Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1281 E. 2018/1031 K. 08.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1281 Esas
KARAR NO : 2018/1031

DAVA : Menfi Tespit -İstirdat
DAVA TARİHİ : 30/12/2016
KARAR TARİHİ : 08/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit -İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Bankası … Şubesinin … nolu, 15.11.2016 keşide tarihli 15.000,00 TL ve … nolu, 15.12.2016 keşide tarihli 17.500,00 TL vadesi gelen iki adet olmak üzere toplamda 5 adet çekin müvekkili yedinde iken kaybedildiğini, kayıp çekler ile ilgili olarak … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E nolu dosyası ile çek iptali davası açıldığını ve ödeme yasağı kararı verilerek muhatap bankaya tebliğ edildiğini, muhatap bankaya ödeme yasağı tebliğ edilmiş olmasına rağmen çeklerin hamili olduğunu iddia eden … ve …’in çekleri bankaya ibraz ettiklerini ve arkalarına çekler hakkında … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E nolu ödeme yasağı kararı olduğunun şerh edildiğini, bu aşamada hamil olduğunu iddia eden davalıların ilgili mahkemeye başvurup hak sahibi olduklarını beyan etmeleri gerekir iken …. 1. İcra Müdürlüğünün … E ve … E nolu dosyaları ile müvekkili aleyhinde icra takibine başvurduklarını, müvekkiline bu takiplerle ilgili olarak ödeme emri tebliğ edilmediğini, takiplerin varlığının müvekkili tarafından e- devlet sistemi üzerinden tesadüfen öğrenildiğini, hamil olduğunu iddia eden şahısların müvekkili ile hiçbir ticari ilişkisi bulunmadığını ileri sürerek davaya konu çeklerin istirdatı ile müvekkiline teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalılar vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanca dava dışı … hakkında yapılan şikayet başvurusu ekinde sunulan 17.06.2016 tarihli “Borç Tasfiye Protokolü” içeriğinden de açıkça anlaşılacağı üzere davacı ile dava dışı … arasında önceye dayalı ortaklık olup dava konusu çekleri keşide eden şirketle ortaklık kurdukları ancak yaşanan olumsuzluklar nedeniyle söz konusu ortaklığın tasfiye aşamasına geldiğini, tasfiye aşamasında yargılamaya konu … Ltd. Şti. Keşideli, … Bankası … Şubesinin … nolu, 15.11.2016 keşide tarihli 15.000,00 TL ve … nolu, 15.12.2016 keşide tarihli 17.500,00 TL bedelli çeklerin de içinde bulunduğu- 12 adet toplam 200.000,00 TL bedelli çeklerin davacı … ve dava dışı …’ya şirket yetkilisi … tarafından ciro edilerek teslim edildiğini, dava dışı …. tarafından davalılar … ve …’na verilen dava konusu çeklerin … l. İcra Müdürlüğünün … ve … E. nolu dosyaları ile icra takibine konulduğunu, protokol uyarınca davaya konu çek bedellerinin keşideci tarafından ödenerek keşideci hakkında yapılan hacizlerden feragat edildiği konularında uyuşmazlık bulunmamakta olduğunu, davada uyuşmazlığın dava konusu çeklerin davacının elinden rızası hilafına çıkıp çıkmadığı ve söz konusu çeklerin yeni hamilleri olan davalıların çekin iktisabı sırasında kötü niyetli veya ağır kusurlu olup olmadıkları noktasında toplandığını, öncelikle davacının çeklerin rızası hilafına elinden çıktığı iddiasına yönelik soruşturma devan etmekte olup Yargıtay’ın yerleşik kararlarında da kabul edildiği gibi 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür” şeklinde bir düzenlemeye yer verildiğini, bu düzenleme uyarınca rıza hilafına elden çıktığı ileri sürülen çekin istirdatma karar verilebilmesi için davacının dava konusu yaptığı çekin yetkili hamili olduğunu kanıtlaması yanında, çeki elinde bulunduran yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap ettiğini va da iktisapta ağır kusuru bulunduğunu ispat etmesi gerektiğini, bu durum karşısında davada ispat yükünün çekin istirdatma karar verilmesini talep eden davacıya ait olduğunu, her ne kadar davacı yanca çeki elinde bulunduran yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap ettiği ya da iktisapta ağır kusurunun bulunduğunun ispat etmesi gerekli ise de somut olayda bu yönde davacının şikayeti nedeniyle yürütülen soruşturma dosyasındaki ifadesindeki beyanlarından davalıların dava konusu çeklerin iktisabında kötü niyetli olmadıklarını ya da iktisapta ağır kusurlarının bulunmadığını açıkça ortaya koymakta olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… 1. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyası kararı, … CBS … sayılı soruşturma dosyasında yer alan …’nun ifadesi, borç tasfiye protokolü, ibraname.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Dava, İİK 72. maddesine dayalı menfi tespit ve TTK 792. maddesine dayalı çek istirdadı davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, … 1.İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına konu … Bankası … Şubesine ait olup … nolu, keşidecisi … Tic AŞ olan, 15.12.2016 keşide tarihli, 17.500,00 TL bedelli, cirantaları …, …(davacı), …, …(davalı) olan çek ile .. 1.İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına konu … Bankası … Şubesine ait olup … nolu, keşidecisi … Tic AŞ olan, … emrine düzenlenmiş 15.11.2016 keşide tarihli, 15.000,00 TL bedelli, cirantaları …, …(davacı), …, …(davalı) olan çekten dolayı davacının davalılara borçlu olup olmadığı, çeklerin istirdadının gerekip gerekmediği hususlarındadır.
… 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/815 E, 2017/701 K sayılı kararı ile, içlerinde dava konusu çeklerin de bulunduğu çeklerin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
17/06/2016 tarihli “Borç Tasfiye Protokolü”nden davacı … ile dava dışı …’nun … Tic AŞ’nin ortakları olduklarının anlaşıldığı, dava konusu çeklerin keşidecisi olan … Tic AŞ’nin yetkilisi olan … tarafından dava konusu çeklerin davacı … ve dava dışı …’ya ciro edildiği anlaşılmıştır.
MK 6. maddesi gereğince bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur. İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Menfi tespit davasında borçlu, borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa bu durumda ispat yükü davalı alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun düştüğünü ileri sürüyorsa ispat yükü doğal olarak davacı borçluya düşer.
TTK 792. maddesi ile çekin istirdatı şartları düzenlenmiş olup bu hükme göre, rıza hilafına elden çıkmış olan çekin istirdadına karar verilebilmesi için davacının çekin yetkili hamili olduğunu kanıtlaması yanında çeki elinde bulunduranın çeki kötüniyetle iktisap ettiğini ya da iktisapta ağır kusurlu olduğunu kanıtlaması gerekir.
Somut olayda, davacı borçlu borcun varlığını inkar ettiğinden ispat yükü davalı alacaklıdadır. Davalı alacaklı, davacının borçlu olduğunu ispatla yükümlüdür. Davalı, kambiyo senetlerine (çekler) dayanmaktadır. Kambiyo senedi temel ilişkiden mücerret borç ikrarını içerdiğinden ispat yükü yer değiştirerek davacıya geçmektedir. Davacı dava konusu çekleri kaybettiğini, çeklerin yasal hamili olduğunu ve davalıların çekleri kötü niyetle iktisap ettiklerini ya da iktisapta ağır kusurlu olduklarını kanıtlamakla yükümlü olup bu yükümlülüğü yerine getirememiştir, dava konusu çeklerin davacı … ve dava dışı …’ya ciro edildiği, davacı … ve dava dışı … tarafından da 15.000,00 TL bedelli çekin davalı …’e, 17.500,00 TL bedelli çekin ise davalı …’e ciro edildiği anlaşılmış, dava konusu çeklerdeki ciro silsilesinin düzgün olduğu dikkate alınarak kanıtlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın reddine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 35,90 TL ilam harcının peşin yatırılan 256,17 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılmış olan 220,27 TL harcın davacıya iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/10/2018

Katip

Hakim