Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1147 E. 2022/436 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1147 Esas
KARAR NO : 2022/436

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/06/2016
KARAR TARİHİ : 08/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından müvekkili davacıya karşı … 19. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına kambiyo senedine mahsus takip yolu ile icra takibi başlatığını, ödeme emrinin müvekkiline 12/02/2015 tarihinde tebliğ olduğunu ancak müvekkilinin yasal süresi içinde irca takibine itiraz edemediğini, müvekkilinin davalıyı hiçbir suretle tanımadığını, takibe konu bono üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını, müvekkiline ait olmayan bir imzaya dayanarak sahte senet düzenlendiğini ve icra takibine konulduğunu, müvekkilinin de borcu olmadığı bir miktarı ödemek zorunda bırakıldığını, icra takibine istinaden müvekkilinin çalışmakta olduğu … Vergi Dairesine maaş haczi müzekkeresi gönderildiğini, her ay maaşından kesinti yapıldığını, müvekkilinin devlet memuru olduğundan davalı ile ticari ilişki içerisine de girmediğini, davalının kötü niyetinin açık olduğunu ileri sürerek davacının … 19. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı irca dosyasında takibe konu senetten dolayı borcu olmadığının tespitine, takibin iptaline, kötü niyetle hareket eden müvekkilinin mağduriyetine sebep olan davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, dava süresince borcun ödenmek durumunda kalınması halinde ödenecek miktar üzerinden davaya istirdat davası olarak devam edilmesine ve ödeme gününden itibaren faiz işletilerek ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olup, bağımsız borç ikrarını içerdiğini (6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (eTTK)’nun 691/1.maddesi), davacının davalıyı tanımadığı iddiasının yersiz olduğunu, davacının bu senedi davalının huzurunda imzaladığını, takibin 2015 yılında açılmış olup ve davacının ödeme emri kendine tebliğ edildikten sonra takibin iptali için hiçbir hukuki girişimde bulunmadığını, yaklaşık 2 sene sonra bu dava ile imza inkârında bulunması ve davalıyı tanımadığını beyan etmesinin davacının kötü niyetli olduğunun göstergesi olduğunu, davacının iddia ettiği gibi senet üzerinde hiçbir tahrifat olmadığını, bu sebeple takibe konu banonun kambiyo vasfında olmadığını iddia etmesinin yersiz olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Davaya konu senet aslı, imza incelemesi, bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, kambiyo senedinden kaynaklanan İİK 72.maddesine dayalı menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, … 19. İcra Müdürlüğünün… E sayılı icra dosyasına konu edilen 15.000,00 TL tutarlı 05/03/2013 vade tarihli senetten dolayı davacının borçlu olup olmadığı, takibe konu senetteki imzaların davacıya ait olup olmadığı, rakamla yazılan bono bedeli ve düzenleme tarihinde tahrifat olup olmadığı hususlarındadır.
… 19. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyası incelendiğinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine keşidecisi …, lehdarı … olan, 15.000,00 TL bedelli, 05/03/2013 vade tarihli bonoya dayalı icra takibi olduğu ve takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
MK 6.maddesi gereğince bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur. İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Menfi tespit davasında borçlu, borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa bu durumda ispat yükü davalı alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle ile düştüğünü ileri sürüyorsa ispat yükü doğal olarak davacı borçluya düşer.
Somut olayda, davacı borçlu, borçlanma iradesinin bulunmadığını, dava konusu bono üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını, taraflar arasında ticari bir ilişki olmadığını iddia ettiğinden ispat yükü davalı alacaklıdadır. Davalı alacaklı, dava konusu bono üzerindeki imzanın davacıya ait olduğunu ispat ile yükümlüdür.
Davaya konu edilen bono aslı ve örnek imzaların bulunduğu belge asılları celp edilmiş, dosya grafolog bilirkişi Elife Kara’ya tevdi edilerek dava konusu bonolardaki imzaların davacının eli ürünü olup olmadığı hususlarında rapor düzenlenmesi istenmiş, bilirkişi mahkememize sunmuş olduğu raporunda özetle; İnceleme konusu, Borçlusu …, alacaklısı … olan 05/02/2013 (okunur) düzenleme ve 05/03/2013 ödeme tarihli “15.000-onbeşbin TL” (okunur) tutarlı senette, …’a adına atılmış borçlu imzaları ile …’a ait mevcut mukayese imzalar arasında: tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığı kanaatinde olduğunu bildirmiştir.
Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden aldırılan rapor ile, Tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; İnceleme konusu senetteki borçlu imzaları ile …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği hususunda kanaat bildirilmiştir.
Grafolog bilirkişi raporu ile Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi raporu birbirleriyle örtüşmekte olup hükme esas alınmıştır.
Davalı alacaklı, dava konusu bono üzerindeki imzanın davacıya ait olduğunu kanıtlayamamıştır. Davalı alacaklının başlatmış olduğu icra takibinde haksız olduğu anlaşılmakla davacının … 19. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı icra takibi dosyası nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline, davalının lehdar olduğu bononun davalı tarafından sahte olarak düzenlendiği ve sahte bonoya dayalı takip başlatıldığı anlaşılmakla davalının icra takibi başlatmakta kötü niyetli olduğu dikkate alınarak asıl alacağın (15.000 TL) %20’si oranında kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal, gerektirici nedenlere göre;
Davanın kabulü ile, davacının … 19. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı icra takibi dosyası nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline, asıl alacağın (15.000 TL) %20’si oranında kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 1.024,65 TL ilam harcından peşin yatırılan 256,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 768,48 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvuru harcı, 256,17 TL peşin harç, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 960,00 TL ATK fatura ücreti, 147,00 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 1.992,37 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır