Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1153 E. 2019/460 K. 13.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1153
KARAR NO : 2019/460

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2017
KARAR TARİHİ : 13/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirketten olan 8.718,90 TL tutarındaki carı hesap bakiye borç alacağı için … 29. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, davalının haksız itirazının olduğunu, taraflar arasında gerçekleştirilen ticari alışverişe ilişkin faturaların ve cari hesap ekstresinin alacağı ispatladığını, davacı şirketin ticaret konusunun elektronik araç gereç tedarikçiliği olduğunu, ticari ilişki çerçevesinde tarafların 06.04.2017 tarihinde 2 adet … Projeksiyon Lambasının toplam 6.959,46 TL ye davalı şirkete satımı konusunda anlaşıldığını, davacı şirketin söz konusu projeksiyon lambalarının teslimini yapmış olmasına rağmen, davalı şirketin ürünlerin ödemesini gerçekleştirmediğini, davalı şirket borcunu ödemediği için vadesinde ödenmemesinden dolayı davacı şirket tarafından asıl alacağa ilişkin faturaya istinaden vade tarihinden itibaren daha sonraki 3 ay için 457,16 TL şer vade farkı faturalarının kesildiğini, toplamda 4 adet fatura için icra takibinin başlatıldığını, vade farkı faturası için fatura nüshaları incelendiğinde asıl alacağa ilişkin kesilen faturalarda vade farkına ilişkin açıklamanın var olduğunu, borç ile ilgili davalı tarafından herhangi bir ödeme gerçekleşmediğini, takip talebinde uygulanan reeskont-avans faiz oranının 3095 sayılı kanuna göre usulüne uygun olarak uygulandığını, takip ve dava konusu para borcu olup ödeme yerinin alacaklının yerleşim yeri olduğunu, bu nedenle taraflar arasında bulunan satım sözleşmesinin ifa yerinin alacaklının yerleşim yeri oiduğunu, söz konusu davada İstanbul İcra Müdürlükleri ve İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürerek davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptalini, takibin devamını, %20 icra inkâr tazminatı ile mahkeme ücreti ve dava giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; davanın görevli mahkemede açılmadığını, davalı şirketin davacı arasında ticari satımın söz konusu olmadığını, davalının davacıdan aldığı malı işyerinde tüketmek için aldığını, bu nedenle uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkında kanun çerçevesinde uyuşmazlık sayıldığını, tarafın tacir olmasının yeterli olmadığını, alınan malın ticari işletme ile ilgili olması gerektiğini, 502 konusu malın ticari işletmede kullanıldığını ancak ticari işi ile ilgili olmadığını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacı tarafından alacak konusu iddia edilen malın bedeli olan 6.99 TL nin süresinde ödenmemesi neticesinde 3 adet 487 TL lik vade farkı faturası düzenlendiğini, vade farkı faturalarına da faiz işletildiğini, davacının bu şekilde alacak iddiasının hukuka aykırı olduğunu, satım konusu malın yabancı para ile kararlaştırıldığı durumunda kur farkından kaynaklı bir alacağın doğması halinde muhasebeleştirme için getirilen ve kabul edilen bir müessese olduğunu, kur farkının ticari defterlerde gösterilmesi için vade farkı faturasının kesilmekte olduğunu, ancak alacak hakkı vermediğini, ayrıca satım konusu olan malın ödeme zamanı için fatura kesim tarihinin esas alınacağına dair bir sözleşme hükmü olmadığını, davacının vade farkı faturalarının geçersiz olduğunu, faturadaki vade farkı alacağına dair düzenlemenin bir sözleşmesel düzenleme olmadığını, davacı tarafından satım konusu edilen lambaların ayıplı olup takılmasıyla patladığını, malların ayıplı olduğunun davacı tarafa bildirildiğini, ifanın gereği gibi yapılmadığını, davacının yapılan ihbara herhangi bir itirazda bulunmadığını, taraflar arasından ticari satımın söz konusu olmadığını, reeskont avans faizi istenmesinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek fazlaya ilişkin dava, talep ve beyanda bulunma haklarının saklı kalması kaydıyla davanın reddine, davacı tarafın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminata mahkûm edilmesine, yargılama vekâlet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… 29. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası, fatura örnekleri, ticari defter ve belgeler üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, İİK 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 2 adet … projeksiyon lambasının satımından kaynaklanan faturalara dayalı olarak davacının davalıdan ücret alacağı olup olmadığı, davacının ayıplı ifada bulunup bulunmadığı, görev ve yetki itirazlarının yerinde olup olmadığı hususlarındadır.
