Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/183 E. 2018/1400 K. 24.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/183 Esas
KARAR NO : 2018/1400

DAVA : Alacak, Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/02/2016
KARAR TARİHİ : 24/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak, Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı Banka ile müvekkili arasında, pos cihazı kullanımına ilişkin üye işyeri sözleşmesi kapsamında bir pos cihazının alınarak işyerine kurulmuş olduğu, kurulan bu pos cihazı ile bavul ticareti kapsamında yurtdışı müşterilerine şifre kullanılarak kredi kartlı satışlar gerçekleştirildiği, bu satışların davalı banka tarafından şüpheli olduğu iddia edilerek satış bedeli üzerine bloke konulduğu, çıkan anlaşmazlık sonucu banka ile çalışmaya son verildiği, davalı bankanın bütün bankaların ortak kredi kartı bilgi havuzuna durumu bildirmesi nedeniyle, müvekkilinin diğer bankalardan da pos cihazı alamadığını, bu nedenle potansiyel işlerini kaybettiği, bundan dolayı da zarara uğradığı, müvekkilinin satış bedelleri üzerine haksız yere konulan bloke nedeniyle satış bedelini kullanamadığından maddi olarak sıkıntıya uğramış olduğu, müvekkilinin bu haksız fiil nedeniyle aynca itibar ve prestij kaybına uğramış olduğu belirtilerek, asıl alacak tutan olan 112.580,00 TL üzerindeki blokenin kaldırılarak bloke edilen tutarın ticari faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, bloke işlemi nedeniyle uğranılan maddi zarar için şimdilik 1.000,00 TL’nin, manevi zararları için 20.000,00 TL’ nin ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinin 16.03.2016 tarihinde tebellüğ edildiğini, asıl alacak tutarının davacıya 17.03.2016 tarihinde ödendiğini, davanın asıl alacak tutarı bakımından konusuz kaldığını, 25/11/2015 ve 26/11/2015 tarihlerinde yurtdışı kredi kartları ile toplam 112.580,00 TL lik işlem gerçekleştirilmiş olduğunu, bankaca şüpheli bulunan işlemler nedeniyle bahse konu tutar üzerine bloke konularak geçici bir hesaba aktarıldığını, davacı ile yapılan sözleşme gereğince bankanın şüpheli işlemler için bloke koymaya hakkı olduğunu, ayrıca yurtdışı kartları ile gerçekleştirilen pos cihazı işlem bedellerinde bir sorun olmasa bile tahsil tarihinden itibaren 65 gün süre ile bu tahsilat tutarlarını bloke etme hakkı bulunduğunu, pos cihazının kurulması aşamasında üye işyerlerine bu hususun açıkça anlatıldığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili bankanın bloke işlemi haksız olarak görülse dahi, davacı tarafından somut bir kayıp veya zararın ortaya konulamamış olduğunu, davacının manevi tazminat talebini güvenilmez, şüpheli işler yapan firma gözüyle bakıldığından itibar kaybı olduğu hususuna dayandırdığını, bu iddianın gerçeklikten uzak olduğunu, bankalar tarafından müşteri hesaplarına konulan blokelerin diğer şirket veya kurumlar ile halka duyurulduğu hiçbir sistemin bulunmadığını, davacının bu davayı açmasında hiçbir hukuki menfaatinin olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Üye İşyeri Sözleşmesi, fatura, slipler, beyanname, ihtarname, içtihatlar.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Dava, bankacılık işlemlerine dayalı alacak ve haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı bankanın … Şubesi … – TL hesabı üzerine konulan blokenin hukuka uygun olup olmadığı, bloke hukuka uygun değil ise davacının alacağının ve davacının blokenin konulması ile uğradığı maddi ve manevi zarar miktarının ne kadar olduğu hususlarındadır.
