Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1180 E. 2019/623 K. 01.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1180 Esas
KARAR NO : 2019/623

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/12/2016
KARAR TARİHİ : 01/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında Kurumsal Sponsorluk Sözleşmesi imzalandığını, iş bu sözleşme uyarınca davacı şirkete ait … Otelinde 13.08.2016 tarihinde … ve 14.08.2016 tarihinde … isimli etkinliklerde … markası olarak Türkiye distrübitorü davalı … Tic.Ltd.Şti’nin sponsor olduğunu ve sözleşmenin 04.08.2016 tarihinde imzalandığını, imzalanan sözleşme gereği davacının otel içerisinde düzenlenecek etkinlik için gerekli düzenlemeleri ve tefrişatın organizasyonunu yapacağını, sözleşmenin içinde şirket olarak tanımlanan davalının ise flyer olarak tanımlanan afişlerde … logoları ve yine flyerlarda … un sponsor olarak belirtileceğini, sözleşmeye uygun olarak 13-14.08.2016 tarihlerinde iki gün olarak planlanmış yer tahsisinin yapıldığını, kendilerine tahsis edilen yerin davalı tarafından kullanıldığını, bu tanıtım organizasyonu sonucunda davacı tarafından 05.08.2016 tarihli … seri numaralı 16.813,00 TL bedelli sponsorluk faturası düzenlendiğini ancak faturanın sebepsiz nedenlerle kabul edilmeyip iade edildiğini, davacının … 4. Noterliğinden … tarih ve … nolu ihtarname keşide edilmiş anılan faturanın ödemesinin talep edildiğini, davalı tarafından … 3. Noterliğinden … tarih ve … nolu ihtarnamesi ile cevap verildiğini, tüm iyi niyetli taleplere rağmen borç ödenmeyince davacı tarafından … 29. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe hiç bir borcu olmadığı iddiasıyla itiraz ettiğini, dava konusu alacağın Kurumsal İnternet Erişim Hizmeti Sözleşmesinden ve davalıya tabliğ edilmiş faturalardan kaynaklandığı ve alacak da likit olduğundan İ.İ.K.67 maddesi gereğince %20 icra inkar tazminatı istemenin zorunlu hal aldığını ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatı ile mahkeme ücreti ve dava giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; 01.07.2016 tarihinde davalı şirketin yöneticisi …‘a davacı tarafından halka ilişkilerini yürüten firma tarafından gönderilen mail ile … etkinliğinin düzenleneceğini, bu etkinlik kapsamında davalının distribütörü olduğu … markası ile işbirliği yapılmak istendiğini, davalı şirkete gönderilen bu mail ile … nin açılışında yapılan … nin görselleri ve videoları dikkate alınarak taahhüt edilen konseptin beğenildiğini, … markasının Türkiye distribütörü olan davalı şirketin uluslararası üne sahip olan … etkinliği kapsamında … modelinin tanıtımını yapmak istediğini, bu sebeple talebe olumlu yanıt verildiğini, davalı şirkete gönderilen mailde bahsi geçen … etkinliğinin konsepti … adresinden görülebildiğini, davacı tarafın söz konusu etkinliğin Türkiye’nin iş ve cemiyet hayatının önemli isimlerinin katılımı ile gerçekleşeceğini, daha sonra davalı şirkete bugüne kadar beyan ve taahhüt edilen bütün koşulların devam ettiğini sadece etkinliğin adının değişeceğinin bildirildiğini, konseptin ve davetli kitlesinin aynı kalacağının garanti edildiğini, görüşmeler sonrasında davacı taraf ile cemiyet hayatının önemli isimlerinin katılımı ile gerçekleşecek etkinliğin sponsorluğu için anlaşma yapıldığını ancak etkinlik öncesi düzenlenen etkinliğin … konseptinde olmadığını, etkinliğin belirtilen müşteri portföyü ile alakası olmayan bir davetli kitlesi ile yapıldığını, … markasının zenginliğin ve lüksün simgesi olduğunu ve markanın alıcısının belirli ve sınırlı olduğunu, sözleşme görüşmelerinin yapıldığı aşamada davalı tarafa beyan edilen konularda doğru bilgilendirmenin yapılmaması bu durumun bilinmesi halinde sözleşmenin yapılmayacak olması nedeni ile 12.08.2016 tarihinde henüz etkinlik başlamadan açıklanan sebeplerle sözleşmenin fesih edildiğinin mail yolu ile davacı tarafa bildirildiğini, davalı şirket hile ile sakatlanan sözleşmeyi davacı tarafa fesih iradesini yönelterek geçersiz kılındığını, sözleşmenin iptali ile sözleşme geçmişe etkili olarak ortadan kalktığından davalının iptal edilen sözleşmedeki edimini yerine getirmek zorunda olmadığını, davalı şirketin bu sözleşme nedeni ile zarara uğradığını, tanıtımı yapılacak araçların İstanbul’dan Bodrum’a taşınması ve aynı şekilde dönüşü için 8.260 TL araç nakliye bedeli ödediğini, davacı taraf ile yapılan sözleşmenin yukarıda açıklanan sebeplerle geçmişe etkili olarak fesih edildiğinden davacı tarafa borcunun bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… 29. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası, Kurumsal Sponsorluk Sözleşmesi, ihtarnameler, fatura örneği, davacı tanığı beyanları, davalı tanığı beyanları, fotoğraflar, gazete haberi, mali müşavir, sektör uzmanı ve sözleşme uzmanı incelemesi.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, İİK 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasındaki sponsorluk sözleşmesi gereğince davacı tarafından düzenlenen faturaya dayalı olarak davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, davacının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirip getirmediği, davalının sözleşmeyi feshetmekte haklı olup olmadığı hususlarındadır.
