Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/737 E. 2019/1153 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/737 Esas
KARAR NO : 2019/1153

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/07/2016
KARAR TARİHİ : 18/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalıya ait … İlinde bulunan fabrika binası ve alanındaki “… Ünitelerinin Sökümü” ile buradan çıkan atıkların mevzuata uygun şekilde geri kazanımının/bertarafının sağlanması ve çıkan hurdaların satışı için 02.10.2015 tarihinde 02.10.2015-02.04.2016 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde Sülfürik Asit, Fosforik Asit Ve Diamonyum Fosfat Ünitelerinin Sökümü, Çıkan Atıkların Mevzuata Uygun Şekilde Geri Kazanımının/Bertarafının Sağlanması Ve Çıkan Hurdaların Satışı Sözleşmesinin imzalandığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin eki olan Tehlikeli – Tehlikesiz atıklara ilişkin şartnamelerde; söküm sonucu elde edilecek muhtelif cinsteki atıkların özellikleri belirtilerek söz konusu atıkların Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın konuya ilişkin yönetmelikleri kapsamında olacağı ve İşletmede bulunan Paslanmaz Çelik Hurdasının sökümü ve taşınması esnasında müvekkili şirket çalışanlarınca doğal radyasyon seviyesinin çok üzerinde radyasyon içerdiğinin tespit edildiği ve bu tespitin davalı şirket çalışanlarına bildirilmiş olmasına rağmen davalı firma yetkililerinin radyasyon iddiasını kabul etmediklerini, Müvekkili şirketin, davalıya ait fabrika sahasındaki çalışmalarını tamamladıktan sonra fabrika sahasında bulunan hurda (yaklaşık 30.000-kg) metalleri teslim almadığından, davalının fabrika sahasında bulunan söz konusu hurdaların sözleşme kapsamında 27.05.2016 gününe kadar alınması hususunda müvekkiline … 4. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu evrakı ile ihtarname keşide ettiğini, söz konusu ihtarname akabinde 30.05.2016 tarihinde davalıya ait fabrika sahasında bulunan ve müvekkili şirketçe alınması gerekli olduğu belirtilen metaller üzerinde … Ltd. Şti. firması çalışanlarınca yapılan ölçümler sonucunda “Doğal Radyasyon Seviyeleri Olarak, Çevre Ve İnsan Sağlığı Açısından Tehlikelidir” raporunun tanzim edildiğini, sözleşme kapsamında, (radyasyon tespiti öncesinde) müvekkili şirket tarafından aynı metallerin yaklaşık 30.000-kg’lık kısmının fabrika sahasından alınarak, müvekkiline ait depolarda muhafaza altına alınmış olup söz konusu metaller üzerinde de yapılan ölçümlerde tehlikeli olduğuna dair tutanak tanzim edildiğini, toplamda 60.000-kg olan söz konusu metallerin, doğal radyasyon seviyesinin çok üzerinde radyasyon içermesi nedeniyle söz konusu hurda metallerin Ayıplı olduğunun bildirilerek, ağır miktarda radyasyon ihtiva eden söz konusu metallerin ancak … yetkilileri nezdinde imhasının mümkün olabileceği ve bunların satışının (Geri Dönüşümünün) mümkün olmadığını davalı firmaya … 10. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile bildirildiğini, davalı firmanın, sözleşme ve eki niteliğindeki teknik şartnameler doğrultusunda müvekkile satmayı taahhüt etmiş olduğu hurda metallerin yaklaşık 60.000-kg’ kısmının ayıplı olduğunun söz konusu metallerin satışının kesinlikle yasak olması hususu dikkate alındığında davalı şirketin ayıplı ürün satmış olduğu ve müvekkili tarafından davalının ülke çapında saygın bir firma olması nedeniyle gazete ilanında belirtilen miktarlar üzerinden hesaplama yaparak teklifini sunarak kendisine belirtilen (toplamda) 7162 Ton miktarındaki hurda ürün için 4.500.000-TL ödediğini ancak söküm işlemi bitince davalının taahhüt ettiği edimin %46,21 daha düşüğü olan 3847 Ton mal alabildiğini, davalının satmayı taahhüt ettiği mal miktarı ile gerçekte satılan (müvekkilce teslim alınan) mal miktarı arasında aşırı fark bulunduğundan taraflar arasındaki sözleşme yükümlülüklerin bir çoğunun yerine getirilmiş olması ve gelinen durum nedeniyle iptali söz konusu olamayacağından müvekkilin menfi/müspet zararlarının telafisi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile 1. Söz konusu metallerin radyasyon seviyesinin doğal sınırın çok üstünde olması nedeniyle ayıplı olduğunun bilirkişi incelemesi ile tespitine ve söz konusu mallar nedeniyle davalıya yapılan ödemelerin 5.000-TL’sinin davalıya ödendiği günden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 2. İhale nedeniyle davalıya yapılan fazla ödeme nedeniyle oluşan menfi/müspet zarar karşılığı (fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla) 5.000-TL’nin davalıya ödendiği günden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, tarım ve gübre alanında faaliyet gösteren ve bu cihetle fabrika alanı sökümünde yani hurdacılık konusunda uzmanlığı olmayan bir şirket olduğunu ve fabrikasında hurdacılığa yönelik bir iş fırsatı olduğunu gazeteye verdiği ilan ile çevreye duyurduğunu, ancak hurdacılık işinde uzman olmadığından ilanda yalnızca tahmini rakamlar kullandığını ve bu kapsamda davacının iddialarının aksine müvekkilinin davacıya hiçbir surette 6000 Ton, 350 Ton, 500 Ton ve benzeri rakamları taahhüt etmediğini, müvekkili şirketçe verilen ilan üzerine, davalı şirket yetkililerince herhangi bir teklif vermeden ve sözleşme kurulmadan evvel müvekkilinin söz konusu fabrikasında keşif yapıldığını ve bu kapsamda sözleşmeye konu sökümü ve satışı/ imhası yapılacak tüm üniteler, malzemeler ve atıklar bizzat ve defalarca incelenmiş ve değerlendirildiğini ve davacının bu incelemeyi yaparak teklif vererek sözleşme yapıldığını, davacının tacir olduğu ve yaklaşık 20 senedir hurdacılık sektöründe faaliyet gösterdiği davacının web sitesinde “1997 yılından beri hurda sektöründe başarılı bir şekilde faaliyet göstermekte “ olduğu şeklinde ifade edilmiş olup, bu bilgi muhtelif referanslar ve görseller ile de desteklendiğinden davacının, ulusal gazete ilanında yer alan tahmini rakamlar uyarınca beklentisinin yerine gelmediği yönündeki iddialarının yersiz olduğunun ortaya çıktığını ve davacının üstlendiği işin mahiyetini önceden öngörebilecek durumda olduğu gibi, öngörmesi gerektiğini, taraflar arasında akdedilen Sözleşmenin, konusuna ilişkin 2. maddesinin ” İşbu sözleşme altında Yüklenici, idari ve teknik Sözleşme ve eklerinde belirtilen usul ve esaslarla Anahtar Teslimi, sülfürik asit, fosforik asit ve dianıonyum fosfat ünitelerinin sökümü, çıkan atıkların mevzuata uygun şekilde geri kazanımının/bertarafının sağlanması ve çıkan hurdanın satın alınması (İŞ)’ini yapacaktır.” şeklinde olduğunu, söz konusu Sözleşmenin ayrılmaz bir parçası niteliğindeki İdari Sözleşmenin; 1.31 maddesi; “Yüklenici’nin çevre mevzuatı kapsamında yürürlükte olan tüm yasal gerekliliklere haiz olması, bu konuda ilgili faaliyetler için (geri kazanım, topla- ma/ayrıştırma/bertaraf