Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/348 E. 2019/92 K. 11.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/409
KARAR NO : 2019/25

DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/04/2015
KARAR TARİHİ : 18/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkili aleyhine … 36.İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla davalı … AŞ tarafından Kambiyo Senetlerine Mahsus Takip yolu ile haksız yere icra takibi başlatıldığını, takip dayanağının 26.06.2009 tanzim, 15.08.2013 vade tarihli ve 195.000 TL bedelli bono olduğunu, iddia edilen bono incelendiğinde müvekkilinin bonoyu boş olarak imzalayarak bankaya teslim ettiğini, müvekkili imzası yanında müşterek borçlu müteselsil kefil açıklaması olduğunu, müvekkilinin aslen dava dışı … isimli firmanın kullanacağı 750.000,00 TL limitli krediye ilişkin imzalamış olduğu 26.06.2009 tarihli Genel Kredi sözleşmesinde, yalnızca 100.000 TL tutarında meblağa kefil olduğunu, sözleşme içine yerleştirilen açık bonoyu da boş olarak imzalayarak bankaya teslim ettiğini, Davalı Banka tarafından yapılan takibin dayanağı senedin teminat senedi olduğunu, kefil sıfatıyla bulunan müvekkilinin söz konusu senet üzerindeki imzasının bankaca kötü niyetli bir şekilde kullanıldığını, daha evvel imzalanan kredi sözleşmesine kefil olduğu için kefaletinin haksız yere devam ettirildiğini, müvekkilinin 26.06.2009 tarihli genel kredi sözleşmesi ile kefil olduğu kredinin ödenerek kapatıldığını, müvekkilinin maliki olduğu … İli, … İlçesi, 651 Ada, 2 Parsel, 57 no.lu bağımsız bölüm üzerindeki 31.10.2006 tarihli ipotek davalı banka tarafından 25.02.2011 tarihinde fek edildiğini, dolayısıyla müvekkilinin 26.06.2009 tarihli genel kredi sözleşmesindeki kefaletinin sona erdiğini, buna rağmen davalı bankanın kefaleti devam ettirdiğini, asıl borçlu tarafından imzalanan 17.02.2011 tarihli genel kredi sözleşmesinde kullanılmış ve bir kısmı ödenmemiş krediye ilişkin ilk sözleşmedeki boş senedi dayanak yapıp müvekkilininin haberi ve bilgisi olmadan başvuru yaptığını, müvekkilinin ilk kredi sözleşmesinin kefili olduğunu ve sorumluluğunun bu miktar ile sınırlı olduğunu, 100.000 TL. sorumluluğu olmasına karşın toplam alacağın 202.000 TL olduğunu iddia ettiğini, davalı Bankanın … 5.Noterliğinden çektiği … tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamede 155.180,44 TL borcun ödenmesi istenirken, takipte ana para borcunun 195.000 TL olarak yazıldığını, dava dışı asıl borçlunun bankaya borcunu 149.000 TL olarak bildirildiğini, davalı Banka tarafından bononun gerçek bir borç ilişkisinin ödenmesi için düzenlenmediğini, kredi sözleşmesi ile kullandırılacak krediye ek teminat olarak verildiğini, müvekkilinin davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti ile bizzat davalı banka tarafından icraya konulan ve teminat senedi niteliği taşıyan senedin iptaline, dava dosyası kesinleşene kadar takibin durdurulması ve müvekkilinin menkul, gayrimenkul ve 3.şahıslardaki hak ve alacakları üzerindeki haczin kaldırılması için İhtiyati Tedbir Kararı verilmesine ve davalının % 20 kötü niyet tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davanın süresinde açılmadığını, dava dilekçesinde belirtilen takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu, kefaletin sona erdiği ve adeta tevil yolu ile ikrar ederek borç miktarının takip tutarı kadar olmadığı yönündeki iddiaların ispata muhtaç olduğunu, davacının avalist sıfatıyla takip konusu alacaktan sorumlu olduğunu, davacı tarafından … 16.İcra Hukuk Mahkemesinin … E sayılı dosyası ile açılan dava da yapılan yargılamada müvekkili banka lehine red kararı verildiğini, dava konu kambiyo senedinin kıymetli evrak niteliğinde olduğunu, tüm koşulları taşıdığını, söz konusu evrakın teminat senedi olmadığını, evrak üzerinde teminat ibaresi ve teminat kaydı bulunmadığını, teminat senedi olsaydı bu ibarenin yer almasının gerektiğini, davanın haksız ve mesnetsiz olarak açıldığını ve bu nedenlerle davanın reddi ile davacının % 20 den az olmamak üzere icra inkar-kötü niyet tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN: Dava genel kredi sözleşmesi nedeniyle alınan bonodan kaynaklı İİK 72. maddesi gereğince süresinde açılan açılan menfi tespit davasıdır.
Davaya konu … 36. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası getirtilip dosya arasına konulmuştur, incelendiğinde; davalı alacaklı tarafından borçlular …, …, … aleyhine 26/06/2009 tanzim,15/08/2013 vade tarihli ve 195.000,00 TL. Miktarlı bonodan kaynaklı 12/12/2013 tarihinde 195.000 TL asıl alacak, 6.581,92 TL işlemiş faiz ve 585 TL %30 komisyon olmak üzere toplam: 202.166,92 TL’lik kambiyo senetlerine özgü icra takib başlatıldığı görülmüştür.
Mahkememizin 04/10/2016 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince rapor hazırlanmak üzere dosya Bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 05/03/2018 teslim tarihli raporda özetle; Yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu, her türlü delilin takdiri ve nihai karar Sayın Mahkemeye ait olmak üzere ;
Önceki bölümde kapsamlı olarak incelendiği ve değerlendirdiği gibi dava dışı şirket ile davalı Banka arasında 2006 yılından itibaren kredi ilişkisi başladığı,
Davacının da müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu 28.02.2006 tarihinde 100.000 TLlık, 26.06.2009 tarihinde 100.000 TL.lık Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davacı tarafından 31.10.2006 tarihinde adına kayıtlı taşınmaz üzerine davalı banka lehine 250.000 TL.lık 1.derece ve sırada ipotek tesis edildiği,
Davalı Banka tarafından dava dışı şirkete 30.10.2006 tarihinde 12 ay vadeli 120.000.00 TL.lık taksitli kredi açtığı, bu tarihte 156.000 TL.lık vadesiz davacının da müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu senet düzenlendiği,
Bu kredi 30.10.2007 tarihinde tasfiye olduktan sonra dava dışı şirkete 27.12.2007 tarihinde bu kez 12 ay vadeli 150.000 TL.lık yeni bir kredi açıldığı, kredi için vadesiz 195.000,00 TL.lık 27.12.2007 tanzim tarihli davacının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu senet düzenlendiği,
Bu kredi 27.12.2008 tarihinde tasfiye olduktan sonra dava dışı şirkete 26.06.2009 tarihinde aynı şekilde 12 ay vadeli 150.000 TL.lık yeni bir taksitli kredi açıldığı, kredi için davacı tarafından vadesi olmadığı belirtilmesine karşılık vade kısmında 15.08.2013 olarak görüldüğü, 195.000,00 TL.lık 26.06.2009 tanzim tarihli davacının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu senet düzenlendiği, Söz konusu senedin vadesinin başlangıçta mı yoksa sonradan mı ? tespit edildiğine ilişkin herhangi bir tespitin tarafımızdan yapılamayacağı,
Ancak dava konusu olan senedin 26.06.2009 tarihinde düzenlenmesi nedeniyle bu tarihte açılan 150.000 TL.lık kredi için alındığının anlaşıldığı, ayrıca davalı Banka ile dava dışı şirket arasında 2006 yılında alınan 100.000 TL.lık Genel Kredi sözleşmesine ilave olarak 26.06.2009 tarihinde 100.000 TL.lık ilave genel Kredi sözleşmesi alındığı, dolayısıyla 150.000 TL.lık kredi için 100.000 TL.lık sözleşme olması ve Bankacılıkta sözleşme açığı denilen uygulamanın ilave alınan 100.000 TL sözleşme ile giderildiği, söz konusu kredinin de vadesinde tasfiye edildiğinin anlaşıldığı,
Davalı Banka tarafından 26.02.2011 tarihinde davacıya ait taşınmaz ipoteğini fek ettiği, davacının yer almadığı 17.02.2011 tarihli 500.000 TL.lık Genel Kredi sözleşmesinin alındığı, dolayısıyla dava dışı şirketin diğer iki dava dışı … ile …’ı sözleşmeye müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak aldığı,
Buna karşılık davacının kefaletinin sona ermesi konusunda yazılı bir belge düzenlenmediği gibi, dava konusu 26.06.2009 tanzim tarihli 195.000 TL.lık senedin de iade edilmediği,
Buna göre, davalı Banka tarafından davacı dahil, asıl borçlu ve diğer kefillere …. 5.Noterliği … tarih ve … yevmiye ile toplam 155.180,44 TL kredi alacağı için ihtarname keşide edildiği, söz konusu kredinin ipotek fekkinden sonra kullandırılmış olduğunun anlaşıldığı,
Davalı Banka tarafından ihtarnamede belirtilen tutar üzerinden değil de daha önce 150.000 TL.lık taksitli kredi için alındığı anlaşılan 26.06.2009 tanzim tarihli 195.000 TL.lık senedin 05.12.2013 tarihinde … 36.İcra Müdürlüğü … esas dosyasında 195.000 TL asıl alacak ve 6.581,92 TL işlemiş faiz ve 585,00 TL komisyon dikkate alınarak toplam 202.166,92 TL üzerinden takibe konulduğu,
Yukarıdan beri açıklandığı üzere, hukuki değerlendirmeler yapmamız uzmanlık alanımız dışında olduğu için senetlerle ilgili irdeleme yapılamadığı takdir ve nihai karar Muhterem Mahkemeye ait olmak üzere davacının davalı Bankanın takibe koyduğu senedin 26.06.2009 tarihinde açılan kredi için alındığı, 23.08.2013 tarihli kredi kat ihtarname kapsamında talep edilen kredilerle söz konusu senedin herhangi bir bağlantısının görülemediği, dolayısıyla davacının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı 195.000 TL.lık senetten dolayı o tarihteki kredinin tasfiye edilmesi nedeniyle davacının borçlu kabul edilemeyeceği,
Davacının davalı Banka ile ticari ilişkisinin 26.02.2011 tarihinde ipoteğin fekki tarihinde sona erdiği, bu tarihten sonra açılan kredilerle ilgisinin olmadığı, Sonuç ve kanaatine varıldığı belirtmiştir.
Mahkememizin 30/03/2018 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince bankacı bilirkişinin yanına banka hukukçusu bilirkişi de katılarak ek rapor hazırlanmak üzere dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 30/04/2018 tarihli ek raporda özetle; a) Davacının …’ın borçlu olarak yer aldığı genel kredi sözleşmesine ve dava konusu bonoya müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak taahhütte bulunduğu, b) Davacı tarafından dava konusu senedin sözleşmeye aykırı olarak doldurulduğuna, düzenlenen bononun sadece 26.06.2009 tarihli kredi sözleşmesine istinaden verildiğine, bu sözleşmedeki borcun ödenmesiyle herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın bonodan kaynaklanan borcun da sona ereceğine ilişkin herhangi bir somut bir delil sunulmadığı, c) …’ın davalıya olan borçlarını ödemediği dolayısıyla davacının menfi tespit talebinin yerinde olmadığı Sonuç ve kanaatine varıldığını belirtmişlerdir.
Mahkememizin 29/06/2018 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince ek rapor hazırlanmak üzere dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 24/12/2018 teslim tarihli raporda özetle; Ayrıntılarıyla arzettiğimiz nedenlerden dolayı bilirkişi kurulumuzun kök rapordaki görüş ve kanaatinde herhangi bir değişiklik oluşmadığı yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır.
Yargılama sırasında bankacı bilirkişiden ve bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde bankacı bilirkişiden alınan 05/03/2018 teslim tarihli rapor mahkememizce yeterli görülüp bu rapora itibar edilmiştir.
Dosyaya sunulu Genel Kredi Sözleşmesi incelendiğinde; Fotokopi olarak sunulan 28.02.2006 tarihli … ile Davalı Banka arasında imzalanan 100.000 TL.lık Genel Kredi Sözleşmesi olduğu, bu sözleşmede …, … ve …’ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzalarının bulunduğu tespit edilmiştir.
26.06.2009 tarihinde … ile Davalı Banka arasında 100.000 TL.lık Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmede …, … ve …’ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı görülmüştür.
17.02.2011 tarihinde Dava dışı … Tic Ltd Şti ile Davalı Banka … Şubesi arasında 500.000 TL.lık Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiği, söz konusu sözleşmede… ve …’ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladıkları tespit edilmiştir.
14.02.2012 tarihinde … ile Davalı Banka arasında 750.000 TL.lık Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmede … ve …’ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı görülmüştür.
Davalı Banka İhtarnamesi ;
Davalı Banka tarafından … Şti, …, … ve …’a hitaben … 5.Noterliğinden … tarihinde gönderilen … yevmiye sayılı ihtarnamede, 21.08.2013 tarihine göre 155.180,44 TL.nin bir gün içinde ödenmesi aksi halde yıllık % 31,44 temerrüt faizi uygulanacağı bildirilmiştir.
Söz konusu ihtarnamenin davacının Mahalle muhtarlığına TK 21.maddeye göre 27.08.2013 tarihinde tebliğ edildiği noter şerhinden anlaşılmıştır.
Takip ve Dava Konusu Düzenlenen Senet;
Davalı Banka tarafından 26.06.2009 tarihinde düzenlenen 195.000 TL.lık 15.08.2013 vade tarihli Bono belgesinde; Borçlunun dava dışı … Tic Ltd Şti ile müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak …, … ve … tarafından imzalandığı tespit edilmiştir.
İhtiyati Haciz Kararı;
Kambiyo senedi hakkındaki takibin kesinleşmesi sonucu, davalı Bankanın talebi gereği … 36.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İŞ dosyasında verilen … tarih ve … D.İş kararı ile % 15 teminat ile Davacı ile birlikte …,… haklarında da taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak alacaklarının borca yeter miktarda hacz edilmesine karar verilmiştir.
Taşınmaz Tapu Kayıtları;
Davacı … adına 4.08.2004 tarihinde bu yana kayıtlı … Mah 651 ada, 2 parsel 57 no.lu bağımsız bölümün davalı… lehine 31.10.2006 tarihinde 250.000 TL 1.derecede fekki bildirilinceye kadar geçerli ipotek tesis edildiği, söz konusu ipoteğin … tarih ve … yevmiye ile fek edildiği tespit edilmiştir.
Dosyaya sunulan 16.12.2015 tarihli tarama belgesi ekinde Davalı Bankanın 01.02.2011 tarihinde … 1.Bölge Tapu Sicil Müdürlüğüne gönderdiği fek yazısında, … Ltd Şirketinin Bankadan kullandığı ve kullanacağı kredilerin teminatını teşkil eden …’ın maliki olduğu taşınmaz üzerinde 31.10.2016 tarihinde tesis edilen ipoteğin fek edilmesi talep edilmiş ve Tapu Sicil Müdürlüğünce ipoteğin fek edildiği 25.02.2011 tarihli yazı ile bildirilmiştir.
Davalı Bankanın Alacağı ; Davalı Banka dava dışı … Ticaret Ltd Şirketine açtığı … no.lu kredili mevduat hesabında 23.08.2013 tarihinde 24.684,28 TL alacağı olduğu, bir başka krediden dolayı da 127.536,87 TL alacaklı olduğuna ilişkin ekstre dosyaya sunulmuştur.
