Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/934 E. 2019/746 K. 11.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/934 Esas
KARAR NO : 2019/746 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/09/2016
KARAR TARİHİ : 11/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin davalı … ile aralarındaki sözleşme gereği borçluya ait korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen “…” ana binası ile depolar bölümünün restorasyon projesi müellifliği ve teknik uygulama sorumluluğunu üstlenmiş bulunduğunu, müvekkilinin, davalı ile imzalamış olduğu sözleşme uyarınca ANABİNA kısmındaki Mimari Teknik Uygulama Sorumluluğu hizmetleri karşılığı tahakkuk eden alacağına istinaden kestiği 15.07.2015 tarih ve 9610 seri no’lu fatura karşılığı 30.090,00-TL bedeli davalıdan tahsil edemediğini, davacı şirketin 2012 yılından bu yana sürmekte olan DEPOLAR bölümü Mimari Teknik Uygulama Sorumluluğu’nun son ayağı olan 11.06.2015 tarihli Tadilat Ruhsatnamesi uyarınca düzenlediği 15.07.2015 tarih ve 9612 seri no’lu 1.457,30-TL bedelli fatura ile uzayan işin ilave ay bedeli olarak düzenlediği 03.08.2015 tarih ve 9613 seri no’lu 1.457,30-TL bedelli faturanın da borçludan tahsil edilememesi üzerine davalı aleyhine … 35. İcra Müdürlüğü’nün … Esas no.’lu dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu – davalının icra emrini tebliğ aldığı günün ertesinde yani 18.12.2015 tarihinde 9612 ve 9613 seri no’lu fatura bedelleri toplamı olan 2.914,60-TL yi davacı şirketin banka hesabına yatırdığını fakat davacı şirketin mezkûr faturaların takibin açıldığı tarihten sonra haricen ödendiğine sonradan muttali olduğunu, kısmi ödeme yapan borçlunun bilahare yani 22.12.2015 tarihinde, icra dosyasına gelerek “talep edilen alacağın tamamına, faize ve tüm fer’ilerine itiraz ederek herhangi bir borcu olmadığını” beyan ettiğini, ödenen iki adet senet dışında kalan bakiye alacak 31.495,00-TL için haksız yere takibin durmasına neden olduğunu, taraflar arasında var olan ticari ilişkinin dayanağı, aralarında akdedilmiş olan proje müellifliği ve devamı TUS sözleşmeleri olduğunu, işbu sözleşmelerin kanun ve yönetmelikler uyarınca iskân izni alınana kadar devam ettiğini, davalı, TTK. 21.m/2.f hükmü çerçevesinde fatura münderecatına süresi içinde itiraz etmeyerek içeriğini kabul etmiş sayıldığını, bu nedenlerle; itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … İli, .. İlçesi, … Mahallesi 77 ada, 121 pafta, 41 parselde kâin … isimli bina ve 3 adet deponun Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu gereği korunması gerekli kültür varlıklarından olduğunu, bu binanın henüz müvekkilinin mülkiyetinde değil iken, 1993 yılında, restitüsyon ve rölöve projesinin davacının yetkili mimarı …tarafından yapıldığını, davalının bu yeri 2007 yılında aldığını, …’ı tanıması hasebiyle 2011 yılında, … ile irtibat kurulduğunu ve davacı firmanın davalıya ait …’da çalışmaya başladığını, 02.02.2013 tarihli sözleşmeyle …’a ait restorasyon projesinin yapılması işinin Mimar …’ın ortağı olduğu dava dışı … Tur. Ve Tic. Ltd. Şti’ye yaptırıldığını, davacı şirketin aynı zamanda projenin Teknik Uygulama Sorumluluğu (TUS) hizmetlerini de imzalamış olduğu sözleşmeyle taahhüt ettiğini, davacının özellikle 2014 yılı ve devamında anlaşılmaz bir şekilde, muhtelif bahanelerle işi takip etmemeye başladığını, müvekkilinin başlamış olan işlerin sekteye uğramaması için ve yeni bir mimarla anlaşmanın bürokratik ve maddi hususlarda getirebileceği menfi ahvali de düşünerek davacıya katlanmak zorunda kaldığını, davacının 2015 yılının ortalarından itibaren ise neredeyse …’a hiç