Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1060 E. 2022/857 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1060 Esas
KARAR NO :2022/857

DAVA:İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/11/2017
KARAR TARİHİ:27/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; Müvekkili davacının hamili bulunduğu “Keşidecisi … A.Ş. … Şubesine ait … çek no’lu, 15.08.2017 tarihli 4.000,00 TL tutarlı” çek ile “Keşidecisi …, … Bankası A.Ş. … Şubesine ait … çek no’lu 30.10.2017 tarihli 4.500,00 TL tutarlı çek” olan iki adet çekin kullanılmadan müvekkilimin iradesi dışında çalındığını, çalınan çeklere ilişkin olarak …Cumhuriyet Savcılığı’nını … Soruşturma No’lu dosyası ile soruşturma başlatıldığını, söz konusu çeklerin iptali talebi ile …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davalının iptali istenen işbu davaya konu olan iki adet çek davalı tarafından hamili olduğundan bahisle başvuruda bulunulduğunu, davalı tarafın, suiniyetli olduğunu, çekler üzerinde hak sahibi olmasının mümkün olmadığını, çeklerin hangi yolla ele geçirildiğinin de belli olmadığını, davalının yetkili hamil olmadığını ve kötüniyetli olduğunu, çeklerin karşılığını bankadan tahsil etmeleri tehlikesiyle karşı karşıya bulunduklarından, bankadan tahsil edilmesinin önlenmesi için 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasından ödeme yasağı kararının kaldırıldığını, telafisi güç zararların doğmaması için dava konusu çekler hakkında ödeme yasağı kararı verilmesini, yapılacak yargılama sonucunda çeklerin istirdadına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla görülmekte olan “Kıymet Evrak İptali” davasının 26.10.2017 tarihli “ara kararında” davacı tarafa dava konusu … Bankası A.Ş. … Şubesine ait … çek nolu 15/08/2017 tarihli 4.000-TL tutarlı çek hakkında “istirdat davası” açması için 1 haftalık kesin süre tanındığını, söz konusunu ara kararın 01.11.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, davacı şirketin verilen kesin süre dolduktan sonra bu davayı açtığını, öncelikle bu sebeple itiraz ettiklerini ve davanın hak düşürücü süre yönünden usulden reddine karar verilmesini, davacının kötü niyetli olduğunu, bu davayı ikame açarak çeklerin ödenmesine engel olduğunu, haksız iptal ve istirdat talepleri ile çeklerin meşru hamili olan iyi niyetli müvekkiline zarar verdiğini, davacının çekin keşidecisi, lehtarı ya da cirantacısı olmadığını, dava konusu çek ile hiçbir hukuki ya da fiili bağı görünmediğini, davacının çekin çalındığına ilişkin iddialarının gerçeği yansıtmadığını, bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, mahkeme harç ve masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 04/12/2017 tarihli tensip zaptının 11 nolu bendinde gereği “Davaya konu çeklerin davacının iradesi dışında çalınıp çalınmadığı, bu çeklerin davacıya ait olup olmadığı, çeklerin istirdadı şartlarının oluşup oluşmadığı hususu yapılacak yargılama sonucunda ortaya çıkacağından, davanın esasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden HMK 389 ve devamı maddelerince ihtiyati tedbir şartları oluşmadığından, davacı vekilinin ödeme yasağı kararı verilmesi yönündeki ihtiyati tedbir talebinin reddine” dair karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce tarafların bildirdiği deliller toplanmış, müzekkere cevapları, İstanbul CBS … soruşturma sayılı dosyasının UYAP kayıtları, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının UYAP kayıtları, ATK raporu, bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, çek istirdadı istemine ilişkindir. Yargılama devam ederken çek bedellerinin keşideci şirket tarafından ödendiği ve başlangıçta çek istirdadı istemine ilişkin olarak açılan davanın bu suretle çek bedelinin istidadı davasına dönüştüğü anlaşılmaktadır.
Mahkememizin 10/12/2019 tarihli celsenin 3 nolu ara kararı gereğince çekler üzerinde imza inceleme yapılmak üzere dosyamızın ATK ya gönderilmesine karar verilmiş, ATK tarafından ibraz edilen 12/01/2021tarihli raporda özetle;
“İnceleme konusu çeklerin 1. Cirosunda “…” kaşe izleri üzerine atılı imzaların teşhise götürecek önemli karakteristik materyal ve yazı unsuru içermeyen, tersimi basit taklidi kolay imzalar olması nedeniyle söz konusu imzaların aidiyetinin, bu meyanda sorulduğu üzere …’in eli ürünü olup olmadığının tespit edilmediği hususlarını bildirir KANAAT RAPORUDUR” şeklinde rapor ibraz edilmiştir.