Mahkememizce bilirkişi Hüseyin Mandacı’dan aldırılan 20/02/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliğini haiz olduğu, davacı tarafından fatura/slip karşılığı ve … 25. Noterliği … numaralı 10.02.2016 tarihli ihtarnamesi ile talep edilen 112,580,00 TL tutarlı alacağın davalı banka tarafından davacı tarafa dava süresinde ödemesinin banka hesabına yapıldığı, davacı tarafın da ilgili tutarı 2015 yılı ticari defterinde gelir olarak muhasebeleştirdiği, bu haliyle 112.580,00 TL tutarın ödenmesi ile sözkonusu talebin konusuz kaldığı, taraflar arasında Üye işyeri Sözleşmesi olduğu, bu sözleşme tahtında yazılı kurulan akde istinaden, … hesap nolu ve … üye işyeri nolu olarak davacı tarafın işyerine 23/11/2015 tarihinde … numaralı POS cihazının kurulduğu, toplam 24 işlemde toplam 90.570 TL tutarın tamamının şifre kullanılmak suretiyle gerçekleştirildiği, toplam 24 işlem ve 90.570 TL tutarının tamamının karşılığında fatura kesildiği ve sonrasında muhasebe kayıtlarına eklendiği, 25/11/2015 tarihinde gerçekleşen işlemlerin üye işyeri olan davacı tarafa 17/03/2016 tarihinde toplam 128 gün sonunda ödendiği, Uluslararası Kart Kuruluşlarınca Şifre (PIN) veya 3D Secure ile yapılan kartlı işlemlerinde, Kart Hamilinin bilgisi ve kontrolü dahilinde olduğu, şifrenin hukuki anlamda da “Açık Rıza gösterdiği” olarak kabul edildiği, bankaların genel işleyişinde Üye İşyeri Sözleşmesine dayanarak şüpheli gördüğü işlemler neticesinde işyerini yakın incelemeye tabi tutması, geçici süre ile işlemlerin araştırılması maksadıyla hesaplarına bloke koyulduğu, şüpheli işlemler ile ilgili üye işyeri bilgi ve kayıtlarını BKM- Bankalararası Kart Merkezi ile paylaştığı, BKM’ye üye olan tüm bankaların bu ortak kayıtlara ulaşabildiği ve ortak istihbarat havuzu yaratıldığı, Sonuç olarak, davacı tarafın asıl alacak tutarının olmadığı, şifre girilerek yapılan işlemin şüpheli işlem olmadığı, şüpheli olmayan işlemlerde bloke süresinin 128 gün gibi olağan ve makul olmayan bir süre olması bu süreyi ispat eden bir belge ve bilgi sunulmaması nedeniyle blokeyi kaldırma işleminde gecikme olduğundan bankanın kusurlu olduğu, davacı tarafın maddi tazminat talebinin ise turizm ve seyahat konusunda uzman bilirkişi tespitleri doğrultusunda hesaplanabileceği ve dava dosyasına sunulan belge ve bilgilerin sektör bilgileri içermediğinden müstakbel gelir kaybı hesabı için yeterli veri olmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce Maddi tazminat yönünden aldırılan 26/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalının dava tarihinde mevcut asıl alacak tutan olan 112.580,00 TL alacağı davanın açılmasından sonra olmak üzere 17.03.2016 tarihinde ödemiş olduğu, 10.02.2016 tarihli ihtarnamenin davalı yana tebliğine ilişkin tebliğ şerhine göre, 11.02.2016 tarihinde davalıya tebliğ edilmiş olduğu, ihtarname içeriğinde davalıya 3 günlük ödeme süresi de tanınmış olduğu dikkate alınarak, tebliği takip eden 3. iş günü olan 16.02.2016 tarihinden itibaren gecikme faizi hesap edilebileceği görüş ve kanaatine varıldığı, buna göre; ihtarnamede ödeme süresi olarak belirtilen son tarih olan 16.02.2016 tarihinden blokenin çözülerek paranın davacıya ödendiği 17.03.2016 tarihine kadar gecikme faizi hesaplanması gerektiği, bu miktarın 985,08 TL olarak hesap ve tespit edildiği, davalıya çekilen ihtarnamede ön görülen son ödenme gününden itibaren, dava tarihine kadar hesaplanan ticari faizin 229,85 TL olarak hesap ve tespit edildiği, bununla birlikte davalı bankanın paranın 65 gün süreyle bloke edilmesi hususunda davacı ile anlaşmış oldukları beyanları ve davacı yanın bu beyanlara ilişkin bir kabulünün olmaması sebebi ile (davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı beyanlarını içeren dilekçesinde, bloke koyduğu sürenin tamamı üzerinden faiz hesaplaması yapılması talebi mevcuttur) üye işyeri fıyatlamaları/bloke gün sayılarına yönelik üye işyeri çalışma koşullarını içeren herhangi bir anlaşmaya yönelik dava dosyasında bir belge görülememiş olması sebebi ile ilgili tutarların tahsil edildiği günden bir işgünü sonrasından başlayarak davalı yanın 112.580 TL’yi davacının kullanımına açtığı güne kadar davacının aleyhine oluşan ilgili duruma yönelik faiz hesaplanabileceği, asıl alacağa, valör tarihinden itibaren dava tarihine kadar faiz hesaplanması halinde 2.915,10 TL faiz alacağı hesap ve tespit edildiği, asıl alacağa valör tarihinden itibaren ödendiği tarihe kadar faiz hesaplanması halinde 3.670,32 TL faiz alacağı hesap ve tespit edildiği, bankaların genel işleyişinde Üye İşyeri Sözleşmesine dayanarak şüpheli gördüğü işlemler neticesinde işyerini yakın incelemeye tabi tutması, geçici süre ile işlemlerin araştırılması maksadıyla hesaplarına bloke koyulduğu, şüpheli işlemler ile ilgili işyeri kayıtlarının BKM-Bankalararası Kart Merkezi ile bilgi paylaştığı, RKN’ye üye bankaların bu ortak kayıtlara ulaşabildiği ve ortak istihbarat havuzu yaratabileceği bu nedenle de hesaplara konulan bloke sürenin olağan ve makul olmayan bir süre dışında olması durumunda yurtdışından pos cihazı ve kredi kartlarıyla bedeli tahsil edilmek suretiyle turizm ve seyahat organizasyonu işiyle iştigal eden firmanın, bloke edilen pos cihazı nedeniyle iş ve itibar kaybının oluşabileceği görüş ve kanaatine varıldığı, davacının haksız fiil nedeniyle maddi zarar talebi ile ilgili olarak, davacı şirketin satış hasılatının Şubat ve Mart 2016 da düşüş yaşamış olduğu görülmekteyse de, bu düşüşün kredi kartı kullanamaz olmasıyla irtibatının ortaya konulması gerektiği, Mart 2016 döneminde hem toplam ciroda ve hem de kredi kartıyla yapılan satışlarda büyük bir düşüş olduğu görülmekteyse de, davaya konu bir dönem olmadığı görüş ve kanaatine varıldığından Mart 2016 dönemi ile ilgili bir değerlendirmenin rapor kapsamında ele alınmamış olduğu, 2016 Yılı birinci 3 aylık döneminde kurum geçici vergi beyannamesine göre davacının 429.402,85 TL zarar ettiği görülmekteyse de, KDV beyannamelerinin incelenmesinden, bu zararın asıl ve büyük ölçüde Mart 2016 döneminde (toplam ciro ve kredi kartıyla yapılan ciroda gerçekleşen büyük düşüş nedeniyle) gerçekleşmiş olabileceği, Mart 2016 döneminin dava tarihinden sonra olduğu, dava tarihi olan 23.02.2016 tarihi itibariyle ne ölçüde bir düşüş gerçekleştiği, keza davalı banka tarafından BKM’ye ne zaman bilgi verildiği, ve verilen bilgi sonucu dava tarihine kadarki süre içinde ne kadar bir süre ile davacının hiç bir kart ve pos cihazı kullanamadığına ilişkin bilgi ve belgeler ile, yapılan iş bağlantıları ve bu bağlantıların pos cihazının iptalinden sonra ne şekilde etkilendiğine veya rezervasyonların iptal olduğuna ilişkin bilgi ve belgeler ile kredi kartı ve pos cihazının kullanılamamasıyla ilişkisi somut olarak ortaya konulmadıkça davacının zararının hesaplanmasının imkan dahilinde olmadığı bildirilmiştir.
Bilirkişi raporları, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı olup birbirlerini tamamlayıcı ve hükme esas almaya elverişlidirler.
Bankaların genel işleyişinde Üye İşyeri Sözleşmesine dayanarak şüpheli gördüğü işlemler neticesinde işyerini yakın incelemeye tabi tutması ve geçici süre ile işlemlerin araştırılması maksadıyla hesaplarına bloke koyulduğu, şüpheli işlemler ile ilgili üye işyeri bilgi ve kayıtlarını BKM-Bankalararası Kart Merkezi ile paylaştığı, BKM’ye üye olan tüm bankaların bu ortak kayıtlara ulaşabildiği ve ortak istihbarat havuzu yaratabileceği anlaşılmaktadır.
1-Davacı tarafın asıl alacak tutarının olmadığı, davanın bloke edilen 112.580,00 TL ye ilişkin kısmının ödenmekle konusuz kaldığı anlaşılmış, bu kısma ilişkin olarak esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
2-Hesaplara konulan bloke süresinin olağan ve makul olmayan bir süre dışında olması nedeni ile yurtdışından pos cihazı ve kredi kartlarıyla bedeli tahsil edilmek suretiyle turizm ve seyahat organizasyonu işiyle iştigal eden davacı firmanın, bloke edilen pos cihazı nedeniyle iş ve itibar kaybının olabileceğinin kabulü gerekmektedir. Yurtdışı uçak bileti ve turistik seyahat organizasyonu işi ile iştigal eden davacı firmanın pos cihazı kullanamamasından dolayı iş hacminin olumsuz etkileneceği açıktır. Davacı şirketin satış hasılatının Şubat ve Mart 2016′ da düşüş yaşamış olduğu anlaşılmış, bu düşüşün bir ölçüde kredi kartı kullanamaz olmasıyla irtibatlı olduğunun kabul edilmesi gerekmiştir. Dava tarihi olan 23.02.2016 tarihi itibariyle ne ölçüde bir düşüş gerçekleştiği, keza davalı banka tarafından BKM’ye ne zaman bilgi verildiği, ve verilen bilgi sonucu dava tarihine kadarki süre içinde ne kadar bir süre ile davacının hiç bir kart ve pos cihazı kullanamadığına ilişkin bilgi ve belgeler ile, yapılan iş bağlantıları ve bu bağlantıların pos cihazının iptalinden sonra ne şekilde etkilendiğine veya rezervasyonların iptal olduğuna ilişkin bilgi ve belgeler ile kredi kartı ve pos cihazının kullanılamamasıyla ilişkisi somut olarak ortaya konulmadığından davacının bu yöndeki zararının belirlenemediği ancak davalı bankanın blokeyi kaldırma işleminde gecikme olduğundan dolayı davalı bankanın kusurlu olması nedeni ile faize ilişkin zararı davacıya ödemesi gerektiği, BK 49. maddesi çerçevesinde, 26/03/2018 tarihli bilirkişi raporu ile hesaplanan faiz kaybına ilişkin maddi tazminata hak kazandığı anlaşılmış, davacının maddi tazminata ilişkin talebinin kabulü ile, talep ile sınırlı olarak ve talep, bilirkişi raporundaki terditli hesaplamadaki her iki miktarın da altında kaldığından 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyen ticari (avans) faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine arar vermek gerekmiştir.
3-Davacının ikinci bir bankaya başvurması halinde ikinci bankanın davacının Bankalararası Kart Merkezi’ne olumsuz kaydı olduğu ve bu kaydın bütün bankalarca görüldüğü bu nedenle ikinci bankanın davacının pos cihazı başvurusunu reddetme ihtimalinin bulunduğu dikkate alındığında itibar kaybı nedeni ile TBK 56.maddesi çerçevesinde manevi tazminata hak kazandığı anlaşılmış, davacının manevi tazminata ilişkin talebinin kısmen kabulü, kısmen reddi ile, davacının itibar kaybına yönelik takdiren 2.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyen ticari (avans) faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;.
1-Davanın bloke edilen 112.580,00 TL ye ilişkin kısmı konusuz kaldığından bu kısma ilişkin olarak esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına,
2-Davacının maddi tazminata ilişkin talebinin kabulü ile, 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyen ticari (avans) faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının manevi tazminata ilişkin talebinin kısmen kabulü, kısmen reddi ile, 2.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyen ticari (avans) faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanununca alacak davası yönünden alınması gerekli 7.690,33 TL ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Harçlar Kanununca manevi tazminat davası yönünden alınması gerekli 136,62 TL ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
6-Harçlar Kanununca maddi tazminat davası yönünden alınması gerekli 68,31 TL ilam harcının peşin yatırılan 2.281,22 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılmış olan 2.212,91 TL harcın davacıya iadesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 68,31 TL ilam harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince asıl alacak yönünden 11.756,40 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince maddi tazminat davası yönünden 1.000,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince manevi tazminat davası yönünden 2.000,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince manevi tazminat davası yönünden 2.000,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
1-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvuru harcı, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 155,00 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 1.984,20 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/12/2018

Katip

Hakim