Her iki tarafın da tacir olması nedeni ile mahkememiz görevli olduğundan görev itirazının reddine, dava konusu para borcunun ifa yerinin alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri olması nedeni ile TBK 89 ve HMK 10. maddeleri gereğince icra müdürlüğü’nün ve mahkememizin yetkisine yönelik itirazların reddine karar verilmiştir.
İlgili … 29. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 10/08/2017 tarihinde 8.420,94 TL asıl alacak, 297,96 TL faiz toplam 8.718,90 TL tutarındaki toplam alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa reeskont avans oranlarında işleyecek faiz ile fazlaya ilişkin haklar saktı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 14/08/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekilinin 21/08/2017 tarihli kısmi itiraz dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin takip konusu alacaklıya hiçbir borcunun bulunmadığını, takip konusu alacağı ve faize itiraz ettiğini, icra dairesinin yetkisiz olduğunu ileri sürdüğü, davacı alacaklının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, takibin yetkili icra dairesinde yapıldığı, geçerli haciz yolu ile ilamsız genel takip bulunduğu, borçlu tarafından yasal süresi içerisinde yapılmış ve takibi durdurmuş geçerli bir itiraz olduğu, davanın bir yıllık yasal süresi içerisinde açıldığı, itirazın iptali davasının koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce mali müşavir… ve Elektrik-Elektronik Mühendisi …’den aldırılan 14/11/2018 tarihli bilirkişi raporu dosya kapbamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve hükme esas almaya elverişlidir.
İtirazın iptali davası yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. İspat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda ön görülen istisnalar dışında karşı taraf kanuni karinenin aksini ispat edebilir. (HMK m.190). İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak davacı alacaklıdadır. Ancak borçlunun itirazındaki beyana göre ispat yükü yer değiştirebilir.
Somut olayda, davalı tarafça, davacının ayıplı ifada bulunduğu ileri sürüldüğünden bu hususu ispat yükü davalı borçludadır. 14.01.2017 tarihinde düzenlenmiş olan servis bildirim formuna daha önce alımı yapılmış olan … marka … model cihazın lamba arızası olduğu belirtilerek “yapılan incelemelerde projeksiyon cihazlarının hava filtrelerinin ve fanlarının aşırı tozlu ve kirli olduğu anlaşılmıştır resimleri mevcuttur” şeklinde not düşülmüştür. Taraflar arasındaki e-posta yazışmalarında yerinde yapılan servis hizmeti esnasında cihazların çalışma şekli ve çalışma ortamının kontrol edilmiş olduğu, inceleme sonucunda cihazların havalandırma sistemlerine yakın montaj yapılması cihazlarda soğutma problemine yol açtığı için projeksiyon fanlarının tıkandığı ve bu yüzden de projeksiyon cihazının soğutma işlemini yapamadığı için lambaların patlamasına neden olduğu hususları belirtilmiştir. Taraflar arasında yapılan yazışmalardan bahse konu ürünlerin kurulumunun davacı şirket tarafından veya … yetkili servisleri tarafından yapılmadığı, projeksiyon cihazlarında filtrelerin kirlenmesi projektörün soğuma işlevini yerine getirmesini engelleyeceği ve projektörün kendisini korumaya almak amacıyla otomatik olarak kapanmasına yol açabildiği, projeksiyonun çok tozlu ve sigara dumanlı ortamlarda bulundurulmaması gerektiği, aksi halin filtrelerin çabuk tıkanması ve eskimesine neden olduğu hususları anlaşılmaktadır. Bu hususlara yerinde servis hizmeti veren teknik servis raporunda da değinilmiştir. Dolayısıyla cihazlarda meydana gelen hasarın cihazların montajının yetkili servis tarafından usulüne uygun bir şekilde yapılamamasından kaynaklandığı belirlenmiştir. Dava konusu malların ayıplı olduğu hususunda satıcıya ihbar yapıldığına dair davalı tarafça herhangi bir belgenin ibraz edilmediği, malın ayıplı olduğunun teslim sırasında açıkça belli olup olması durumunda iki gün içinde veya açıkça belli değilse bile sekiz gün içinde incelemek ve incelemekle mükellef olduğu dikkate alındığında davacıya kusur izafe edilemeyeceği, davalının