Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/128 E. 2018/918 K. 10.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/128 Esas
KARAR NO : 2018/918

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/02/2016
KARAR TARİHİ : 10/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin 19.07.2014 tarihinde, davacı şirket … Ticaret Ltd Şti’ den … marka, 2004 model, … Şase numaralı sıfır aracı 128.484.300-TL’ye satın aldığını, 14.10.2003 tarihli 25259 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 13,10.2003 tarih 2003/6257 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (II) sayılı listede yer alan mallarda uygulanan özel tüketim vergi oranlarında değişiklik yapıldığını, bu kapsamda, Bakanlar Kurulu Kararının Resmi Gazetede yayınlanma tarihi olan 14 Ekim 2003 tarihinden İtibaren 06.06.2002 tarihli 4760 sayılı Özet Tüketim Vergisi Kanununa ekli (10 sayılı listede yer alan 87,03 G.T.İ.P numaralı mallara ilişkin özel tüketim vergisi oranlarının silindir hacminin 1600 cm3’ü geçmeyenler için %30, 1600 cm3’ü geçen fakat 2000 cm3’ü geçmeyenler için %52 ve 2000 cm3’ü geçenler için %75 olarak tespit edildiğini, söz konusu karara karşı Tüketici Koruma Derneği tarafından ikame edilen davada, Danıştay 7.Hukuk Dairesinin 22.04.2004 tarih 2003/2594 E. sayılı dosyasında vermiş olduğu yürütmenin durdurulması karan uyarınca; 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (II) sayılı listedeki 87.03 G.T.I.P numaralı araçlarda özel tüketim vergisinin; 1600cm3’ü geçmeyenler için %30, 1600 cm3’ü geçen fakat 2000 cm3’ü geçmeyenler için 9651.11, 2000 cm3’ü geçenler için %55.55 oranı üzerinden ÖTV’nin nihai alıcılardan alınarak satışların yapıldığını, bu kapsamda söz konusu yürütmeyi durdurma kararı uyarınca 18.06.2004 tarihinden sonra yapılan satışlarda motor hacmi 2000 cm3 üzerindeki araçlar için %55,55 oranı alıcılardan alınarak satış yapıldığını, bu itibarla huzurdaki dava konusu olan … marka, 2004 model, … şase numaralı aracın da davalı şirkete satılırken, araca ilişkin ÖTV %55,55 oranında hesaplanarak, davalı şirketten tahsil edildiğini, ancak Danıştay 7. Dairesinin bu kararının iptali istemiyle Danıştay Dava Daireleri Kuruluna’na yapılan itiraz sonucu bu kararın iptali halinde, motor silindir hacmi 2000 cm3’ü geçen araçlar için hesaplanan vergi ile 2003/6257 sayılı Bakanlar Kurutu Kararıyla belirtilen oranlarda hesaplanan vergi arasındaki farkın borçlu davalı şirketten alınmasına ilişkin taraflar arasında Taahhütname akdedilmiş olduğunu, Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğünün 18.06.2004 tarihli B.07.0.GEL0.52/5200.40/2628383 sayılı yazısı uyarınca ilgili Vergi Daireleri tarafından Bakanlar Kurulu Kararına istinaden belirlenen ÖTV oranı ile satışlar arasında tahsil edilen ÖTV oranı arasındaki farka ilişkin vergi/ceza ihbarnamesi düzenlenerek müvekkili şirkete tebliğ edildiğini, buna karşı davalı borçlunun taahhütname hükümlerine riayet etmemesi ve borcunu ödememesi üzerine söz konusu alacak hakkında müvekkili