DOSYAYA SUNULU BELGELER İNCELENDİĞİNDE:
Davalı Bankadan öncelikle takip konusu olan 26.06.2009 tanzim tarihli 15.08.2013 vade tarihli 195.000 TL bedelli senedin Muhasebe kayıtları talep edilmesine karşın buna ilişkin hiçbir kayıt sunulmadığı gibi beyanda da bulunulmamıştır. Dolayısıyla söz konusu senedin davalı Banka kayıtlarında yer almadığı anlaşılmaktadır.
Davalı Banka tarafından dava dışı şirkete 31.10.2006 tarihinde 12 ay vadeli 11.416,95 TL aylık eşit taksitli (vade sonu 31.10.2007) 120.000 TL.lık kredi açtığı, kredi kapandıktan sonra bu kez 27.12.2007 tarihinde 12 ay vadeli aylık 13.816.33 TL eşit taksitli (vade sonu 27.12.2008) olan yeni bir taksitli kredi açıldığı, bu tarihte de davacının kefil olduğu 195.000,00 TL.lık ve 27.12.2007 tanzim tarihli senedin düzenlendiği, bu kredinin de tasfiye olmasından sonra 26.06.2009 tarihinde yine 12 ay vadeli (son taksit 26.06.2010) aylık 13.636,62 TL taksitli,150.0000 TL.lık kredi açıldığı, bu tarihte 195.000 TL bedelli senet alındığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla kat ihtarında belirtilen kredilerin mevcut senetle ilgisi bulunmamaktadır. Davalı Bankanın her kredi açılışında ayrıca asıl borçlu ve kefillerin yer aldığı bir senet düzenlediği, bu şekilde ek bir teminat sağlama yoluna gittiği anlaşılmaktaDIR.
Davalı Banka Dava dışı şirketin kredi dosyasını, kredi onay belgesini, dava dışı şirkete 2010, 2011, 2012 ve 2013 yıllarında tahsis ettiği kredilerine ilişkin kredi onaylarını, dava dışı şirkete 30.06.2010-31.12.2011 tarihleri arasında açtığı ve açık olan kredilerin ekstreleri ile dava dışı şirketin takip tarihindeki banka kayıtlarında yer olan borç tutarı Muhasebe kaydını dosyaya sunmamıştır.
Sonuç itibariyle; Dava dışı Şirket ile Davalı Banka arasındaki ilişki 28.02.2006 tarihinde düzenlenen ve davacının de müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı 100.000 TL.lık Genel Kredi Sözleşmesi ile ticari ilişki başlamış, davacının adına kayıtlı taşınmazı 31.10.2006 tarihinde davalı Banka lehine 1.derece 250.000 TL tutar üzerinden ipotek tesis etmiştir.
Davalı Banka tarafından bu dönemde dava dışı şirkete 150.000 TL.ye kadar bir yıl vadeli taksitli krediler açtığı ve bu kredilerin tasfiye edildiği anlaşılmaktadır. Bu kez 26.06.2009 tarihinde davalı Banka tarafından davacının tesis ettiği ipotek devam ederken 100.000 TL.lık Genel Kredi sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmeyi davacının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı, aynı gün davacının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu 195.000 TL.lık senedin düzenlendiği ve dava dışı şirkete 150.000 TL limitli bir yıl vadeli taksitli kredi ödendiği anlaşılmaktadır.
Davalı Banka tarafından 2011 yılına ilişkin kredi kayıtlarına ilişkin ekstreler sunulmamıştır. Dolayısıyla Şubat 2011 tarihi itibariyle kredi bakiyelerinin sıfırlandığı çünkü bu tarihte davacı tarafından Banka lehine verilen ipotek teminatı fek edilmiştir. Alacaklı bir Kurum alınmış bir teminatı alacağı olduğu halde ipoteği fek etmesi mümkün değildir. Dava dışı şirket ile 200.000 TL.lık genel kredi sözleşmesi var iken bu tarihte davacının içinde yer almadığı 500.000 TL.lık yeni bir sözleşme imzalanmıştır. Dolayısıyla dava dışı şirkete 2011 yılında yeni kredi açıldığı ve mevduat hesabından kredili kullandırım yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle davacının kefaletine ihtiyaç duyulmadığı gibi, davacıya ait taşınmaz üzerine 2006 yılında tesis edilen 250.000 TL.lık ipoteğin 25.02.2011 tarihinde terkin edildiği tespit edilmektedir.