İlgili … 29. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 17/10/2016 tarihinde fatura ve sözleşmeye dayalı olarak 16.813,00 TL asıl alacak, 172,85 TL faiz olmak üzere toplam 16.985,85 TL alacağın tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 21/10/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 28/10/2016 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; alacaklı görünene bir borçlarının olmadığını ileri sürdüğü, davacı alacaklının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, takibin yetkili icra dairesinde yapıldığı, geçerli haciz yolu ile ilamsız genel takip bulunduğu, borçlu tarafından yasal süresi içerisinde yapılmış ve takibi durdurmuş geçerli bir itiraz olduğu, davanın bir yıllık yasal süresi içerisinde açıldığı, itirazın iptali davasının koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında 04.08.2016 tarihinde imzalanan Sözleşmenin 1.maddesinde; konusun Şirket in detayları belirtilen etkinlikler için sponsor olması ve tarafların buna ilişkin üstlendikleri yükümlülüklerin düzenlenmesi olduğu,
Sözleşmenin 2.1 maddesinde;Şirket, … Oteli nde 12.08.2016 tarihinde düzenlenecek ‘… ‘, 13.08.2016 tarihinde düzenlenecek ‘…‘ ve 14.08.2016 tarihinde düzenlenecek ‘ … ‘ isimli etkinlikler için sponsor olmayı ve bu sponsorluk kapsamında … ‘e 05.08.2016 tarihinde 5.000 Euro sponsoruk bedeli ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği,
Sözleşmenin 2.2. maddesinde ;… sponsorluk kapsamında , etkinlikle ilgili olarak hazırlayacğı flyerlar da Şirket sponsor gösterileceği, logosunun yayınlanacağı,
12.08.2016-14.08.2016 tarihler arasından … siyah renk üstü açık bir aracın otel misafirlerinin test sürüşleri için otelde kalmasını sağlayacağı,
12.08.2016-14.08.2016 tarihler arasında … plaj kapı girişinde … model üstü açık kum rengi aracın konumlandırılması için gerekli alanı tahsis edeceği ve konumlandırmayı sağlayacağı,
Sözleşmenin 4.maddesinde; işbu sözleşmenin imza tarihinde yürürlüğe girdiğini, tarafların sözleşme ile üstlenmiş oldukları edim ve taahhütlerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmeleri kaydı ile 20.08.2016 tarihinde ayrıva ihbara gerek kalmaksızın kendiliğinden sona erdiği,
Sözleşmenin 7.maddesinde; taraflardan birinin işbu sözleşme ile üstlenmiş olduğu yükümlülükleri gereği gibi ve/veya hiç yerine getirmemesi, sözleşmeye aykırı hareket etmesi ve sair hallerde diğer taraf noter marifetiyle yazılı bildirimde bulunmak suretiyle aykırılığın 2 gün içerisinde girerilmesini talep ederek aykırılığın bu süre zarfında giderilmemesi halinde sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebileceği, bu durumda sözleşmenin feshine sebep olan tarafın, diğer taraftan uğramış olduğu her türlü zararı tazminle yükümlü olacağınıi ayrıca … gerçeklememiş ise konaklama bedelini de güncel fiyatlar üzerinden tediye edeceği belirtilmiştir.
