Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1125 E. 2018/228 K. 21.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1125 Esas
KARAR NO : 2018/228

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/12/2017
KARAR TARİHİ : 21/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:Davalı tarafından, davacıya ait servis istasyonunda “…” plakalı ve … markalı araç bakım ve onarım işlemleri için getirildiğini ve davacıya, davalının muvafakati ile iş emri açıldığını,altında davalının imzası bulunan iş emrine istinaden hasarlı olarak getirilen araçta, aracın 3 işgünü içinde alınmadığı takdirde geçen her gün için günlük 40.00TL+KDV otopark ücreti ödeneceği yazılı olduğunu,davalı, aracını servise bıraktıktan sonra aracın masraflarını sigorta şirketinden alacağı bahanesi ile davacı şirketi oyaladığını ve dava konusu aracın aylarca servis istasyonunda kaldığını,davacı, servis yetkililerinin aracını alması için kendisini defalarca aramasına ve uyarmasına rağmen 6 ay boyunca aracını almadığını davacı şirket görevlilerine otopark bedelini sigorta şirketinden istemelerini beyan ettiklerini,davalıdan alacağını alamayan davacı şirketin takibe geçmek için davalı adına fatura düzenlediğini ve gönderdiğini ,davalının bu fatura bedelini de ödemediğini,fatura bedelini ödemeyen davalı hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını , ancak davalının takibe itiraz ederek takibin durduğunu belirterek … plakalı aracın üzerinde 3. Kişilere devrinin önlenmesi zımnında ihtiyati tedbir kararı verilmesini,itirazının iptali ile takibin devamına,davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine,yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
C E V A P /
Davalı vekili 26.12.2012 harç makbuz tarihli dava dilekçesinde özetle:Davalı şahsına ait; … plakalı … marka aracı ile 2011 yılı Aralık ayı içerisinde kaza yaptığını ve 11.01.2012 tarihinde otosunu, davacı şirketin …’daki işyerine, eksper işlemleri ve sigorta şirketinin tamiri karşılaması halinde otonun tamir edilmesi için bırakıldığını,davacının belirttiği gibi iş emri imzalandığını ,davacı otosunu sigortalayan … Sigortanın yaptığı inceleme sonucu otonun tamir edilmeyerek, perte ayırma kararı aldığını ve davalıya otonun bedelini ödediğini,davacı şirket bu olay sonrası davalıdan oto park parası adı altında bedel talep ettiğini , davalının da sigorta şirketine danıştığını , sigorta şirketi, davacı şirketin yetkili servis olduğunu, oto park işletmecisi olmadığını belirttiğini,davacının bu süreler içerisinde otoyu davalıya, otopark ücretini bahane ederek iade etmediğini ve … 18. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını takibe davalının itiraz ettiğini belirterek … plakalı oto üzerindeki ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını,yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine Karar verilmesini savunma olarak ileri sürmüştür.
D E L İ L L E R /
1-Faturalar
2-İş Emri suretleri
3-Karakol Tutanağı
4-… 8 İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı Dosyası
5-Bilirkişi incelemesi
G E R E K Ç E /
Mahkememizce verilen 20/05/2015 tarihli 2014/403 E 2015/351 K sayılı ilamda “Yapılan yargılamada takibe konu faturanın 27/07/2012 tarihli 204148 seri nolu ekspertiz üereti ve otopark ücretine ilişkin fatura olduğu, yapılan yargılamada davalının … plakalı … markalı aracını davacı şirkete araç bakım ve onarım işlemleri için getirdiği buna ilişkin iş emrinin taraflar arasında imzalandığı, borçlunun aracını servise bıraktığı, aracın Anadolu Sigorta tarafından yapılan inceleme sonucunda pert’e ayrıldığı ve davacıya aracın bedelinin ödendiği, aracın daha sonra Cumhuriyet Savcısının talimatıyla teslim edildiği 11/01/2012 tarihinden 25/07/2012 tarihine kadar davacının işyerinin yanındaki çıkmaz sokakta üstü branda ile örtülü şekilde tutulduğu, İspark yazısına ve dosyadaki yazılara göre davacıya ait otopark olmadığı ve aracın sokağa bırakıldığı, aracın sigorta şirketince 2012 yılı haziran ayında pert’e ayrıldığı ve davalının C.savcılığına başvurarak aracını bıraktığı yerden aldığı, aracın bırakıldığı yerin konumu ve davacının aracı tamir etmediği, ve iş emrinde tamiri biten araç 3 gün içinde servisten alınmadığı takdirde otopark ücreti işleyecektir, şeklinde açıklama bulunduğu, davacı tarafça araçta herhangi bir tamir işleminin yapılmadığı ve 3 gün bitiminde davacı tarafından davalıya herhangi bir bildirim yapılmadığı ve davalının aracını C.Savcılığına başvurarak polis marifetiyle teslim aldığı, davacının tamir şartı gerçekleşmediğinden sözleşmedeki ücret koşulunun da gerçekleşmeyeceği ve bu sebeple davacının davalıdan herhangi bir ücret isteme hakkının olmadığı, bu nedenle davacının yaptığı takibin haksız olduğu ve borçlunun itizarının yerinde olduğu, itirazın iptaline ilişkin davanın reddine” karar verilmiş olup mahkememiz kararı davacı vekilince temyiz edilmiş ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2016/1775 E 2017/11626 K sayılı ilamı ile bozularak mahkememizin 2017/1125 E sırasına kaydı yapılmıştır.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamada;
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Eldeki dava ise, 09/10/2012 tarihinde açılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddede altı bent halinde sayılan davalar, ticari dava sayılır. Taraflardan biri, tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir.
6335 Sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince, bu mahkemenin bulunmadığı yerlerde asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 1.maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce re’sen incelenir.
Davacının limited şirket olduğu, davalının ise emekli şahıs olup, adına kayıtlı aracın özel araç olduğu; dolayısıyla, davanın ticari dava olmadığı ortadadır. Bu nedenlerle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar vermek gerektiği;
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, Usul ve yasaya uygun yargıtay bozma ilamı ve tüm dosya kapsamı itibariyle anlaşılmış olmakla;
Belirtilen nedenlerle:
HÜKÜM :
1-Dosyanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca Usulden Reddine, Mahkememizin Görevsizliğine,
2-Kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin talep etmesi halinde dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine Gönderilmesine,
3-Taraflarca bu süre içinde talepte bulunulmaması halinde HMK 20/1-son ve 331/2 maddeleri gereğince yapılacak işlemin mahkememizce değerlendirilmesine,
4-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi ilgili dairesine ( istinaf ) başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/02/2018

Katip …

Hakim …