Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/711 E. 2019/385 K. 19.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/711 Esas
KARAR NO : 2019/385

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 28/06/2016
KARAR TARİHİ : 19/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkili … Sigorta A.Ş. ile … arasında 12.10.2015-12.10.2016 dönemini kapsayan … no’lu İşyerim Paket Poliçesi akdedildiğini, işbu poliçe ile müvekkili şirket tarafından, “…” adresinde bulunan işyerinin sigorta teminatı altına alındığını, 29.10.2015 tarihinde sigortalı işyerinin üst katında bulunan … Anaokulu’nda davalı şirket tarafından yapılan kombi montajının hatalı olması nedeniyle su basması meydana geldiğini, sigortalı depoya üst kattan akan sular nedeniyle depodaki ürünlerin ıslanmak veya nemlenmek suretiyle hasara uğradığını, meydana gelen su hasarı sebebiyle tespit edilen hasar miktarından sovtaj tenzili, eksik sigorta tenzili ve muafiyet miktarı düşülerek hesaplanan 173.105,42 TL hasar bedelinin 04.12.2016 tarihinde sigortalılarına ödendiğini, müvekkili şirketin, … no’lu İşyerim Paket Poliçesi kapsamında, su taşmasında zarar gören sigortalısının hasarını ödediğini, dolayısıyla TTK 1472. maddesine göre sigortalısının haklarına halef olduğunu ve rücu hakkı doğduğunu, bu sebeple davalı-borçlular aleyhine … 3. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını fakat itirazlar üzerine takibin durduğunu belirterek … 3. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkili şirketin, hasarın meydana gelmesinde hiçbir kusurunun olmadığını, 28/10/2015 tarihinde … Anaokulu-…’ın satın almış olduğu … marka kombiyi müvekkilinin çalışanları… ile …’ın değiştirmek suretiyle montajını yaptığını, müvekkili şirketin çalışanlarının alanlarında uzman ve sertifika sahibi olduklarını, çalışanların yeni bir tesisat döşemediğini, var olan kombinin yerine yeni bir kombi taktıklarını, bağlantı günü binada su kolonlarında çalışma olduğu için suların akmadığını, bu nedenle çalışanların gerekli emniyet tedbirlerini de alarak ve işyerinde bulunan kişileri de uyarmak ve gerekli bilgilendirmeleri yapmak suretiyle işlerini eksiksiz yapıp ayrıldıklarını, suların akmamasından kaynaklı olarak tüm emniyet tedbirlerinin çalışanlar tarafından alındığını, vanaların açık bırakılması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, 29/10/2016 günü saat:08:30’da sigortalının ortağı …’un işyerine geldiğinde su sızması olduğunu belirttiğini, daha sonraki aşamalarda sızmanın kombiden kaynaklı olduğunun iddia edildiğini, oysa ki 28/10/2016 günü binada su tesisatındaki sorunlardan kaynaklı olarak çalışma yapıldığını, yine aynı gün …’ye ait vidanjörün bina önünde çalışma yaptığının söylendiğini, bu çalışmanın niteliğinin de öğrenilmesinin gerektiğini, zira zarara bir önceki gün su kolonlarında yapılan çalışmanın da neden olmuş olma olasılığının ihtimal dahilinde olduğunu, nitekim binada daha önceleri de çeşitli nedenlerle su sızmalarının olduğunun söylendiğini, hasarın nedeni kombiden sızan su olsa bile müvekkili şirket çalışanları kombinin gerekli güvenlik tedbirlerini alıp teslim ettikten sonra … Anaokulunda çalışan kişiler tarafından tesisatla oynanması neticesinde zarara sebep olan sızmanın gerçekleşmiş olma olasılığının da yüksek olduğunu, zarara müvekkilinin çalışanlarından ziyade anaokulu çalışanları, bina sahipleri ile bizzat sigortalının sebep olma durumunun söz konusu olduğunu, zarara sebep olan bir kusur varsa bu kişilerle birlikte bir kusur durumunun söz konusu olduğunu, zarara sebebiyet veren diğer kişi ve sebeplerin de tespitinin gerektiğini, hasar tarihi olan 29/10/2015 gününün poliçenin 17. Günü olmakla birlikte ilgili sigortalının daha önce işyerini sigortalamadığının poliçeden anlaşıldığını, sigortadan para almak amacı ile kimi işyerlerinin muvazaalı