uğramadığını ve davalı müvekkil ile görüşmediğini ve düşmanca tavırlar içine girdiğini, aralarındaki ticari ilişki ve sözleşmelere aykırı davranarak …’a hiç uğramayan, projenin bitirilmesi için hiçbir çaba harcamayan davacının projeye aykırı imalatlar nedeniyle davalıyı Kültür Varlıkları Kurulu ve … Belediyesi karşısında zor durumda bıraktığını, kendisinin yanlış projelendirdiği yangın merdivenini yine TUS olarak denetim görevi gereği projeye uygun hale getirmesi gerekirken, anlamsız bir biçimde bahis konusu yangın merdivenini davalının yaptığı iddiasıyla davalıyı 20.04.2015 … Belediyesi Başkanlığına şikâyet ettiğini, davalıyı Kültür Varlıkları Kurulu ve …. Belediyesi nezdinde küçük duruma düşüren hal ve yazışmaların içine giren davacının aralarındaki fiili ve yazılı anlaşmaları ihlal ettiğini, …’a bağlı 3 adet deponun da restorasyon projesini davacının yaptığını, ancak işin bitiminde ve iskan alınması merhalesinde davacının bütün çağrılara rağmen iskan ruhsatını almak için en küçük bir girişimde dahi bulunmadığını, davalının yaklaşık 6 ay bekledikten sonra … 17. Noterliğinin …. tarih ve … yevmiye numaralı İhtarnamesiyle davacıyı 3 gün içinde iskân ruhsatının alınması için gerekli imzaları atmaya davet ettiğini, belirtilen süre içinde davacının gelmemesi nedeniyle davalı iskân ruhsatı için gerekli müracaatları kendisinin yaptığını, davacının delil listesinde sunmuş olduğu 11.06.2015 tarihli TUS Hizmetleri Sözleşmesinde davacının “3194 Sayılı Kanun ve ilgili tüm mevzuat hükümlerini eksiksiz uygulayacağımı, fenni mesuliyetini üstlendiğim yapıyı ruhsata ve eki projelere, standart ve şartnamelere uygun olarak denetleyeceğimi taahhüt ederim” şeklinde bir taahhüt ve yükümlülük altına girdiğini, davacının bu tarihte ve devamında hiçbir şekilde …’a gitmediğini ve taahhütlerini yerine getirmediğini, TUS olan davacının bu görevlerini layıkıyla ifa ve icra etmesi için …’da iş sürecinde tam mesai yapması gerektiğini ancak davacının 11.06.2015’ten sonra bir kere bile …’a gitmediğini, davacının 11.06.2015 tarihinden sonra davalı adına ve …’a istinaden tek bir evrakta dahi imzasının olmadığını, davacının hazırlamış olduğu restorasyon projesine göre yapılan imalatların İstanbul Kültür Varlıkları Koruma Kurulu tarafından onaylanmadığını, restorasyon projesini uygun hale getirmek için ek bir tadilat projesi gerektiğini ancak davacının bu ek projeyi yapmaya yanaşmadığını, davacının ek tadilat projesi yapmadığı gibi bu proje üzerinden devam edebilmek için başka bir mimarla sözleşme yapılması için muvafakatname de vermediğini, depolar için iskan almaya gitmeyen, …’ın restorasyon projesini natamam bırakan davacının bir yandan da davalıyı … Belediyesi’ne ve … Büyükşehir Belediyesi Koruma Uygulama Denetim Müdürlüğü’ne şikayet etmeye devam ettiğini, bu şikâyetlerinden dolayı davacının sebep olduğu projeye aykırı imalatlar nedeniyle … Belediye Başkanlığı Encümen kararıyla 28.07.2016 tarihinde, 3194 Sayılı Yasanın 5940 sayılı yasayla değişen 42’nci maddesi uyarınca müvekkiline 42.662,15 TL para cezası verildiğini, Bu idari para cezasına karşı … 13. İdare Mahkemesi’nin … E sayılı dosyası ile dava açıldığını, davacının TUS olarak, TUS Hizmet Sözleşmesinde taahhüt ettiği üzere yapılan işin, kanun ve mevzuata uyun olarak yapılmasını sağlama, denetleme gibi yükümlülüklerinin olduğunu, davacının bu taahhütlerini yapmak yerine, aksine kendi eksik işlerinden dolayı davalının idari para cezaları malike kesildiğinden zarar görmesi için her türlü icrai ve ihmali işlem ve hareketi yaptığını, davalının yapının tamamlanması için yeni bir ücret mukabilinde başka