Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/730 E. 2018/1384 K. 21.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/730 Esas
KARAR NO : 2018/1384

DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 02/07/2016
KARAR TARİHİ : 21/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tespit, Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; … Bankası … Şubesi’ne ait 30/04/2016 keşide tarihli, 25.000,00TL Bedelli, … nolu, keşidecisi … Tic. Ltd. Şirketi’ne ait olan çek, davacı müvekkili tarafından kaybedildiğini, söz konusu çeklerin müvekkilinin rızası dışında elinden çıkması sebebiyle ödeme yasağı talepli olarak … 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile çek iptali davası açıldığını, Mahkemece ödeme yasağı kararı verilmiş ve bu karar ilgili bankaya bildirildiğini, Banka tarafından mahkemeye verilen cevapta dava konusu çekin … Bankası A.Ş. … Şubesi tarafından bankaya ibraz edildiğinin bildirildiğini, davalılar birlikte hareket ederek iyiniyetli üçüncü şahıs konumundan yararlanmak suretiyle keşideci ve lehtar aleyhine … 3. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile … Bankası’nın icra takibinde bulunduğunu, Müvekkili ile davalı lehtar ve yetkisiz hamil arasında hiçbir ticari ilişkisi bulunmadığı gibi davalılar arasında da ticari ilişki bulunmadığını, çekte cirosu olan … Tic. Ltd. şirketi unvanlı tüzel kişi şirketine ait EK(2)’deki imza sirkülerinden de anlaşılacağı üzere çekteki imza … Tic. Ltd. şirketi yetkilisine ait olmadığını, ciro silsilesine incelendiğinde … Bankası Anonim şirketi, çeki kötü niyetli kişilerden teminat amaçlı alması nedeniyle de yetkisiz hamil olduğunu, dava konusu çekin istirdadı ile icra takibinin iptalini, müvekkilin keşidecisi …Hırd. Ltd. şirketinden sonraki haklı hamil sıfatıyla alacaklı olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava talep etmiştir.
Davalı … Bankası AŞ vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; … 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından; müvekkili Bankaya ciro yolu ile devredilen keşidecisi … Tic. Ltd. Şti. ve cirantası … Tic. Ltd. Şti olan; … – … Şubesi’ne ait, 30.04.2016 keşide tarihli, … çek numaralı, 25.000,00-TL bedelli çekin de aralarında bulunduğu bir kısım çeklere ilişkin çek iptali davası açıldığını, davaya konu işbu çekler ciro yolu ile müvekkili Bankaya devredilmiş olup, yetkili hamil müvekkili Banka olduğunu, bu kapsamda anılan davaya müdahale talebinde bulunulduğunu, müvekkili Bankanın … Şubesi ile dava dışı … Tic. Ltd. Şti. arasında kredi sözleşmeleri imzalanmış olup, mevzu kredilere ilişkin ödemelerin gerçekleştirilebilmesini teminen, … numaralı çek … Ltd. Şti. tarafından ciro edilerek müvekkili Bankaya devredildiğini, söz konusu çekin tahsil edilmek üzere ibraz edildiğinde Mahkemece ödeme yasağı kararı verildiğinin görüldüğünü ve mevzu çekin buna göre belgelendirildiğini, müvekkili Bankanın davaya konu çeklerden olan … numaralı, 30.04.2016 keşide tarihli ve 25.000-TL bedelli çekin meşru hamili olduğunu, söz konusu çekle ilgili olarak … 3. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden “kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile ilamsız” takipleri yürütülmekte olup, çek aslı … 3. İcra Müdürlüğü’nün emanet kasasında olduğunu, davacı tarafın müvekkili Bankanın kötü niyetli olduğu ve diğer davalı … Ltd. Şti. ile birlikte hareket ettiği iddiaları kabul edilemez olduğunu, bu nedenle müvekkili Bankaya ciro edilerek devredilen Keşidecisi … Ltd. Şti. ve cirantası … Ltd. Şti olan; … – … Şubesi’ne ait, 30.04.2016 keşide tarihli, … çek numaralı, 25.000,00-TL bedelli çeke ilişkin olarak borçlu davacının haksız ve kötü niyetli olarak açmış olduğu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … SAN. TİC. LTD. ŞTİ.ne dava ve birleşen dosyanın dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edilmesine rağmen asıl davaya ve birleşen davaya cevap vermemişlerdir.
