Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/782 E. 2019/1230 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/782 Esas
KARAR NO : 2019/1230 Karar

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 11/08/2011
KARAR TARİHİ : 25/12/2019

Mahkememizce verilen 13/05/2014 tarihli ve 2011/112 Esas 2014/122 K. sayılı kararının Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 06/07/2015 tarihli ve 2014/17401 Esas 2015/8839 Karar sayılı ilamıyla BOZULMAKLA, dava Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkili şirketin … yetkili acentesi olarak çalışmakta iken şirkete olan borçlarını ödemediğinden acenteliğinin fesh olduğunu, şirketin kayıtları üzerinde yapılan incelemeler sonucunda davalı acentenin 27/12/2005 tarihi itibariyle 372.053,19-TL borcu olduğunun tespit edildiğini, işbu borcun sulhen tahsilinin mümkün olmadığından, davalı hakkında ilamsız icra takibi yapıldığını, … 1.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile yapılan takibe borçlunun itiraz ettiğini, itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalı acentenin müvekkiline borcu olduğunun kayıtlarda sabit olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede mevcut ve delil sözleşmesi mahiyetindeki hükme göre taraflar arasındaki ihtilafların hallinde şirketin kayıt ve belgelerinin esas alınacağını, davalı tarafın takipten sonra icra dosyasına 82.863,11-TL ödediğini, bu sebeple bakiye 289.190,08-TL için işbu davayı ikame ettiğini beyan ederek, … 1.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptaline, takibin talepnamedeki koşullarla devamına, davalının İ.İ.K 67.maddesine göre %40 inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kurucusu olduğu … Şirketler Grubunun Kimya Sektöründe … Ltd.Şti, reklam sektöründe … Ltd.Şti., Sigorta sektöründe … A.Ş adı altında faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin basiretli bir tacir olduğunu, müvekkilinin resmi ya da özel hiçbir kurum ve kuruluşa tek kuruş dahi borcunun bulunmadığını, müvekkilinin halen sigorta sektörünün güçlü şirketleri olan … A.Ş, … Sigorta A.Ş ve … Sigorta A.Ş nin acenteliğini sürdürmekte olduğunu, 10 yılı aşkın süre ile davacı şirketin acenteliğini yapmış olan müvekkilinin davacı şirketteki yönetim değişikliği nedeni ile işlerin aksaması, davacının kötü niyetli tutumu, ticari hayatın icapları nedeniyle acentelik aldığını, davacı tarafça acentelik sözleşmesine TTK hükümlerine ve BK nın iyi niyet kaidelerine aykırı hareket edilmesi sonucu davacının acentelik sözleşmesini feshinden çok önce müvekkilinin mutabakat yaparak varsa borcunun bildirilmesini ve acentelik sözleşmesinin feshini talep ettiğini davacıya bildirdiğini, müvekkilinin bilgisayarlarına fesihten önce davacı tarafça el koyulduğunu, poliçeler ve sigortalılar hakkında müvekkilinin işlem yapma imkanının bütünüyle ortadan kaldırıldığını, müvekkilinin ve müşterilerinin mağdur edildiğini, müvekkilinin davacı tarafın sigortalılar hakkında yaptığı işlemleri bilmesinin mümkün olmadığını, poliçe iptallerinin yapılması, mutabakat sağlanması yönündeki beyanları dikkate alınmadan tüm müşterilerine-sigortalılara yazılar yazıldığını, müvekkilinin sigortalılar nezdinde küçük düşürüldüğünü, iptal edilmeyen 208 adet poliçe için sigortalı gözüken şahıslara poliçe peşinatlarının tahsil edilmediği ve poliçelerinin iptal edileceğine ilişkin yazıların tebliğ edilmesine rağmen davacının iptalleri yapmadığını, davacının icra takibinden önce defalarca müvekkilinin talep etmesine rağmen borca ilişkin hiçbir mutabakat belgesinin borcun ödenmesine ilişkin ihtarname göndermeksizin kötü niyetli olarak … 1.İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasıyla müvekkilinin aleyhine takipte bulunduğunu, icra takibine ve davaya konu 208 adet, 273.160,74-TL brüt prim tutarlı poliçelerin sigortalılar tarafından kabul edilmediğini, bir menfaat sigortalanmadığını, sigorta akitlerinin sigortalıların iradelerinin bulunmayışı nedeniyle hiç oluşmadığını, davacı tarafın … Bölge Müdürlüğünün 15/08/2005 tarihli yazısından , davacı tarafla müvekkili arasında tanzim edilen poliçeler hakkında tahsil edilmişse ödeme ya da iptal konusunda 6 aylık sürede işlem yetkisinin verildiğinin açıkça belli olduğunu, sigorta peşinatının sigortalılarca ödendiğini ispat edemeyen sigorta şirketinin iptalleri yapmaktan imtina edemeyeceği gibi acentenin kayıtlarında bu bedelleri borç olarak da tutamayacağını, acentelerin sigortalılardan tahsil etmedikleri primler hakkında sigorta şirketlerine karşı hiçbir borç yükümlülüğü altında bulunamayacaklarını, icra takibine konu edilen poliçe adedinin brüt 569 prim tutarının 372.053,19-TL olduğunu, 461 adedinin icra dosyasına ödendiğini, müvekkilinin davacı tarafın bilgisayar kayıtlarını iptal etmesine, hiçbir işlem yetkisi bulunmamasına ve bir çoğunun tahsilatını dahi yapmamasına rağmen acentelik komisyonunu, vergilerini düşürerek 105.546,41-TL brüt prim tutarlı poliçelerin bedelini icra dosyasına 82.863,11-TL olarak iyi niyetle ödediğini, davacının 208 adet poliçe içinde yer alan 151 adet, 113.240,36-TL prim tutarlı poliçeyi iptal ettiğini beyan ettiğini, yine 208 adet poliçe içinde yer alan 47 adet 153.049,18-TL bedelli poliçelerin bir kısmının şirket tarafından hatalı bir kısmının mükerrer olarak bilgisayar kayıtlarına girdiğini, bir kısmının hiç basılmadığını, davacının hatalı basılan poliçeleri bilmesine ve bölge müdür yardımcınını iptal edeceği yönündeki beyanına rağmen kötü niyetli olarak kendi işlemini iptal etmediğini, bu poliçelerin şirket tarafından tanzim edildiği halde müvekkilinin cari hesabına borç kaydedildiğini, davaya konu poliçelerden mütevellit sigorta akitlerinin sigortalı iradesi bulunmadığından sigorta teklifleri kabul edilmediğinden oluşmadığını, usuli bir işlem olarak bilgisayar kayıtlarından iptallerinin yapmadığını, bu nedenle davacı sigorta şirketinin kusurlu olduğunu, davacı tarafa hiçbir borcunun bulunmadığını beyan ederek; her türlü dava hakkı saklı kalmak kaydıyla yetki itirazının kabulüne, davanın reddine, davalı aleyhine %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller:
… 1.İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyası, Acentelik sözleşmeleri, … 38.Noterliğinin fesihname ve azilnamesi, … 11.Noterliğinin … tarihli ihtarnamesi, 16/03/2007 havale tarihli, 10/07/2007 havale tarihli, 27/10/2011 havale tarihli, 29/03/2012 havale tarihli, 03/04/2013 havale tarihli ve 13/03/2014 havale tarihli bilirkişi raporları.
… (Kapatılan) 48. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13.05.2014 tarihli ve 2011/112 E., 2014/122 K. Sayılı karar ile;
“… Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, … 32. İcra Müdürlüğünün … sayılı icra dosyasındaki davalının itirazının 49.586,08-TL’lik kısmı ilişkin olarak iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, icra inkar tazminatı şartları oluşmadığından davacının icra inkar tazminat talebinin reddine,..” dair karar verilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 06.07.2015 tarihli ve 2014/17401 E., 2015/8839 K. Sayılı Bozma İlamı ile;
“…Dava, acentelik sözleşmesi gereğince sigortalılardan tahsil edilen pirimlerden davacıya intikal ettirilmeyen tutarın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda icra takibine vaki itirazın kısmen iptali ile takibin 250.640,63 TL üzerinden ve takip talebindeki diğer şartlarla devamına, icra-inkar tazminatı talebinin ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Karar öncelikle davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 08.10.2009 gün 2007/15031 Esas 2009/10292 karar sayılı ilamında yazılı gerekçelerle davalı yararına bozulmuş, akabinde karara karşı davalı vekili doğrudan, davacı vekili de katılma yoluyla karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dairemizce 30/04/2010 tarih, 2010/2973 E, 2010/4731 K sayılı ilamı ile temyizdeki bozma nedenlerine ilaveten karar, davalı yararına bozulmuştur.
Mahkemece karar düzeltme sonrası her iki bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, yeniden bilirkişi raporları alınmış olup, bilirkişi tespitleri esas alınarak, dava konusu icra dosyasındaki davalının itirazının 49.586,08 TL’lik kısmının iptaline, İ.İ.K’nın 67 maddesindeki icra inkar şartları oluşmadığından ve takibe konu alacak yargılama sonucu belirlenebildiğinden davacının icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiş ise de, dairemizin temyiz incelemesi sırasında bozma sebebi olarak açıkladığı davalının dava konusu edilen bir kısım poliçelerin iptal edilmiş olduğu yolundaki savunmalarına dayanak olan ve davacı tarafından davalı acenteye gönderilen 28.10.2005 tarihli faksın ne amaçla gönderildiği, bazı poliçelerin iptalinin davacı tarafından kabul edildiği sonucuna varılması halinde, iptal tarihi itibariyle davacının hak kazandığı prim miktarının belirlenmesi ve davacı tarafından davalı acenteye gönderilen 28.10.2005 tarihli faks içeriğinin değerlendirilmesi gerektiği, ayrıca karar düzeltme aşamasında bozma sebebi olarak açıklanan dava konusu poliçelerden … A.Ş. ile ilgili 47 adet sigorta poliçesinin davalı acente tarafından hazırlandığı kabul olunarak, davalının savunmasında belirttiği şekilde her bir poliçenin peşinat-prim tahsilatlarının davalı acente tarafından yapılıp yapılmadığı, acentenin de defter kayıtları ve gerektiğinde banka hesapları incelenerek belirlenmesi ve BSMV yönünden davalının savunması üzerinde durulması gerektiği gerekçeleri ile yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi hususu belirtilmiştir. Ancak, mahkemece alınan bilirkişi rapor ve ek raporları bu yönlerden yeterli araştırma ve incelemeyi içermemekte olup, denetime elverişli değildir. Davalıya gönderilen faks içeriğinin ne anlama geldiği açıklanarak, dava konusu poliçelerden iptal edilen poliçeler ile, poliçe brüt ve net pirimleri ve komisyon tutarlarının davacı acenteye ait rejistro dökümleri ve poliçe nüshaları incelenerek kesin olarak tespiti ile, çekişme konusu 47 adet Eren Talu poliçelerinden hangilerinin davacı … Sigorta A.Ş. adına yapıldığının tespiti ile acentelik sözleşmesi süresince yapılan poliçeler kapsamında tahsil edilen toplam pirim miktarı ve davacıya yapılan pirim ödemeleri ve komisyon tutarları; davacının ve davalı acentenin tahsilat ve komisyon makbuzları ile defter kayıtları ve banka hesapları incelenerek belirlenmeli, BSMV’nin brüt pirimden düşülmesi gerektiği yönündeki davalı savunması üzerinde durulup konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonuca varılmalıdır. Eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA,…” dair karar verilmiştir.
Yargıtay Bozma İlamı doğrultusunda dosya Bilirkişi Heyetine tevdi edilmiştir.
Mahkememizce Bilirkişiler …, …ve …’den aldırılan 31.10.2017 bilirkişi heyet raporunda özetle; ”Sayın mahkeme görevlendirmesi gözetilerek, Yargıtay Bozma Karan ve dosyaya ibraz edilen belgeler üzerinde yapılan inceleme sonucunda üzerinde kanaat hasıl olan tespitler ve bunlara ilişkin değerlendirmeler aşağıda belirtilmiştir:
1.Önceki Bilirkişi Heyeti tarafından hazırlanan raporda da ifade edildiği gibi fax beyanı ve dosyada bulunan hesap dökümlerine göre ihtilaf konusu 151 adet poliçeden 18 adet poliçenin toplam 4.402,90 TL tutarlı olarak tahsilatlı olduğu ve bu tutarın Davalı Acente tarafından Davacı Sigorta Şirketine ödenmesi gerektiği,
2.47 adet ve sigortalı … için düzenlenen poliçe tetkikinden toplam Bankalar kanalıyla (… Bank, … Ve …bank) … A.Ş hesabına 9 kayıtta toplam 91.989,19 TL tahsilatın yapıldığının tespiti neticesinde Davalı Acente tarafından Davacı Sigorta Şirketine 91.989,19 TL ödenmesi gerektiği,
3.Sonuç olarak toplamda 4.402,90 TL+ 91.989,19 TL = 96.392.09 TL tutarlı prim borcunun Davalı Acente tarafından Davacı Sigorta Şirketine ödenmesi gerektiği,
4.Davacı tarafça yapılan tahsilatların hangi poliçelerden kaynaklandığı, önceki raporda da ifade edildiği gibi net olarak anlaşılamadığından, bu hususta bir Mali Müşavir yetki belgesi olan ve SMMM odasına kayıtlı bir Mali Müşavir bir bilirkişinin heyete dahil edilmesi ve tarafların ticari defter kayıtlarının yerinde incelenmesi Sayın Mahkemenin taktirinde olduğu,
5.Söz konusu mali müşavir bilirkişi tespitleri ile heyetimizin tespit ettiği 96.392,09 TL miktarın ne kadarının davacı tarafa ödenmiş olduğu veya ne kadarının bakiye ödenmesi gereken miktar olduğunun bellenebileceği, ” kanaati rapor edilmiştir.
İtirazlar doğrultusunda dosya Mali Müşavir Bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mahkememizce Mali Müşavir Bilirkişi Mustafa Yıldız’dan aldırılan 05/11/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle;
”Dava ve icra takip dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler üzerinde yapılan inceleme sonucu, açıklanan gerekçelerle yüce mahkemenin kabulü halinde,
1.Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2014/17401 E. – 2015/8839K. sayılı ilamı çerçevesinde davacı tarafın takibe konu ettiği alacağının 49.586,08TL’lik alacak dışındaki kısmının reddolunduğunun kesinlik kazandığı, Böylece davanın gelinen bu aşamasında tartışılması ve ispatlanması gereken alacak miktarının 49.586,08TL’den ibaret olduğu,
2.Gerek Yargıtay bozma İlamında gerekse de Sayın Mahkemenin 14.03.2018 tarihli ara kararının 1, 2 ve 3. Maddeleri kapsamında davacının açıklama yapmadığı, Davacı vekilinin hangi poliçeden ne kadar alacağı olduğuna dair açıklamada bulunmadığı, Yargıtay ilamı çerçevesinde Davalıya gönderilen faks içeriğinin ne anlama geldiği açıklanmadığı, dava konusu poliçelerden iptal edilen poliçeler ile poliçe brüt ve net primleri ve komisyon tutarlarına ilişkin davacı kayıtlarındaki davalı acenteye ait rejistro dökümleri ve poliçelerin sunulmadığı, bu itibarla davacı tarafından 49.586,08-TL’lik alacağın ispatına yönelik bilgi ve belge sunulmadığı dolayısı ile gelinen bu aşamada 49.586,08TL1 lik alacağın ispata muhtaç olduğu,
3.Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2014/17401E. – 2015/8839K. sayılı ilamı ile bozmaya 49.586,08TL’lik borcun davalı vekilinin 29.11.2017 tarihli dilekçesi ekinde sunulu bilgi belge ve davalının ticari defter kayıtlarına göre borcu oluşturan poliçelerin … Sigorta A.Ş’ye devredilmek ve davacının poliçelerin iptal edilmesi sureti ile hesaben ödenmiş olduğu ” kanaati rapor edilmiştir.
Bilirkişi Raporu hüküm kurmaya elverişli bulunmuş davacı vekili Bilirkişi Raporuna dair beyanda bulunmamakla birlikte hüküm duruşmasında da delillendirilmemiş mazereti sebebiyle duruşmada hazır bulunmamıştır.
GEREKÇE :
Dava, İİK nun 67 maddesi gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde, Davanın, acentelik sözleşmesi gereğince sigortalılardan tahsil edilen pirimlerden davacıya intikal ettirilmeyen tutarın tazmini istemine ilişkin olduğu, davalının, davacı şirketin … yetkili acentesi olarak çalıştığı ancak borcunu ödemediği iddiasıyla icra takibinin başlandığı, davalının icra takibine itiraz etmiş olduğu ve iş bu itirazın iptali davasının ikame edilmiş olduğu, ancak gelinen aşamada davacının hangi poliçeden ne kadar alacağı olduğuna dair açıklamada bulunmadığı, Yargıtay ilamı çerçevesinde Davalıya gönderilen faks içeriğinin ne anlama geldiği açıklanmadığı, dava konusu poliçelerden iptal edilen poliçeler ile poliçe brüt ve net primleri ve komisyon tutarlarına ilişkin davacı kayıtlarındaki davalı acenteye ait rejistro dökümleri ve poliçelerin sunulmadığı, bu itibarla davacı tarafından alacağın ispatına yönelik bilgi ve belge sunulmadığı dolayısıyla davacının alacağını ispat edemediğinden davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-)Davacının davasının REDDİNE,
2-)Harçlar Kanununca alınması gerekli 44,40-TL ilam harcının peşin yatırılan 3.913,16 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 3.868,76-TL harcın davacıya iadesine,
3-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 2.725,00-TL Avukatlık Ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-)Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 15 gün içerisinde YARGITAY nezdinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı.25/12/2019

Katip
¸E-İmza

Hakim
¸E-İmza