Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/433 E. 2019/485 K. 17.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/433 Esas
KARAR NO : 2019/485

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/04/2016
KARAR TARİHİ : 17/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkili şirketin 2008 yılında davalı şirketten özel bir dizayna sahip ilaç şişesi üretmesi için talepte bulunduğunu, davalı şirketin üretimi kendilerinin yapabileceğini ancak özel bir kalıp çıkarılması gerektiğini, kalıbın maliyetininde 30.000 Euro olacağının bildirildiğini, müvekkili tarafından bu tutarın 28/04/2009 tarihinde davalıya ödendiğini, müvekkilinden ödeme alınarak üretim için sipariş verilmiş ise de davalı kalıbın yeni fabrikalarına uyumlu olmadığını belirterek müvekkilini oyaladığını, davalı bu süreç sonunda çözüm bulamayarak 30.000 Euronun iade edileceğini beyan ettiğini, ancak herhangi bir ödemenin yapılmadığını, müvekkili tarafından alacağının ödenmesi için için … 7. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numarası ile ihtarname keşide edildiğini, ihtarnamenin 10/06/2015 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, davalı şirket ise … 16. Noterliği’nin cevabi ihtarnamesi ile ödemeyi kabul etmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine … 13. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalının takibe itirazı neticesinde takibin durdurulduğunu beyanla itirazın iptaline, takibin devamına, takip bedelinin %20 sinden aşağı olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davacı tarafından müvekkiline ilaç şişesi imalatı için sipariş verdiğini, müvekkilinin de şişe için kalıp bedelini alarak davacının siparişini teslim ettiğini, akabinde davacı tarafından muhtelif tarihlerde farklı miktarlarda aynı ilaç şişesinden münferit siparişlerde bulunduğunu, müvekkilininde tesislerindeki uygunluğa göre bu siparişleri yerine getirdiğini, davacı ile müvekkili arasında davacının her siparişini yerine getireceğine ilişkin bir sözleşmenin mevcut olmadığını, davacının müvekkiline verdiği belli sayıda alım taahhüdü veya yükümlülüğü olmadığı gibi, müvekkilinin de davacının yaptığı ve her sipariş bazında yükümlülüğünü yerine getirdiğini, müvekkili tarafından davacıya genel veya belirli sayıda üretim yapma taahhüdü verilmediğinden, davacının talebinde belirttiği iş kaybından doğan zararı müvekkilinden talep etmesinin hukuken mümkün olmadığını, bununla birlikte müvekkilinin şirketi temsil ve ilzama yetkili temsilciler tarafından kalıp bedelinin davacıya iadesine ilişkin hiçbir taahhüdde bulunulmadığını, e-mail yazışmalarındaki personelin müvekkili şirket yetkilisi olmadığı gibi temsil yetkisinede sahip olmadığını, müvekkili şirket tarafından ödemenin yapılacağına ilişkin bir kabul söz konusu olmadığını,beyanla neticeten davacı taleplerinin ve neticede davanın reddine, davacının takip miktarının %20 sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN:Dava itirazın iptali davasıdır.
Davaya konu … 13. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası getirtilip dosya arasına konulmuştur,incelendiğinde;davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 16/10/2015 tarihinde … 7.Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesine konu alacakdan kaynaklı 60.000,00 EURO Asıl Alacak, 11.683,48 EURO İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 71.683,48.-EURO’luk ilamsız takipte bulunulduğu, ödeme emrinin borçluya 21/10/2015 tarihinde tebliğ olduğu, davalı borçlu şirket vekili 26/10/2015 tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.
Mahkememizin 19/07/2018 tarihli ara kararı gereğince dosya rapor hazırlanmak üzere mali müşavir, akit uzmanı ve şişe yapımı konusunda uzman bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 19/12/2018 teslim tarihli raporda özetle; Yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu, her türlü delilin takdiri ve nihai karar Sayın Mahkemeye ait olmak üzere;1- Davacı şirketin davalı şirketten kalıbın iade edilmesini talep edebileceği, aynen iade mümkün olmaz ise davacının talep edebileceği kalıp zararının 30.000,00 Euro olduğu, 2- Davacının mevcut dosya kapsamına göre, kazanç kaybı talep etmesinin mümkün olmadığı yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır.
Yargılama sırasında alınan bilirkişi heyet raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi heyet raporu mahkememizce yeterli görülüp itibar edilmiştir.
