Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/524 E. 2023/60 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/524 Esas
KARAR NO : 2023/60

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayalı Rücuen )
DAVA TARİHİ : 25/08/2011
KARAR TARİHİ : 25/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayalı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı … Sanayi’ne ait araçların … plakalı araç ile …’dan …’e taşınmakta iken 28/12/2010 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde hasarlandığını, davalılardan … ile davalı …’in taşıyıcı sıfatına haiz olduğunu, bu nedenle meydana gelen hasardan TTK’nın 781. maddesi hükümleri gereğince sorumlu olduğunu, sigortalıya ait emtiaların taşınmakta olduğu araç sürücüsü …’un sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalı …’nun kullandığı … plakalı araca arkadan çarptığını, meydana gelen kazada her iki araç sürücüsünün de kusurlu olduğunu, müvekkili şirkete sigortalı …’ye ait araçların meydana gelen kazada hasar görmüş olmaları sebebiyle fiili ithalatlarının yapılamadığını ve araçların gümrüğe terk edildiğini, müvekkilinin 160.633,20 TL hasar bedelini sigortalısına ödeyerek zarar ve sorumlularına kusur oranlarına isabet eden meblalarda rücu ettiğini, davalılardan … ile davalı …’in araç sürücüsünün %75 kusur oranına isabet eden 120.474,91 TL’nin müvekkili şirkete ödenmesinin talep edildiğini ancak bu şirketler tarafından sadece 53.851,70 TL ödeme yapıldığını, bakiye 66.623,21 TL’nin ödenmediğini, davalılardan …’nun kazaya karışan … plakalı aracın maliki olduğunu, araç sürücüsünün %25 kusuruna isabet eden 40.158,30 TL’nin müvekkili şirkete ödenmesi için rücu edildiğini ancak bu davalının sigorta şirketi olan … Sigorta A.Ş.’den 17.500 TL tahsil edildiğini, davalılardan … Sigorta A.Ş.’nin … plakalı aracın ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı olduğunu, bakiye 22.658,30 TL’nin davalı … ve … Sigorta A.Ş.’den talep edilmesine rağmen ödenmediğini, müvekkilinin sigortalısının zararını karşılayarak TTK’nın 1301. maddesi hükmü gereğince onun haklarına halef olduğunu ileri sürerek 89.281,51 TL toplam alacaklarının 66.623,21 TL’sinin davalılar … ile davalı …’den 22.658,30 TL’sinin ise davalılar … Sigorta A.Ş. ve …’ndan ödeme tarihi olan 21/02/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sigortacısı tarafından ve müvekkilinden talep edilen 24.034,50 Euro’nun 09/05/2011 tarihinde davacı sigorta şirketine ödendiğini, araçlardaki fiziki hasarın ise 32.546 Euro olduğunu, müvekkili şirketin kusur oranına isabet eden miktarın 24.034 Euro olduğunu ve bunun da ödendiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsünün meydana gelen kazada bir kusurunun bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirkete sigortalı araçların …’dan …’e taşınması işinin müvekkili tarafından üstlenildiğini, taşıma işleminin …’a ait tırla gerçekleştirilirken bu aracın davalı …’na ait … plakalı araca arkadan çarpması sonucu meydana gelen kazada taşınan araçların hasarlandığını, davacı tarafça müvekkili şirket ile davalı …’ın her ikisinin taşıyıcı sıfatına haiz olmaları sebebi ile TTK’nın 787/1. maddesi uyarınca davanın bu iki taşıyıcıdan birine hasredilmesi gerektiğini çünkü taşınan malın hasara uğraması nedeniyle açılacak tazminat davasının ya asıl taşıyıcıya yada alt taşıyıcıya karşı açılması gerektiğini, eşyaların CMR kapsamında olduğundan taşıyıcıların sorumluluğunu bu sözleşme hükümlerinden kaynaklandığını dolayısıyla her iki taşıyıcıya karşı birlikte dava açılmasının