Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1086 E. 2021/500 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1086 Esas
KARAR NO : 2021/500

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/11/2016
KARAR TARİHİ : 13/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle;davacı şirket, davalılardan … Ltd. Şti’nin aracılığıyla diğer davalı … A.Ş. ile 11.02.2014 tarihinde … Abonelik Sözleşmesi çerçevesinde Kurumsal Cihaz ve Fatura İndirimi Kampanyası (… ) Taahhütnamesi ile işyerinde kullanmak amacıyla indirimli ve avantajlı olduğu gerekçesi ile 24 ay taahhütlü GSM aboneliği aldığını, sözleşme gereğince müvekkili şirketin 22 tane sabit hat ile 6 tane de açık hat olmak üzere toplam 28 hat için her ay toplam 1.000 TL ödeme yapması kararlaştırılmış olduğu halde, davalılar sözleşmeye uymadığını ve müvekkili şirkete sürekli fazla fatura çıkardıklarını, müvekkili şirketin taahhüt süresince 24.000 TL ödeme yapması gerekirken toplamda 38.295,30 TL ödeme yaptığını, davalı …’un, sözleşme gereği müvekkilince ödenmesi gereken tutardan 14.295,30 TL fazla ve haksız tahsilât yaptığını, sözleşme gereğince kurumsal aboneliğe ilişkin yapılması lazım gelen indirimlerin yapılmadığını, müvekkili şirketinin tüm taleplerine rağmen sorunun giderileceği ve indirim iadeleri yapılacağının belirtildiğini ancak verilen sözlerin tutulmadığını, müvekkiline gönderilen e-mailde tekrar taahhüt vermesi durumunda %50 indirim bile yapılacağının yazılı olarak belirtildiğini, davacının iade taleplerine karşılık davalılardan … A.Ş. sözleşmenin iptal edildiğini belirten yasal takip ihbar mektubu başlıklı çelişkili birden fazla fatura içeren yazılar yollayarak ve sözleşmeyi ihlal ve iptal ettiği gerekçesi ile davacıya cezai şartlar uyguladığını belirttiğini, müvekkili şirket de 25.02.2016 tarihinde kendisine çıkarılan 1.508,10 TL. ve 2.444,90 TL lik faturaları davalı tarafa iadeli taahhütlü olarak iade etmiş ve ihtar tarihine kadar uygulanması gereken ama uygulanmayan indirimlerin uygulanması ve fazla ödediği bedellerin iadesini talep ettiğini, müvekkili şirket ısrarla gönderilen faturalarda indirimin uygulanmadığı fazla yapılan tahsilâtların iadesini talep ettiğinden davalının, müvekkilinin sözleşmesini taahhütnamenin dolmasına 1 aydan az bir süre kala iptal etmiş ve taahhüt ihlal edildiği gerekçesi ile müvekkili şirkete iptal cezası kestiğini, sözleşmeyi davacı müvekkilinin iptal etmemiş olup kabul anlamına gelmemek kaydı ile sözleşmeyi davacının iptal ettiği varsayımında dahi müvekkili şirketin sözleşmenin iptalini istemekte haklı olduğunu, sözleşmeyi ihlal eden taraf davalılar olduğunu, müvekkili şirketin iptal cezası olarak 25.08.2016 tarihinde 3.814,00 TL ödemeyi davalıların hukuk departmanına icra takibine uğramamak için ödediğini, davacı müvekkili taahhütname kapsamında bugüne kadar davalıya dekontlarla sabit 42.109,30 TL ödeme yaptığını, yapılan açıklamalar ışığında 18.109,30 TL fazla ve haksız tahsilat yapıldığını, davalıların, müvekkili şirketten haksız yere sözleşmeye aykırı tahsilâtlar yapmış olması durumundan birlikte ve müteselsilen sorumlu olduklarından fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak … 18.İcra Müdürlüğü… Esas sayılı icra dosyasından 15.800,00 TL asıl alacağa taahhütname bitiş tarihi olan 11.02.2016 tarihi baz alınarak yıllık %9 yasal faiz işletildiğini, takip tarihine kadar asıl alacağa 923,33 TL faiz işlemiş olup icra takip çıkışı 16.723,33 TL şeklinde başlatılan ilamsız icra takibine davalılar icra takibine, vekalet ücretine ve tüm fer’ilerine itiraz ettiğini, davaya konu sözleşme sebebiyle her türlü tazminat ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalarının kabulüne, davalı – borçluların … 18. İcra Müdürlüğü’nün … E. Numaralı dosyasına vaki itirazlarının ayrı ayrı iptali ile her bir davalının %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilerek takibin devamına, yapılacak yargılama neticesinde alacaklarının icra takip tutarından fazla olması durumunda takibe konu edilmeyen miktarın da ayrıca hüküm altına alınmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş.vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketten … ve … hesap numaraları altında 31 adet telefon numarası ile hizmet almakta olan davacı şirket, müvekkili şirket ile imzaladığı 11.02.2016 tarihli … Kampanyası Taahhütnamesi gereği 22 adet sabit hat ve 6 tane acık hat için taahhüt süresince her ay toplam 1.000 TL ödeme yapılmasının kararlaştırıldığını ileri sürmekte ise de, söz konusu taahhütnamenin 1. maddesinde davacı şirket; “… tüm vergiler dahil en az toplam….. TL olacağını”, “… diğer … kampanyalarından faydalanan kurumsal hatlarımızın fatura tutarlarının bu kampanya kapsamındaki taahhüt hesaplamalarının dışında tutulacağını”- .. ve işbu tutarı zamanında tam ve eksiksiz olarak ödeyeceğimizi” kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, işbu taahhütnamenin imzalandığı tarihten sonra davacı şirket tarafından alınan yeni telefon hatları ile 12.01.2015 tarihli 24 ay süreli … Kampanyası taahhütnamesi, 13.02.2015 tarihli … Kampanyası (…) Taahhütnamesi mevcut olup, bunların ücretlerinin taahhüt hesaplamalarının dışında tutulacağı ve faturalara yansıtılacağı sözleşmenin 1. maddesi ile sabit olduğunu, davacı şirketin tüm taleplerine rağmen sorunun giderileceği ve indirim iadeleri yapılacağı, hatta kendilerine gönderilen mailde tekrar taahhüt vermeleri halinde %50 indirim yapılacağının yazılı olarak belirtildiği ileri sürülmekte ise de söz konusu mailler incelediğinde konu kısmında “…” yazdığı, diğer davalı şirket yetkilisi …’ın “Hatlar ile ilgili bir problem olduğu ortada. Kontrat bitimine 3 aylık bir zaman var. Bana bir hafta kadar zaman verirseniz bu problemi çözeceğim. Ben sizin için alacağım onayla mağdur olduğunuz için erken kontrat girip faturalarınızı %50 düşürebilirim.” Şeklinde cevap verdiği görüldüğünü, bu mailde ne davacının faturaların fazla olduğuna, ne de iadeye dair herhangi bir ibare geçmemekte, hatlara ilgili bir sorun olduğu ve bu sorundan kaynaklı davacının mağduriyetini gidermek için erken kontrat girişi ile indirim alınacağı anlaşıldığını, bu hususta diğer davalı şirketin yapacağı açıklama ile davacı yanın iddialarının asılsızlığı anlaşılacağını, davacı vekili tarafından 25.02.2016 tarihinde 3.508,10 TL ve 2.444,90 TL tutarlı faturaların müvekkili şirkete iadeli taahhütlü olarak iade edildiği ileri sürüldüğünü, söz konusu faturalar 06.02.2016 tarihli olup iade işlemi yapıldı ise bunun süresinde olup olmadığının incelenmesi gerektiğini, davacı yanın, Müvekkili şirket tarafından gönderilen yasal takip ihbar mektuplarının sözleşmeyi ihlal eden davacı şirketmiş gibi bir algı yaratmak için yapıldığı iddiası da mesnetsiz olduğunu, zira sözleşmenin iptal nedeni davacı şirketin fazla ödendiğini ileri sürdüğü tutarların iadesi talebi değil, 28.01.2016 tarihinde kampanya kapsamında olan hatlarını başka bir operatöre taşıması olduğunu, bu husus müvekkil şirketten celp edilecek kayıtlar ile ispatlanacağını, kampanya taahhütnamesi 3. Maddesinde taahhütnamenin imza tarihi itibari ile yürürlüğe gireceği ancak taahhüt süresinin taahhüdün imzalandığı tarihi takip eden ilk fatura kesim tarihinde başlayacağı ve taahhüt suresi sonuna kadar yürürlükte kalacağı ve geçerli olacağı düzenlendiğini, dolayısı ile 11.02.2014 tarihinden sonraki ilk fatura kesim tarihinde başlayan taahhüt suresinin bitimine 1 aydan kısa bir sure sözleşmenin iptal edildiği ve taahhüt ihlali nedeni ile iptal cezası kesildiği iddiasının kabulü mümkün olmadığını, taahhüt suresi ilk fatura kesim tarihi olan 06.03.2014’de başlayıp 06.03.2016 tarihinde sona erdiğini, 28.01.2016 tarihinde davacının kampanya dahilindeki hatlarını başka operatöre taşıması durumu taahhütnamenin 14. Maddesinde “… numara taşınabilir/iği kapsamında başka bir operatöre geçmemiz durumunda Kampanya’dan yararlandığımız süre boyunca tarafımıza uygulanmış indirimlerin toplamının … tarafından tarafımıza gönderilecek ilk faturada ceza bedeli olarak yansıtılacağım” denilmek suretiyle düzenlenmiş olduğundan, bu madde hükmü doğrultusunda hesaplanarak fatura edilen cezai bedelde hukuka aykırılık olmadığı da açık olduğunu, yapılan işlemler taraflar arasındaki sözleşme ve taahhütnamelere uygun olmasına rağmen davacı şirket kotu niyetli olarak … 18. İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyasından icra takibi başlattığını, müvekkili şirketçe icra takibine itiraz edildiğini belirterek açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde; davacı şirketin imzaladığı 11.02.2016 tarihli …İndirimi Kampanyası Taahhütnamesi gereği 22 adet sabit hat ve 6 tane açık hat için taahhüt süresince her ay toplam 1.000 TL ödeme yapılmasının kararlaştırıldığım ileri sürmekte ise de, söz konusu taahhütnamenin 1. Maddesinde davacı şirket “… tüm vergiler dahil en az toplam TL olacağını ”, “… diğer … kampanyalarından faydalanan kurumsal katlarımızın fatura tutarlarının bu kampanya kapsamındaki taahhüt hesaplamalarının dışında tutulacağını ” “… ve işbu tutarı zamanında tam ve eksiksiz olarak ödeyeceğimizi” kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, işbu taahhütnamenin imzalandığı tarihten sonra davacı şirket tarafından alınan yeni telefon hatları ile 12.01.2015 tarihli 24 ay süreli … Kampanyası taahhütnamesi, 13.02.2015 tarihli …Kampanyası (…) Taahhütnamesi mevcut olup, bunların ücretlerinin taahhüt hesaplamalarının dışında tutulacağı ve faturalara yansıtılacağı sözleşmenin 1. maddesi ile sabit olduğunu, davacı şirketin tüm taleplerine rağmen sorunun giderileceği ve indirim iadeleri yapılacağı, hatta kendilerine gönderilen mailde tekrar taahhüt vermeleri halinde %50 indirim yapılacağının yazılı olarak belirtildiği ileri sürülmekte ise de söz konusu mailler incelediğinde konu kısmında “…” yazdığı, davalı şirket yetkilisi …’ın “Hatlar ile ilgili bir problem olduğu ortada. Kontrat bitimine 3 aylık bir zaman var. Bana bir hafta kadar zaman verirseniz bu problemi çözeceğim. Ben sizin için alacağım onayla mağdur olduğunuz için erken kontrat girip faturalarınızı %50 düşürebilirim.” Şeklinde cevap verdiği iddia edildiğini, bu mailde ne davacının faturaların fazla olduğuna, ne de iadeye dair herhangi bir ibare geçmemekte, hatlara ilgili bir sorun olduğu ve bu sorundan kaynaklı davacının mağduriyetini gidermek için erken kontrat girişi ile indirim alınacağı anlaşıldığını, davalı şirket yetkilisi …’a davacı şirketin yetkilisi olan …’ün- diğer davalı şirketin sunduğu deliller arasında davalı şirketi temsile ilişkin vekil kılındığı görülmekte- attığı mail: “…-…-…nolu hatların iptalini rica ederiz. Çıkacak olan cayma bedelini kabul ediyoruz.” şeklinde olduğunu, faturalarının 25.07.2016, 23.08.2016 