Davacı vekili tarafından … 4.Noterliği tarafından … tarihinde … yevmiye no ile sponsorluk anlaşmasından kaynaklı fatura alacağına istinaden davalı …Tic.Limited Şirketi ne ihtarname gönderildiği, davalı vekili tarafından, davacı tarafından gönderilen 29.09.2016 tarihli 10168 yevmiye madde numaralı ihtarnameye 10.10.2017 tarihinde, taraflar arasında 04.08.2016 tarihinde imzalanan sözleşmenin dürüstlük kurallarına aykırı olması, sözleşmede belirtilen etkinliğin sözleşme öncesindeki bilgilendirmelerden farklı olması, doğru bilgilendirmenin olmaması gerekçesi ile itiraz edilerek cevap verildiği anlaşılmıştır.
Davacı tanığı … beyanında: davacı şirkette finans direktörü olduğunu, davacı şirket taraflar arasındaki sözleşmedeki edimlerini yerine getirdiğini, sözleşmede yazılı olan tarihlerde 3 tarihte Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri partiler yapıldığını, araçların sergilenmesi gerçekleştirildiğini, yapılan anlaşma bir sponsorluk anlaşması olduğunu, davalı … şirketi sponsorluk yaptığını, bunun karşılığında da davacı … bey şirketi tarafından araçların sergilenmesi gerçekleştirildiğini, otelin girişine flyer dedikleri … şirketinin amblemleri asıldığını, bunların reklam panosu gibi düşünülebileceğini, şirketin merkezinin İstanbul’da olduğunu, o tarihte Bodrum’da olduğunu zira ben işi gereği Bodrum’da olmak zorunda olduğunu, organizasyon sırasında herhangi bir ayıp ihbarı duymadığını beyan etmiştir.
Davalı tanığı … beyanında: … nin yılda bir kez yapılan jet sosyete ve ünlülerin katıldığı özel misafirlerin geldiğini, alım gücü olanların katıldığı bir parti olduğunu, bu parti için sponsorluk anlaşması … tarafından teklif edildiğini, hafta sonu boyunca bu partinin yapılacağını, gerekli kişlerin geleceğini, … un … araçlarının görüleceği konusunda güvence verildiğini, sonrasında partinin tarihinin … Bey Holding tarafından değiştirildiğini, terör olaylarından dolayı … ismini kullanmak istemediklerini söylendiğini, … Holding piar ajansının ilgilisinin kendisine hiçbir değişikliğin olmadığını sadece isim değişikliğinin olacağını bildirdiğini, kendilerinin parti için kısa zaman kaldığındna dolayı imza attıklarını, işlemleri başlattıklarını, basın panosunda ve tek sayfalık broşürlerde logolarının olacağının söylendiğini, araçlardan birinin sergilemede diğerinin özel misafirleri alıp getirmek için kullanılmak şeklinde kullanılacağı konusunda taahhüt verildiğini, araçlarını İstanbul’dan Bodrum’a getirdiklerini, sonradan yapılan partinin yılda bir kez yapılan parti değil her hafta yapılan dünya konseptinde parti olduğunu öğrendiklerini, öğrendikten sonra da iptal etmek istediklerini, tek sayfalık broşürlerden ve basın panosundan isimlerinin çıkarılmasını istediklerini bildirdiklerini, arabalarını aldıracaklarını bildirdiklerini ertesi gün de sözleşmeyi fesih ettiklerini bildirdikten sonra araçları aldıklarını beyan etmiştir.