vb.) geçerli çevre izni veya geçici faaliyet belgesine ve/veya lisansa sahip olması, ekte yer alan sözleşmelerde istenen hususları sağlaması önemle gerekmektedir.” hükmünü içerdiğini, 1.32. maddesinin; “Yüklenici’nin sahip olduğu geçerli çevre izninde veya geçici faaliyet belgesinde ve/veya lisansında bulunmayan atık kodları için başka bir çevre izni veya geçici faaliyet belgesi ve/veya lisansına sahip kuruluş ile işbirliği yapılması durumunda, bu kuruluşun da belgeleri Sözleşme esasında ibraz edecektir. Yapılan işbirliği sözleşmesine rağmen eksik kalan tehlikeli atıkların bertarafı için noter onayı ile atıkların tesisten alınacağı taahhüt edilmektedir” hükmünü içerdiğini, 1.33 maddesinin ise; “Sözleşme konusu işin neticesinde oluşan atıklar, İşveren tarafından ilgili yönetmeliğe bağlı kalınarak tehlike sınıfına göre tanımlanacaktır. Tehlikeli ve tehlikesiz atıklar, atık kodlarına göre Yüklenici’ye verilecektir. Yüklenici, Sözleşme konusu atık malzemeleri seçime tabi tutmayacaktır. İşveren atık malzeme seçimi konusundan tek yetkili olup Yüklenici bu konuda itirazda bulunamaz. ” hükmünü içerdiğini ve taraflar arasında akdedilmiş sözleşmenin davacı şirketin, tehlikeli ve tehlikesiz olmak üzere çıkan tüm atıkların mevzuata uygun şekilde bertarafının sağlanması işini de üstlenmiş olduğunun son derece açık olduğu ve bu kapsamda davacı şirketin başlangıçtan itibaren sözleşme söz konusu hurdaların, tehlikeli ve tehlikesiz atıkların yalnızca satışını değil, gerektiğinde mevzuat uyarınca bertarafını yani olumsuz çevresel etkilerinin giderilmesini sağlayan işlemlerin yerine getirilmesini de üstlendiğini, davacının mevzuat uyarımca, radyasyonlu olduğunu iddia ettiği atıkları … Kurumu yetkilileri gözetiminde alması ve bertaraf işlemlerini yaptırması gerektiğinin açık olduğunu, davacının bu davranışları sebebiyle söz konusu hurdaların müvekkili şirketçe depo, nakliye ve … vasıtasıyla imha edilmek zorunda kalındığını, bu durum müvekkilinin sebep olduğundan uğranılan zararları tahsil etme hakkı saklı tuttuklarını, ayrıca davacı tarafın 60.000 kg (60 ton) hurdanın radyasyonlu olduğunu iddia etmekte ise de, müvekkili şirket tarafından … Kurumu’na gönderilen hurda miktarının, 3.900 kg taşıyıcı konteynır ağırlığı düşüldüğünde, yalnızca 17 Ton 420 kg olduğu ve bu kapsamda davacının 60 ton hurdanın radyasyonlu olduğuna dair iddiasının da samimiyetsiz olduğu gibi gerçeği yansıtmadığının açık olduğunu beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Davalı şirket tarafından düzenlenen Hurda Malzeme Sökümü ve Satışı için İhale Duyurusu örneği, ihtarname, taraflar arasında imzalanan sözleşme, bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, taraflar arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklanan alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen sözleşme kapsamında davacıya satılan ve davacı tarafça sökümü, taşınması ve bertarafı gereken paslanmaz çelik hurdasının doğal radyasyon seviyesinin çok üzerinde radyasyon içerip içermediği, bu malların bir kısmının ayıplı olup olmadığı, satımı taahhüt edilen mallar ile satılan (teslim alınan) mallar arasında miktar yönünden fark bulunup bulunmadığı, var ise ayıplı mallar nedeniyle yapılan ödemelerin ve var ise yanılgı (esaslı hata) nedeniyle yapılan ödemelerin miktarının ne kadar olduğu hususlarındadır.