bir mimarla anlaşmak zorunda kaldığını, davacı muvafakat vermediğinden davalının anlaştığı mimarın … için en başından yeni bir restorasyon projesi hazırlamak için çalışmakta olduğunu, bu çalışmalar sırasında, davacının (…) esasında 1993 yılında yapmış olduğu restitüsyon ve rölöve çalışmalarının da hatalı olduğunu, binanın planlarının gerçek yapıdan farklı olarak projelendirildiğini ve binanın yanlış restitüte edildiğini belge ve dönemin fotoğraflarıyla tespit edildiğini, davacının sözleşme, mevzuat ve TUS Hizmetleri Şartnamesine uymaması, sorumluluğunu yerine getirmemesi izah edildiği üzere, davalının işinin uzamasına ve davalının maddi ve manevi olarak zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, davacının açmış olduğu bu dava ile yapmadığı bir hizmetin bedelini istediğini, bu nedenlerle: davanın reddine, davacının %20 kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı alacaklıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller:
… 35. İcra müdürlüğünün … E sayılı dosyası, faturalar, Ticari defter incelemesi, Mahallinde Keşif, Bilirkişi Raporu, … Belediyesi Başkanlığına yazılan şikayet dilekçesi, … Belediyesi Başkanlığı’nın encümen kararı, … Belediye Başkanlığı’na yapılan başvurular, … II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Kararı, … 25. Noterliği’nin … tarihli ve … sayılı ihtarname, … 13. İdare Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası, İstanbul 36. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası
… 35. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasının incelenmesinden; Takip alacaklısının dosyamız davacısı … Ltd. Şti. olduğu, takip borçlusunun dosyamız davalısı … olduğu, 09.12.2015 tarihinde 33.004,00-TL’si asıl alacak, 1.406,00-TL’si işlemiş faiz olmak üzere 34.410,00-TL toplam alacağının icra gideri, vekâlet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık % 10,50 oranındaki faizi ile birlikte tahsilini için icra takibi yapıldığı, takip borçlusunun 22.12.2015 tarihli itiraz dilekçesinde davacı – takip alacaklısına böyle bir borcu olmadığı gerekçesi ile yapılan takibe, borca ve borcun ferilerine itiraz ettiği, itirazın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce verilen ara karar gereği mahallinde 09/06/2017 tarihinde keşif yapılarak dosya Mali Müşavir bilirkişi … ve Mimar bilirkişi …’na tevdi edilmiş, bilirkişi heyetince 08/12/2017 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Dava ve icra takip dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile davacının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu, açıklanan gerekçelerle yüce mahkemenin kabulü halinde, davacı şirket tarafından ibraz edilen dava konusu, 2011 – 2015 yılına ait Ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında ve eksiksiz yaptırıldığı, 6102 sayılı TTK’nın 64. Maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesi de göz önüne alınarak takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere 2011 -2015 yılına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfının olduğu, davalının ticari defterlerinin ibraz edilmediği, davacının ticari defterlerinde takibe dayanak faturaların kayıtlı olduğu, davacının ticari defterlerindeki kaydi verilere göre davacının takip tarihi itibariyle 33.004,60-TL ve dava tarihi itibariyle 30.090,00-TL davalıdan alacaklı olduğu, davacının takibe dayanak faturasının davalı aleyhine borç doğurduğu, Merkez bankası verilerinden, 09.12.2015 takip tarihi itibari ile avans faizi oranının % 10,50 olduğu anlaşıldığından davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren %10,50 