Mahkememizin 13//01/2022 tarihli ara kararı gereğince dosyamız rapor hazırlanmak üzere grafoloji alanında uzman olan 3’lü bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından ibraz edilen 25/02/2022 tarihli raporda özetle;
“İnceleme konusu 4.000-TL bedelli … BANKASI ve 4.500-TL bedelli … BANKASI çeki arka yüzlerindeki “… … … San. Tic. Ltd. Şti….” içerikli kaşe izlerinin sağ alt kenar kısımlarında bulunan 1. Ciro imzalarının; mevcut mukayese imzalarına kıyasla adı geçen davacı şirket yetkilisi …’in eli ürünü OLMADIKLARI sonucuna varılmıştır.” yönünde tespitlerde bulunulmuştur.
Somut olayda davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili şirketin hamili bulunduğu dava konusu çeklerin kullanılamdan çalındığını ve çeklerle ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından … numaralı soruşturma dosyasının açıldığını beyan etmiştir.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının … numaralı soruşturma dosyasının uyap kayıtları incelendiğinde, yapılan soruşturma neticesinde daimi arama kararı verildiği anlaşılmıştır.
TTK’nın 792.maddesinde belirtildiği üzere “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.”
Anılan hükme göre, istirdat davası açılabilmesi için çekin rıza dışı elden çıkmış olması, çeki ele geçiren kişinin bilinmesi ve çekleri ele geçiren kimsenin kötü niyetli veya ağır kusurlu olması gerekmektedir. Davacı ise çeki rızası dışında elinden çıkmış hamildir. Bu davada davacının, meşru hamilin kendisi olduğunun yanı sıra senedin rızası hilafına elinden çıktığını ve senedi elinde bulunduran kimsenin kötü niyetli veya iktisapta ağır kusurlu olduğunu ispat yükü altındadır.
Aynı yönde tespitler içeren Yargıtay 11. HD’nin 23/12/2014 tarihli, 2014/10768 Esas ve 2014/20288 Karar sayılı ilamı, “Dava, 6102 sayılı yasanın 792. maddesine dayalı istirdat istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Çek üzerindeki ciro silsilesi tam olup, davalının yetkili hamil olduğu anlaşılmaktadır. Anılan yasa maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı,  ister  ciro yoluyla devredilebilen  bir çek  söz konusu  olup da  hamil  hakkını  790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” şeklinde belirtilmektedir. Bu madde hükmüne göre, davalının çeki edinme nedenini kanıtlama yükümlülüğü yoktur. Davalının çekin rıza dışında elden çıktığını bilmesi veya bilebilecek durumda olması gerekir. Çekin rıza dışı elden çıkması halinde ispat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olup, davacının iddiasını kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Mahkemece davacının çekin yetkili hamili olduğu belirlenemediği gibi, davalının sunmuş olduğu deliller hatalı değerlendirilerek davalının çeki elinde bulundurmakta haksız olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalının dava konusu çeki davacıya yönelik soygun eyleminden sonra iktisap etmiş olması ve defter kaydının bulunmaması davalının cirantası ile ticari ilişkisi bulunmadığını ve davalının çeki iktisapta ağır kusurlu olduğunu göstermemektedir. Bu nedenlerle ve davalının yürütülen ceza davasında sanık olmadığı da gözetilerek davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.” şeklindedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında eldeki davada, her ne kadar dava konusu çekler üzerindeki keşideci imzasının davacı şirket yetkilisine ait olmadığı tespit edilmiş ise de dava konusu çekler incelendiğinde çeklerin ciro silsilesinde herhangi bir kopukluk olmadığı, davalıdan önce arada başka cirantaların bulunduğu, davalı şirketin şekli anlamda meşru ciro silsilesine dayanarak çekleri iktisap ettiği görüldüğünden davalı şirketin iyi niyetli hamil olduğunun kabulünün gerektiği, ispat yükü üzerinde bulunan davacı tarafça, çeklerin davalı tarafından davacı aleyhine kötü niyetle iktisap edildiği ya da iktisapta ağır kusurlu bulunduğu hususunun kesin ve inandırıcı delillerle ispatlanamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanununca alınması gerekli 80,70-TL harcın peşin olarak yatırılan 145,16-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılmış olan 99,20-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı yana iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T gereğince nispi 8.500,00-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 55,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 27/12/2022
Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı