Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/890 E. 2018/1161 K. 05.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/890 Esas
KARAR NO : 2018/1161

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satıma Dayalı)
DAVA TARİHİ : 05/09/2016
KARAR TARİHİ : 05/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satıma Dayalı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “İnnova’nın mülkiyetinde bulunan 1 adet … 32 Curve Desk’in 4.956,00.-USD bedel ile …’e satımı ve teslimi konusunda anlaşma sağlanmış ve bu anlaşma uyarınca 19.04.2016 tarihinde siparişin İnnova’ya iletildiğini, söz konusu anlaşma gereği 28.04.2016 tarihinde 4.956,00.-USD’lik 1 adet Kiosk 32 Curve Desk bedelinin …’nın hesabına Argevim tarafından gönderildiğini ve satış sözleşmesi konusu emtianın tesliminin onay formunda belirtilen kesin vade içinde yapılmasının beklendiğini, İnnova tarafından vadesinde teslim edilmeyen emtiaya ilişkin … 23. Noterliğimin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedilmesi sebebiyle ödenen bedelin iadesi talep edildiğini, fakat İnnova tarafından keşide edilen … 6. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile bedelin iadesi yerine hukuki dayanaktan yoksun sözleşmenin cari olduğu iddiası ile karşılaşıldığını, İnnova’nın sözleşmeye ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine sözleşmeyi ayakta tutmakta menfaati bulunmayan Argevim’in sözleşmeyi feshederek ödemiş olduğu ücretin iadesini talep ettiğini, İnnova’nın bu ödemeyi gerçekleştirmeyince de … 18. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı icra dosyası ile ilamsız icra takibi yaptığını, davalının ise işbu takibe itirazı ile takibin durduğunu, takibe yapılan itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından üretilen toplam bedeli 4,200 USD+KDV olan 1 adet 32 Curve Desk’in satışı hususunda davacı tarafından 19/04/2016 tarihinde Sipariş Onay Formu imzalanarak müvekkili şirkete iletildiğini, sipariş formunda sipariş konusunu oluşturmakta olan ürün bedelinin ürünün sevki öncesi ödeneceğini, ürün teslim adresinin ise davacı tarafından ayrıca bildirileceğinin kararlaştırıldığını, aynı Formu’n “Koşullar” başlıklı kısmının 5. maddesinde, Form’da belirtilen teslim süresini takiben 15 gün içinde müşteri tarafından teslim alınmamış ürünlerin teslim edilmiş sayılarak işlem göreceğinin açıkça belirtildiğini, basiretli bir tacir olan davacı tarafın ise sözleşme serbestisi çerçevesinde formu imzalayarak tüm koşullan kabul ettiğini, ürün bedelinin davacı tarafından ödenmesi üzerine müvekkili şirket tarafından davacı tarafa ürünlerin sevk adresinin bildirilmesi hususunda defalarca telefon açıldığını, e-postalar gönderildiğini, ancak sevk adresinin bildirilmesi yönündeki müvekkili şirket talebinin davacı tarafından sonuçsuz bırakıldığını, davacı tarafın … 23. Noterliğinin … yevmiye sayılı ve … tarihli ihtarnamesi ile form’un gönderilmiş olduğunu açıkça kabul ettiğini, sipariş onayının ardından ödeme yapılmasına rağmen ürünler teslim edilmemiş olduğundan sözleşmeyi feshetmiş olduğunu bildirerek, müvekkili şirkete yapılan ödemenin iadesini talep ettiğini, ancak ürünün sevk adresini bildirmekten kötü niyetli olarak kaçan davacının, fesih bildiriminin herhangi bir geçerliliğinin bulunmadığını, davacı tarafın ihtarname gönderdiği tarihe kadar hiçbir aşamada sevk adresini bildirmek suretiyle müvekkili şirketten ürünün teslimini de istemediğinden davalı müvekkillerinin temerrüde düşmesinin söz konusu olmayıp bildirilen feshin geçerli olmadığını, davacı tarafından gönderilen ihtarnameye cevaben, müvekkil şirket tarafından … 6.Noterliği’nin … yevmiye sayılı ve … tarihli ihtarnamesinin iletildiğini, ilgili ihtarnamede sevk adresini bildirmekle yükümlü olan davacının adresi bildirmemesi sebebiyle ürünlerin sevk edilemediği belirtilerek ürünlerin teslime hazır dunımda olduğunun ve davacı tarafından 3 gün içinde sevk için adres bildirilmesi üzerine ürünlerin teslim edileceğinin belirtildiğini, davacı taraf ürünlerinin sevk adresi, ihtarname ile talep edilmesine rağmen davacıya tanınan 3 günlük sürede müvekkili şirkete herhangi bir yanıt iletilmediğini ve müvekkili şirketin değil davacı tarafın temerrüde düştüğünü beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… 18. İcra Müdürlüğünün … E saylı dosyası, … tarihli Sipariş Onay Formu, e postalar, ihtarnameler, bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, İİK 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu emtianın bedelinin davalıya gönderilmesine rağmen davalı tarafından emtianın davacıya teslim edilmemesinden kaynaklı olarak davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarının ne kadar olduğu, davacının sözleşmeyi feshetmekte haklı olup olmadığı hususlarındadır.
İlgili … 18. İcra Müdürlüğü’nün … E Sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 09.08.2016 tarihinde başlattığı ilamsız icra takibinde, alacağın dayanağı olarak 19.04.2016 tarihli sipariş göstermek suretiyle 4.956,00 USD Asıl Alacak 135,44 USD İşlemiş Faiz olmak üzere 5.091.44 USD tutarındaki alacağın icra gideri, vekâlet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık % 10,5 avans faizi ile birlikte, TBK 100. md. gereğince tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 12/08/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 17/08/2016 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; söz konusu ödeme emrine, alacak talebine ve bu miktara isabet eden faiz oranlarına ve tüm ferilerine itiraz ettiği, davacı alacaklının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, takibin yetkili icra dairesinde yapıldığı, geçerli haciz yolu ile ilamsız genel takip bulunduğu, borçlu tarafından yasal süresi içerisinde yapılmış ve takibi durdurmuş geçerli bir itiraz olduğu, davanın bir yıllık yasal süresi içerisinde açıldığı, itirazın iptali davasının koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 19.04.2016 tarihli Sipariş Onay Formuna göre, teslim tarihi süresinin, sipariş formunun eksiksiz doldurularak satıcıya iletilmesi ile avans ödemesinin satıcı firma hesabına geçmesi ile başlayacağı, ürünlerin teslimatının formda yazan adrese kamyon üzerinde teslim edileceği, teslim edilecek adreste hamaliye ihtiyacı oluşursa ayrıca faturalandırılacağı, bu formda ödeme planında belirtilen avans anlamına gelen ilk ödeme bedelinin hiçbir şekilde ve sebeple iadesinin söz konusu olmadığı, formda belirtilen teslim süresini takiben 15 gün içerisinde müşteri tarafından teslim alınmamış ürünlerin teslim edilmiş sayılarak işlem görecekleri düzenlenmiştir.
Davacı taraftan …, 28.04.2016 tarihinde davacı taraftan …’ya “Logo ile kapatılmış bir örnek kiosk var mı veya görsel, kusura bakmayın süreç müşteriye bağlı olduğu için biraz yavaş ilerliyor” içerikli e -posta göndermiştir. Davalı taraftan …, 28.04.2016 tarihinde davacı taraftan …’e, “Sevk edileceği mazağa adresi ve teslim edilecek ilgili detayını paylaşabilseniz sevk kısmına iletmek isterim” içerikli e -posta göndermiştir.
Davacı vekili, davalı şirkete … 23. Noteri’nden keşide ettiği … tarih ve … numaralı ihtarname ile, müvekkili tarafından sipariş onayının verilmesi ve 28.04.2016 tarihinde … Bankası A.Ş. aracılığıyla anlaşma konusu ürünlerin bedelinin ödenmesine rağmen söz konusu ürünlerin müvekkiline teslim edilmediğini, ürünlerin teslim edilmemesi sebebiyle sözleşmenin feshedildiğini ve bedelin iadesi hakkında yapılan görüşmelerden hiçbir sonuç alınamadığını, sözleşmeden kaynaklı borcun ifa edilmesine rağmen sözleşme konusu emtiaların teslim edilmemiş olması münasebeti ile 4.956,00. -USD nin, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte 3 gün içinde iadesinin yapılmasını ihbar ve ihtar etmiştir. Söz konusu ihtarname, davacı tarafa 29.07.2016 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Davalı vekili, davacı şirkete … 6. Noteri”nden keşide ettiği … tarih ve … numaralı cevabi ihtarname ile, 19/04/2016 tarihli sipariş formunda görüleceği üzere ürünlerin sevki öncesinde bedelinin muhatap tarafından nakit olarak ödeneceğini, ürünlerin teslim adresinin ise ayrıca bildirileceğinin kararlaştırıldığını, muhatap tarafından bildirilen ihtarnamede bildirildiği şekilde ürünlerin teslim edilmemesi sebebiyle değil, ürünlerin teslim edilebilmesi için görüşmeler yapıldığını, muhatabın müvekkiline ürünün sevk adresini bildirmekten kaçındığını ve müvekkilinin ürünleri sevk edeceği adresi öğrenmek için muhataba ilettiği e-postaları cevapsız bıraktığını, müvekkilinin sevk adresini öğrenme ve ürünleri teslim etme çabasının sonuçsuz kaldığını, iş bu ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içerisinde sipariş konusu ürünün sevk edileceği adresin yazılı olarak müvekkiline bildirilmesini aksi takdirde ürünün teslim alınmaması sebebiyle doğacak her türlü zarar ve ziyanın talep edileceğini ihbar ve ihtar etmiştir.
Deliller toplandıktan sonra tarafların ticari defter ve belgeleri de incelenmek sureti ile mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık konularında rapor düzenlemek üzere dosya mali müşavir bilirkişi … ile Dç. Dr. …’ya tevdi edilmiş, bilirkişiler 16/02/2018 tarihli raporda özetle; Davacı şirketin ibraz edilen 2016 yılına ait ticari defterleri ile davalı taarfın ibraz edilen 2016 yılına ait ticari defterlerinin delil niteliği taşıdığını, davacı şirketin ticari defterlerinde davalı şirkete 4.956 USD ödeme yapıldığına ilişkin muhasebe kaydına rastlanmadığını, yani ödemenin defterlere işlenmediğini ancak davacı tarafın ibraz edilen … nezdindeki mevduat hesabı ekstresinde davalı şirkete 27.04.2016 tarihinde 4.956,00 USD yollandığının göründüğünü, davalı şirketin ticari defter ve belgeleri incelendiğinde, davacı şirketin 27.04.2016 tarihinde göndermiş olduğu 4,956 USD karşılığı 13.963,53 TL’nin davacı lehine defterlerde kayıtlı olduğunu, davacı şirkete ödeme yapılmadığını ve davacı şirketin 4.956 USD alacağının 2017 yılına devrettiğinin tespit edildiğini, tarafların ticari defter kayıtları birebir olup davacı şirketin 4.956 USD alacaklı olduğunu, davacının teslim adresini bildirmekten imtina ettiğini, alıcının adresinin belirsiz olması dolayısıyla gönderimin gerçekleşemediğini, bu kapsamda alacaklı temerrüdüne ilişkin hükümlerin kıyasen uygulanacağını, davacının borçlu temerrüdü hükümlerine dayanarak sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesini talep edemeyeceğini beyan etmiştir. Bilirkişi Raporu, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve hüküm kurmaya elverişlidir.
İtirazın iptali davası yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. İspat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda ön görülen istisnalar dışında karşı taraf kanuni karinenin aksini ispat edebilir. (HMK m.190). İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak davacı alacaklıdadır. Ancak borçlunun itirazındaki beyana göre ispat yükü yer değiştirebilir. Borçlu itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir, borçlu her türlü borca itirazını ödeme emrine itirazından bağımsız olarak ileri sürebilir.
Borcun ifası, ifa zamanında ve ifa yerinde gerçekleştirilmelidir. İfa için aynca bir süre kararlaştınlmamışsa ve hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmıyorsa borçlar, doğduğu an itibariyle muaccel olur ve alacaklı edimin derhal ifa edilmesini talep edebilir. Ancak alacaklı borca uygun olarak eylemli olarak önerilen ifayı kabulden imtina ederse ya da üzerine düşen hazırlık eylemlerini gerçekleştirmekten imtina ederse alacaklı üzerine düşeni yerine getirmemiş ve alacaklı temerrüdüne düşmüş olur. Borçlanılan edimin yerine getirilmesinin adresin belirsiz olması gibi alacaklıya ilişkin kişisel bir sebepten kaynaklanması halinde ise alacaklının temerrüdüne ilişkin hükümler kıyasen uygulama alanı bulur
Somut olayda, taraflar karşılıklı ve birbirine uygun beyanlar ile davacının mülkiyetinde bulunan 1 adet Kiosk 32 Curve Desk’in 4.956,00.-USD bedel ile davalıya satımı hususunda anlaşarak bir satış sözleşmesi akdetmişlerdir. Satış sözleşmesi kapsamında davacı 4.956,00-USD bedel ödemeyi, davalı ise 1 adet Kiosk 32 Curve Desk’in mülkiyetini davacıya devretmeyi üstlenmiştir. Satış sözleşmesi doğrultusunda 4.956,00.-USD bedeli ödeyen davacı taraf, malın belirtilen süre içerisinde kendisine teslim edilmediği gerekçesiyle davalı tarafın temerrüde düştüğünü belirterek temerrüt dolayısıyla sözleşmeyi feshetmek suretiyle ödemiş olduğu bedelin iadesini talep etmektedir. Davacı tarafından satış bedelinin ödendiği buna karşın satışa konu malın devredilmediği anlaşılmakla birlikte 19.01.2016 tarihli sipariş onay formunda, siparişe konu ürünün teslim edileceği adresin yazılmadığı, “ayrıca belirtilecektir” şeklinde şerh düşüldüğü görülmüştür. Taraflar arasında sipariş edilen ürüne ilişkin olarak 28.04.2016 tarihli yazışmalarda davacı taraf ” Logo ile kapatılmış bir örnek kioks var mı veya görsel, kusura bakmayın süreç müşteriye bağlı olduğu için biraz yavaş ilerliyor” diyerek sürecin yavaş ilerlemesinin kendilerinden kaynaklandığını belirtmiştir. Davalı tarafından “Son olarak ricam, sevk edileceği mağaza adresi ve teslim edilecek ilgili detayını da paylaşabilirseniz sevk kısmına iletmek isterim” denilmek suretiyle ürünün gönderilebilmesi için teslim adresinin bildirilmesi talep edilmiştir. Buna karşın davacı tarafın davalı tarafa adres bildiriminde bulunduğunu gösterir bir bilgi veya belgenin bulunmadığı, bu kapsamda davacı tarafın adres bildiriminde bulunmaktan imtina etmek suretiyle borcun ifasını engellediği, sonuç olarak davacı tarafın adresinin belirsiz olması dolayısıyla satış bedeli ödenen malın gönderilemediği, ifa yokluğunun borçlunun kusurundan kaynaklanmadığı, alacaklı temerrüdüne ilişkin hükümlerin kıyasen uygulanacağı, alacaklı temerrüdüne düşen borçlunun, borçlu temerrüdüne ilişkin hükümlere dayanamayacağı anlaşılmış, davacının borçlu temerrüdü hükümlerine dayanmak suretiyle ifadan vazgeçerek ödediği bedelin iadesini talep etmesi hukuka uygun olmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın reddine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 35,90 TL ilam harcının peşin yatırılan 183,75 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılmış olan 147,85 TL harcın davacıya iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan 50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.05/11/2018

Katip …

Hakim …