sigortalama işlemleri yaptıklarının da bilindiğini, öte yandan su sızmasının gerçekleştiği iddia edilen … Anaokulu-…’ın da davacı şirket … Sigorta tarafından … numaralı poliçe ile sigortalandığının ekspertiz raporundan anlaşıldığını, hem zarar gören işyerinin hem de zararın sebebi olan işyerinin aynı sigorta şirketi tarafından sigortalanmış olup birbirlerine rücu durumunda her halükarda zararın sigorta şirketi tarafından karşılanacağını, zararın giderimi açısından üçüncü bir kişinin gerekliliğinin sigorta şirketi açısından zaruret olduğunu, bu aşamada müvekkili şirketin zarar giderini açısından uygun bir kurban olarak seçildiğini, zararın sebebinin kombiden sızan su olabileceği gibi binada yapılan su tesisatı çalışması, … çalışması, binada yapılması gereken yalıtımların yapılmamış olması ile başka bir nedenin olabileceğini, yine zarara neden olanların müvekkili şirket çalışanları dışında anaokulu çalışanları, bina malikleri, sigortalının kendisi ile … ya da başka kimse de olmuş olabileceğini,, bunların da kusurunun tespiti durumunda tenkis durumunun olacağının açık olduğunu, müvekkili tarafın, davacı tarafından yapılan bilirkişi ile ekspertiz raporlarını kabul etmediklerini, uzmanlık gerektiren hususlarda da bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, … Anaokulu-… tarafından … 15. Sulh Hukuk Mahkemesinin… D.İŞ. dosyasında yapılan bilirkişi incelemesinde bilirkişinin 03/11/2015 tarihinde olay mahalline gitmiş olmakla zararın sebebini tespit açısından objektif kriterleri barındırmadığını, yine varmış olduğu sonuçların tahminlerden oluştuğunu, olay tarihinden 5 gün sonra ve tahminlere dayalı yapılan bu tespitlerin hukuki değerinin olmadığını, işyeri aynı sigorta şirketi tarafından sigortalı olan işyeri sahibinin sigorta şirketinin yönlendirmesi ile bu tespiti yaptırdığı kanaatinde olduklarını, kumaş rulolarının tavandan sızan su ile ıslandığının iddia edildiğini fakat bu kumaşların ambalajlı ve düğümlü olduklarını, davacının yapmış olduğu tespitlere göre zeminde paletsiz istiflenmiş olan kumaşların zarar gördüğünü, bu hususta sigortalının gerekli tedbirleri almadığını, zira poliçede zorunlu palet şartı olup ürünlerin en az 12 cm yükseklikte paletler üzerinde muhafaza edilmesi şartının getirildiğini, sigortalının ağır kusurundan söz etmenin mümkün olduğunu, zorunlu palet şartının olası su baskını ve sızmalarına karşı getirilmiş sözleşmesel bir hüküm olduğunu, bu hükme aykırı davranan sigortalının sebep olduğu zararı müvekkilinin karşılamak durumunda olmadığını, yine ambalajlamayı usulünce yapmayan sigortalının hasardan sorumlu olduğunu, bu kumaşların fiyatına ilişkin olarak inceleme yapmak gerektiğini zira söz konusu kumaşlar sigortalıya iade edildiğine göre kullanılabilir durumda bulunduğunu, zararın tespitine ilişkin olarak bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, söz konusu zararın müvekkili çalışanlarından kaynaklı olduğuna ilişkin bir kesinlik olmadığı gibi zararın sebebi ve miktarı konusunda da bir netlik olmadığını, bu sebeple davanın haksız ve yersiz olduğunu belirterek haksız ve hukuksuz davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı taraftan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN:Dava haksız fiilden kaynaklı rücuen tazmin talepli itirazın iptali davasıdır.
Davaya konu … 3. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası getirtilip dosya arasına konulmuştur,incelendiğinde;davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 28/03/2016 tarihinde rücuen tazminat alacağından kaynaklı 173.105,42 TL TL asıl alacak, 4.780,56 TL takip öncesi faiz olmak üzere toplam: 177.885,98 TL’ lik ilamsız takipte bulunulduğu, ödeme emrinin borçluya 04/04/2016 tarihinde tebliğ olduğu, davalı borçlu şirket vekilinin 05/04/2016 tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.
Mahkememizin 21/11/2017 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince mahallinde 05/01/2018 tarihinde bir makine mühendisi, bir tekstil Mühendisi ve sigorta bilirkişisi ile beraber keşif yapılmış ve bilirkişiler tarafından ibraz edilen 13/03/2018 teslim tarihli raporda özetle;Somut olaydaki iddia, savunma, vakıa ve sunulan belgeler Mahkemenin tarafımıza tevdi ettiği görev kapsamında değerlendirildiğinde, 1. Sigortalı işyerinde 29.10.2015 tarihinde ıslanma nedeniyle oluşan toplam kumaş hasarının 208.709,66 TL olduğu, 2. Zeminde paletsiz bir şekilde bulunması nedeniyle hasarlanan kumaşlarda hasarın artmasında sigortalının %50 kusurlu olduğu, %50 sigortalı kusuru tenzil edildiğinde sigortalının zararının 200.747,29 TL olduğu, 3. Bu hasarın meydana gelmesine, … Anaokulunda meydana gelen su sızıntısının alt kattaki Tekstil firmasının bulunduğu yere suyun akarak buradaki malların ıslanmasına ve hasar görmesine nedene olduğu, … Anaokulunda meydana gelen su sızıntısının nedenin, buraya takılan yeni kombinin su dolum vanalarının açık kalması nedeniyle yüksek basınçlı şehir suyun kombi tarafından dışarıya püskürtmesi neticesinde meydana geldiği, 5. Kombi montajını yapan … Ltd. Şti. elemanlarının bu olayda, su kesintisi varken yaptıkları yeni kombi montajı sonrası kombi giriş su devrelerinin ve basınç devresinin sızdırmazlık ve basınç test ve kontrollerini yapmadan bıraktıkları için kusurlu olduğu, 6. Davacı sigorta şirketinin rücu hakkının bulunduğu yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır .
Mahkememizin 04/05/2018 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince heyete İnşaat Mühendisi bilirkişi de katılarak rapora karşı taraf vekillerinin beyan dilekçesindeki itirazlar da değerlendirilerek, meydana gelen hasardaki tarafların veya 3. Bir kişinin kusur durumları varsa, kusur oranları da tespit edilerek, kusur durumuna göre davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı , alacaklı ise miktarı yönünden dosya kapsamına göre mahallinde HMK 278/4 maddesi uyarınca yerinde inceleme yapılarak ek rapor alınması için dosya bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 17/12/2018 teslim tarihli raporda özetle; Davacı şirketin sigortalısı dava dışı şirket tarafından kiralamış oldukları deponun, davaya neden olan bölümünün ön cephede, rampa yanındaki duvar ile apartman merdiven kovası arasında, ön bahçe (kot) altında kaldığı bilinmesine rağmen, tekstil ürünleri depolamasına yönelik olarak kullanılacak olan davaya konu olan bölümde su sızıntısının, rutubetin önlenmesi yönünde gerekli tedbirlerin alınması için depoyu kiraladıkları kat malikinden talepte bulunulmaması, talebin kat maliki tarafından karşılanmaması durumunda, yapılacak hukuki işlemler doğrultusunda kira bedeline mahsup edilmek üzere kendileri tarafından da gerekli önlem ve tedbirlerin alınmaması, gerekli özen ve itinanın gösterilmemesinin neden olduğu, Meydana gelen hasarda; Davalı şirketin %60, Dava dışı anaokulu işletmesinin %20, Depo bölümünün maliki, kiralayan dava dışı kat malikinin %10 ,Davacı sigortalısı dava dışı şirketin %10 kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır.
Mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu,heyete inşaat mühendisi bilirkişide katılarak alınan ek rapor,duruşmada dinlenen tanık ifadeleri ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi ek raporundaki kusur tespite itibar edilmiştir.
Sigortacının rücu hakkı kanundan doğan bir hak olmakla birlikte, sigortacının sigortalının yerine geçerek zarardan sorumlu olan kişilere rücu edebilmesi için aşağıdaki şartlar aranmaktadır:
A.Zararın Sigorta Teminatı Kapsamında Olması Sigorta şirketinin rücu hakkının doğabilmesi için, öncelikle, tazminat ödediği kişi ile sigortacı arasında zarar konusunu kapsayan bir sigorta sözleşmesinin mevcut olması ve bu sözleşme kapsamında üçüncü kişiler tarafından zararın gerçekleştirilmiş olması gerekir. Buna göre, zarar gören ile sigortacı arasında tazminat yükümlülüğünü doğuran bir sigorta sözleşmesi yoksa veya zarar konusu olay sigorta teminatı kapsamında değilse ya da zararı doğuran olay üçüncü kişilerce değil de sigortalı tarafından kasten gerçekleştirilmişse, sigortacının tazminat ödeme yükümlülüğü doğmayacağından rücu hakkı da olmayacaktır. Buna rağmen, sigortacının zarar görenlere ödeme yapmış olması halinde, ödediği tazminat için zarar veren kişilere karşı rücu davası açması mümkün değildir.
Bu açıklamalar doğrultusunda eldeki olayda, geçerli bir sigorta poliçesi olması ve rizikonun teminat kapsamındaki rizikolardan olması ile rizikonun poliçe süresi içerisinde gerçekleşmiş olması bakımından ilk şart yerine gelmiş durumdadır.
B. Zarar Görenin Dava Hakkının Mevcut Olması,
Sigorta şirketinin rücu hakkının doğabilmesi için aranan ikinci şart, sigortalının zarar veren üçüncü kişiden tazminat isteme hakkının mevcut olmasıdır. Zira; sigortalı, sigorta konusu menfaate zarar veren kişiden tazminat isteme hakkına sahip değilse, sigorta şirketinin de üçüncü kişiden tazminat hakkı olmayacaktır.
Yukarıda yapılan irdelemeler neticesinde davalının meydana gelen su basması hadisesinde kusuru bulunmaması karşısında, dava dışı sigortalının zararını davalıdan dava ile talep etme hakkı bulunduğundan eldeki olayda bu şart da gerçekleşmiş durumdadır.
C. Sigorta Tazminatının Ödenmiş Olması,
Rücu hakkı, sigorta şirketinin zarar görene ödediği tazminata bağlı olarak sigortacıya tanınan bir haktır. Bu hakkın doğabilmesi için de, sigortacının poliçe kapsamındaki zararı sigortalısına ödemiş olması gerekir. Dolayısıyla, sigorta şirketi, henüz ödeme yapmadan rücu hakkını kazanamaz. Nitekim, Yargıtay kararlarında da, sigortacının rücu hakkını kazanabilmesi için sigortalısına ödemede bulunmuş olması şart koşulmuştur.
Dosyada ödeme belgesi fotokopisi mevcuttur.
Buna göre; ödemesi yapılan sigorta tazminatı açısından davacının rücu hakkı gerçekleşmiş durumdadır.
Dava dışı sigortalının bodrum katta bulunan tekstil ürünlerine su sızması neticesinde oluşan hasar ve zarara;
Ana yapının Sokaktan bakışa göre sağ tarafında kalan rampa ile girişi bulunan depo mahallinin rampanın sol tarafında kalan istinat duvarı ile apartman merdiven kovası arasında ve parselin ön bahçesi (kot) altında kalan yaklaşık 4,50mx8,58m ölçülerindeki net kullanım alanlı bölümün, mimari projede ana yapıya bitişik vaziyette, ana yapıdan ayrı olarak planlanmış 14,00m uzunluğunda, 5,00m eninde, 3,20m yükseklğinde betonarme nitelikli fosseptik kısmının bir bölümü olması, zemini paledyen kaplı ön bahçe üzerinde üstüne mermer kapaklar konulmuş olan, iç kısımda tavan tabliyesi üzerinde görülen paslanmış metal kapaklı kuturların, fosseptiğe ait havalandırma, tahliye, müdahale gibi menfez kapaklarına at olması, deponun bir bölümü olarak kullanılan bu bölümde zemin üzerinde birikecek suların tahliyesi içinde, yağmur suyu iniş boruları tahliyesini sağlayan rögar kapağı üzerinde, bir konutun banyo veya balkon su giderinin tahliyesini sağlayabilecek kapasitede yer sifonu bulunduğu, sifon ağzının çer, çöp gibi atıklar ile yarı kapalı durumda olmasının,
Anaokulu kombisinin değitirilmesi sırasında İSKİ tarafından yapılan kanal ve rögar temizliği için apartman temiz su ana vanasının kapatılmış olması nedeni ile su kullanımının olmadığı, yeni kombinin yanlızca montajının yapıldığı, devreye alınması için kombi yetkili servisinin gelerek kombiyi servise alacağının bilinmesine rağmen anaokulu işletmesi tarafından günlük mesainin tamamlanmasını müteakip okuldan çıkılması sırasında gerekli kontrolların yapılmaması, tedbirlerin alınmamasının;