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği…” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Davalı vekilince sunulan 27/12/2017 tarihli Bİlirkişi Raporuna itiraz dilekçesinde; Bilirkişinin mali ve teknik işleri birbirinden ayırdığını, teknik inceleme kısmında davacının iş yerine uğramamasına, tadilat projesine yanaşmadığına, şikayetleri sebebiyle davalıya vermiş olduğu zararlardan bahsetmediğini, davacının projeye aykırılıkların giderilmesi için mail yoluyla ilgilileri bilgilendirdiğini ve bu durumda görevini yerine getirmiş olduğu kanaatine vardığını, ancak davacının 2014 yılı ve devamında işi takip etmemeye başladığını, davalının davacıya katlanmak zorunda kaldığını, davacının 2015 yılının ortalarından bu yana …’a hiç uğramadığını, davalı ile düşmanca tutumlar içine girdiğini, bilirkişinin yangın merdiveni hususuna değinmediğini, denetim görevi gereği projeye uygun hale getirmesi gerekirken yangın merdivenini davalı yapmış gibi davalıyı Beyoğlu Belediye Başkanlığı’na şikayet ettiğini, davacının hazırlamış olduğu restorasyon projesine göre yapılan imalatların İstanbul Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’nca onaylanmadığını, davacının ek tadilat projesini yapmaya yanaşmadığı gibi başka bir mimarla sözleşme yapılması için muvaffakatname de vermediğini, müvekkili adeta ortada bıraktığını, bunlardan dolayı davalının idari para cezaları ödediğini, Bilirkişi heyetinin meseleyi bir bütün olarak incelemediğini, davalının, yapının tamamlanması için yeni bir ücret mukabilinde başka bir mimarla anlaşmak zorunda kaldığını, davacının muvaffakat vermediğinden mimarın yeni bir restorasyon projesi hazırlamak için çalışmakta olduğunu, katlardaki bölüm sayısı, cephe modeli, pencere sayısı ve şekli, çatı biçimi gibi bir çok hususun yanlış projelendirilmesi sebebiyle mimarın yeni bir restitüsyon projesi için müracaat yaptığını, itirazları ve dosyaya sunulan röleve ve restitüsyon projelerilye birlikte dosyanın ek rapor alınmak üzere yeniden bilirkişiye tevdii edilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilince sunulan 26/02/2018 tarihli dilekçesi ile; Davalının kusurlu uygulamalarını örtmek ve davayı kötü niyetli bir şekilde sürüncemede bırakmak için, dava konusu ile hiçbir ilgisi olmayan üç adet restitüsyon projesini dosyaya ibraz ettiğini, huzurdaki davanın konusunun davacının Mimari Teknik Uygulama Sorumlusu olarak hizmetlerini üstlendiği yapının yapı ruhsatı ve ekleri, onaylı restorasyon projesi ve teknik şartnamesine göre inşa edilmesi için kamu adına denetim görevini üstlendiği sırada verdiği hizmetler karşılığı düzenlenen faturalar olduğu, davacının, denetim görevini koruma kurulunun onaylamış olduğu restorasyon projesini ve devamında belediyenin verdiği inşaat ruhsatını esas alarak yerine getirdiğini, ayrıca davanın açılmasından sonra haksız ve usulsüz şekilde davacının proje müellifi olmaktan gelen fikri hakları yok sayılarak ve muvaffakati aranmaksızın projesinin çoğaltıldığını, yetkisiz bir mimara çizdirilen projelerin hukuka aykırılığı ve onayının iptali talebi ile … 13. İdare Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasında dava açıldığını, dolayısıyla dosyaya sunulan projelerin usulsüz olduğunu beyan etmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereği itirazlar doğrultusunda dosya Mali Müşavir bilirkişi … ve Mimar bilirkişi …’na ek rapor alınmak üzere tevdi edilmiş, bilirkişi heyetince 12/06/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Dava ve icra takıp dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile davacının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu, açıklanan