Somut davada davacı, 2008 yılında davalıdan özel bir dizayna sahip ilaç şişesi üretmesini talep ettiği, davalının bu üretim için özel kalıp çıkarılması gerektiğini belirttiği ve kalıp maliyeti olarak 30.000. Euro talep ettiğini, söz konusu tutarın ödendiğini, ancak şişe için sipariş verildiğinde davalının kalıbın yeni fabrikalarına uyumlu olmadığını beyan ettiğini, taraflar arasındaki görüşmede herhangi bir sonuç alınamadığı ve davalının siparişleri teslim etmemesi iddiası ile zarara uğradığı, bu zarar ve kalıp bedeli için … 13. İcra Müdürlüğünün… E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine takibe geçildiği anlatımındadır.
Davalı ise, davacıdan şişe kalıbı için 30.000 Euro alındığı, hazırlanan kalıp ile muhtelif tarihlerde farklı miktarlarda aynı ilaç şişesinden münferit siparişlerde bulunulduğu, bu siparişlerin tesislerdeki uygunluğa göre yerine getirildiği, taraflar arasında her siparişin yerine getirileceğine ilişkin herhangi bir sözleşmenin mevcut olmadığı, davalı tarafından davacıya verdiği genel veya belli bir sayıda üretim yapma taahhüdünün olmadığı, davacının yaptığı ve her sipariş bazında yükümlülüğün yerine getirildiği, böyle bir taahhüt verilmediğinden davacının talebinde belirttiği iş kaybından doğan zararı talep etmesinin hukuken mümkün olmadığı anlatımındadır.
Taraflar arasında akdedilmiş yazılı bir sözleşme yoktur.
Davacı taraf yurtdışında mukim olduğundan inceleme esnasında herhangi bir ticari defter sunmamış olup, davacı tarafından dosyaya ibraz edilen apostil şerhli belgeler bilirkişilerce incelenmiştir. Bu belgelerin tetkikinde;
Davacının Danske Bankası hesabından 6 Mayıs ve 9 Temmuz 2009 tarihlerinde davalı hesabına 30.000.Euro ödeme yapılmış olduğu,
Dosyadaki e- mail yazışmalarına göre yapılan kalıptan sonra davacı tarafından davalı şirkete çeşitli tarihlerde ve çeşitli miktarlarda şişe yapımı için sipariş verilmiş olduğu,
Davacı yan davalı ile çalıştığı yıllarda 30.000.Euro tutarında zarar ettiği iddiasında bulunmuş olup, dosyaya önceki yıllarda dava dışı şirketlere yapmış olduğu satışlara ilişkin listeleri sunmuş olduğu, ancak 30.000,00 Euro zarar ettiğine ilişkin iddiasını kanıtlayacak dosyaya delil ibraz etmemiştir.
Davacı tarafından takibe konu edilen kalıba ilişkin ödemeyi ve verilen şişe siparişlerini de ticari defterlerine davacıyı alacaklandıracak şekilde kaydetmiş olduğu bilirkişilerce tespit edilmiştir.
Taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin mevcut olmadığı, ancak ticari ilişkinin her iki yanında kabulünde olduğu,
Davacı tarafından, şişe kalıbı için 6 Mayıs ve 9 Temmuz 2009 tarihlerinde davalı hesabına toplam 30.000.Euroluk bir ödemenin yapılmış olduğu ve bu ödemenin davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve yine davalının kabulünde olduğu,
Davalı ticari defterlerine göre aralarındaki ticari ilişkinin 30/11/2013 tarihine kadar devam etmiş olduğu, bu tarihten sonra davalı ticari defterlerine göre taraflar arasında herhangi bir borç alacak bakiyesinin mevcut olmadığı,
Diğer yandan, davacı her ne kadar, davalıya verdiği yeni siparişlerin yerine getirilmemesi üzerine 30.000 Euro zarar ettiği iddiasında ise de, dosya mevcuduna göre, davacının bu iddiasını ispata yarar herhangi bir somut delil dosyaya ibraz edilmemiştir ve davacı bu alacak talebini ispat edememiştir.
Bilirkişi raporunda teknik inceleme bölümünde; Davalı şirket tarafından dava konusu cam kalıplarının ömrünün 3 yıl olduğu, kalıplarla 4 yıldır üretim yapıldığı, dolayısıyla kapıların ömrünü tamamladığı, bu nedenle kalıp bedelinin kendisini amorti ettiği ve davacının talep edebileceği bir alacağının olmadığı belirtilmiştir.
Cam kalıplama işlemi, önceden tasarlanmış cam mamulün modeline göre belirlenmiş üretim tekniği doğrultusunda, ergimiş haldeki sıcak cam hamuruna bir takım aletler ve makineler yardımıyla ve elde şekil vererek cam eşya meydana getirilmesi sürecidir.
Süreçler;
1) Cam hammaddelerinin, istenilen ölçüde karışımını yaparak 1475 derecelik cam eritme fırınlarına verilmesini sağlar.
2) Modele göre hazırlanmış metal cam kalıplarına veya diğer otomatik kalıp tezgahlarına camı yerleştirerek bir müddet bekler ve kalıpları fırına vererek camın kalıbın şeklini almasını sağlar.
