Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/998 E. 2018/193 K. 19.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/998 Esas
KARAR NO : 2018/193

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/10/2016
KARAR TARİHİ : 19/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı … A.Ş vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket ve kefiller ile müvekkil banka arasında ticari kredi ilişki kurulduğu ve kredi kullandırıldığı, buna karşın davalı şirket 12.03.2013 tarih 100.000,00 TL lik ve 25.05.2015 tarih 300.000,00 TL.lik genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı şirket tarafından kredi ödemeleri zamanında yapılmadığı ve kefillere … 17.Noterliği’nin … yevmiye sayılı ihtarname gönderildiği ve hesap kat edildiği, ihtar ile verilen süre sonunda davalılar aleyhine …18.icra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiği, davalıların takibe itiraz ederek takibi durdurduğu iddiasında bulunarak borçlulara karşı yapılan takibe karşı, davalıların itirazlarının iptaline ve takibin devamına, davalıların %20’tan aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı takdirine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etkmiştir.
CEVAP :
Davalılara dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak davalıların davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, İİK 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı … Ltd. Şti’nin davacı banka ile imzaladığı diğer davalılar … ve …’ın kefil oldukları genel kredi sözleşmesine dayalı olarak davacı bankanın davalılardan alacağının olup olmadığı, var ise miktarının ne kadar olduğu hususlarındadır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 6.2. maddesinde yer alan yetki şartı nedeni ile icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazın reddine karar verilmiştir.
İlgili … 18 İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra takibi dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 14/04/2016 tarihinde cari hesap alacağına dayalı 20.949,44 TL cari alacak, 52,07 TL işlemiş faiz, 2,60 TL BSMV, 488,00 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 21.492,11 TL Nakit, 1.290,00 TL Gayrinakit (depo talebi) üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emri davalı borçlulara tebliğ edilmeden davalı borçlular vekilinin 25/04/2016 tarihli dilekçesi ile icra müdürlüğünün yetkisine, borcun tamamına ve tüm feri’ilerine itiraz ederek takibi durdurduğu, davacı alacaklının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, takibin yetkili icra dairesinde yapıldığı, geçerli haciz yolu ile ilamsız genel takip bulunduğu, borçlu tarafından yasal süresi içerisinde yapılmış ve takibi durdurmuş geçerli bir itiraz olduğu, davanın bir yıllık yasal süresi içerisinde açıldığı, itirazın iptali davasının koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Davacı bankanın … Şubesi ile davalı asıl borçlu … Şti. arasında ve davalı … ve …’nm müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları kefil ve kefalet limiti 400.000,00 TL olan Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği anlaşılmıştır.
Davacı banka, davalılara … 17.Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile ;«.. Muhatapların bankamızdan kullandığı krediler kat edilmiş olup KMH krediden dolayı 20.949,44 TL.sı, ihtarname ücreti 488,00 TL, Çek depo 1.290,00 TL borcunuzun ödeme tarihine kadar her bir kredi için işleyecek gecikme faizi ve gider vergisi ile birlikte 1 gün içinde ödenmesi, gayri nakdi kredilerden kaynaklanan bankamız alacağının bankamız nezdindeki faizsiz bir hesaba 1 gün içinde nakden ve defaten depo edilmesi veya çek yapraklarının iade edilmesi, gayrinakdi kredilerin kısmen veya tamamen tazmin edilmeleri halinde tazmin bedelinin de işleyecek faizi ve masrafları ile birlikte 1 gün içinde ödenmesi aksi takdirde yasal yollara başvurulacağı,” şeklinde ihtarda bulunduğu, davalılara keşide edilen Hesap Kat İhtarına ilişkin İhtarnamede tebliğe ilişkin şerh bulunmadığı anlaşılmıştır.