Taraflar arasında 02.10.2015 tarihinde 02.10.2015-02.04.2016 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde “Sülfürik Asit, Fosforik Asit Ve Diamonyum Fosfat Ünitelerinin Sökümü, Çıkan Atıkların Mevzuata Uygun Şekilde Geri Kazanımının/Bertarafının Sağlanması Ve Çıkan Hurdaların Satışı Sözleşmesinin” imzalandığı, sözleşme konusunun sözleşme eki olan idari ve teknik sözleşmede belirtilen usul ve esaslarda anahtar teslimi olarak atıkların satın alınması işi olduğunun belirtildiği, Ana sözleşmenin dava konusu olaya ilişkin bir hüküm içermediği, Sözleşmenin eki olan İdari Sözleşmenin 1.31 maddesinde “tehlikeli atıklardan” bahsedildiği, Maddede davacının tehlikeli atıklara yönelik gerekli lisansları olmaması halinde, bu atıklar için işbirliği yapacağı lisanslı geri kazanım / bertaraf firmasının lisansını ve iş birliği sözleşmesini de ibraz etmesi gerekliliğinin düzenlendiği, Devamındaki 1.32 ve 1.33 maddelerinde de tehlikeli atıklara ilişkin bu işbirliği sürecine ilişkin düzenlemeler yer aldığı anlaşılmıştır.
Davacı ticari defterlerinin Bursa’da olması nedeni ile davacı ticari defterlerinin incelenmesi için talimat yolu ile aldırılan mali müşavir bilirkişi …’in raporunda, taraflar arasındaki Sülfürik Asit, Fosforik Asit Ve Diamonyum Fosfat Ünitelerinin Sökümü, Çıkan Atıkların Mevzuata Uygun Şekilde Geri Kazanımının/Bertarafının Sağlanması Ve Çıkan Hurdaların Satışı Sözleşmesi gereği 2015-2016 yılları arasında ticari ilişkinin var olduğu, davacının davalı banka hesaplarına farklı tarihlerde para transferi yaptığı, 23/02/2016 tarihi itibarı ile davacının davalıya cari hesap borcu kalmadığı, davacının 2016 Envanter Defterinde 31/12/2015 itibarı ile listelenen stokları arasında S. No 23, Stok Kodu 00 KDV 800, Stok Adı Toros Gübre Alınan Malzemeler, Birimi kg, Miktar 2.203.202,000, Birim Fiyat 1,000, Tutar 2.203.202,00 kaydının mevcut olduğu, taraflar arasında düzenlenen sözleşme kapsamında davacıya satımı taahhüt edilen (davacı tarafça sökümü, taşınması ve bertarafı gereken) hurda mallar ile satışı 04/12/2015 tarih tutar 105572 no.lu fatura ile yapılan (davacı tarafça teslim alınan) mallar arasında miktar farkı bulunup bulunmadığı karşılaştırmasının, ilgili fatura ve ekli listesinde hurda malların ton veya kg olarak miktarının belirtilmemiş olması nedeni ile mümkün olmadığı, dava dosyasında satışı yapılan hurda malların bir kısmının ayıplı olup olmadığına ilişkin bilirkişi raporu yer almadığından ve fatura veya satış sözleşmesinde, satışı yapılan hurda malzemelerin birim fiyatlarına ilişkin bilgi olmadığından ayıplı mal nedeni ile yapılan ödemelerin miktarının ne kadar olduğunun tespit edilemediği beyan edilmiştir.
