Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/92 E. 2018/657 K. 21.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/92 Esas
KARAR NO : 2018/657

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/01/2016
KARAR TARİHİ : 21/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile davalı arasında Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre dava dışı … Dış Tic.Ltd.Şti.ne kredi kullandırıldığını, davalı kredi sözleşmesini müşterek borçlu, müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğundan müvekkili bankaya karşı sorumlu olduğunu, dava dışı firmanın kredi borcunu sözleşme hükümlerine uygun olarak süresi içinde ödememesi üzerine kredi hesabının 31.12.2007 tarihi itibariyle kat edildiğini, bu durumun …. 37. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtar ve ihbar edildiğini, verilen süre içinde borcun ödenmemesi üzerine 26.03.2015 tarihi itibariyle … 33. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalı borçlunun takibe 05/08/2015 tarihinde itiraz ederek takibi durdurduğunu, borçlunun haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini ileri sürerek … 33. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın 16.528,65 TL’si için iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili 03/03/2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili … aleyhine … 33. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız ödeme emri gönderildiğini, müvekkkili haricinde borçlu olarak …. Dış Tic.Ltd.Şti. ünvanlı şirket ve …diğer bir şahsın daha gözüktüğünü, …’nın borçlu gözüken şirketin eski hissedarı ve diğer borçlu şahsın ise eski eşi olduğunu, boşandığı eşinin müvekkilini aldatarak gerçekte hiçbir ilgisi olmayan şirkete hissedar yaptığını, müvekkili borçlununeşinden 2000 yılında boşandığını, borçlu şirkete ilişkin tüm hissesini ise 05.01.2006’da şirketin diğer ortağı …’a devrederek ortaklıktan ayrıldığını, davacı tarafın Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi gereğince dava dışı …Tic. Ltd. Şti. firmasına kredi kullandırıldığını ve müvekkilinin işbu kredi sözleşmesini müşterek borçlu, müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını iddia ederek icra takibi yaptığını, ancak müvekkilinin bu şirketle ilgisinin olmadığını, dolayısıyla alacaklı gözüken banka ile bir kredi sözleşmesine kefil olduğu bilgisinin bulunmadığını, kredi sözleşmesi suretinin ödeme emrinin ekinde gönderilmediğini, icra takibi esnasında ödeme emri ile birlikte gönderilmediği gibi dava dilekçesi ekinde de gönderilmediğini, ödeme emrinde sözleşmenin tarihi ve diğer ayrıntıların da beyan edilmediğini, icra takibi öncesinde müvekkiline herhangi bir ihtar veya ihbar yapılmadığını ve başkaca bir evrakın tebliğinin yapılmadığını, bu sebeplerle ödeme emrine haklı olarak usul ve esas yönünden itiraz edildiğini, imza sahibinin şirketi temsile asıl yetkili kişi olan … olduğunu, müvekkilinin şirket ortağı ve yetkilisi olmadığını alacaklı tarafın bildiğini, bankanın böyle bir iddiada bulunmasını ve boşanmış bir eşe şirket kefaletinin imzalatılmasını kötüniyet olarak kabul ettiklerini, müvekkilinin adresinin Beylikdüzü olması sebebiyle yetkisizlik itirazında bulunduklarını, yetkili ve görevli Mahkemenin Bakırköy Tüketici Mahkemeleri olduğunu, dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesi gerektiğini, iddia edilen işlem bireysel kefalet işlemi iddiası olması sebebiyle ve kefalet işlem tarihi açıkça bildirilmediği için zamanaşımı itirazında bulunduklarını, takip miktarının 104.388,28 TL olduğunu, oysa 16.528,65 TL’sinin iptali için dava açıldığını, bu sebeple öncelikle yetki ve görev itirazlarının dikkate alınarak dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Tüketici Mahkemelerine gönderilmesine, ayrıca zamanaşımı itirazları sebebiyle davanın reddine, takip miktarı 104.388,28 TL üzerinden davanın reddi ile birlikte % 20 den az olmayan haksız icra takip tazminatına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… 33. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası, Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi, ihtarname, davacı banka defter ve kayıtları, bilirkişi raporları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava İİK 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı banka ile dava dışı … Tic. Ltd. Şti arasındaki genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinden dolayı davalının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile davacı bankaya borcu bulunup bulunmadığı, mahkememizin yetkili olup olmadığı, mahkememizin görevli olup olmadığı, zamanaşımı definin yerinde olup olmadığı hususlarındadır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin ifa yerinin Mecidiyeköy olması nedeniyle davalı tarafın yetki itirazının reddine, alacağın ticari kredi sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle davalı tarafın görev itirazının reddine, söz konusu sözleşmenin genel kredi sözleşmesi olduğu, belli bir kredi için düzenlenmediği, süresiz olduğu, kefalet ile ilgili hükümlerinin de aynı şekilde süresiz olduğu, belli bir kredi şartı içermediği dikkate alınarak zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.
İlgili … 33. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı sayılı icra takibi dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından içlerinde davalının da bulunduğu borçlular aleyhine 26/03/2015 tarihinde 1089-0018Y01-41450-142851562 nolu kredi için 16.201,65 TL asıl alacak (temerrüt faiz oranı %54), 83.987,27 TL işlemiş faiz, %54 (31.12.2007-26.03.2015) 4.199,36 TL BSMV olmak üzere 104.388,28 toplam alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek %54 temerrüt faizi, faizin %5 gider vergisi talebi ile tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu vekilinin 05/08/2018 tarihinde itiraz ederek, davalının 05/01/2006 tarihinde hisselerini devrederek ortaklıktan ayrıldığını, sözleşmedeki imza hakkında ayrıca beyanda bulunacaklarını, alacaklı görünene böyle bir borçlarının bulunmadığını ileri sürdüğü, davacı alacaklının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, takibin yetkili icra dairesinde yapıldığı, geçerli haciz yolu ile ilamsız genel takip bulunduğu, borçlu tarafından yasal süresi içerisinde yapılmış ve takibi durdurmuş geçerli bir itiraz olduğu, davanın bir yıllık yasal süresi içerisinde açıldığı, itirazın iptali davasının koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Davacı bankanın … Şubesi ile dava dışı asıl borçlu … Dış Tic. Ltd. Şti. arasında, ve dava dışı … ile davalı Südabe … (…)’un müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları Genel Nakdî ve Gayrînakdi Kredi Sözleşmesi akdedildiği, davalının kefalet limiti toplamının 63.000,00 TL olduğu, davacı bankaca, dava dışı asıl borçlu … Dış Tic. Ltd. Şti.’ne sözleşmeye istinaden borçlu cari kredi hesabı açılarak kullandırılmakla borç ilişkisinin doğduğu anlaşılmıştır.
Davacı banka, dava dışı asıl borçlu ve kefil ile davalıya keşide ettiği … 37.Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile, “Bankamızla imzalamış olduğunuz sözleşme uyarınca 41450 sayılı borçlu cari hesabından 31.12.2007 hesap kat tarihinde diğer kalemlerden oluşan 16.528,65 TL’nin derhal ödenmesinin…” ihbar edildiği, söz konusu 05.05.2008 tarihinde kat edilerek keşide edilen ihtarnamenin, davalı kefile noter kanalıyla gönderildiği, ancak, davalıya keşide edilen ve dosyadaki mevcut Hesap Kat ihtarına ilişkin İhtarnamenin iade olunduğu anlaşılmıştır.
Deliller toplandıktan sonra banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılarak mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık konularında rapor düzenlemesi için dosya bilirkişi Emekli Bankacı …’ya tevdi edilmiş, bilirkişi mahkememize sunmuş olduğu 21/06/2017 tarihli kök raporunda özetle; Davalının Genel Nakdi ve Gayrinaklt Kredi Sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzası bulunduğunu, kefalet akdinin Genel kredi sözleşmesinde geçerli ve yerinde olduğunu, bu nedenle davacının borçluları ayn, ayrı veya birlikte takip ve dava hakkının mevcut olduğunu, temerrütle ilgili Yargıtayın Yerleşik kararlarında Hesap Kat İhtarını kefile tebliğ edilmeden temerrüt oluşmadığı yönünde olduğunu, kefil davalı … (…)’ın temerrüdünün 27.03.2015 olan icra takip tarihinden itibaren oluşması gerektiğini beyan etmiştir.
Davacı vekili 15.08.2017 tarihli itiraz dilekçesinde: Dosya kapsamında alınan rapor uyarınca, müvekkili bankanın alacaklı konumda olduğunu dolayısıyla davalının itirazlarının haksız olduğunun sübuta erdiğini, ancak bilirkişinin temerrüt tarihinin tespiti hususunda davalıya keşide edilen ve dosyada mevcut olan ihtarnamenin tebliğ şerhinin dosyada bulunmamasından kaynaklı yapmış olduğu eksik hesaplamayı kabul etmediklerini … 37.Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin tebliğ şerhini havi bir suretinin sunulduğunu ileri sürerek bilirkişi raporundaki bu hatalı ve eksik hesaplamanın giderilmesi için sunmuş oldukları tebliğ şerhi doğrultusunda ek rapor alınmasını talep ettiği, Davalı vekili 13.07.2017 tarihli itiraz dilekçesinde: Raporda beyan edildiği üzere ilk imza tarihinin 13.07.2005 olduğunu, müvekkilin bu tarihten sonra asla artış için imza atmadığını, işbu dava ise 29.01.2016 tarihinde açıldığını bu sebeple talebin 10 yıllık zamanaşımına uğradığını, bilirkişinin bu hususu asla ele almadığını, müvekkilin kefilliği bireysel kefalet ilişkisine dayandığını, bu belgelerde müvekkilin el yazısı ile kefalet miktarı ve sorumluluk tarihleri bulunmadığını ileri sürerek rapora itiraz etmiştir.
Taraf vekillerinin itirazları incelenerek ek rapor düzenlenmek üzere dosya aynı bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi mahkememize sunmuş olduğu 27/03/2018 tarihli ek raporunda özetle; Davalı kefilin temerrüdünün 27.03.2015 takip tarihinden itibaren oluşması gerektiğini, kök raporda yapılan hesaplamalara yönelik değiştirecek herhangi bir hususa rastlanılmadığını, buna göre; 27.03.2015 takip tarihi itibariyle davalının 16.332,77 TL asıl alacak, 35.972,93 TL işlemiş faizi, 1.798,64 TL faizin %5 gider vergisi olmak üzere 54.104,34 TL’den sorumlu olduğunu, ancak davacı banka takip talebinde 16.201,65 TL asıl alacak talep ettiğinden talebiyle bağlı olduğunu, davalının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 41450 nolu kredi hesabından dolayı takip tarihi itibariyle 16.201,65 TL asıl alacak, 35.972,93 TL işlemiş faiz, 1.798,64 TL faizin %5 gider vergisi olmak üzere 53.973,22 TL sorumluluğu bulunduğunu, kefaleten borçlu bulunan …’nın imzaladığı sözleşme tutarı artırım tutarları dahil 63.000,00 TL olup, davalının takip tarihindeki 16.332,77 TL asıl alacak tutarından daha yüksek olduğundan ve kefilin kendi temerrüdünün sonuçlarından kefalet limiti ile bağlı olmaksızın sorumlu olması nedeniyle, asıl borçlu gibi tüm faiz ve fer’ilerden sorumlu olacağını, takip tarihinden itibaren borç tamamen ödeninceye kadar anapara tutarına %54 nispetinde temerrüt faizi ile bunun %5 gider vergisinin istenebileceğini beyan etmiştir. Bilirkişi Kök ve Ek Raporları dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve hüküm kurmaya elverişlidir.
İtirazın iptali davası yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. İspat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda ön görülen istisnalar dışında karşı taraf kanuni karinenin aksini ispat edebilir. (HMK m.190). İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak davacı alacaklıdadır. Ancak borçlunun itirazındaki beyana göre ispat yükü yer değiştirebilir. Borçlu itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir, borçlu her türlü borca itirazını ödeme emrine itirazından bağımsız olarak ileri sürebilir.
Somut olayda, ispat yükü davacı banka üzerindedir. Taraflar arasındaki sözleşme ile müşterinin banka ile arasında çıkacak her türlü anlaşmazlıklarda banka defter ve belgelerindeki kayıtlarının delil olacağını, bunlara itiraz etmeyeceğini kabul edeceği düzenlenmiş olup davacı banka kayıtları ile alacağın varlığı tespit edilmiş, davalı borçlu itiraz sebeplerini kanıtlayamamış, imza incelemesi yapılmasına yönelik davalı talebi cevap dilekçesinde ve delillerin bildirilmesi aşamalarında yöneltilmediğinden savunmanın genişletilmesi yasağı çerçevesinde reddedilmiş, davacı bankaca, asıl borçlu şirkete sözleşmeye istinaden davacı bankanın Mecidiyeköy Şubesinden kullandırılan kredi ile borç ilişkisinin doğduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin kefalete ilişkin hükmüne göre davalı kefilin de sorumluluğunun doğduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay 19. HD 11.06.2001 tarihli, 736/4536 sayılı kararı çerçevesinde, mahkememizce, davalı bankanın defter ve belgeleri üzerinde kredi sözleşmesi hükümleri göz önüne alınmak suretiyle inceleme yaptırılarak, hesabın kat edildiği tarihe kadar alacağın ulaştığı miktar ve bu miktara kat tarihinden temerrüt tarihine kadar ayrıca uygulanacak akdi faiz hesaplanarak temerrüt tarihi itibariyle asıl alacağın saptanması, temerrüt tarihi ile bulunan asıl alacak kefilin kefalet limititinden az ise borcun tamamından fazla ise sorumluluğun kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile sınırlı bulunduğu dikkate alınıp icra takip tarihinden sorumlu olduğu miktarın bulunması için aldırılan bilirkişi raporuna göre, davacı bankanın davalıdan bilirkişi raporu ile tespit edilen miktarlarda alacaklı olduğu anlaşılmış, taleple bağlılık ilkesi gereğince davanın kabulü ile, davalı tarafından … 8. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın iptaline ve takibin aynı şartlarda devamına, geçerli bir ilamsız genel icra takibinin varlığı, borçlunun yedi günlük süre içerisinde ödeme emrine itiraz etmiş olması, bir yıl içinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunması, davacı alacaklının tazminat istemini dava dilekçesinde açıkça talep etmiş olması ve takip konusu alacağın miktarının belli (likit) olması dikkate alınarak borçlunun itirazının haksız olması nedeniyle asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın kabulü ile, davalı tarafından … 8. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın iptaline ve takibin aynı şartlarda devamına, asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 1.129,07 TL ilam harcından peşin yatırılan 29.20 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.099,87 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvuru harcı, 29,20 TL peşin harç, 600 TL bilirkişi ücreti, 142,25 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 800,65 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.21/05/2018

Katip

Hakim