Deliller toplandıktan sonra ticari defter ve belgeler üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda bankacı bilirkişi …’nın mahkememize sunmuş olduğu 17/01/2018 tarihli raporunda özetle; Sözleşmenin “..Müşteri ve kefillerin Banka ile aralarında çıkacak her türlü anlaşmazlılarda Bankanın defter kayıt ve belgelerinin geçerli olacağını, …Hukuk Muhakemeleri Kanunun 193. maddesi uyarınca yegane geçerli, bağlayıcı ve kesin delil olacağını kabul ederler…”hükmü uyarınca, davacı banka vekili tarafından ibraz edilen kayıtların esas alındığını, Genel Kredi Sözleşmesinin ‘Kredinin Kefalet Karşılığı Kullandırılması ve Kefillerin Sorumluluğu başlıklı 3.5.1.maddesinde ” Sözleşmenin sonunda imzası bulunan kefiller birbirlerinden bağımsız olarak ayn ayn müteselsil kefil sıfatı ile kefalet vermeyi kabul ederler. Müşterinin Bankaya sözleşmeden doğan borçlan için sözleşmede belirtilen kefalet limitler ile sınırlı olmak üzere sorumludurlar. Kefiller, kefalet limiti ile sınırlı olmak üzere müteselsil kefaletin anapara ve akdi faizini…gayrinakdi kredileri bicümle işlemiş ve işyecek temerrüt faizlerini, fonları, komisyonları, her türlü masrafları…gayrinakdi kredilerin depo edilmesini talep edebileceğini kabul ve taahhüt ederler. ” hükmü ve Kefilin Sorumluluğu; TBK’nun 589. maddesi; “Kefil, kefil olduğu miktar ile bu miktara ilaveten kendi temerrüdünün (direniminin) kanuni sonuçlarından sorumludur. ” hükmü, ayrıca Yargıtay 19. HD. 11.06.2001 T.,736/4536 K.sayılı ” Bu nedenle mahkemece, davalı bankanın defter ve belgeleri üzerinde kredi sözleşmesi hükümleri göz önüne alınmak suretiyle inceleme yaptınlarak, hesabın kat edildiği tarihe kadar alacağın ulaştığı miktar ve bu miktara kat tarihinden temerrüt tarihine kadar aynca uygulanacak akdi faiz hesaplanarak temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak saptanmalı, temerrüt tarihi ile bulunan asıl alacak kefillerin kefalet limitlerinden az ise borcun tamamından fazla ise sorumluluğun kefalet limiti ve kendi temerrütlerinin hukuki sonuçlan ile sınırlı bulunduğu dikkate alınıp icra takip tarihinden sorumlu olduklan miktar bulunmalı ve uygun sonuç dairesinde bir hüküm kurulmalıdır.” kararı çerçevesinde kefalet akdinin Genel Kredi Sözleşmesinde geçerli ve yerinde olduğunu, bu nedenle davacının borçluları ayn, ayrı veya birlikte takip ve dava hakkının mevcut olduğunu, davalıların takip tarihi olan 11/04/2016 tarihinde temerrüde düştüklerini, 1-) Davacı bankanın, davalılardan Nakit Alacak yönünden; 11.04.2016 takip talep tarihi itibariyle 11.04.2016 takip talep tarihi itibariyle 20.949,44 TL asıl alacak, 42,31 TL işlemiş faiz, 2,11 TL faizin gider vergisi, olmak üzere 20.993,86 TL alacaklı olduğunu, borç tamamen bitinceye kadar (20.949,44 TL matrah) asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren %30,24 temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisini talep edebileceğini, 2-) Gayrinakdi Depo Talebi yönünden, a-Davalı asıl borçlu yönünden; Davacı bankanın, davalılar ile imzalamış olduğu Genel Kredi Sözleşmesi ve 5941 sayılı kanunun 3.maddesi gereğince, ayrıca davalı asıl borçlu şirketin ekonomik durumunun kötüye gitmesi nedeniyle davalı asıl borçlu şirket 1 adet çekin iade talebine, iade edilmemesi halinde toplam (1×1.290,00=) 1.290,00 TL tutarlarının davacı bankaya, faiz getirmeyen bir hesapta bloke edilmesi talebine yetkili olduğunu, depo edilecek tutar kanunen artırılması halinde de davacı bankanın artırılan bedele ilişkin talep hakkının olduğunu, gayrinakit tutarın nakde dönüştüğü takdirde, nakde dönüştürme tarihinde imzalanan sözleşmenin 2.7. maddesi temerrüt hükümlerini uygulayabileceğini, b-Diğer kefil davalılar … ve … yönünden ise; Davalı kefillerin imzalamış olduğu Genel Kredi Sözleşmesinde çek sorumluluk bedeli kredisi ile ilgili olarak depo edilebileceğine dair herhangi bir maddeye rastlanılmadığı, dolayısıyla davacı bankanın davalı kefiller yönünden takip ve dava hakkının olamayacağını beyan etmiştir. Bilirkişi Raporu dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve hüküm kurmaya elverişlidir.