Deliller toplandıktan sonra dosya mali müşavir … ve sektör uzmanı …’e tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından sunulan raporda özetle; Davacı şirketin ticari defter kayıtlarında davacı şirketin, davalı …Tic. Ltd. Şti’ yi 120.01.01.002.004 nolu Alıcılar hesabında izlediği, davacının 2016 yılı Yevmiye defterlerinde yapılan inceleme neticesinde, davalı ile olan cari hesap hareketlerini ticari defterlerine usulüne uygun olarak kaydetmiş olduğu, davalı tarafa kesmiş olduğu 16.813,00 TL faturayı 1.138 yevmiye madde numaraları ile cari hesabı izlediği 120.01.01.002.004 nolu hesabın borç tarafına kaydederek ticari defteri usulüne uygun olarak işlediği, Sözleşmenin 2.1 maddesinde davalının 05.08.2016 tarihinde 5.000 Euro sponsorluk bedeli ödemeyi kabul ve taahhüt etmesi sonucunda davacı tarafından kesilen 04.08.2016 tarihindeki TCMB Döviz alış kuru 3.3626 TL üzerinden 16.813,00 TL olarak hesaplandığı, toplam 18.849,50 TL davacı tarafından yapılan kur farkı değerlemesinin TCMB Döviz alış kuruna göre usulüne uygun olara hesaplandığı, adına fatura düzenlenen kişinin fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için ya düzenlenen faturayı tebliğ aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde fatura ve münderecatına itiraz etmemiş olması veya faturanın ihtiva ettiği mal veya hizmetin tarafına ifasının tesliminin yapılmadığını ispatlaması gerektiği, davalının faturalara itirazını ihtarname ile yapmadığı, neticeten davacının davalı yandan 31.12.2016 tarihi itibari ile toplam 18.849,50 TL cari bakiye alacağının olduğu, davalının 2016 yılına ait ticari defterlerinde davacı … Holding A.Ş’e ilgili olarak herhangi bir muhasebe kaydına rastlanmadığı, taraflar arasında mail yolu ile yapılan yazışmalarda 16.07.2016 tarihinde “Merhaba … 12 ağustosa alındı yaşanan olaylardan dolayı”şeklinde açıklama olduğu, 15.07.2016 tarihinde mail yolu ile yapılan yazışmada “… sponsorluk için önerdiğiniz 5.000 Euro Amerika tarafından onaylandı” açıklamasının … tarafından gönderildiği, 01.07.2016 tarihinde Mine Kalpakçıoğlu tarafından davalı firmaya gönderilen mailde, ” Halkla ilişkiler çalışmalarını yürüttüğümüz … da 29 Temmuz akşamı dünyaca ünlü … ile yaza merhaba diyecek” şeklinde açıklamanın yapıldığı, sözleşme öncesinde yapılan yazışmalarda … isminin kullanıldığı, dava konusu 05.08.2016 tarihli … nolu faturanın açıklaması içeriğinde, Sponsorluk Bedeli olarak belirtilmiş, sözleşmeye uygun olarak 5.000 Euro olarak hesap edilerek 04.08.2016 tarihindeki TCMB Döviz alış kuru 3.3626 den hesaplanarak 16.813,00 TL olarak fatura kesildiği, faturanın taraflara arasında imzalanan sözleşmeye uygun olarak kesildiği, davacının davalıyı 29.09.2016 tarihinde … 4.Noterliği’nin … yevmiye numaralı noter ihtarnamesi ile icra takibinden önce temerrüde düşürdüğü, davacının ihtarname tarihi olan 29.09.2016 dan icra takip tarihi olan 17.10.2016 tarihine kadar fatura anaparası olan 16.813,00 TL +( 10,5 faiz oranı ile ) 88,27 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 16.901,27 TL alacağının olduğu, 17.10.2016 tarihi itibariyle 16.901,27 TL bakiye alacağa ödeme tarihine kadar işleyecek faiz hesaplanması gerektiği beyan edilmiştir.
İtiraz üzerine dosya aynı bilirkişilere sözleşme uzmanı bilirkişi de eklenerek tanık beyanları, sözleşme ve davalının itirazları da incelenerek rapor düzenlenmesi için tevdi edilmiş, Sektör uzmanı …, Mali Müşavir … ve Sözleşme Uzmanı Doç. Dr. … tarafından düzenlenen raporda özetle; Davacı şirketin halka ilişkiler faaliyetlerini yöneten … firmasının 01.07.2016 tarihinde davalı şirket ile e-posta yoluyla iletişime geçerek ‘… Oteli 29 Temmuz Cuma Akşamı dünyaca ünlü … ile Yaza Merhaba diyecek’ şeklinde bir ifade kullandığı, ancak aynı e-postanın devamında davalının iddia ettiği gibi iş ve cemiyet hayatının önde gelen isimlerinin ağırlanacağı bir parti olarak lanse edilmediği, … firmasının temsilcisi …’nun sadece ‘kaliteli eğlence arayan kesime hitap edecek’ bir parti olacağının söylendiği, … Oteli’nin anılan tarihteki açılışından önce hakkında medyada haberlerin yer aldığı ve … otellerinin belli bir konsepte sahip olduğu, otelin içinde yer alan VIP kabanalar, 2 katlı VIP teraslar, … butik ve … gibi hususlar göz önünde bulundurulduğunda anılan marka kapsamında yapılan otel işletmeciliğinin sadece gelir düzeyi yüksek bir kesime hitap ettiği, Türk Ticaret Kanunu md. 18 f.2 uyarınca davalı şirketin basiretli bir iş insanı gibi davranma yükümlülüğü kapsamında sponsor olmayı kabul ettiği etkinlik ve sözleşme akdettiği karşı taraf ile ilgili daha detaylı bilgi edinme, araştırma yapma veyahut en azından karşı taraftan bu yönde bilgi ve belge talep etmesinin bekleneceği, bu sebeple davalı şirketin Türk Borçlar Kanunu md.36 uyarınca aldatma sonucu sözleşme imzalanmasının şartlarının somut olayda gerçekleşmediği, Türk Borçlar Kanunu’nda borçluya sözleşmeden dönme hakkının tanındığı bir durumlardan birisi somut olayda mevcut olmadığı için davalı vekilinin 12.08.2016 tarihinde e-posta ile gönderdiği dönme beyanı geçerli olmadığı ve taraflar arasındaki sözleşmenin geçerliliğini etkilemediği, davalı vekilinin sponsor olunan etkinlik başladıktan bir buçuk saat sonra dönme beyanında bulunmasının Türk Medeni Kanunu md.2’ye de aykırılık teşkil ettiği zira davacı şirketin o an itibariyle reklam panolarında ve flyerlarda değişiklik yapması ve davalı şirketin logosunu bunlarından kaldırması fiilen mümkün olmadığı, davacı şirketin sözleşme ile üstlendiği yükümlülükleri yerine getirdiği, dolayısıyla sponsorluk sözleşmesinde taraflarca kararlaştırılan fesih hakkının da doğmamış olduğu beyan edilmiştir.
Bilirkişi Raporları, birbirlerini tamamlayıcı, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve hüküm kurmaya elverişlidir.
İtirazın iptali davası yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. İspat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda ön görülen istisnalar dışında karşı taraf kanuni karinenin aksini ispat edebilir. (HMK m.190). İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak davacı alacaklıdadır. Ancak borçlunun itirazındaki beyana göre ispat yükü yer değiştirebilir. Borçlu itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir, borçlu her türlü borca itirazını ödeme emrine itirazından bağımsız olarak ileri sürebilir.
Aldatma, bir kimsenin bir davranışı ile diğer şahsı irade beyanında bulunmaya yönlendirmek için o şahısta yanlış bir fikrin dokumuna veya doğrulanmasına ya da devamına kasten yol açmaktır (Oğuzman/Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler), Aldatma, Türk Borçlar Kanunu md. 36’da düzenlenmiştir. Bu hüküm uyarınca aldatmaya maruz kalan taraf o sözleşme ile bağlı olmaz. Aldatma durumunda Türk Borçlar Kanunu md 39 uyarınca aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde aldatmaya maruz kalan taraf, sözleşme ile bağlı olmadığını karşı tarafa bildirmek zorundadır, aksi halde sözleşme geçerli hale gelir.
Somut olayda, ispat yükü yer değiştirmiş olup davalının sponsorluk sözleşmesini hile (aldatma) sonucu imzaladığını ve sözleşmeyi feshetmekte haklı olduğunu ispatla yükümlüdür. Davacı şirketin halkla ilişkiler faaliyetlerini yöneten … firmasının 01.07.2016 tarihinde davalı şirket ile e-posta yoluyla iletişime geçerek ‘… Oteli 29 Temmuz Cuma Akşamı dünyacn ünlü … iie Yaza Merhaba diyecek’ şeklinde bir ifade kullandığı, ancak aynı e-postanın devamında davalının iddia ettiği gibi iş ve cemiyet hayatının önde gelen isimlerinin ağırlanacağı bir parti olarak lanse edilmediği, … firmasının temsilcisi …’ nun sadece kaliteli eğlence arayan kesime hitap edecek bir parti olacağını söylediği tespit edilmiştir. Yine aynı c-postada zincir otelin Dubai’de açılan şubesindeki partiden görseller ve bir video paylaşılmıştır. Bu videoda da davalının Türkiye distribütörü olduğu … markasının da sponsor olduğu bir partinin görselleri paylaşılmış olmakla beraber partiye katılan kişilerin Dubai ve/veya Dünya’nın önde gelen iş ve cemiyet hayalının simgeleri olup olmadığına dair bir emare yoktur. Kaldı ki, davacı vekili tarafından 13.04.2017 tarihinde sunulan belgelerde, … Oteli’nin anılan tarihteki açılışından önce hakkında medyada haberlerin yer aldığı ve … otellerinin belli bir konsepte sahip olduğu, otelin içinde yer alan VIP kabanalar, 2 katlı VIP teraslar, … gibi hususlar göz önünde bulundurulduğunda anılan marka kapsamında yapılan otel işletmeciliğinin sadece gelir düzeyi yüksek bir kesime hitap ettiği anlaşılmaktadır. Davalı şirket, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacirdir, Türk Ticaret Kanunu md. 18 f.2 uyarınca her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. Davalı şirketin, sponsor olmayı kabul ettiği … Oteli’nin uluslararası alanda faaliyet gösteren ve belli bir konseptte otelcilik hizmeti sunan bir şirket olduğu anlaşılmaktadır. Bu kapsamda Türk Ticaret Kanunu md. 18 f.2 uyarınca davalı şirketin basiretli bir iş insanı gibi davranma yükümlülüğü kapsamında sponsor olmayı kabul ettiği etkinlik ve sözleşme akdettiği karşı taraf ile ilgili daha detaylı bilgi edinme, araştırma yapma veyahut en azından karşı taraftan bu yönde bilgi ve belge talep etmesi beklenir. Taraflar arasında akdedilen sponsorluk sözleşmesi incelendiğinde davacı şirketin davalı şirkete iş ve cemiyet dünyasının önde gelen isimlerinin katılacağı bir parti organize etmeyi taahhüt etmediği görülmektedir.