3) Kalıplardan çıkardığı cam mamulü, ısının kademe kademe düştüğü soğutma fırınlarına bırakır.
4) Soğuması gerçekleşen cam mamulü, zımparalayarak otomatik taşlama makinesine bırakarak pürüzlü yüzeylerin düzeltilmesini sağlar.
Cam kalıplarının muhtemel ömrü, kalıptan kalıba değişkenlik gösterse de genel amaçlı kalıpların ömrü, çok dar olmayan boyut toleranslarına sahip olduğundan çoğunlukla 500.000 ile 1.000.000 adet arasındadır. Dava konusu kalıbın ürettiği parçanın özellikleri ve kalıbın davalı şirketçe başka müşteri için kullanılmadığı dikkate alındığında, ömrünün 1.000.000 adet olması beklenir. Aynı kalıbın revizyon görmesiyle toplam 10 yıl süreyle kullanılmasının mümkün olduğu belirtilmişdir.
Dosyadaki elektronik posta yazışmalarının incelenmesinden, dava konusu kalıbın kötü durumda olduğu ve üretim yapamayacağı şeklinde bir yazışmaya rastlanmamış olup davalı şirket çalışanı …’un kalıbın bedeli olan 30.000 Euro’nun davacı şirkete ödenebileceğini veya kalıbın kendilerinden teslim alınabileceğini belirttiği anlaşılmaktadır. Buna göre dava konusu kalıbın, istenilen ürün toleransları dahilinde sorunsuz üretim yapabilecek durumda olduğu bilirkişilerce tespit edilmiştir. Dolayısıyla davacı şirketin davalı şirketten talep edebileceği kalıp bedeli zararının, her ne kadar 4 yıl kullanılmış olsa dahi kalıbın yeniye eşdeğer durumda olduğu dikkate alındığında 30.000,00 Euro olduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasında şişe üretimine ve alımı konusunda taahhütler içeren ve süreklilik gösteren bir sözleşme olmadığı ve davacının belli zamanlarda talebi üzerine imalat ve teslimat yapıldığı anlaşılmaktadır. Borç altına girenin açık veya örtülü kabulü olmadan, bir sözleşmenin varlığı belirlenmeden genel hukuk kuralları ve ticari adetlere göre borç doğmayacağı açıktır. Bu sebeplerle, davalının şişe imalatı konusunda bir borcunun bulunmadığı, davalı tarafından bir şişenin kalıbının hazırlanmasının da kendisini sürekli olarak imalatta bulunma yükü altına sokmayacağı kanaatiyle kazanç kaybı taleplerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Bununla birlikte, bilirkişi raporunda teknik değerlendirme bölümünde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, davacının üretim amacıyla bir kalıbın bedelini ödediği, onun şişelerini imal etmek için kalıbın davalı şirket emanetinde bırakıldığı, üretimde kullanıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu kalıbın ekonomik ömrünü tamamlamadığı, halen kullanılabilir olduğu ve değer ifade ettiği bilirkişi raporunda belirtilmiştir.
Sonuç itibariyle: Emanet alan veya bir sözleşmeye bağlı olarak emanet bir üretim malzemesi kendisine teslim edilen kişi emanetçi durumundadır ve istendiğinde bu malı sahibine iade etmek zorundadır. Bu itibarla davacının kalıbı aynen veya değerini nakden talep edebileceği kanaatine varılmıştır ve davacıda kalıbın bedelini talep etmiştir.
Davacı şirketin 30.000,00 Euro kalıp bedelini talep edebileceği kanaatine varılmıştır. Davacının mevcut dosya kapsamına göre, kazanç kaybı zararını somut delillerle ispatlayamadığından bu talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla; Davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın kısmen kabulüne, davalının … 13 İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 30.000,00 EURO kalıp bedeli alacağı yönünden devamına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
2-Kabul edilen 30.000,00 EURO asıl alacağın takip tarihindeki kur üzerinden TL karşılığının % 20 oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihine göre alınması gereken 6.608,78 TL. harçtan peşin alınan 2.863,14 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.745,64 TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 2.863,14 TL peşin harç masrafının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar yönünden hesaplanan 10.489,76 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ret edilen miktar yönünden hesaplanan 14.004,07 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacının yapmış olduğu toplam: 2.431,80 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 990,92 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,geri kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalının yapmış olduğu toplam: 12,50 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 7,40 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,geri kalan miktarın davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
10-Davalı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 17/05/2019

Katip …

Hakim …

MASRAF BEYANI
29,20 TL Harç Masrafı
2.100,00 TL Bilirkişi Ücreti
180,50 TL tebligat ve müzekkere gideri
TOPLAM :2.431,80 TL