malın ayıplı olduğu yönündeki iddialarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davacının kendi lehine delil niteliğindeki ticari defterlerine göre, davacının davalı … Ltd. Şti yi 120.01.13413 nolu alıcılar hesabında izlediği, davalı ile olan cari hesap hareketlerini ticari defterlerine usulüne uygun olarak kaydetmiş olduğu, davalı tarafa kesmiş olduğu KDV dahil 6,959,46 TL faturayı 3923 yevmiye madde numaraları ile cari hesabı izlediği 120.01.13413 nolu hesabın borç tarafına kaydederek ticari defterlerine usulüne uygun olarak işlediği, davacının davalı şirket ile cari hesabına ait 8.418.94 TL cari bakiye alacağının olduğu, davacının davalı firmaya kesmiş olduğu KDV dahil 6.959,46 TL olan 06.04.2017 tarihli satış faturasının, taraflar arasında 04.04.2017 ‘de yapılan teklifle anlaşması yapılan 2 adet 750 Euro X = 1.500 Euro olan … Marka projeksiyon lambası için 05.04.2016 tarihindeki TCMB Döviz alış kuru 3.9248 TL üzerinden, 5.887,20 TL + (%18 KDV =1.059,69) toplam 6.946,89 TL olarak kesilmesi gerektiği, davacı tarafından dava konusu faturanın usulüne uygun olarak KDV dahil toplam 6.959,46 TL olarak kesildiği, 06/04/2017 tarihindeki faturaya ait 791717 nolu sevk irsaliyesi bulunduğu, sevk irsaliyesinde teslim alanın imzası bulunmadığı ancak davalı tarafça bu yönde bir itiraz ileri sürülmediğinden teslimin gerçekleştiğinin kabulü gerektiği, dava konusu faturanın açıklamasında aksi belirtilmedikçe fatura vadesi olarak fatura tarihinin esas alındığının ve vadesinde ödenmeyen faturaların aylık %7 vade farkı uygulandığının belirtildiği, davacı tarafından davalı yana dava konusu ödenmeyen 6.959,46 TL faturanın %7 si hesaplanarak 487,13 TL olarak üç adet fatura kesildiği, vade farkı talep edilebilmesi için iki koşuldan birinin varlığı gerektiği, bunların 1-Tarafların vade farkını vazıh bir sözleşme ile kararlaştırmış olmaları. 2- Yazılı bir sözleşme olmasa bile vade farkı konusunda taraftar arasında bu yönde alışa gelmiş bir uygulamanın bulunması. olduğu, davacı tarafından yapılan 04.04.2017 tarihindeki teklifte söz konusu teklif edilen malzemelerin ödemelerinin Peşin yapılacağı maddesinin yer aldığı, 04.04.2017 tarihli teklifte davalı tarafın kaşe ve imzasının olmadığı, taraflar arasındaki yazışmalarda ürünlere ait ödemenin Peşin yapılacağı belirtilmiş olsa dahi ödenmemesi halinde vade farkı uygulanır şeklinde açıklamanın bulunmamasından dolayı dava konusu faturaya ilişkin vade farkının uygulanmaması gerektiği, temerrüdün icra takibi ile oluştuğu anlaşılmış, davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, davalı tarafından … 29. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 6.959,46 TL asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, geçerli bir ilamsız genel icra takibinin varlığı, borçlunun yedi günlük süre içerisinde ödeme emrine itiraz etmiş olması, bir yıl içinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunması, davacı alacaklının tazminat istemini dava dilekçesinde açıkça talep etmiş olması ve takip konusu alacağın miktarının belli (likit) olması dikkate alınarak borçlunun itirazının haksız olması nedeniyle takip konusu asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
1-Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, davalı tarafından … 29. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 6.959,46 TL asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanununca alınması gerekli 475,40 TL ilam harcından peşin yatırılan 148,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 326,50 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 148,90 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 1.759,44 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvuru harcı, 1.400,00 TL bilirkişi ücreti, 168,00 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 1.599,40 TL yargılama giderlerinden davanın kabulü oranında 1.276,64 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye masrafın davacı üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/05/2019

Katip …

Hakim …