Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/17 E. 2018/513 K. 09.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/17 Esas
KARAR NO : 2018/513

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/01/2016
KARAR TARİHİ : 09/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı, dava dilekçesinde özetle; Ortağı ve yöneticisi olduğu … Şti’nin davalı şirketten … AVM şantiyesinde kullanılmak üzere klima cihazları satın aldığını, taraflar arasında bu alımla ilgili bir satın alma sözleşmesinin bulunduğunu, … Şti ile davalı şirketin 6-7 seneden bu yana alışveriş yapmakta olduklarını, aynı zamanda iki şirketin çözüm ortağı olduklarını, ödemelerin teslimden itibaren 90 veya 120 günlük çekler ile yapıldığını, sözleşmede olmadığı halde davalı firmanın iş ortasında cihazları teslim etmeyeceği şeklinde tehdit ve baskı yaparak bir kısım çeklere aval imzası alındığını, davalı firmaya teminat maksatlı olarak verilen ve üzerinde şahsi aval imzasının bulunduğu bir çeki kullanarak şahsı aleyhinde … 21 İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, Tesyap firmasının davalı şirkete borcunun bulunmadığını, borcu olmasında dahi icra takibine konu çekten dolayı muhatabın kendisi değil Tesyap firması olduğunu, davalının şahsı aleyhine açtığı icra takibinin haksız olduğunu ileri sürerek davalıya teminat maksadı ile verilmiş çekten dolayı borçlu bulunmadığının tespitine, kefalet ve aval hükümlerinin geçersiz olduğuna, davalının icra kötüniyet tazminatı, maddi manevi tazminata mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddia ettiği gibi iki şirketin çözüm ortağı olmadıklarını, böyle bir ilişkinin bulunmadığını, davacının davalı müvekkile karşı olan satın almadan dolayı borcunu ödemediğini, bunun üzerine de çeklerinden dolayı icra takibi yapıldığını, icra takibine konu alacağın cari hesap alacağında mevcut olduğunu, davacının kötü niyetli olarak borcunu ödememek adına dava açtığını, davacının iddialarının tamamen yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… 21 İcra Müdürlüğünün … E sayılı uyap dosyası, … 3 İcra ve İflas Müdürlüğü … iflas sayılı uyap dosyası, fatura örnekleri.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, İİK 72. maddesine dayalı menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, … 21. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına konu çekten dolayı davacının davalıya borçlu olup olmadığı, Anadolu 2. ATM 2015/107 E sayılı dosyası ile işbu davanın birleştirmesi talebinin yerinde olup olmadığı hususlarındadır.
Anadolu 2. ATM 2015/107 E sayılı dosyası incelendiğinde, davacı … Tic. A.Ş. tarafından davalı … aleyhine iflas davası olduğu anlaşılmakla işbu dava ile irtibatlı olmadığından birleştirme talebinin reddine karar verilmiştir.
… 21. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası incelendiğinde davalı alacaklı tarafından borçlular … Ltd. Şti ve … (davacı) aleyhine, keşidecisi … Ltd. Şti olan, davacının avalist olarak yer aldığı ve imzasının bulunduğu, 15/04/2014 tanzim, 15/04/2014 vade tarihli 200.000 Euro bedelli çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine geçildiği, çekin zorunlu unsurları taşıdığı ve kambiyo senedi vasfında olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tanığı …,” … Şantiyesi ile ilgili Form Endüstri firmasından satın alma yapıldı, cihazların teslimi ile ilgili olarak ödeme yapılmadan, çekler alınmadan malların teslim edilmeyeceğini söylediler, çekleri avalimdir olarak istediler, bunun üzerine … avalist olarak çekleri imzaladı, çek sayısından çok emin değilim, sayısını hatırlamıyorum. Başlangıçta çekler gönderilmişti, imzalı olarak gönderilmişlerdi, ancak aval olmadan malların teslim edilmeyeceği söylendi bunun üzerine … avalist olarak imza atmak zorunda kaldı, aksi halde cezalı duruma düşecektik, teminatımız işveren tarafından yakılabilecekti. … şantiyesi … semtindedir, … Şti’nin merkezi ise Suadiyededir. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı …, ” Form şirketi ile bir sözleşme yapılmış ve Tesyap şirketi olarak soğutma grubu alınmıştı, miktar yüksek olduğu için leasing yolu ile ödeme yapılması yolunda anlaşıldı, … adlı … bulunan AVM’nin yatırımcısı malı alacaktı, … şirketi de onlara devredecekti, ancak … bundan vazgeçti, Form şirketi bizden çek istedi ve çeklerin de şahsi aval olarak düzenlenmesini istedi, bu avalli çekleri vermek istemeyince mal sahibi malları teslim etmen lazım yoksa elimdeki teminat mektubunu yakarım şeklinde konuşunca biz de arada kaldık ve … avalist olarak çeki imzaladı. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
MK 6. maddesi gereğince bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur. İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Menfi tespit davasında borçlu, borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa bu durumda ispat yükü davalı alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme ile düştüğünü ileri sürüyorsa ispat yükü doğal olarak davacı borçluya düşer.
TTK 700/1. fıkrası gereğince avalist kambiyo senedinin ödenmesi konusunda teminat vermektedir. TTK 702/1. fıkrası gereğince avalist kimin için aval vererek taahhüt altına girmişse kambiyo senedinin ödenmemesinden dolayı aynen o kişi gibi sorumlu olur. Hatta avalistin teminat altına aldığı borç, şekle ait noksanların dışında başka bir nedenle batıl olsa dahi avalistin taahhüdü geçerliliğini korur. (TTK 702/2. Fıkrası) Avalist hamile karşı müştereken ve müteselsilen borçlu durumundadır. …, asıl borçluya ilişkin şahsi defileri ileri süremez.
Somut olayda, davacı borçlu borcun varlığını inkar ettiğinden ispat yükü davalı alacaklıdadır. Davalı alacaklı, davacının borçlu olduğunu ispatla yükümlüdür. Davalı, temel ilişkiden mücerret borç ikrarını içeren kambiyo senedine dayanmaktadır. Bu durumda ispat yükü yer değiştirmektedir, artık davacı “sözleşmede olmadığı halde davalı firmanın iş ortasında cihazları teslim etmeyeceği şeklinde tehdit ve baskı yaparak bir kısım çeklere aval imzası alındığı”na ilişkin iddiasını ispatla yükümlüdür. Bu iddianın ispatı yolunda bildirilen tanıkların, malların teslimi için ve işveren tarafından verilen teminatın yakılabileceğinden bahisle davacının çeki … olarak imzaladığına yönelik beyanlarından davacının tehdit ve baskı altında çeke aval verdiği sonucunun doğmayacağı, çekin (kambiyo senedinin) ödeme aracı olma niteliği ve şirket yetkilisi olan davacının kambiyo senedinin bu niteliğini bilerek basiretli bir işadamı gibi davranma zorunluluğu karşısında, davacının, malların teslimi amacı ile asıl borçlu şirketin sorumluluğunu TTK 700-702 maddeleri çerçevesinde avalist olarak paylaştığı, hamile karşı müştereken ve müteselsilen borçlu durumunda olduğu ve asıl borçluya ilişkin şahsi defileri ileri süremeyeceği, bu nedenle asıl borçlu … (dava ihbar olunan)’nın … 7. ATM … E sayılı dosyası üzerinden açmış olduğu menfi tespit davasının beklenmesinin ya da işbu dava ile birleştirilmesinin gerekmediği, … vekilinin müdahale talebinin harçlandırılmadığı için usulüne uygun olmadığı anlaşılmış, davacı borçlanma iradesi bulunmadığını kanıtlayamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın reddine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 35,90 TL ilam harcından peşin yatırılan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 1.000,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 46,00 TL tebligat giderlerinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili, davalı vekili ve müdahale talep eden vekilinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/04/2018

Katip …

Hakim …