mümkün olmadığını, müvekkiline ait araç sürücüsünün %25 oranındaki kusur oranını kabul etmediklerini, dava dışı … tarafından davacı sigortaya yazılan 29/12/2010 tarihli yazıda bile tahmini hasarın 36.000 Euro denilmesine rağmen davacı tarafça sigorta ettirene kaza yapan araçta bulunan 8 aracın tamamının fatura bedelinin ödendiğini, davacıya diğer davalı sigorta şirketi tarafından 53.851,70 TL ödeme yapıldığını, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra zarar miktarının 770,17 TL olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafından açılan dava rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizin 2011/478 E sayılı dosyasından 2014/79 karar numarası ile 19/03/2014 tarihinde verilen ” Davacının davasının kısmen kabulü ile tahsilde tekerrür olmamak şartıyla 770,17 TL’nin davalılar … ile davalı …’ten ödeme tarihi olan 21/02/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte, 707,29 TL’nin ise davalı … açısından ödeme tarihi olan 21/02/2011 tarihinden, davalı sigorta şirketi açısından ise dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine…” ilişkin kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/19161 Esas – 2015/2850 Karar sayılı 03/03/2015 tarihli kararı ile “…. Dava, CMR hükümlerine tabi taşıma esnasında sigortalı araçları taşıyan taşıtın başka bir taşıta çarpması nedeniyle taşıyıcılar ile kazaya karışan taşıtın işleteni ve sigortacısı aleyhine açılan rücuen tazminat davası olup, mahkemece alınan bilirkişi raporu kapsamında davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Buna göre, alınan bilirkişi raporunda taşınan araçlarda toplam 72.829,16 TL fiziki hasar oluştuğu bildirilmekle, mahkemece de gerçek hasar 72.829,16 TL olarak kabul edilerek ödenen kısımların tenzilinden sonra kalan bakiye kısma hükmedilmiştir. Ancak, davacı trafik kazasının 28.12.2010 tarihinde meydana geldiğini, araçlardan ikisinin tamamen pert total olduğunu, beş aracın hasarlı bulunduğunu ve 1 aracın da sağlam olduğunu fakat 01.01.2011 tarihi itibariyle karbon salımıyla ilgili Avrupa standartlarının değişmesi nedeniyle araçların ithalinin yapılamadığını ve bu araçların gümrüğe terk edilmek zorunda kalındığını ve bu suretle araçlar için ödenen toplam bedel kadar zarara uğranıldığını iddia etmektedir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda, araçların ithalinin yapılamaması ile davalının eylemleri arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı, davacının kazadan sonra karbon salımına ilişkin standartlarda değişiklik olduğu 01.01.2011 tarihine kadar bu arabaların ithalini sağlayıp sağlayamayacağı hususları üzerinde durulmamış ve mahkemece de bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda, davalılardan bir kısmının taşıyıcı olmaları sebebiyle sorumluluklarının CMR hükümlerine tabi olduğu, bir kısmının ise çarpılan taşıtın işleteni ve ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı olduğu ve sorumluluklarının 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Borçlar Kanunu hükümlerine tabi bulunduğu gözetilmek suretiyle içinde ithalat konusunda uzman bir gümrükçü bilirkişi, taşıma konusunda uzman bilirkişi ve ayrıca makine mühendisi bilirkişinin de bulunduğu yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak davacı sigortalısının gerçek zararının hesaplanması ve bu kapsamda hasıl olacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, bu konularda değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş…” ifadelerine yer vererek mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma ilamı doğrultusunda İTÜ Trafik Kürsüsü Öğretim Üyesi …, Gümrük Uzmanı … ve Taşıma Hukuku ve Sigorta Uzmanı …’dan bilirkişi raporu aldırılmış, bilirkişilerce düzenlenen 15/02/2017 tarihli raporda, olayda … plakalı tır sürücüsü …’un % 75 oranında asli kusurlu, … plakalı kamyonun dava dışı sürücüsü …’nun ise % 25 oranında tali kusurlu olduğu, kaza sonucu henüz gümrük işlemleri yapılmamış 8 adet … marka otomobilin hasar gördüğü, ekspertiz raporundaki hasar miktarına katıldıkları, buna göre araçların gümrüğe terk edilmeleri halinde 160.633,21 TL, onarılmaları halinde 72.829,16 TL tutarında hasarın kadri marufunda bulunduğu, Gümrük Mevzuatı yönünden yapılan incelemede, … şirketi tarafından araçların gümrüğe terk edildikleri, dava konusu kazadan sonra özellikle 2010 model araçların … Karbon emisyon standardında bulunduğundan ve 8.12.2010 tarihli kazada hasar gören bu araçların 2011 emisyon hacminin standart Euro V olarak revize edildiğinden karbon salınım standart dışı kalacağından ithalatının söz konusu olmadığı, dolayısıyla araçların gerek emisyon oranları hasarlanması nedeniyle TSE standartlarına uymayacağından ithalatına izin verilmeyeceği, gerek araçların hasarlanması gerekse karbon emisyon oranı standardının değişmesi karşısında araçların gümrüğe terk edilmesinin olağan, haklı ve yerinde bir davranış olduğu, bu durumun kazayla doğrudan illiyet bağının olduğu, kazada kusurlu olan davalıların meydana gelen zarardan sorumlu oldukları, dosya kapsamına göre yapılan değerlendirme sonucunda …tarihli … no.lu Gümrük Kanununun 3. Bölüm 177. Maddesinin amir hükmü Tasfiye edilecek eşyaya ilişkin işlemler bahsedilen 2. Ayırım 164. Maddesinde serbest dolaşımda olmayan eşyanın hazineye hiçbir masraf getirmeyecek şekilde gümrük idaresine imhası veya terk edilmesinin mümkün olduğu, dolayısıyla mükellef tarafından hasarlı araçların dava konusu kazada hasar görmesi ve özellikle 2010 model … tipi araçların karbon emisyon standardında bulunduğundan ve 28.12.2019 tarihli kazaya uğrayan araçların 2011 yılı emisyon oranı standardı Euro V olarak revize edildiğinden karbon salınım standardı dışı kalacağından TSE emisyon hacmi standardı Euro V olarak revize edildiğinden uygunluk yazısı alınamayacağı nedeniyle eşyaların ithalatı söz konusu olmayacağından gümrüğe terk maksadıyla yapılan müracaat edilmesi ve müracaatın kabul edilerek idare tarafından araçların gümrüklü sahaya alınmasının olağan olduğu, hasara uğramış araçların iade edilmelerinin otomotiv ithalat sektörünün ithalatın olağan akışında mümkün ve ekonomik olup olmadığı konusunda yapılan değerlendirmede, ekonomik olmayacağı, ayrıca gümrüğe terk edilen araçların satışından ithalatçı şirketin bir gelir elde edemeyeceği, bu nedenle ithalatçının zararının emtianın tam hasara uğramasına göre hesaplanması gerektiği, Sonuç olarak araçların gümrüğe terk edilmesine ilişkin bir belge olmadığı, hasarlı araçların özellikle Euro 5 standardına göre ithal edilemeyeceği, gümrüğe terk edilmeleri gerektiği, kaza ile araçların gümrüğe terk edilmesi arasında illiyet bağının olduğu, gümrüğe terk edilen araçların tam hasarlı kabul edilmesi gerektiği, hasarın taşıyıcının sorumluluğunu gerektiren CMR Md.17/2-4 bentlerinde sayılan hallerden birinden kaynaklanmadığı, CMR Md.17 uyarınca taşıyıcıların meydana gelen zararın tamamından sorumlu oldukları, % 10 umulan kardan sigortacının sorumlu olmadığı, hasarın hasar ağırlığının beher kg’ı için 8,33 SDR karşılığı TL meblağını geçemeyeceği, yapılan hesaplamaya göre araçların tespit edilen toplam hasar miktarlarının, araçların gümrüğe terk edilmelerinin haklı ve yerinde kabul edilmekle 160.633,21 TL kadri marufunda olduğu, bunun % 75’inden taşıyıcıların sorumlu olduğu, buna göre 60.629,26 TL olduğu, KTK ve BK gereğince davalı … plakalı aracın işleteni …’nun ve İMMS sigortacısı … Sigorta’nın sorumlu olduğu hasar miktarının umulan kar dahil hasar tutarının % 25’i olan 40.158,30 TL olduğu, yapılan ödemeler düşüldüğünde bakiye zararın 22.658,30 TL olduğu, … Sigortanın teminat limitinin 25.000,00 TL olması nedeniyle tamamının … Sigortanın teminatında kaldığı, davalı İMMS sigortacısı … Sigortanın dava tarihinden itibaren … plakalı aracın işleteni davalı …’nun ise haksız fiil tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olduğu, hasarlı araçların gümrüğe terk işleminde kaza sonrasında hasarlanması öncelik arz edeceği ve gümrük idaresinin de terk işlemi için yeterli görerek işlem yapacağı, … marka araçların karbon emisyonuyla ilgili olarak 3 günde uygunluk yazısı alınıp alınmayacağı ile ilgili olarak makine mühendisinin heyete dahil edilmesi gerektiği, araçların ithalinin yapılamamasıyla oluşan zarar ile davalıların eylemleri arasında illiyet bağı olduğu, dava konusu taşıma işinde davalı … şirketinin üst taşıyıcı /akdi taşıyıcı, davalı … şirketin ise fiili taşıyıcı / alt taşıyıcı olduğu, her iki şirketin de zarardan sorumlu oldukları, hasarın CMR hükümlerine göre hesaplanması gerektiği, % 10 umulan kardan davalı taşıyıcıların sorumlu olmadıkları, toplam hasarın 160.633,21 TL olduğu, % 75’inin taşıyıcıların sorumluluğunda olduğu, araçların değerinin 71.784,00 Euro’dan % 75 kusur oranına göre 53.838,00 Euro’dan 24.034,50 Euro düşüldükten sonra 29.803,50 Euro olduğu, 1 Euro’nun 2,0343 TL olduğu, 29.803,50 x 2,0343 = 60.629,26 TL olduğu, diğer davalının % 25 kusura göre sorumluluğunun 40.158,30 TL’den 17.500,00 TL düşüldükten sonra bakiye 22.658,00 TL olduğu belirtilmiştir.
Davalı … vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinin 1 no.lu bendinde, alınan raporda 15. Sayfada 3. Maddede illiyet bağının mevcut olduğu sonucuna varılırken yine bu hususun (28.12.2019-01.01.2011 arasında ithalat belgelerinin tamamlanması) açıklığa kavuşturulmadığını, çünkü Euro5 emisyon standardının hangi tarihte yürürlüğe girdiğinin tespit edilmediğini, (buna ilişkin mevzuattan söz edilmediğini, 01.01.2011 tarihinde yürürlüğe girmişse kalan 2-3 gün içinde ithalat işlemlerinin yapılıp yapılamayacağı hususunda değerlendirme yapılmadığını, yaptıkları araştırmaya göre Euro5 standardının 2010 yılında yürürlüğe girdiği yönünde bilgilere ulaşıldığını, dosyadaki ekspertiz raporunun 4. Sayfasında konuyla ilgili başka araç ithalatçılarıyla görüşüldüğünün ve durumun teyit edildiğinin belirtildiğini, bilirkişi raporunda bazı eksiklikler olduğunu belirtmiş ve Yargıtay bozma ilamında belirtildiği şekilde illiyet bağının mevcudiyeti konusunda ek rapor alınmasına karar verilmesini istemiştir. Bilirkişi heyetine Makine Mühendisi … da eklenerek belirtilen konuda değerlendirme yapılarak ek rapor düzenlenmesi istenmiş olup aldırılan 06/09/2019 tarihli raporda, Euro5 karbon salınımı standardının ülkemizde hangi tarihte uygulanmaya başladığı, dolayısıyla 28.12.2010 tarihinde meydana gelen kaza ile 01.01.2011 tarihi arasındaki 3 günlük sürede araçların ithalat belge aşağıdaki sunulduğu üzere Euro5 karbon emisyon standardı ülkemizde 21.04.2009 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Hafif Yolcu Ve Ticari Araçlardan Çıkan Emisyonlar (euro5 Ve