Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/600 E. 2018/625 K. 14.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/600 Esas
KARAR NO : 2018/625

DAVA : İstirdat (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/06/2016
KARAR TARİHİ : 14/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı elektrik şirketi arasındaki abonelik sözleşmesi ile müvekkilinin elektrik hizmeti aldığını, davacı müvekkili tarafından ödenen elektrik faturalarında yer alan “kayıp kaçak, dağıtım bedeli, perakende satış hizmeti bedeli, PSH sayaç okuma bedeli, iletim sistemi kullanımı bedeli, TRT payı bedeli ve enerji fonu’nun ve bunlara ilişkin KDV bedelleri vs” isimleri adı altında tahsil edilen tutarların haksız olarak tahsil edildiğini, bu bedellerin abonelere yansıtılmasının haksız olduğunun Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararlarıyla kabul edilmiş olduğunu ileri sürerek HMK md.107 uyarınca, toplanacak delillere göre fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalı kurum tarafından haksız ve hukuka aykırı şekilde kayıp kaçak bedeli, Psh bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli ve sayaç okuma bedeli adı altında 01.01.2014-31.05.2016 tarihleri arasında müvekkilinden tahsil edilen alacak kalemler için şimdilik 5.000.00-TL’nin tahsilat tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davacıya iadesinekarar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili 25.04.2015 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Yargı yolu, zamanaşımı, belirsiz alacak davası, husumet itirazları bulunduğunu, elektrik faturalarında yer alan bir takım kalemlerin haksız olmadığını, kayıp kaçak tahakkukunun kaçak enerji kullanımından dolayı faturada yer alan bir bedel olmadığını, bu bedelin elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp-kaçak hedef oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedel olduğunu, söz konusu kayıp kaçak bedelinin EPDK kararı doğrultusunda alındığını, dava dilekçesi ekinde sunulan YHGK kararında karşı oy görüşlerinin de mevcut olduğunu, bu kararın karar düzeltme sürecinde olması nedeniyle kesinleşmiş olmadığını, bu nedenle emsal olarak alınamayacağını, davacının ihtirazi kayıt öne sürmeden ödeme yaptığını ve bu bedelin geri istenemeyeceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Abonelik sözleşmesi, fatura örnekleri, ödeme belgeleri.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, davacıdan tahsil edilen kayıp kaçak bedeli perakende satış hizmeti bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli ve bu kalemlerden kesilen bedellere tahakkuk ettirilen KDV bedellerinin tutarların davalıdan istirdatı istemine ilişkin belirsiz alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının kayıp kaçak bedeli perakende satış hizmeti bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli ve bu kalemlerden kesilen bedellere tahakkuk ettirilen KDV bedellerinin istirdadına ilişkin talebinin yerinde olup olmadığı, davaya bakmaya adli yargı mahkemelerinin görevli olup olmadığı, dava konusu yapılan alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, belirsiz alacak davası ve husumet itirazlarının yerinde olup olmadığı hususlarındadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın özel hukuk sözleşmesinden kaynaklanması sebebiyle yargı yolu bakımından görev itirazının, BK 146 maddesi gereğince zamanaşımı süresi 10 yıl olduğundan zamanaşımı definin, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin davacıdan beklenemeyeceği dikkate alınarak HMK 107/1. fıkrası gereğince davanın belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün olduğundan bu husustaki itirazın ve davalının tahakkuk ve tahsil ettiği bedellerin varlığı karşısında davalı sıfatı bulunduğundan husumet itirazının reddine karar verilmiştir.
17/06/2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 Sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile, “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda, tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti iletim ve kayıp kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK nın Kanundaki yetkileri genişletilerek yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
6719 Sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici madde 19 ” Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, Geçici madde 20 ” Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Dava açıldıktan sonra yayınlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6719 Sayılı Kanun ile getirilen değişiklikler birlikte değerlendirildiğinde, EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu bedeller ile ilgili olarak açılan (ve halen derdest olan) davalar, (açıklanan yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesi ile birlikte) konusuz kaldığından konusuz kalan davanın esası hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, dava açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre davacının dava açmakta haklı olduğu ve davaya konu bedelleri tahsil eden davalının davanın açılmasına sebebiyet verdiği kabul edilerek davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilerek yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline ( Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/20106, 2017/9319 sayılı, 07/06/2017 tarihli kararı aynı yöndedir) karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Dava konusuz kaldığından esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 35,90 TL ilam harcının peşin yatırılan 85,39 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 56,19 TL harcın davacıya iade edilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 2.180 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvuru harcı, 35,90 TL karar ilam harcı, 118,50 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 183,60 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avanslarının taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/05/2018

Katip …

Hakim …