Birleşen Mahkememizin 2017/618 Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; … 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasında müvekkili şirket …Tic.Ltd.Şti. adına davayı açmaları gerekirken sehven çek üzerinde adı soyadı yazılı … adına davayı açtıklarını, her iki dava arasında bağlantı bulunduğunu, bu davaların ikisinde de tarafların bir kısmı aynı olduğunu, bu iki davaların birisinde verilecek karar diğerini de etkileyeceğini, bu nedenlerden ötürü iş bu mahkeme dosyası ile … 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasının birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN: Asıl Dava çek istirdadı davası olup birleşen dava ise İİK 72 maddesi gereğince açılan menfi tespit davasıdır.
Davaya konu … 3. İcra Müdürlüğü’ nün … E. sayılı dosyası getirtilip dosya arasına konulmuştur, incelendiğinde; davalı alacaklı … Bankası AŞ tarafından borçlular …TİC.LTD.ŞTİ.ve … AMB. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. aleyhine 18/05/2016 tarihinde, 30/04/2016 keşide tarihli 25.000 TL bedelli,… seri nolu çekin tahsili talepli 25.000,00 -TL asıl alacak, 129,45 TL işlemiş faiz, 75,00-TL %0,3 komisyon, 2.500,00 TL %10 tazminat olmak üzere toplam: 27.704,45-TL’lik kambiyo senetlerine mahsus icra takibinde bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizin 17/04/2018 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince dosya, Mali Müşavir, Bankacı ve Ticaret Hukuku uzmanından oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından ibraz edilen 14/09/2018 teslim tarihli raporda özetle;a) Çekin rıza dışı elden çıktığına (çalıntı olduğuna) ilişkin bir iddianın kişisel bir def’i oluşturduğu, dolayısıyla bu yöndeki iddianın cirantaya karşı ileri sürülebilmesi için cirantanın kötünüyetli olduğunun kanıtlanması gerektiği, b) Davacı tarafından, çekin çalıntı olduğu ve bu hususun da davalı banka tarafından bilindiği, buna rağmen bile bile çekin devir alınarak tahsil için bankaya ibraz edildiği, dolayısıyla da bir kötüniyetin bulunduğu hususlarının geçerli delillerle ispat edilemediği, bu nedenle davalı bankaya karşı çekin iadesi talebinin yerinde olmadığı, c) Dava konusu çekin davacı tarafından davalılardan … Kablo’ya taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden verilmiş olduğu, davacının anılan davalıya karşı da, borçlu olması nedeniyle, çekin iadesini isteyemeyeceği, Sonuç ve kanaatinde bulunmuşlardır.
Yargılama sırasında alınan bilirkişi heyet raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi heyeti raporu mahkememizce yeterli görülüp itibar edilmiştir.
Asıl davanın davacısı …’un birleşen mahkememizin 2017/618 Esas sayılı dosyasının davacısı …TİC.LTD.ŞTİ.nin ortağı ve yetkilisi olduğu, birleşen dosyanın Davacısı …’ın ticari defterlerinde, davalı … Ltd. Şti.’ye 200.270,05 TL borçludur.
Taraflar arasında karşılık mal alış-satışı ve tahsilatlar sonrasında, davalı … şirketinin 28.12.2015 tarih itibariyle 200.270,05 TL alacaklı duruma geldiği, bu tutarın … lehine 2018 yılına devrettiği tespit edilmiştir.
Davacı … ticari defterlerinde, icra takip ve dava konusu … Şubesi, 30.04.2016 tarih ve … çek no.lu 25.000,00 TL tutarındaki çeke rastlanılmamıştır. Yani, ticari defterlerde dava konusu çekin düzenlediğine ve davalı … şirketine verildiğine ilişkin muhasebe kaydına rastlanılmamıştır.
… Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … tarihli yazısından, davalı … Ltd. Şti.’nin ortakları … ve … olduğu, yetkililerin ise müştereken imza yetkilisi … ve … olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı … Bankası vekilinin cevap dilekçesi ekinde sunduğu Çek Tevdi Bordrosu içeriğinden; Davalı … Şti., dava konusu 30/04/2016 ödeme tarihli 25.000 TL tutarındaki çeki davalı … Bankasına tesliminde, davalı … bankasınca 30.04.2016 tarihli Çek Tevdi Bordrosu düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bordro üzerinde davalı … kaşesi ve iki imza bulunmaktadır.
Davalı … Bankası A.Ş. … Şubesinin 03/05/2017 yazısı ekinde, davalı … şirketi ile düzenlenmiş 12.10.2015 tarihli Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi göndermiştir. Yazı içeriğinde de, dava konusu çekin kredi ilişkisi nedeniyle kendilerine ciro edildiğini beyan etmiştir.
Davacı şirket ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiki süresinde yapıldığı, defterlerin birbirini teyit ettiği ve defterlerin delil niteliği taşıdığı,
Birleşen dosyanın davacısı … ile davalı … arasında ticari ilişki olduğu,
Taraflar arasında karşılık mal alış-satışı ve tahsilatlar sonrasında, davalı … Kablo şirketinin 28.12.2015 tarih itibariyle 200.270,05 TL alacaklı duruma geldiği, bu tutarın … lehine 2018 yılına devrettiği,
Davacı … ticari defterlerinde, icra takip ve dava konusu … Şubesi, 30.04.2016 tarih ve … çek no.lu 25.000,00 TL tutarındaki çeke rastlanılmadığı,
Başka bir deyişle, ticari defterlerde dava konusu çekin düzenlediğine ve davalı … şirketine verildiğine ilişkin muhasebe kaydına rastlanılmadığı,
Davalı … Bankası A.Ş.’nın, davalı … şirketi ile 12/10/2015 tarihli Bankacılık Sözleşmesi düzenlediği, dava konusu çeki ciro yoluyla almış olduğu,
Dava konusu çekin düzgün ciro silsilesi ile davalı … Bankası A.Ş.’ye ulaştığı tesbit edilmiştir.
Asıl davanın davacısı …’un birleşen mahkememizin 2017/618 Esas sayılı dosyasının davacısı …TİC.LTD.ŞTİ.nin ortağı ve yetkilisi olduğu, Dava konusu çek incelendiğinde, bu çekin davacı …TİC.LTD.ŞTİ. tarafından düzenlendiği, lehtarının davalı … olduğu, davalı bankanın dava konusu çeki ciro yoluyla devraldığı görülmektedir. İlke, kambiyo senetlerinin temel ilişkiden bağımsız (soyut) olması ve borçlunun temel ilişkiden doğan defi ve savunmalarını senedi ciro ile devralan hamile karşı ileri sürememesidir. TTK. m. 687/1 hükmü, bu kuralın istisnasını “hâmilin poliçeyi (çeki) iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması” şeklinde ifade etmektedir. Diğer bir anlatımla hamil, çek kendisine ciro edilirken bu ciro sonucunda borçlunun (keşidecinin) cirantaya karşı sahip olduğu bazı savunmaları kaybedeceğinin bilincinde olmalıdır.
Hukuk Genel Kurulu vermiş olduğu bir kararında bu hususu şu şekilde dile getirmiştir: “…Basiretli bir tacirin ciro edilip imzalanmış vaziyette bir müşteri çekini bu şekilde araç içinde bırakmasının hayatın olağan akışına uygun olup olmadığı, başka bir anlatımla, inandırıcılığı üzerinde durulmamıştır. Davalı çeke ciro yoluyla hamildir. TTK.nun 599. maddesi uyarınca kötüniyetli hamil olup olmadığı, diğer bir anlatımla çekin çalıntı olduğunu bilerek eline geçirdiği hususunda da araştırma ve inceleme yapılmamıştır. O halde mahkemece bu yönler üzerinde durulup tartışılarak, yeterli araştırma ve inceleme yapıldıktan sonra, deliller hep birlikte değerlendirilip, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir ….” (HGK’nın E. 2012/19-185, K. 2012/386 sayı ve 13.06.2012 tarihli kararı).
Somut olayda olduğu gibi çekin rıza dışı elden çıktığına (çalıntı olduğuna) ilişkin bir iddia da kişisel bir def’i oluşturup bu yöndeki iddianın da cirantaya karşı ileri sürülebilmesi için cirantanın kötünüyetli olduğunun kanıtlanması gerekir. Gerçekten de, yukarıda ifade edilmiş olduğu üzere, çekte de uygulama alanı bulan TTK. m. 686/1 hükmüne göre: “ Bir poliçeyi elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa da kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde, yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar bu hususta yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse son ciroyu imzalayan kişi, poliçeyi beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır”. Davalı bankanın dava konusu çek üzerindeki hakları müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşılmaktadır. Yine çekte de uygulama alanı bulan TTK. m. 687/1 hükmüne göre: “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun”. Bu durumda, davacı tarafından, çekin çalıntı olduğunun ve bu hususun da davalı banka tarafnıdan bilindiğinin, buna rağmen bile bile çekin devir alınarak tahsil için bankaya ibraz edildiğinin, dolayısıyla da bir kötüniyetin bulunduğunun ispat edilmesi gerekir.
Bir Hukuk Genel Kurulu kararında da “… Hukuk Genel Kurulu’nda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle dava konusu çekin lehtar kısmında yazılı “Ç.. Ticaret” ibaresinin geçerli bir ticaret unvanı olup olmadığı tartışılmış ve sözkonusu ibarenin geçerli bir ticaret unvanı olmadığı, bu nedenle çekin hamiline yazılı çek olarak kabulü gerektiği, hamiline yazılı çekte de ciro imzasının sahte olmasının bir öneminin olmadığı, ciro silsilesinin görünüşte düzgün olmasının yeterli olduğu ve davalı faktoring şirketinin çeki ilgili yönetmeliğin hükümlerine uygun olarak elinde bulundurduğu anlaşıldığına göre yetkili hamil sayıldığından, davacının çekin istirdadı isteminde bulunamayacağı oyçokluğu ile kabul edilmiştir. Bu durumda mahkemece, dava konusu çekin geçerli bir ticaret unvanı emrine düzenlenmediğinden hamiline yazılı çek olduğu ve söz konusu çekte ciro silsilesinin görünüşte de olsa düzgün olduğu, davalı faktoring şirketinin usulüne uygun olarak çeki elinde bulundurmakla yetkili hamil olduğunun kabulü ile davacının çekin istirdadına yönelik davasının reddedilmiş olması; sonucu itibariyle usul ve yasaya uygun olup; bu nedenle karar onanmalıdır…” denilerek varılan sonuç teyid edilmiştir (HGK’nın 2011/19-228 E., 2011/328 K. sayı ve 08.05.2011 tarihli kararı).
Davacı tarafından, çekin çalıntı olduğu ve bu hususun da davalı banka tarafından bilindiği, buna rağmen bile bile çekin devir alınarak tahsil için bankaya ibraz edildiği, dolayısıyla da bir kötüniyetin bulunduğu hususları geçerli delillerle ispat edilememiştir. Dolayısıyla davalı bankaya karşı çekin iadesi talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Somut olayda olduğu gibi çekin çalıntı olduğuna ilişkin bir iddia da kişisel bir def’i olmakla birlikte ciro silsilesi dikkate alındığında, dava konusu çek doğrudan davacıdan davalı …’ya geçmiş olduğundan bu durumda taraflar arasındaki temel ilişkiden kaynaklanan def’ilerin (takas, mahsup vs.) ileri sürülmesi mümkündür.