Euro6) Bakımından Ve Araç Tamir Ve Bakım Bilgilerine Erişim Konusunda Motorlu Araçların Tip Onayına İlişkin Yönetmelik başlıklı yönetmelikte “…01.01.2011 tarihine kadar ithal edilerek gümrüklere gelmiş olan tam veya tamamlanmamış araçlar ile yurt içinde imal edilmiş olan tam veya tamamlanmamış araçlar bu hükmün kapsamı dışındadır…” denildiği, dolayısıyla dava konusu araçların hasar görmemesi halinde 01.01.2011 tarihinden önce yurt içine ithalatına yasal bir engel olmadığının anlaşıldığı, ancak dava konusu trafik kazası 28.12.2010 tarihinde meydana gelmiş olup kalan 3 gün içinde araçların ithalat işlemlerinin tamamlanıp tamamlanamayacağı konusunda yapılan araştırmada, araçlardaki hasarı tespit eden ekspertiz raporunun dahi 31.01.2011 tarihinde tamamlanabildiği, dolayısıyla kalan 3 günde araçların ithal edilmesinin teknik olarak mümkün olmadığının tespit edildiği, bu nedenle yapılan hasar değerlendirmelerinin yasal mevzuata uygun olduğu, sonuç olarak dava konusu araçların 01.01.2011 tarihine kadar ithalatına yasal bir engelin olmadığı, araçların 28.12.2010 tarihinde meydana gelen trafik kazasından sonra 01.01.2011 tarihine kadar kalan 3 gün içinde ithalat işlemlerinin tamamlanmasının teknik açıdan mümkün olmadığı belirtilmiştir.
Davacı vekilinin 02/10/2020, davalı … vekilinin 23/12/2020 tarihli dilekçeleri ile ileri sürdükleri itirazlar ve dosya kaspamı incelenerek kusur durumu ve davalıların somut zarar miktarlarını belirtir şekilde gerekli olduğu takdirde terditli olarak ek rapor düzenlenmesi istenmiştir. Taşıma Hukuku ve Sigorta Uzmanı …’ın katılımı ile hazırlanan, dosya kapsamına uygun, bozma nedenlerini karşılayıcı, dosyadaki diğer raporlarla da örtüşen ve bütünlük arz eden, denetime elverişli olup hükme esas alınan 06/11/2022 tarihli bilirkişi raporu şu şekildedir:
“… Davacı şirkete … no.lu Nakliyat Sigorta Poliçesi ile sigortalı … A.Ş.ye ait araçlar … çekici plakalı TIR aracıyla …’dan …’e taşınırken bu aracın 28.12.2010 tarihinde Edirne İstanbul otoyolunda dava dışı … sürücüsü olduğu ve arıza nedeniyle emniyet şeridi (banket) içine alınmış olan … plakalı kamyona sol arka kısmından çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir.
Olaya ilişkin olarak düzenlenen Trafik Kazası Tespit Tutanağında, taşıma yapan … plakalı TIR’ın sürücüsü …’un 2918 sayılı KTKnın 84.maddesinde belirtilen asli kusurlardan Arkadan Çarpma kusurunu işlediğinden asli kusurlu olduğu, sürücü …’nun ise … plakalı aracıyla banket içinde arızalı olarak beklediği sırada arkasından gelen sürücüleri uyarmak için gerekli işaretlemeleri yapmadığından tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Tutanağa göre yol 3 şeritli ve tek yönlü olup kaza anında vakit alacakaranlıktır. Sürücü … yönetimindeki … plakalı TIR’ı ile seyrederken kısmen sağ şeride taşmış halde bankette park halindeki araca çarpmamak için sola doğru yönelip kazayı önlemesi gerekirken yağmurlu havada görüş mesafesinin kısa olduğu şartlarda hızlı ve dikkatsiz seyrettiğinden ve bankette park halinde olan araca çarptığından % 75 oranında asli kusurlu bulunmuştur.
Sürücü … ise, büyük kısmı bankette ve kısmen sağ şeride taşmış halde park halindeki … plakalı kamyonunun arkasına gerekli uyarı işaretlemelerini yapmadığından olayın meydana gelmesinde % 25 oranında tali kusurlu bulunmuştur.
Olayda henüz gümrük işlemleri yapılmamış ve dolayısıyla Türkiye sınırları içinde satılması mümkün olmayan 8 adet … tipi otomobil değişik derecelerde hasara uğramıştır. Dosyada hasarlı araç fotoğraflarının fotokopileri mevcuttur.