Kombi satıcısı ve montajı gerçekleştiren satış ve mühendislik (teknik / montaj) hizmeti veren davalı şirket elemanları tarafından yanlızca kombi montajının tamamlanmış, servise alınma işleminin yapılmamış, anaokulu yetkilisine çalışır vaziyette teslim edilmemiş, kombinin yetkili servis tarafından hizmete alınacağı bilgisinin verilmiş olduğunun anlaşıldığı, ancak; kombi montajı sırasında ana yapıda su kullanımı bulunmadığı bilinmesine rağmen gerekli kontrolların yapılmadığı, tedbirlerin alınmadığının, gerekli özen ve itinanın gösterilmemesinin,
Davacı şirketin sigortalısı dava dışı şirket tarafından kiralamış oldukları deponun, davaya neden olan bölümünün ön cephede, rampa yanındaki duvar ile apartman merdiven kovası arasında, ön bahçe (kot) altında kaldığı bilinmesine rağmen, tekstil ürünleri depolamasına yönelik olarak kullanılacak olan davaya konu olan bölümde su sızıntısının, rutubetin önlenmesi yönünde gerekli tedbirlerin alınması için depoyu kiraladıkları kat malikinden talepte bulunulmaması, talebin kat maliki tarafından karşılanmaması durumunda, yapılacak hukuki işlemler doğrultusunda kira bedeline mahsup edilmek üzere kendileri tarafından da gerekli önlem ve tedbirlerin alınmaması, gerekli özen ve itinanın gösterilmemesinin neden olduğu, Meydana gelen hasarda; Davalı şirketin %60, Dava dışı anaokulu işletmesinin %20, Depo bölümünün maliki, kiralayan dava dışı kat malikinin %10, Davacı sigortalısı dava dışı şirketin %10 kusurlu olduğunun bilirkşi ek raporunda belirtildiği,
Bilirkişi raporunda davacının sigortalısının 29.10.2015 tarihinde ıslanma nedeniyle oluşan toplam kumaş hasarının 208.709,66 TL olduğu belirtilmiş ise davacı tarafından sigortalısına 173.105,42 TL. Ödeme yapılıp icra takibinde asıl alacak miktarının 173.105,42 TL. Olduğundan taleple bağlılık ilkesi gereği sigortalıya yapılan 173.105,42 TL. Ödemenin davalının % 60 oranındaki kusur durumuna göre 103.863,252 TL. Sinden sorumlu olduğu, Davacı takip talebinde asıl alacak yanında işlemiş faiz talebinde de bulunmuş olmakla birlikte, dosyada temerrüt ihbarına da rastlanmadığından ve davacı takipten önce davalıyı temerrüde düşürmediğinden takip tarihine kadar işlemiş faiz şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından; Davanın Kısmen Kabulüne, davalının … 3 İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin; 103.863,252 TL asıl alacak yönünden devamına, fazlaya ilişkin asıl alacak ve işlemiş faiz talebinin reddine, Alacağın varlığının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden ve şartları oluşmadığından davacının tazminat talebinin reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın Kısmen Kabulüne, davalının … 3 İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin; 103.863,252 TL asıl alacak yönünden devamına, fazlaya ilişkin asıl alacak ve işlemiş faiz talebinin reddine,
2-Alacağın varlığının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden ve şartları oluşmadığından davacının tazminat talebinin reddine,
3-Karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince hesaplanan 7.094,89 TL harçtan peşin alınan 2.135,09 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.959,80 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 2.135,09 TL peşin harç masrafının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar yönünden hesaplanan 11.059,06 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ret edilen miktar yönünden hesaplanan 8.406,64 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacının yapmış olduğu toplam: 2.862,80 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 1.678,88 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, geri kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalının yapmış olduğu toplam 140,00 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 57,89 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, geri kalan miktarın davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı.19/04/2019

Katip

Hakim

MASRAF BEYANI
29,20 TL Başvuru Harç Masrafı
253,80 TL Keşif Harcı
2.400,00 TL Bilirkişi Ücreti
179,80 TL tebligat ve müzekkere gideri
TOPLAM : 2.862,80 TL