Davacı tarafından her ne kadar davalılardan … ile herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığı ileri sürülmüş ise de, mali inceleme bölümünde yer alan “davacının ticari defterlerine göre, Davacı Fişsan Kablo ile davalı … arasında ticari ilişki olduğu, taraflar arasında karşılık mal alış-satışı ve tahsilatlar sonrasında, davalı … şirketinin 28.12.2015 tarih itibariyle 200.270,05 TL alacaklı duruma geldiği, bu tutarın … lehine 2018 yılına devrettiği” yönündeki tespit ile, davacının usulüne uygun tutulan ticari defterlerinin delil niteliği taşıması (HMK. m. 222) ve yine henüz tahsil edilmemiş, teminat amacıyla verilen çek ve senetlerin ticari defterlere işlenmesinin zorunlu olmaması gibi hususlar dikkate alındığında; dava konusu çekin davacı tarafından davalılardan …’ya taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden verilmiş olduğu, davacının anılan davalıya borçlu olması nedeniyle çekin iadesini isteyemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Sonuç itibariyle; Çekin rıza dışı elden çıktığına (çalıntı olduğuna) ilişkin bir iddianın kişisel bir def’i oluşturduğu, dolayısıyla bu yöndeki iddianın cirantaya karşı ileri sürülebilmesi için cirantanın kötünüyetli olduğunun kanıtlanması gerektiği, dosya kapsamına göre de bu hususun kanıtlanamadığı,
Davacı tarafından, çekin çalıntı olduğu ve bu hususun da davalı banka tarafından bilindiği, buna rağmen bile bile çekin devir alınarak tahsil için bankaya ibraz edildiği, dolayısıyla da bir kötüniyetin bulunduğu hususlarının geçerli delillerle ispat edilemediği, bu nedenle davalı bankaya karşı çekin iadesi talebinin yerinde olmadığı,
Dava konusu çekin davacı tarafından davalılardan …’ya taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden verilmiş olduğu, davacının anılan davalıya karşı da, borçlu olması nedeniyle, çekin iadesini isteyemeyeceği,
Asıl davanın davacısı …’un birleşen mahkememizin 2017/618 Esas sayılı dosyasının davacısı …TİC.LTD.ŞTİ.nin ortağı ve yetkilisi olduğu, Dava konusu çek incelendiğinde, bu çekin davacı …TİC.LTD.ŞTİ. tarafından düzenlendiği, lehtarının davalı … olduğu, davalı bankanın dava konusu çeki ciro yoluyla devraldığı görülmektedir. Davacı keşideci borçlu olup TTK’nun 818/1-c maddesinin yollaması ile TTK’nun 677. Maddesi uyarınca çek ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse diğer imzaların geçerliliğinin bundan etkilenmeyeceği düzenlenmiş olup, çeki düzenleyen keşidecinin lehtarın ciro imzasına itiraz hakkı yoktur, ciro imzasının lehtara ait olmaması anılan düzenleme karşısında imzasına itiraz etmeyen keşideci hakkında takip yapılmasına engel oluşturmaz. Bu nedenle aynı yöndeki Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nin 13/01/2015 tarih ve 2014/19364 Esas,2015/168 karar sayılı içtihadı da gözetilerek keşideci borçlunun lehtarın ciro imzasının sahte olduğunu ileri sürerek çek nedeniyle istirdat talepli asıl davanın ve borçlu olmadığının tespiti talepli birleşen davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-Asıl davanın reddine,
2-Birleşen mahkememizin 2017/618 E. Sayılı dosyasında davanın reddine,
3-a)Asıl dava yönünden, karar tarihine göre alınması gereken 35,90 TL red harcından peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70-TL harcın asıl dava davacısından tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
b)Asıl dava yönünden, Davalı … Bankası A.Ş duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin asıl dava davacısından tahsili ile bu davalıya verilmesine,
4-a) Birleşen dava yönünden, karar tarihine göre alınması gereken 35,90 TL red harcından peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50-TL harcın birleşen dava davacısından tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
b) Birleşen dava yönünden, Davalı … Bankası A.Ş duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin birleşen dava davacısından tahsili ile bu davalıya verilmesine,
5-Asıl ve birleşen davada davacıların yapmış oldukları yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6-Asıl dava davacısı ve birleşen dosyanın davacısı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
7-Karar kesinleştiğinde mahkeme kasasında bulunan belgelerin iadesine,
Dair verilen karar davacı-birleşen davanın davacı vekilinin ve davalı-birleşen dosyanın davalısı … Bankası vekilinin yüzüne karşı, davalı-birleşen dosyanın davalısı … Şirketinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 21/12/2018

Katip

Hakim