Araçlardaki hasar miktarına ilişkin olarak … Ltd. Şti. tarafından düzenlenen rapora göre araçların gümrüğe terk edilmeleri durumunda ve hasarlarının giderilmesi (onarılması) ihtimaline göre terditli hesaplama yapılmıştır.
Anılan sigorta ekspertiz raporunda belirtilen hasar meblağlarının dosyada bulunan belgelere, fotoğraflara ve faturalara uygun olduğu, yine ithalat işlemlerinin yapılmaması ihtimalinde kabul edilen mevzuata uygun olduğu kanaatine varılmaktadır. Buna göre araçların gümrüğe terk edilmeleri halinde 160.633,21 TLlik ve onarılmaları halinde ise 72.829,16 TLlik hasar oluşması mümkündür.
1.Ek raporda açıklandığı üzere dava konusu araçların hasar görmemesi halinde 01.01.2011 tarihinden önce yurt içine ithalatına yasal bir engel olmadığı anlaşılmaktadır. Ancak dava konusu trafik kazası 28.12.2010 tarihinde meydana gelmiş olup kalan 3 gün içinde araçların ithalat işlemlerinin tamamlanıp tamamlanamayacağı konusunda yapılan araştırmada, 1. Kök raporda da açıklandığı üzere araçlardaki hasarı tespit eden ekspertiz raporunun dahi 31.01.2011 tarihinde tamamlanabildiği, dolayısıyla kalan 3 günde araçların ithal edilmesinin teknik olarak mümkün olmadığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla araçların gümrüğe terk edilmelerinde zorunluluk mevcut olup araçtaki hasar ise bu durumda 160.633,21 TL olarak tespit edilmektedir.
Davalı … ait … plakalı aracın … Sigorta A.Ş. tarafından İMMS içeren Kara Taşıtları Paket Sigorta Poliçesi (Kasko) ile, dava dışı … Sigorta A.Ş. tarafından ise araç başına 17.500,00 TL teminat limitli … no.lu KTK ZMSS poliçesiyle sigortalı olduğu anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde de belirtildiği üzere dava dışı … Sigorta A.Ş. tarafından davacı şirkete ZMSS poliçesi kapsamında teminat limitinin tamamı olan 17.500,00 TL ödenmiştir.
Kaza sonucu oluşan hasar miktarı 160.633,21 TL olduğundan, % 25 kusur oranına karşı gelen miktar 40.158,30 TLdir. Dava dışı … Sigorta A.Ş. tarafından ödenmiş olan 17.500,00 TLnin düşülmesiyle davacı şirketin davalılardan … Sigorta A.Ş.den talep edebileceği meblağ: 40.158,30 17.500,00 = 22.658,30 TLdir.
Dosya içeriğinden görüldüğü üzere CMR Konvansiyonu Md.34e göre “Tek bir mukaveleyle düzenlenen taşıma, karayolu taşımacıları tarafından ortaklaşa yapıldığında, tüm taşımanın yapılmasından her biri sorumludur. İkinci taşımacı ile onu takip eden taşımacılar, malları ve sevk mektubunu kabul etmiş olmaları dolayısıyla ve sevk mektubundaki koşullar altında anlaşmaya katılmış olurlar” hükmüne göre asıl taşıyıcı … ve alt taşıyıcı …şirketleri kusur oranına göre hasarın % 75ine karşı gelen meblağdan sorumludur.
