmiş olup, dava dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunulduğu yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır.
Davacılar vekili 28/05/2018 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesinde özetle; 11/05/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre …’ın 34.134,89 TL, …’ın 5.646,26 TL, …’ın 5.132,53 TL, …’ın 1.340,60 TL ve …’ın 242,86 TL olmak üzere toplam 46.677,14 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 01.01.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve … Hiz.A.Ş.’den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi raporu mahkememizce yeterli görülüp itibar edilmiştir.
Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 1981/906 E. Sayılı kararında özetle; “….Bir kimseyi başkası için destek haline getiren yardımlarda düzenlilik ve devamlılık unsurları vardır. Yapanın keyfine göre gelişi güzel zamanlarda sağlanan yardımlar ( örneğin, olayımızda ölen annenin, torununun bakımını yaşamış olsaydı, bir süre üstleneceği şekildeki yardımları düzenli olmadıkları için destekten yoksun kalma tazminatına esas alınamazlar. Bunun gibi; her gün, her hafta, her ay düzenli bir şekilde yapılmış olmakla beraber ancak sınırlı bir süre için yapılmış veya ilerde yapılması umulan yardımlar da destek olarak nitelenemez…. olayımızda, ölen destek torununa bakmakla yükümlü olmadığına göre, böyle bir bakmanın gerçekleşeceği kuvvetle umulsa dahi, bu bakma olgusu ölenin ihtiyarına bağlı ve insani bir duygu ve ahlaki bir vazifeden kaynaklanan, bu itibarla da para ile değerlendirilmeyecek ve bu niteliği ve özelliği bakımından destek zararı olarak kabul edilemeyecek olan bir kayıptır. Diğer bir anlatımla, ölüm vukua gelmeseydi ölenin torununa bakmasından dolayı bu hizmetine karşılık kızından bir hak talep etmesi BK.nun 62. maddesinin son fıkrası uyarınca mümkün de olamayacağına göre, ölenin sağlığında yasaca talep edemeyecek olan bir karşılığın destek zararı kapsamında düşünülmesi ve bu yardımdan yoksun kalındığından söz edilerek tazmini yönüne gidilmesi düşünülemez.” demektedir.
Sonuç itibariyle, Davaya konu trafik kazası 01.01.2016 tarihinde meydana gelmiş olup, zorunlu trafik sigorta poliçesinin düzenleme tarihi de 21.12.2015 tir. meydana gelen trafik kazasında Dava konusu olayda davalı sürücü …’un % 100 (Yüzdeyüz) oranında ASLİ ve TAMAMEN KUSURLU olduğu, Davacıların murisi …’ın olayda kusursuz olduğu, Davalıların % 100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre olayda vefat eden …’ın geride kalan hak sahiplerinden; Davacılar Eş …’ın Anne …’ın Baba …’ın, Oğlu …’ın ve Kızı …’ın ( tüm davacıların) destekten yoksun kalma sebebiyle uğradıkları maddi zararları zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden … Sigorta ile İhtiyari Mali Mesuliyet teminat limitine istinaden dava dışı … Sigorta tarafından yapılan ödemeler ile karşılanmış olduğundan davacıların talep edilebilir başkaca mali zararının belirlenemediği anlaşılmakla;davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 35,90 TL harcın (peşin harç + ıslah harcı) 186,91 TL harçtan mahsubu ile bakiye 151,01 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Davalılar kendilerini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.484,49 TL vekalet ücretinin davacılardandan tahsili ile davalılılara verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Davacılar tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
Dair verilen karar davacılar vekilinin, davalı … şirket vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı.07/09/2018

Katip

Hakim