şirket tarafından, İstanbul 8. İcra müdürlüğünün 2015/29394 E. sayılı dosyası üzerinden 16.065.70 TL tutarında icra takibi başlatıldığını, borçlu/davalı şirketin haksız itirazı ile takibin durduğunu ileri sürerek davalının itirazın iptali ile davalının % 20’den aşağı olmamak üzere %20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle görev, yetki ve husumet itirazlarının olduğunu, davanın esasına ilişkin olarak ise, talep edilen ÖTV’nin sorumlusunun müvekkili olmadığını, 4760 Sayılı ÖTV Kanunun l.maddesine göre davaya konu olayda araç ithal eden yani ilk iltisap eden tarafın davacı bayi olduğunu bu nedenle de Nakil vasıtaları Vergi Dairesince davalı aleyhine vergi ihbarnamesi düzenlendiğini, davacının bu vergiyi müvekkilinin ödemesi gerektiği talep ve iddialarının hukuki bir dayanağı olmadığını, davacı yanca dosyaya sunulan taahhütnamenin herhangi bir geçerliliğinin bulunmadığını, söz konusu belgede tarih ve geçerlilik süresi ile ilgili herhangi bir ibare bulunmadığı gibi, ilişkili olduğu sözleşmenin fatura veya satışının da yazılı olmadığını, söz konusu belgedeki imzanın müvekkilinin şirket yetkili temsilcilerine ait olmadığını, davacı yanın müvekkili şirketi bu anlamda bir borç altına sokacak yetkinin devredildiğine dair herhangi bir belge de sunamadığını, açıklanan bu nedenlerle söz konusu alışverişle herhangi bir bağlantısı olmayan ve yetkili kişilerce tanzim ve imza edilmeyen ve herhangi bir bağlayıcılığı bulunmayan taahhütname başlıklı belgeyi kabul etmediklerini, öncelikle dosya kapsamında sunulan taahhütnamede açıkça görüleceği üzere bu belgenin İki taraflı bir sözleşme değil, tek taraflı düzenlenmiş matbu bir metin olduğunu, söz konusu metinde müvekkili şirketin ünvanı altında yer alan imzanın müvekkili şirket yetkililerinden hiçbirine ait olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… 8. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası, Taahhütname, fatura, vergi ceza ihbarnamesi, bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, İİK 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafından davalıya satılan aracın, bakanlar kurulu kararına göre belirlenen özel tüketim vergisi oranı ile satış tarihinde tahsil edilen özel tüketim vergisi oranı arasındaki farktan kaynaklanan alacağın bulunup bulunmadığı, var ise miktarı, alacağın likit olup olmadığı, mahkememizin görevsiz tüketici mahkemesinin görevli olup olmadığı, mahkememizin yetkisiz Bakırköy ATM’nin yetkili olup olmadığı, davalıya husumet yöneltilmesinin doğru olup olmadığı, zaman aşımı def’inin yerinde olup olmadığı hususlarındadır.
Davaya konu aracın şirket adına kayıtlı olması nedeniyle ticari amaçlı kullanıldığı kabul edilerek görev itirazının, taahhütnamede yetki şartı düzenlendiğinden yetki itirazının, … A.Ş’nin ünvan değiştirerek … A.Ş olması nedeniyle husumet itirazının, Bakanlar Kurulu kararının iptal edilip edilmemesi kararından itibaren zaman aşımının başlayacağı kabul edilerek zaman aşımı def’inin reddine karar verilmiştir.
İlgili … 8. İcra Müdürlüğü’nün … E Sayılı icra takibi dosyasının incelenmesinde, davacı … Tic. Ltd. Şti tarafından davalı borçlu … Tic. A.Ş aleyhine 29/09/2015 tarihinde ÖTV farkı alacağı, araç satış faturası, taahhütname, vergi ceza ihbarnamesi ve makbuzlar ile şirket kayıtları dayanak gösterilerek 16.065,70 TL asıl alacağın tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 22/10/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekilinin 27/10/2015 tarihli itiraz dilekçesi ile; alacaklı tarafın takip müstenidi olarak gösterdiği ÖTV farkı ve taahhütnamenin hukuki geçerliliğinin bulunmadığını, takibe ekli taahhütnamede tarih bulunmadığı gibi taahhütname altındaki imzanın da müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığını, alacaklının ÖTV farkı adı altında bir bedel talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, ayrıca tahakkuk ettirilen farktan alacaklının sorumlu olup tüketiciye yansıtamayacağı gibi bu beedelin de alacaklı tarafından ilgili vergi dairesine ödendiğini, iddia edilen alacağın zaman aşımına uğradığını, ayrıca müvekkili şirketin alacaklı görünene hiçbir borcunun bulunmadığını ileri sürdüğü, davacı alacaklının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, takibin yetkili icra dairesinde yapıldığı, geçerli haciz yolu ile ilamsız genel takip bulunduğu, borçlu tarafından yasal süresi içerisinde yapılmış ve takibi durdurmuş geçerli bir itiraz olduğu, davanın bir yıllık yasal süresi içerisinde açıldığı, itirazın iptali davasının koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Deliller toplandıktan sonra mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık konularında rapor düzenlemek üzere dosya Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi …’a tevdi edilmiş, bilirkişi mahkememize sunmuş olduğu 17/03/2017 tarihli raporunda özetle; 19.07.2004 tarih ve … seri sıra numaralı faturanın …Tip. Ltd. Şti.’nin yevmiye defterine … tarih ve … yevmiye numarası ile sayfa 13 de kaydedildiğini, davalı … A.Ş defter ve belgelerinin zamanaşımı süresi dolduğundan gelmediğini, öncelikle söz konusu Taahhütname alım satım sözleşmesinin eki ise bu sözleşmenin aslının görülmesi gerektiğini, satıcı firma ilgili dönemlerdeki her satışında böyle bir taahhütname talep etmekte olup olmadığı ve taahhütnamede yer alan imzanın … A.Ş’nin imza sirkülerinde yer alan şirket yetkilisine ait olup olmadığı hususlarının tespit edilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
İtirazın iptali davası yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. İspat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda ön görülen istisnalar dışında karşı taraf kanuni karinenin aksini ispat edebilir. (HMK m.190). İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak davacı alacaklıdadır. Ancak borçlunun itirazındaki beyana göre ispat yükü yer değiştirebilir. Borçlu itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir, borçlu her türlü borca itirazını ödeme emrine itirazından bağımsız olarak ileri sürebilir.
Somut olayda, taraflar arasında davacının davalıya sattığı araca ilişkin olarak motor silindir hacmi 2000 cm3’ü geçen araçlar için hesaplanan vergi ile 2003/6257 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile belirtilen oranlarda hesaplanan vergi arasındaki farkın borçlu davalı şirketten alınmasına ilişkin Taahhütname akdedilmiş olup davacı delil olarak bildirdiği Taahhütnameye dayanarak davalıya sattığı araca ilişkin olarak, bakanlar kurulu kararına göre belirlenen özel tüketim vergisi oranı ile satış tarihinde tahsil edilen özel tüketim vergisi oranı arasındaki farktan kaynaklanan alacağını talep etmektedir. Davalı tarafça Taahhütnamedeki imzaya itiraz edilmiştir. Dosyaya sunulan davalı şirket yetkilisinin imza sirkülerindeki imza ile Taahhütnamedeki imzanın birbirleri ile uyuşmadığı gözlemlenmekle öncelikle Taahhütnamede yer alan imzanın davalı yetkilisine ait olup olmadığının tespit edilmesi gerekmektedir. Mahkememizce taahhütnamedeki imzanın incelenmesi yönünden grafolog bilirkişiden rapor aldırılmasına karar verilmiş, Alım Satım Sözleşmesi ve Taahhütname aslının dosyaya sunulması hususunda taraf vekillerine iki haftalık süre verilmiş, sunulmaması üzerine verilen kesin süreye de riayet edilmemiştir. İmza incelemesi yaptırılamaması nedeni ile esasa girilememiş, davacı delil olarak dayandığı Taahhütname Aslını dosyaya sunamadığından ispat yükü üzerinde olan davacının davasının usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Kaldı ki, Taahhütnamede tarih de bulunmadığı anlaşılmakla taahhütnamenin aracın satıldığı anda alınması gerektiğinden taahhüt tarihinin belli olmaması nedeni ile Taahhütnamenin geçersiz olduğu kabul edilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın usulden reddine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 35,90 TL ilam harcının peşin yatırılan 194,04 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 158,14 TL harcın davacıya iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iade edilmesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/09/2018

Katip …

Hakim …