Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/337 E. 2018/386 K. 19.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/337 Esas
KARAR NO : 2018/386

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/03/2016
ISLAH TARİHİ : 08/12/2017
KARAR TARİHİ : 19/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 11/03/2013 tarihinde kurulan sözlü sözleşme ile müvekkili şirketin, davalı şirketten 4.517.262,00-TL tutarında ayakkabı satın almış ve bedellerini de ödemiş olduğunu, davalı şirketin yapılan yüklü alımlar nedeniyle müvekkili şirkete hediye çeki verileceğini vaad ettiğini, müvekkilinin bu hediye çeki nedeniyle yüklü miktarda ayakkabı alımını gerçekleştirdiğini, alınan ürünlere ilişkin bedellerin davalı şirkete ödenmiş olmasına karşın, davalı şirket tarafından alımın yapılmasında esaslı unsur olan 192.000,00-TL tutarındaki hediye çekinin müvekkiline teslim edilmediğini, taraflar arasındaki mail yazışmalarında 192.000 TL tutarındaki hediye çeklerinin verileceğinin sabit olduğunu, müvekkili şirket tarafından söz konusu bedelin ödenmesi için … 6.Noterliği aracılığı ile … tarih, … yevmiye nolu ihtarname keşide edilerek gönderildiğini ve söz konusu ihtarnamenin 08.04.2015 tarihinde adreste daimi çalışan …’e tebliğ edildiğini, davalı şirket yetkilisi olan … tarafından müvekkiline 24.09.2014 tarihinde gönderilen mailde: “… Bey, sizde bu görsel olsun. Satın aldığınız ürünler 1 alana 1 bedava olmadan 2. yüzde 50 oldu bu da ispatıdır. Siz bu ürünleri fulI price satın aldınız. Hediye çeki almanız gerekliliği buradan kaynaklıyor ” diye ifade ettiğini, müvekkili şirketi satın almış olduğu ürünlerin davalı şirketin, hepsiburada.com adlı internet sitesinde büyük indirimle satılmaya başlandığını, sorduğunda kendisine bu cevap verildiğini, dolayısıyla müvekkili şirketin ürünleri pahalı alması karşılığında kendisine hediye çeki verileceğinin taahhüt, kabul ve beyan edildiğini, ancak bu söz konusu hediye çekleri verilmediğini, davalı şirketin, müvekkili şirkette uyandırdığı güvenirlilik, şeffaflık anlayışı nedeniyle söz konusu alımları gerçekleştirdiğini, hediye çeklerinin verileceğini alelade bir satış temsilcisinden değil, şirketin Ceo’luğunu yapmış olan İlker Baydar tarafından ifade edilerek sözleşme kurulduğunu, dolayısıyla davalarındaki haklılıklarının davalı şirketin en üst düzey temsilcisi tarafından gerçekleştirilen anlaşma nedeniyle ortada olduğunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md.18/2 hükmüne göre her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket ermesi gerektiğini, davalı şirket yetkilileri tarafından müvekkili şirketle yapılan anlaşmanın, daha sonrasında sanki hiç olmamış gibi herhangi bir hediye çeki verilmediği gibi ödeme de yapılmadığını, müvekkili şirketin büyük zararlara uğradığını ileri sürerek ilk aşamada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 5.000,00 TL’nin 08.04.2015 tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacının bu alım satım akdi kapsamında 192.000 TL tutarında ve müvekkili şirkete ait … isimli internet sitesinde kullanılmak amacıyla bir hediye çeki taahhüdünde bulunulduğu iddiasında bulunmuş ise de, müvekkili şirket tarafından davacıya söz konusu alım/satım ilişkisi öncesinde, sırasında ve sonrasında hiçbir surette belirtilen miktar karşılığında nakdi ve/veya ürün karşılığı kullanılmak koşulu ile oluşturulan ayni ifa yükümlülüğü doğuran “hediye çeki” vb. isim altında herhangi bir taahhütte bulunulmadığını, davacı tarafça, müvekkili tarafından taahhüt edildiği iddia edilen hediye çekinin ayakkabı alım satım anında kurulduğunu ve bu taahhüdün ana vaadin esaslı unsuru olduğunu, böyle bir beyan olmasaydı söz konusu alım satım ilişkisini gerçekleştirmeyeceği iddia edilmiş ise de, dilekçesi ekinde yer alan ve davacı tarafından keşide edilmiş olan … 6. Noterliği’nin … tarih … yev. numaralı ihtarnamesinde, “Müvekkil Şirket ile davalı şirket arasında 11.03.2013 tarihinde gerçekleştirmiş olduğunuz sözlü satış sözleşmesine ilişkin olarak, meydana gelmiş ticari ilişki çerçevesinde, tarafınızdan müvekkil şirket 4.517.262,00-TL tutarında ürünün alımım gerçekleştirmiş ve karşılığında, ilgili ürünlerin (11.03.2013 – 22.08.2014) tarihinde teslimi şirketiniz tarafından yapılmıştır.” şeklindeki ifade ile tarafların alım ve satım sözleşmesi ile ilgili karşılıklı yükümlülüklerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmiş olduğu belirtildiğini, ancak ihtarnamenin 2. numaralı fıkrasında ise alım satım akdinin in’ikadında ve müzakerelerinde hiçbir şekilde gündeme gelmediğini ve müvekkili şirket tarafından taahhüd olarak ileri sürülmemiş bir unsura yer verildiğinin görülmekte olduğunu, davacının müvekkili şirketten satın almış olduğu ürünlerin muadillerinin müvekkili şirkete ait internet sitesinde “kampanyalı” olarak satışından rahatsız olduğunu ve bu rahatsızlığı nedeniyle zarara uğradığı düşüncesi ile davacının müvekkili şirketten talepleri olduğunu, söz konusu taleplerin müvekkili şirket nezdinde müzakere edilmiş olduğunu, sonucunda kendisine herhangi bir şekilde hediye çeki vb. bir uygulamanın yapılamayacağının iletildiğini, söz konusu süreç içinde davacıya satılmış olan ürünlerin bir kısmının müvekkili şirket tarafından iade alınmış olmasının da, müvekkili şirket tarafından davacıya yönelik iyi niyetli bir davranışın sonucu olduğunu, davacının sunmuş olduğu e-mail yazışmalarının içeriğinin incelenmesi durumunda “müvekkili şirket tarafından kesin bir borç ikrarı ve/veya kendisini borç altına sokabilecek bir icap” yapılmamış olduğunun da açık bir şekilde görüleceğini, bütün bunların dışında bir an için müvekkili şirketin “hediye çeki” verme taahhünde bulunduğunun kabulünde dahi, davacının “bedel” talebinin hukuki dayanağı bulunmadığını, davacının taleplerinin haksız olduğunu beyan ederek davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraflar arasındaki mail yazışmaları, irsaliyeli fatura, ihtarname, Yönetim Kurulu Kararı, İmza Sirküleri, Sigortalı İşten Ayrılış Bildirgesi, bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının davalıdan 192.000 TL tutarında hediye çeki alma hususunda taraflar arasındaki sözlü sözleşme gereği edimlerini yerine getirip getirmediği, belirtilen hediye çekini almaya hak kazanıp kazanmadığı, davalıdan hediye çeki karşılığı alacağının bulunup bulunmadığı, belirsiz alacak davasına ilişkin dava şartı eksikliğinin bulunup bulunmadığı hususlarındadır.
Davanın belirsiz alacak davası olmaması, uyuşmazlık değerinin 192.000 TL olarak belirtilmiş olması karşısında öncelikle eksik harcın tamamlanması hususunda davacı tarafa iki haftalık kesin süre verilmiş, davacı tarafça eksik harç tamamlanmıştır. Davacı vekili talebini 08/12/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile arttırmıştır.
Davacı vekili, davalı şirkete … 6. Noterliğinden keşide ettiği 07.04.2015 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarname ile, müvekkili şirket ile davalının 11.03.2013 tarihinde gerçekleştirmiş olduğu sözlü satış sözleşmesine ilişkin olarak, meydana gelmiş olan ticari ilişki çerçevesinde, müvekkili şirketin 4.517.262.00 TL tutarında ürünün alımını gerçekleştirmiş ve karşılığında, ilgili ürünlerin (11.03.2013-22.08.2014) tarihinde teslimi şirketiniz tarafından yapılmış olup bahse konu sözlü satış sözleşmesine konu ürünlerin, müvekkili şirket tarafından alım fiyatı ile davalı tarafça, … isimli, internet üzerinden bir takım ürünlerinin satışını bağlamakta oldukları internet sitesinde, iş bu sözleşme konusu ürünlerin satış fiyatının yarı yarıya düşük olduğunun tespit edildiği, müvekkili şirket tarafından, iş bu alış ve satış fiyat farkı hususu, davalı tarafa sözlü ve yazılı olarak iletildiğinde ise, müvekkili şirketin mevcut zararının karşılanması bakımından, iş bu ürünlerin farklı fıyatlandırılmasına tekabül etmekte olan, 200.000.00 TL bedelin, müvekkil şirkete ödeneceğinin, taraflar arasında vuku bulmuş olan elektronik postalar ile yazılı olarak, kabul, beyan ve taahhüt edildiği ihtarında bulunmuştur. Söz konusu ihtarname 08.04.2015 tarihinde davalı taraf çalışanına tebliğ edilmiştir.