Davalı vekili sözleşmenin etkinliğe çok az bir süre kala, zaman sıkıntısı içerisinde davacı şirketin ısrarı üzerine imzalandığını iddia etmektedir. Ancak taraflar arasındaki e-posta trafiği incelendiğinde taraflarca imzalanan sözleşmenin davalı tarafa 05.08.2016 tarihinde gönderildiği, davalı tarafın avukatının sözleşmeyi revize ettiği ve bu revize halin davacı tarafından kabul edildiği, ancak davalı tarafın imza yetkilisi yurt dışında olduğu için 09.08.2016 tarihinde imzalanarak gönderildiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla davalı şirket vekilinin iddialarının aksine davalı şirkete sözleşmeyi inceleme ve revize etme hakkı verildiği gibi tarafların mutabık oldukları son taslak da davalı şirketin yetkilisi yurt dışında olduğu için 09.08.2016 tarihinde imzalanmıştır. Belirtilen tespitler doğrultusunda taraflar arasındaki sözleşmenin hile sonucu imzalanmadığı kabul edilmiştir.
Davalı şirket vekili, 12.08.2016 tarihinde saat I2:30’da davacı şirketin halka ilişkiler faaliyetini yürüten … firması yetkilisi …’e e-posta yoluyla ‘… etkinliklerin hitap ettiği kitlenin şirketimizin distribütörü olduğu … markasının hedef kitlesi içinde yer almaması, söz konusu etkinliklere sponsor olmanın şirketimiz ve marka değerimiz açısından olumlu sonuçları olmayacağı, tarafımıza maddi ve manevi yarar sağlamayacağı aksine olumsuz sonuçlar doğuracağı anlaşıldığından yukarıda tekrar edilen etkinliklerden çekildiğimizi 12.08.2016 tarihi itibariyle şirket adı, … markası ve sözleşme sebebiyle tarafınıza verilen materyaller ile görsellerin kullanımının durdurulmasını talep ederiz’ şeklinde bir beyanda bulunmuştur. Bu irade beyanının hukuken nitelendirilmesi: Taraflar arasında meydana gelen sponsorluk sözleşmesi, sürekli edim doğuran bir sözleşme değildir, aksine ani edimli bir sözleşme söz konusudur. Bu sebeple somut olayda Türk Borçlar Kanunu’muz uyarınca bir fesih bildiriminden söz edilmesi mümkün değildir. Zira fesih, sözleşmeyi ileri dönük olarak sona erdiren bir irade beyanıdır. Oysa davalı vekili dosya kapsamında sunduğu dilekçelerde istikrarlı bir şekilde sözleşmenin geriye dönük olarak feshedildiğini belirtmiştir. Bir sözleşmenin geri dönük olarak (ex tunç) ortadan kaldırılması sözleşmenin feshi ile değil, sözleşmeden dönme ile mümkündür. Dolayısıyla davalı vekilinin anılan e-postada sözleşmeden dönme iradesi ile hareket ettiğinin kabulü gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md. 18 f.3’te ‘tacirler arasında, tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.’ hükmü yer almaktadır. 6762 sayılı (eski) Türk Ticaret Kanunu’nda ise aynı hüküm anılan kanunun 20. maddesinde düzenlenmiş olup, anılan madde hükmünün lafzı ‘Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmek veya mukaveleyi fesih yahut ondan rücu maksadıyla yapılacak ihbar veya ihtarların muteber olması için noter marifetiyle veya iadeli taahhütlü bir mektupla yahut telgrafla yapılması şarttır.’ şeklindeydi. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md. 18 f.3’te yer alan ve tacirler arasındaki sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbar ve ihtarların şeklini öngören hüküm doktrinde bir görüş tarafından geçerlilik şartı olarak kabul edilmektedir; zira bu görüş Türk Borçlar Kanunu md.12/2’ye atıfta bulunarak kanunda öngörülen şeklin kural olarak geçerlilik şartı olduğunu, bunun aksinin açık bir şekilde düzenlenmesi gerektiğini savunmaktadır (Ülgen /Helvacı /Kondigelen /Kaya /Nomer-Ertan, Ticari İşletme Hukuku, 2015, s.288). Ancak Yargıtay, hem eski kanun döneminde hem de yeni kanun döneminde tacirler arası anılan ihbar ve ihtarlar yönünden öngörülen şartın bir ispat