Davalı ticari defterleri ve taraflar arasındaki sözleşme incelenerek mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık hususlarında rapor düzenlemesi için dosya sözleşmeler konusunda uzman Doç.Dr. …, Mali Müşavir … ve Makina Mühendisi Prof.Dr. …’a tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından mahkememize sunulan dosya kapsamına uygun, ayrıntılı ve açıklayıcı raporda özetle; Davalıya ait ticari defterlerde davacıya 4.567,160,60 TL tutarlı mal/hizmet satışı yapılmış ve karşılığında da aynı miktar ödeme alınmış olup cari hesapta borç/alacak bakiyesinin olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmede doğrudan somut olaya yönelik bir hüküm bulunmadığı, sözleşme hükümlerinden tarafların radyoaktif atıkları da içeren bir anlaşmaya vardıklarının anlaşılması halinde, davacının basiretli bir tacir olarak bu tür atıkların da çıkabileceğini öngörüp ona göre hareket etmesi gerektiğinin söylenebileceği aksi halde, sözleşme hükümlerinin yorumlanmasında radyoaktif maddelerin öngörülmemiş olduğu ve bu tür atıkların yapılan işin olağan işleyişi kapsamında değerlendirilemeyeceği kanaatine varılması halinde ise, davacı tarafın karma sözleşme niteliğindeki dava konusu sözleşme uyarınca satın aldığı hurdalarda ayıp olduğu ve indirim talep edilebileceği kanaatine varılabileceği, İdari Sözleşmenin 1.31 maddesi “tehlikeli atıklardan” bahsederken bu atıkların nakliyesi ve bertarafı için işbirliği yapılacak firmanın lisansının da ibraz edilmesi gerekliliğini ortaya koymakta olup bu durumda sözleşme kapsamında “tehlikeli atıklar” kavramından, lisanslı birtakım firmalar tarafından bertaraf edilebilen atıkların kastedildiğinin anlaşıldığı ancak radyoaktif atıkların bu sınırın ötesinde, sadece ilgili devlet kurumları tarafından bertaraf edilebilen nitelikteki atıklar olduğu, tarafların sözleşmede düzenlememiş olmasının hurdacılık ile ilgili olarak ilgili sektörün olağan işleyişi içerisinde değerlendirilemeyeceği ve İdari Sözleşmenin 1.31 maddesinde “tehlikeli atıklar” kavramına verilen anlam dikkate alındığında, davalı tarafın sözleşmede öngörülen edimini ayıplı ifa ettiği kanaatine varıldığı ancak radyoaktif atığın miktarı konusunda dosyada bir tespit bulunmadığı, davalı tarafın sunduğu Kantar fişlerinden net 17.420KG radyoaktif atık elde edilmiştir. Ayıplı malın sözleşme konusu edimin tamamına oranının hesaplanabilmesi için elde edilen hurdaya ilişkin verinin sunulması gerektiği beyan edilmiştir.
Taraflar arasındaki ana ve ek sözleşmelerde davacı tarafça alınan hurdalara ilişkin olarak hurdaların radyoaktif atık içermeleri ihtimalinde ne yapılacağı hususunda düzenleme yapılmadığından davacının faaliyet gösterdiği ve uzman olduğu fabrika sökümüne /hurdacılığa ilişkin ticari iş kolunda basiretli bir tacir gibi davranarak yaptığı işin niteliği gereği teklif vermeden önce gerekli keşif ve etüt çalışmalarını yapması, işi aldıktan sonra da sözleşmede tehlikeli ve tehlikesiz bütün atıkların imhası üstlenildiğinden tehlikeli atık kapsamında değerlendirilmesi gereken radyoaktif atıkların da imhasını, gerektiğinde …’nun yardımı ve gözetimi ile yerine getirmesi gerektiği kabul edilerek davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Bununla birlikte, radyoaktif atıkların sözleşmede düzenlenmemiş olması hurdacılık sektörünün olağan işleyişi içerisinde değerlendirilmeyip İdari Sözleşmenin 1.31 maddesinde tehlikeli atıklar kavramına verilen anlam dikkate alındığında davalı tarafın sözleşmede öngörülen edimini ayıplı ifa ettiği sonucuna varılsa da, davacı vekiline bilirkişi raporu doğrultusunda hurdaya ilişkin miktarı belirler belge ya da belgelerin sunulması hususunda kesin süre verilmiş, kesin süreye uyulmaması halinde bilirkişi raporunda belirtilen eksikliğe binaen inceleme yapılamayacağının kabul edilmiş sayılacağı ihtar edilmiş, davacı vekili verilen kesin süreye rağmen belirtilen belgeleri sunamamış, taraflar arasındaki sözleşme ile düzenlenmemiş olsa da radyoaktif atıkların varlığı nedeni ile davalının sözleşmede öngörülen edimini ayıplı ifa etmiş olması halinde dahi hurda miktarının belgelendirilememesi nedeni ile ayıplı edimin sözleşme konusu edimin tamamına oranlanması ve ayıplı edimin parasal karşılığının tespiti mümkün olmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal, gerektirici nedenlere göre;
Davanın reddine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 44,40 TL ilam harcının peşin yatırılan 170,78 TL harçtan mahsubu ile 126,38 TL harcın davacıya iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/12/2019

Katip …

Hakim …