Davacı taraf kendisinin kefillikten düşürüldüğünü beyan ve iddia etmektedir. Davalı Banka tarafından 07.02.2011 tarihinde düzenlenen 500.000 TL.lık Genel Kredi sözleşmesine davacının kefalet imzasını almamıştır. 25.02.2011 tarihinde 250.000 TL.lık ipotek tesisini terkin etmiştir. Dolayısıyla davalı Banka davacı ile kredi ilişkilerinin pasif hale getirildiği anlaşılmaktadır. Davalı Banka elinde davacının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan 26.06.2009 keşlide tarihli 195.000 TL.lık senet kalmıştır.
Öte yandan davalı Bankanın açtığı taksitli kredilere karşılık senet aldığı anlaşılmaktadır. 27.12.2007 tarihinde açılan 150.000 TL.lık taksitli kredi içinde 195.000 TL tutarlı vadesiz davacının da müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı senet imzalanmıştır. Söz konusu kredi kapandığından davalı Banka tarafından bu senet hakkında herhangi bir işlem yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan Davacı taraf dava konusu olan senedin o tarihte kendisine iade edileceğini beyan etmişse de senedin iade edilmediği anlaşılmıştır. Ayrıca senedin geçerli olmadığına ilişkin bir belge de yoktur. Nitekim senet hakkında davacı ve diğer dava dışı kefiller tarafından yapılan itiraz … 16.İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/78 E, 2014/464 K sayılı ve 29.04.2014 tarihli kararı ile ret edilmiştir. Mahkeme hükmü davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 12.HD 2014/24030 E, 2014/30247 K sayılı ve 15.12.2014 tarihli ilamı ile talebi kabul edilmemiş, Mahkeme hükmü Onaylanmıştır. Aynı Daireye yapılan Karar Düzeltme talebi de 15.12.2015 tarihinde red edilmiştir.
26.06.2009 tarihinde düzenlenen bono o tarihte açılan 150.000 TL.lık taksitli krediyi kapsamaktadır. Söz konusu kredi vadesi olan 26.06.2010 tarihinde tasfiye edilmiş,Davacının davalı Banka ile ticari ilişkisinin 26.02.2011 tarihinde ipoteğin fekki tarihinde sona erdiği, bu tarihten sonra açılan kredilerle ilgisinin olmadığı, dolayısıyla senedin düzenlenme gerekçesi olan borç ortadan kalkmıştır. Bu yönü ile senet alınması değerlendirildiğinde davacının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu 26.06.2009 tarihli senede karşılık davalı Bankanın aynı tarihte dava dışı şirkete 150.000 TL.lık taksitli kredi açtığı, kredinin 26.06.2010 tarihinde tasfiye edildiği, dolayısıyla dava dışı şirketin davalı Bankaya borcu kalmadığı ve davacının borçluluk durumunun ortadan kalkacağı kanaatine varılmakla; Davanın kabulüne, davacının … 36 İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasında davalı alacaklıya borçlu olmadığının tespitine, davalının kötüniyeti ve ağır kusuru tespit edilemediğinden ve şartları oluşmadığından davacının tazminat talebinin reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın kabulüne, davacının … 36 İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasında davalı alacaklıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davalının kötüniyeti ve ağır kusuru tespit edilemediğinden ve şartları oluşmadığından davacının tazminat talebinin reddine,
3-Karar tarihine göre alınması gereken 13.810,02 TL harçtan peşin alınan 3.452,51 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.357,51 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 18.080,02 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam: 4.748,11 TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca tarafından yatırılan ve artan gider – delil avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
7-Karar kesinleştiğinde mahkeme kasasında bulunan belgenin iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 18/01/2019

Katip

Hakim

Masraf Dökümü :
İlk dava harçları : 3.480,21-TL
Tebligat Müzekkere gideri : 267,90-TL
Bilirkişi Ücreti : 1.000.00-TL
Toplam : 4.748,11-TL