İtirazın iptali davası yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. İspat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda ön görülen istisnalar dışında karşı taraf kanuni karinenin aksini ispat edebilir. (HMK m.190). İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak davacı alacaklıdadır. Ancak borçlunun itirazındaki beyana göre ispat yükü yer değiştirebilir. Borçlu itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir, borçlu her türlü borca itirazını ödeme emrine itirazından bağımsız olarak ileri sürebilir.
Somut olayda, davalılar davaya cevap vermemişlerdir, bu durumda ispat yükü davacı banka üzerinde olup davacı banka kayıtları ile alacağın varlığı tespit edilmiş, davalı borçlular vekili icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde borca ve ferilerine itiraz etmişse de davalılarca ödeme belgesi ya da herhangi bir delil sunulmamıştır. Taraflar arasındaki kefalet sözleşmesinin 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Kefalet ile ilgili 583.ncü maddesindeki ” Kefalet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz, kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalete sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” hükmüne uygun düzenlendiği, davacı bankaca, davalı asıl borçlu şirkete sözleşmeye istinaden davacı bankanın … Şubesinden tüzel kmh hesabı açılarak kullandırılmakla borç ilişkisinin doğduğu anlaşılmış, davacı bankanın kredi kullandırdığı davacı borçlu şirket ve kefillerden bilirkişi raporu çerçevesinde alacaklı olduğu anlaşılmış, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davalılar tarafından … 18. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazların, nakit alacak yönünden, 11/04/2016 takip talep tarihi itibari ile 20.949,44 TL asıl alacak, 42,31 TL işlemiş faiz, 2,11 TL faizin gider vergisi olmak üzere toplam 20.993,86 TL yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, geçerli bir ilamsız genel icra takibinin varlığı, borçlunun yedi günlük süre içerisinde ödeme emrine itiraz etmiş olması, bir yıl içinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunması, davacı alacaklının tazminat istemini dava dilekçesinde açıkça talep etmiş olması ve takip konusu alacağın miktarının belli (likit) olması dikkate alınarak borçlunun itirazının haksız olması nedeniyle takip konusu asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, borç tamamen bitinceye kadar davacı bankanın asıl alacak (20.949,44 TL) tutarına takip tarihinden itibaren % 30,24 temerrüt faizi ve faizin % 5 gider vergisi talep edebileceğine, gayrinakdi depo talebi yönünden, a-Davacı bankanın davalı borçlu şirket … Şti bir adet çekin iade talebine, iade edilmemesi halinde toplam 1.290,00 TL tutarın davacı bankaya faiz getirmeyen bir hesapta bloke edilmesi talebine yetkili olduğuna, depo edilecek tutarın kanunen arttırılması halinde de davacı bankanın arttırılan bedele ilişkin talep hakkının olduğuna, gayri nakit tutar nakde dönüştüğü takdirde nakde dönüştürme tarihinde imzalanan sözleşmenin 2.7 maddesi temerrüt hükümlerini uygulayabileceğine, b-Davacı bankanın davalı kefiller … ve … yönünden takip ve dava hakkının olmayacağına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davalılar tarafından … 18. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazların, nakit alacak yönünden, 11/04/2016 takip talep tarihi itibari ile 20.949,44 TL asıl alacak, 42,31 TL işlemiş faiz, 2,11 TL faizin gider vergisi olmak üzere toplam 20.993,86 TL yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Borç tamamen bitinceye kadar davacı bankanın asıl alacak (20.949,44 TL) tutarına takip tarihinden itibaren % 30,24 temerrüt faizi ve faizin % 5 gider vergisi talep edebileceğine,
3-Gayrinakdi depo talebi yönünden,
a-Davacı bankanın davalı borçlu şirket … Şti bir adet çekin iade talebine, iade edilmemesi halinde toplam 1.290,00 TL tutarın davacı bankaya faiz getirmeyen bir hesapta bloke edilmesi talebine yetkili olduğuna, depo edilecek tutarın kanunen arttırılması halinde de davacı bankanın arttırılan bedele ilişkin talep hakkının olduğuna, gayri nakit tutar nakde dönüştüğü takdirde nakde dönüştürme tarihinde imzalanan sözleşmenin 2.7 maddesi temerrüt hükümlerini uygulayabileceğine,
b-Davacı bankanın davalı kefiller … ve … yönünden takip ve dava hakkının olmayacağına,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 1.434,09 TL ilam harcından peşin yatırılan 367,04 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.067,05 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Davacı tarafından yatırılan 367,04 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 2.519,26 TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 498,25 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvuru harcı, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 205,00 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 834,20 TL yargılama giderlerinden davanın kabulü oranında 814,86 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye masrafın davacı üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/02/2018

Katip

Hakim