gerekçelerle yüce mahkemenin kabulü halinde, davacı şirket tarafından ibraz edilen dava konusu, 2011 – 2015 yılına ait Ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında ve eksiksiz yaptırıldığı, 6102 sayılı TTK’nın 64. Maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesi de göz önüne alınarak takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere 2011 -2015 yılına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfının olduğu, davalının ticari defterlerinin ibraz edilmediği, Ancak, sonuca bir etkisi olmamakla birlikte, davalı vekilinin kök rapora itiraz dilekçesindeki “müvekkilimin ticari defterlerini belirlenen inceleme gün ve saatinde ibraz etmediğini belirtmiştir. Bilirkişinin bu tespiti, sanki müvekkilim defterlerini kasten sunmamış veya bundan kaçınmıştır algısı oluşturmuştur. Oysa müvekkilim … gerçek kişi olup Vergi Usul Kanunu ve vergi mevzuatı gereği ticari defter tutma mecburiyeti ve sorumluluğu bulunmamaktadır.” Şeklindeki beyanı çerçevesinde ilgili vergi dairesinden davalının vergi mükellefiyeti olup olmadığının ve ticari defter tasdik ettirip ettirmediğinin sorulmasının Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, davacının ticari defterlerinde takibe dayanak faturaların kayıtlı olduğu, davacının ticari defterlerindeki kaydi verilere göre davacının takip tarihi itibariyle 33.004,60TL ve dava tarihi itibariyle 30.090.00TL davalıdan alacaklı olduğu, davacının takibe dayanak faturasının davalı aleyhine borç doğurduğu, kök raporda arz edilen görüşleri değiştirecek bir bilgi veya belge sunulmadığı, kök raporda arz edilen görüş ve kanaatlerin aynen korunduğu, merkez bankası verilerinden, 09.12.2015 takip tarihi itibari ile avans faizi oranının %10,50 olduğu anlaşıldığından davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren %10,50 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği…” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce 07/11/2018 tarihli celsesinde davalı tarafın tanık dinletme talebinin kabul edilmesi üzerine 12/12/2018 tarihli celsede davalı tarafın tanıkları dinlenmiştir. Davalı tanığı …; dava konusu yerde 2015 yılında bina güvenlik görevlisi olarak göreve başladığını, göreve başladığından bu yana davacı şirket yetkilisi …iki defa gördüğünü, amirlerince binaya sokulmamasının istenmesinden dolayı kendisinin binaya giremediğini, bu konuda inisiyatifinin olamayacağını, 2015 yılında işe girdiğinden bu yana bir restorasyon işlemine şahit olmadığını, iskan almak için Beyoğlu Belediyesine Ali Bey’in damadı ile 2016 yılı içinde gittiklerini yanlarında Eda hanım olmadığını beyan etmiştir.
Davalı tanığı …, beyanında inşaat teknikeri olduğunu, Eda hanım ve Ali Bey ile …’da tanıştığını, 1,5 yıl orada çalıştıktan sonra 2014 yılı gibi …’da işlerinin bitmiş olduğunu, 2013 yılından sonra Eda hanım ile hiç irtibatının kalmadığını, Ali Bey’in binada herhangi bir aksaklık olduğunda kendini çağırdığını, Ali Bey’in 1.5 yıl evvel kendini çağırdığını, 2015 yılında Eda hanım ile …’da karşılaşmadığını, oraya devamlı gitmediğini, Ali Bey ile de Eda Hanım konusunda konuşmadığını, Eda Hanımın projesinin anıtlar kurulunca uygun olup olmadığı konusunda bilgi sahibi olmadığını, birkaç senedir …’da tadilat olmadığını, Eda Hanım’ın projesine aykırı bir tadilat olup olmadığından bilgisinin olmadığını, kendisinin olduğu bir dönemde de mühürlenmeye dair bir bilgisinin olmadığını, hatırladığı kadarıyla üç dört sene evvel mimari değişikliğe gidildiğini, gerekçesinin de Eda Hanımın projesine iskan alınmadığından olduğunu, neden iskan alınamadığına dair bilgi sahibi olmadığını beyan etmiştir.