şartı olduğunu görüşünü savunmaktadır (Yargıtay HGK 25.05.2016 tarih ve E.2014/19-861, K. 2016/632), Yargıtay uygulaması kapsamında sözleşmeden dönme beyanının şekil şartı bakımından noksanlığından bahsedilemez. Türk Borçlar Kanunu’nunda sözleşmeden dönme hem özel hükümlerde, hem de genel hükümlerde düzenlenmiştir. Sponsorluk sözleşmesi borçlar kanunumuzun özel hükümler kısmında düzenlenen tipik sözleşme türlerinden birisi değildir. Genel hükümler kısmına bakıldığında ise kanunun taraflara sınırsız bir dönme hakkı tanınmadığı, kanunun borcun ifa güçsüzlüğü nedeniyle tehlikeye düşmesi, borçlu temerrüdü gibi durumlarda alacaklıya, alacaklının temerrüdü veya borcun ifasına engel bazı durumlarda ise borçluya dönme hakkı tanıdığı görülmektedir. Doktrinde bazı yazarlar, taraflardan birinin sözleşmeye aykırı bir harekette bulunduğu her durumda Türk Medeni Kanunu md.2’deki dürüstlük kuralına dayanarak diğer tarafa sözleşmeyi sürdürmemekte haklı bir sebebi olduğu veya söyleşmenin sürdürülmesinde kendi çıkarı kalmadığı için sözleşmeden dönme hakkı tanınması gerekliğini savunsa da (Serozan, Sözleşmeden Dönme, 1975, s.177 vd.), mevcut düzenlemelerle getirilen sistemde bu şekilde bir dönme hakkının kabulü mümkün değildir. Türk Borçlar Kanunu’nda borçluya sözleşmeden dönme hakkının tanındığı bir durumlardan birisi somut olayda mevcut olmadığı için davalı vekilinin 12.08.2016 tarihinde e-posta ile gönderdiği dönme beyanı geçerli değildir ve taraflar arasındaki sözleşmenin geçerliliğini etkilemediği kabl edilmiştir. Ayrıca davacı vekilinin 13.04.2017 tarihli dilekçesinin ekinde sunduğu gazete haberlerinde sponsorluk sözleşmesinin konusu oluşturan etkinliklerin 12.08.2019 tarihinde saat 11:00 itibariyle başlayacağı ve üç gün aralıksız devam edeceği yazılıdır. Davalı vekili ise 12.08.2016 tarihinde saat I2:30’da dönme beyanında bulunmuştur. Aynı dilekçenin ekindeki fotoğraflardan araçların otelde sözleşmede belirlendiği şekilde konumlandırıldığı, ayrıca reklam panosunda ve flyerlarda davalı şirketin amblemlerinin basılı olduğu görülmüştür. Davalı vekilinin sponsor olunan etkinlik başladıktan bir buçuk saat sonra döııme beyanında bulunması Türk Medeni Kanunu md-2’ye de aykırılık teşkil etmektedir zira davacı şirketin o an itibariyle reklam panolarında ve fiyer larda değişiklik yapması ve davalı şirketin logosunu bunlardan kaldırması fiilen mümkün değildir. Taraflar kanuni düzenlemelerden bağımsız olarak sözleşmesel dönme veya fesih hakkı kararlaştırabilirler. Taraflar arasında akdedilen sponsorluk söyleşmesi md. 7 uyarınca, taraflardan birinin işbu sözleşme ile üstlenilmiş olduğu yükümlülükleri gereği gibi ve/veya hiç yerine getirmemesi, sözleşmeye aykırı hareket etmesi ve sair hallerde diğer itiraf noter marifetiyle yazılı bildirimde bulanmak suretiyle aykırılığın iki (2) gün içerisinde giderilmesini talep ederek, aykırılığın bu süre zarfinda giderilmemesi halinde sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilir. Bu durumda sözleşmenin feshine sebep olan taraf, diğer tarafın uğramış olduğu her türlü zararı tazminle yükümlü olacaktır, ayrıca … gerçekleşmiş ise konaklama bedelini de güncel fiyatlar üzerinden tediye edecektir.’ Taraflar sözleşmesel bir fesih hakkı düzenlemişlerdir. Ancak bu fesih hakkı da geciktirici şarta bağlı bir fesih hakkıdır. Fesih hakkı sadece taraflardan birinin sözleşmesel yükümlülüğünü ihlal etmesi ve diğer tarafın noter aracılığı ile yapacağı bildirimi takip eden iki gün içerisinde giderilmemesi durumunda söz konusu olabilecektir. Davacı şirket; Sözleşmenin md. 2.1’de yazılan etkinlikleri düzenleme, Sözleşme md.2.2 uyarınca davalı şirketin distribütörü olduğu … markasının logosunu reklam panosu ve flylerlarda sözleşme ile öngörüldüğü şekilde kullanma, Sözleşme md. 2,6 uyarınca davacı şirket, davalı şirkete 12.08.2016-14.08.2016 tarihleri arasında … Oteli’nde toplam iki (2) gece için 2 kişilik oda tahsis etme ve oda-kahvaltı şeklinde konaklama hizmeti verme yükümlülüğü altına girmiştir. Davacı vekilinin 13.04.2017 tarihli dilekçesi ile sunduğu fotoğraflarda araçların sözleşmede öngörüldüğü şekilde otele konumlandırıldığı, reklam panosu ve flyerlarda davalı şirketin logosunun göründüğü tespit edilmiştir. Davacı şirketin, davalı şirket temsilcilerine sözleşme md. 2.6 uyarınca taahhüt edildiği şekilde oda tahsis edip etmediği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılamamakla beraber her iki tarafın iddia ve savunmalarında bu yükümlülüğün yerine getirilmediğine dair bir iddia yer almamaktadır. Bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde davaci şirketin sözleşme ile üstlendiği yükümlülükleri yerine getirdiği tespit edilmiştir. Dolayısıyla sponsorluk sözleşmesinde taraflarca kararlaştırılan fesih hakkı da doğmamıştır. Ayrıca taraflar fesih hakkının kullanımını, öncelikli olarak sözleşmenin ne şekilde ihlal edildiğinin belirtildiği ve noter aracılığı ile düzenlenecek bir bildirim ile karşı tarafa bildirilmesini ve bunun giderilmesi için iki (2) gün mehil verilmesini öngörmüşlerdir, Somut olayda bu hususlar gerçekleşmemiştir. Davalı şirket adına düzenlenen faturaya Türk Ticaret Kanunu md. 21 uyarınca 8 gün içinde faturaya davalı şirketçe itiraz edilmediği, davacının ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda 2016 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliği taşıdığı, davalının ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda 2016 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliği taşıdığı ancak davalının ticari defterlerinde … A.Ş.’le ilgili herhangi bir muhasebe kaydına rastlanmadığı, davacı şirket tarafından düzenlenen faturanın, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye ve e-posta trafiğine uygun olarak düzenlendiği, kararlaştırılan 5.000 Kuro nun faturanın düzenlendiği günkü TCMB kuruna uygun olarak Türk Lirasına çevrildiği hususları da dikkate alınarak davalının sponsorluk sözleşmesini hile (aldatma) sonucu imzalamadığı ve sözleşmeyi feshetmekte haklı olmadığı, davacının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirdiği, davacının alacağının varlığının tespit edildiği anlaşılmış, taleple bağlı kalınarak davanın kabulü ile, davalı tarafından … 29. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 16.813,00 TL asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, geçerli bir ilamsız genel icra takibinin varlığı, borçlunun yedi günlük süre içerisinde ödeme emrine itiraz etmiş olması, bir yıl içinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunması, davacı alacaklının tazminat istemini dava dilekçesinde açıkça talep etmiş olması ve takip konusu alacağın miktarının belli (likit) olması dikkate alınarak borçlunun itirazının haksız olması nedeniyle asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın kabulü ile, davalı tarafından … 29. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 16.813,00 TL asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 1.148,49 TL ilam harcından peşin yatırılan 202,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 946,29 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvuru harcı, 202,20 TL peşin harç, 1.900,00 TL bilirkişi ücreti, 251,00 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 2.382,40 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.01/07/2019

Katip …

Hakim …