Davalı vekilinin 30.05.2016 tarihli delil listesi ekinde ibraz ettiği Yönetim Kurulu Kararı, İmza Sirküleri ve Sigortalı İşten Ayrılış Bildirgesi incelendiğinde; – …’in, Yönetim Kurulu Başkanı ve Birinci Dereceden Yetkili olduğu, …’ın, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Ticari Genel Müdürü görevinde bulunduğu, Birinci Dereceden Yetkili olduğu, 15.05.2014 tarihinde davalı şirketten istifa ederek işten ayrıldığı, SGK’ya da Genel Müdür sıfatıyla bildirildiği, …’ın Yönetim Kurulu üyesi ve Birinci Dereceden Yetkili olduğu, …’in Bütçe Mali Kontrol Müdürü ve İkinci Dereceden Yetkili olduğu, İmza Sirkülerinin 1. Maddesinde ” İşlem ve belgelerinde ise imzalardan Yönetim Kurulu Başkanı’na veya Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı’na diğerinin ise birinci derecen imza yetkililerden herhangi birine ait olması gereklidir.”, 2. Maddesinde ” Şirket’imizi borç ve taahhüt altına sokacak aşağıdaki işlem ve belgelerde birisi birinci dereceden olmak üzere iki yetkilinin imzasının bulunması yeterlidir. ” düzenlemelerinin yer aldığı anlaşılmıştır.
Deliller toplandıktan sonra ticari defter ve belgeler üzerinde yaptırılan inceleme sonucunda mali müşavir bilirkişi … mahkememize sunmuş olduğu 19/10/2017 tarihli raporunda özetle; Tarafların ibraz edilen 2013 ve 2014 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiki süresinde yapıldığını, defterlerin birbirini teyit ettiğini ve defterlerin delil niteliği taşıdığını, davacı ve davalı şirketin defter kayıtlarında, davalı ile ilgili borç-alacak ilişkilerinin 120.01.047 no.lu alıcı cari hesabında takip edildiğini, cari hesabın, bilgisayar ortamında tutulan davacı firma ticari defter kayıtları ile birebir olup bu hesabın borç-alacak kayıtlarının, müstenidatı fatura ve belgelere uygun olduğunu, davacı şirketin toplam 2.611.478,36 TL tutarında ayakkabı alımı yaptığını, davacı şirketin, davalı şirketten tüm ürünlerle toplam mal ve hizmet alımı 2013 yılında 2.569.361,96 TL, 2014 yılında 1.089.871,00 TL olmak üzere toplam 3.659.232,96 TL olduğunu, bu tutara, davalı tarafın iade faturaları toplamının dahil olmadığını, taraflar arasında, davacı şirkete Hediye Çeki verileceğine ilişkin sözleşme düzenlenmediğini, ancak, davalı tarafın 1. ve 2. derece yetkilileri arasındaki e-posta yoluyla yapılan yazışmalardan ve davalı taraf yetkilileri ile davacı taraf arasındaki e-posta yoluyla yapılan yazışmalarından, davacı tarafa hediye çeki verileceği sözü verildiğinin anlaşıldığını, söz veya taahhütte bulunan 1. derece yetkililerin işten ayrılması ile yerlerine göreve başlayan Bülent Başaran’ın hediye çekini sistemde iptal ettiğini, davacı şirketin asıl alacak talebi 192.000,00 TL haricinde, dava tarihine kadar talep edebilecek faiz 19.552,44 TL olacağını beyan etmiştir. Bilirkişi Raporu dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve hüküm kurmaya elverişlidir.
Dosya kapsamına göre, davacının davalıdan 192.000 TL tutarında hediye çeki alma hususunda taraflar arasındaki sözlü sözleşme gereği edimlerini yerine getirdiği, toplam 2.611.478,36 TL tutarında ayakkabı alımı yaptığı, davalı tarafın 1. ve 2. derece yetkilileri arasındaki e-posta yoluyla yapılan yazışmalara ve davalı taraf yetkilileri ile davacı taraf arasındaki e-posta yoluyla yapılan yazışmalara göre davalı tarafça davacı tarafa hediye çeki verileceği sözü verildiği, davacının belirtilen hediye çekini almaya hak kazandığı, hediye çeki karşılığı davacının davalıdan 192.000,00 TL alacağı ve dava tarihine kadar talep edebileceği 19.552,44 TL faiz alacağı bulunduğu anlaşılmış, davanın kabulü ile 211.552,44 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın dava dilekçesi ve ıslah dilekçesine göre kabulü ile 211.552,44 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 14.451,14 TL ilam harcından peşin yatırılan 85,39 TL harç ile 3.193,00 TL tamamlama harcı ve 3.527,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 7.645,75 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 18.643,15 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvuru harcı, 85,39 TL peşin harç, 3.193,00 TL tamamlama harcı, 3.527,00 TL ıslah harcı, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 125,60 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 7.560,19 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/03/2018

Katip …

Hakim …