Davalı …. şirketinin sigortacısı … şirketi davacı şirketin … bankasındaki hesabına 19.05.2011 tarihinde 24.034,50 Euro göndermiştir. Ancak toplam hasar miktarı 160.633,21 TL (78.962,40 EURO) olduğundan, bu taraftan talep edilebilecek bakiye meblağ: 78.962,40 x % 75 = 59.221,80 59.221,80 – 24.034,50 = 35.187,30 Eurodur. Bunun TL karşılığı ise 71.581,52 TLdir… ”
Dava konusu 28.12.2010 tarihli kazanın meydana gelişinde davacı şirkete sigortalı araçların yüklü olduğu … plakalı TIR’ın sürücüsü …’un % 75 oranında asli kusurlu olduğu, davalı …’nun maliki olduğu ve davalı … Sigorta A.Ş.’ye İMMS sigortalı … plakalı kamyonun sürücüsü …’nun % 25 oranında tali kusurlu olduğu, dava konusu araçların hasar görmemesi halinde 01.01.2011 tarihinden önce yurt içine ithalatına yasal bir engel olmadığı dolayısıyla araçların ithalinin yapılamaması ile davalının eylemleri arasında illiyet bağı bulunduğu, araçların 28.12.2010 tarihinde meydana gelen trafik kazasından sonra 01.01.2011 tarihine kadar kalan 3 gün içinde ithalat işlemlerinin tamamlanmasının teknik açıdan mümkün olmadığı, araçların gümrüğe terk edilmelerinde zorunluluk mevcut olduğu, kaza sonucu hasara uğrayan emtiadaki hasar tutarının 160.633,21 TL (78.962,40 Euro) olduğu, kusur ve hasar durumuna göre davacının davalılardan … şirketinden önceden tahsil ettiği miktar dikkate alındığında bakiye talep edebileceği meblağın 71.581,52 TL olduğu, CMR Konvansiyonu Md.34e göre “Tek bir mukaveleyle düzenlenen taşıma, karayolu taşımacıları tarafından ortaklaşa yapıldığında, tüm taşımanın yapılmasından her biri sorumludur. İkinci taşımacı ile onu takip eden taşımacılar, malları ve sevk mektubunu kabul etmiş olmaları dolayısıyla ve sevk mektubundaki koşullar altında anlaşmaya katılmış olurlar” hükmüne göre asıl taşıyıcı … ve alt taşıyıcı … şirketlerinin kusur oranına göre hasarın % 75ine karşı gelen meblağdan müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, … plakalı aracın İMMS poliçesini düzenleyen davalı … Sigorta A.Ş.den de davadan önce tahsil edilen 17.500,00 TL’nin düşülmesiyle bakiye 22.658,30 TLyi talep edebileceği, davalı …’nun da sigorta şirketi ile müştereken ve müteselsilen sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmış, davalılar … ve … Şirketleri hakkında açılan davanın kabulü ile taleple bağlı kalınarak 66.623,21 TL’nin davalılar … ve … Şirketlerinden 21/02/2022 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalılar Sigorta Şirketi ve … hakkında açılan davanın kabulü ile 22.658,30 TL’nin Sigorta Şirketi ve …’dan, davalı … yönünden kaza tarihi olan 28/12/2010 tarihinden itibaren işleyen, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyen avans faizi (olayın haksız fiil niteliği yanında hasarlanan araçların ticari niteliği nedeniyle) ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal, gerektirici nedenlere göre;
1-Davalılar … ve … Şirketleri hakkında açılan davanın kabulü ile 66.623,21 TL’nin davalılar … ve … Şirketlerinden 21/02/2022 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davalılar Sigorta Şirketi ve … hakkında açılan davanın kabulü ile 22.658,30 TL’nin Sigorta Şirketi ve …’dan, davalı … yönünden kaza tarihi olan 28/12/2010 tarihinden itibaren işleyen, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanununca alınması gerekli 6.098,82 TL ilam harcından peşin yatırılan 1.325,85 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.772,97 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak (Davalılar Sigorta Şirketi ve … yönünden 1.547,78 TL, Davalılar … ve … Şirketleri yönünden 4.551,03 TL ile sınırlı olmak üzere) hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 10.659,71 TL avukatlık ücretinin davalılar … ve … Şirketlerinden eşit oranda alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davalılar Sigorta Şirketi ve …’dan eşit oranda alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yapılan 0,60 TL dosya ücreti, 18,40 TL başvuru harcı, 1.325,85 TL peşin harç, 70,00 TL yurtdışı tebligat harcı, 4.180,00 TL bilirkişi ücreti, 771,25 TL tebligat ve posta giderlerinden oluşan toplam 6.366,10 TL yargılama giderlerinin davalılardan (Davalılar Sigorta Şirketi ve … yönünden 1.615,72 TL, Davalılar … ve … Şirketleri yönünden 4.750,38 TL ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süresi içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/01/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır