Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1018 E. 2018/187 K. 15.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1018
KARAR NO : 2018/187

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 05/09/2012
KARAR TARİHİ : 15/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA /
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı kooperatif arasında … 1.Noterliğinde imzalanan … tarih ve … yevmiye numaralı düzenleme sureti ile satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacağı olan 4 dairenin muvazaalı olarak davalılar üzerine geçirilmesi nedeniyle söz konusu tapularının iptali ile müvekkili adına tescilini, bu mümkün olmadığı takdirde dairelerin dava tarihindeki bedeli olarak şimdilik 350.000 TL nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ve KARŞI DAVA /
Davalılar …, …, …, … ve … Kooperatifi vekili, müvekkilleri … ve … yönünden davanın husumetten reddi gerektiğini, davacının eksik bir takım işler bırakması nedeniyle dava konusu 4 adet dairenin devredilmediğini, edimlerini yerine getirmeyen davacının tapu iptal ve tescil isteminin yerinde olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini, ayrıca davalının edimlerini yerine getirmeden inşaatı terk ettiğini, eksik işlerin müvekkili kooperatif tarafından tamamlandığını, ancak davalının SGK borçları nedeniyle iskân alınamadığını, şantiye elektrik borcunun müvekkili tarafından ödendiğini, arsa sahipleri tarafından müvekkili aleyhinde geç teslim, iskân ve eksik iş bedeli için dava açıldığını, doğalgaz beyinleri ve doğalgaz peteklerinin haciz ve muhafaza altına alınması nedeniyle üçüncü şahıslardan bu malların alınması için bedel ödendiğini bu nedenlerle müvekkili … Kooperatifinin davalıdan olan alacakları ile yapının iskâna hazır hale getirilmesi için gerekli olan giderler hesaplandıktan sonra davalıya devri gereken 4 adet bağımsız bölümün değeri de tespit edilerek bakiye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini karşı dava ve talep etmiştir.
Davalı … vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’ya T.K nun 35.maddesine göre tebligat yapılmış olup, davaya herhangi bir cevap dilekçesi vermemiştir.
GEREKÇE /
Kapatılan ve mahkememiz ile birleştirilen … 48. Asliye Ticaret Mahkemesinin… esas, … karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda : “Dosya incelendiğinde iş sahibi … Kooperatifi ile Yüklenici … Ltd. Şti arasında satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşmeye dayalı 4 dairenin muvazaalı olarak diğer davalılar üzerine geçirilmesi nedeniyle tapuların iptali ve davacı adına tescili mümkün olmadığı takdirde dairelerin dava tarihindeki bedelinin davalılardan tahsiline ilişkin açılmış dava olduğu, davacı kooperatif ile davalılar arasında kooperatif üyeliği ilişkisi olmadığı aralarında kooperatifler kanununun uygulanması ile çözümlenecek bir ihtilafın olmadığı bu nedenle aradaki davanın ticari dava sayılamayacağı, ihtilafın T.B.K nun 19. Maddesindeki muvazaaya dayalı T.B.K hükümlerine göre çözümlenmesi gereken ihtilaf olduğu, HMK 2. Maddesinde dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığına ilişkin davalarda Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunun düzenlendiği ve TTK 5.maddesinin 30/06/2012 tarihli 6335 sayılı kanun ile değişen III. Fıkrasında Asliye Ticaret Mahkemesiyle Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu ve bu durumda göreve ilişkin usül hükümlerinin uygulanacağı belirtilmektedir. Bu nedenle taraflar arasındaki ihtilaf da mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; görevsizlik kararı verilmesi gerekmiştir.” gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verildiği, iş bu kararın taraf vekillerince temyizi üzerine dosya Yargıtay a gönderilmiş ve Yargıtay 23. H.D nin 10/02/2014 tarih ve 2014/3508 esas, 2014/7994 karar sayılı ilamı ile; ”
1-Asıl davada davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
a) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle uyuşmazlığın davacı şirket ile davalı kooperatif arasında TBK’nın 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmasına, 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde bu madde hükmüne atıf yapılmadığından, davanın mutlak ticari dava olmamasına, davalı kooperatif tacir olmadığından aynı 4. madde uyarınca davanın nispi ticari dava niteliğinin de bulunmamasına göre, asıl davada davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
b) HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca, mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Bu durumda mahkemece, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri hükümleri gereğince usulden reddine karar verilmesi gerekirken, karar tarihinde yürürlükte olmayan ve göreve ilişkin dava şartı öngörmeyen HUMK’nın göreve ilişkin 7 ve 27. madde hükümlerine uygun olarak gerekçede “görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş” ve hüküm fıkrasının 1 no’lu bendinde “mahkememizin görevsizliğine”, ve 2 no’lu bendinde “dava dilekçesinin görev yönünden reddine” ibarelerine yer verilmesi ve HMK’nın 297/2. maddesine aykırı olarak hüküm bölümünün 2. bendinde gerekçenin tekrarı doğru olmamıştır.
Öte yandan, davacı şirket temsilcisi Adil …’in davacı sıfatı bulunmamasına rağmen, gerekçeli karar başlığında davacı olarak gösterilmiş olması, HMK’nın 297/1-b maddesi hükmüne aykırı olmuştur.
2- Karşı davada davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; HMK’nın 297/2 maddesi, “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmünü içermektedir. Mahkemece, asıl dava yönünden gerekçe oluşturarak bir hüküm verilmiş ise de, bağımsız nitelik taşıyan karşı dava yönünden anılan yasal düzenlemeye aykırı olarak herhangi bir inceleme ve tartışma yapılmamış ve hüküm kurulmamış olması bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle mahkememiz kararı bozularak, dosya mahkememize gönderilmiştir.
Usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay Bozma İlamına uyulmasına karar verilerek, yapılan yargılamada, davacı vekilleri, husumet hakkındaki itirazlarını tekrar ettiklerini, davalı şirketin tasfiyesinin devam edip etmediğinin ticaret sicilden sorulmasını, ayrıca mahkemece bozmaya uyulması nedeniyle HMK 20 ve 115/2 maddelerinin uygulanmasını, davalı vekilleri ise; görevsizlik kararı verilmesini talep etmişlerdir. Tarafların beyanları ve yargıtay bozma ilamı doğrultusunda asıl ve birleşen dava yönünden mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Belirtilen nedenlerle:
HÜKÜM /
1-Asıl dava ve karşı dava dilekçesinin görev yönünden HMK 114/1-c, 115/2 maddeleri uyarınca görev yönünden usulden reddine ve mahkememizin görevsizliğine,
2- HMK 20 maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli … Asliye Hukuk Mahkemesine Gönderilmesine,
3-Taraflarca bu süre içinde talepte bulunulmaması halinde HMK 20/1-son ve 331/2 maddeleri gereğince yapılacak işlemin mahkememizce değerlendirilmesine,
4-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay ilgili dairesine ( temyiz )başvuru yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/02/2018

Başkan … Üye … Üye … Katip …