GEREKÇE;
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereği davacı …… Ltd. Şti ile davalı … arasında davalıya ait korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen … ana binası ile depolar bölümünün restorasyon projesi müellifliği ve teknik uygulama sorumluluğunun üstlenildiği, davacı şirketin davalı ile imzalanmış sözleşme uyarınca anabina kısmındaki mimari teknik uygulama sorumluluğu (TUS) hizmetleri karşılığı tahakkuk eden alacağına istinaden düzenlediği 15/07/2015 tarihli ve … seri numaralı fatura karşılığı 30.090,00-TL bedelin davalıdan tahsil edilemediğinden, 2012 yılından bu yana sürmekte olduğu iddia edilen depolar bölümü…son ayağı olan 11/06/2015 tarihli Tadilat Ruhsatnamesi uyarınca düzenlenen 15/07/2015 tarihli 1.457,3-TL bedelli fatura be 03/08/2015 tarihli 1.457,3-TL bedelli faturaların tahsil edilemediğinden bahisle … 35. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığı, icra takibine itiraz edilmiş olduğundan dolayı davacının itirazın iptali davasını ikame etmiş olduğu, Bilirkişi heyeti oluşturularak bilirkişi mali müşavir marifetiyle ticari defterlerin incelenmiş olduğu, davalının ticari defterlerini incelemeye sunmadığı, davacının takibe dayanak faturalarının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu davanın konusu olarak takip tarihi itibarıyla 33.004,60-TL ‘nin davacının ticari defterlerindeki kaydi verilerden izlenebildiği, davacının ikrar ettiği 2.914,60-TL banka havalesinin mahsubu ile dava tarihi itibarıyla davacının 30.090,60-TL alacaklı olduğu, davalının muavin defterinin incelenebildiği, takibe dayanak davacı faturalarının davalı tarafından da kayıt altına alındığı, taraf defterlerindeki davacı alacağının birbiri ile aynı olduğu, davalının incelenen muavin defterlerine göre davacının dava tarihi itibarıyla 30.090,00-TL davalıdan alacaklı olduğu, bu faturaların davalının muavin defterlerine kaydedilmesinden dolayı aleyhe delil vasfından dolayı davalı aleyhine borç doğuracağı, takip öncesi temerrüt oluşmadığı, akdi faiz yönünde bir anlaşma olmadığı, dolayısıyla ticari işlemde avans faizin uygulanabileceği, hizmetine başvurulan davacı şirket mimarının hizmetin gereğini yerine getirdiği, gerek davacı tarafın sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerini mevzuat çerçevesinde yerine getirdiği gerekse incelenen ve itiraz edilmeyen fatura içeriklerinin varlığından dolayı, ceza ve idare mahkemelerindeki dosyaların beklenmesine yer olmadığı, bu nedenle davalının itirazlarının iptali ile davacının davasının kısmen kabulüne, davacının dava tarihi itibarıyla 30.090,00-TL davalıdan alacaklı olduğu ve bu alacağa TCMB avans faizi ve kademeli oranlarda değişen avans faizi işletilmesine, fazlaya dair taleplerin reddine ve asıl alacak 30.090,00-TL’nin %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya iadesine dair karar verilmiştir.
Her ne kadar karar duruşmasında davacının dava tarihi itibarıyla 30.090,00-TL alacaklı olduğuna dair hüküm kurulmuş olsa da, davanın itirazın iptali davası olmasından dolayı icra takibinin 30.090,00-TL üzerinden devamına dair hüküm kurulması gerekirken sehven menfi tespit davasına benzer şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM Yukarıda açıklanan gerekçeye göre:
1-Davalının itirazının İPTALİ ile, davacının davasının KISMEN KABULÜNE, davacının dava tarihi itibariyle 30.090,00-TL ALACAKLI OLDUĞUNA, bu alacağa TCMB avans faizi ve kademeli oranlarda değişen avans faizi İŞLETİLMESİNE,
FAZLAYA DAİR TALEPLERİN REDDİNE,
Asıl alacak 30.090,00-TL ‘nin %20si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya İADESİNE,
2-Alınması gereken 2.055,45.-TL harçtan peşin alınan 383,79.-TL harç düşüldükten sonra kalan 1.671,66.-TL Bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. ne göre hesaplanan 3.607,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. ne göre hesaplanan 2.725,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 3.067,15.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan dosya masrafının davacı üzerine bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yapılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı.11/09/2019

Katip
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)