ve 23.09.2016 tarihinde ödenmeleri gerekirken ödenmemiş ve yasal takip sitemine düşmüş ve bu fatura numarası altındaki hatlar fatura ödenmediğinden iptal edildiğini ve ekte yer alan belge de mevcut olduğunu, davacı vekili tarafından 25.02.2016 tarihinde 3.508,10 TL ve 2.444,90 TL tutarlı faturaların müvekkili şirkete iadeli taahhütlü olarak iade edildiği ileri sürüldüğünü, söz konusu faturalar 06.02.2016 tarihli olup iade işlemi yapıldı ise bunun süresinde olup olmadığının incelenmesi gerektiğini, davacı yanın, Müvekkili şirket tarafından gönderilen yasal takip ihbar mektuplarının sözleşmeyi ihlal eden davacı şirketmiş gibi bir algı yaratmak için yapıldığı iddiası da mesnetsiz olduğunu, sözleşmenin iptal nedeni davacı şirketin fazla ödendiğini ileri sürdüğü tutarların iadesi talebi değil, 28.01.2016 tarihinde kampanya kapsamında olan hatlarını başka bir operatöre taşıması ve ödemediği faturalar olduğunu, kampanya taahhütnamesi 3. Maddesinde taahhütnamenin imza tarihi itibari ile yürürlüğe gireceği ancak taahhüt süresinin taahhüdün imzalandığı tarihi takip eden ilk fatura kesim tarihinde başlayacağı ve taahhüt süresi sonuna kadar yürürlükte kalacağı ve geçerli olacağı düzenlendiğini, dolayısı ile 11.02.2014 tarihinden sonraki ilk fatura kesim tarihinde başlayan taahhüt süresinin bitimine 1 aydan kısa bir süre sözleşmenin iptal edildiği ve taahhüt ihlali nedeni ile iptal cezası kesildiği iddiasının kabulü mümkün olmadığını, Taahhüt süresi ilk fatura kesim tarihi olan 06.03.2014’de başlayıp 06.03.2016 tarihinde sona erdiğini, 28.01.2016 tarihinde davacının kampanya dahilindeki hatlarını başka bir operatöre taşıması durumu taahhütnamenin 14. Maddesinde düzenlenmiş olduğundan, bu madde hükmü doğrultusunda hesaplanarak fatura edilen cezai bedelde hukuka aykırılık olmadığını, davalı tarafından verilen … için verdiği ve diğer verdiği taahhütlerin tamamının teyidi olarak müşteri arandığını, bu aramalara ait ses kayıtları mevcut olduğunu, bu ses kayıtları sayın mahkemenin gerekli görmesi halinde celp edileceğini, açıklandığı üzere yapılan işlemler taraflar arasındaki sözleşme ve taahhütnamelere uygun olmasına rağmen davacı şirket … 18. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından icra takibi başlatmış; müvekkili şirketçe icra takibine haklı olarak itiraz edildiğini belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların bildirmiş olduğu deliller toplanmış, abonelik dosyası, icra dosyası ve bilirkişi raporları dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sözleşmeye aykırı tahsilatların yapıldığı iddiasıyla ödenen miktarın iadesine dayalı takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda taraflar arasında abonelik sözleşmesi imzalandığı yönünde herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, taraflar arasında yapılan abonelik sözleşmesi gereğince edimlerin yerine getirilip getirilmediği, sözleşme hükümleri gereğince ihlal olup olmadığı, hangi tarafın ihlal ettiği, faturaların usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediği, düzenlenmiş ise davacı tarafça süresinde ödeme olup olmadığı, başka operatöre geçilerek sözleşme ihlali yapılıp yapılmadığı, davacının … 18. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında davalılardan alacaklı olup olmadığı ve miktarı hususlarında toplanmaktadır.
Davaya konu … 18 İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı icra dosyası dosyamız arasına alınıp incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine 05/10/2016 tarihinde 11/02/2014 tarihli sözleşmeye aykırılıktan kaynaklı 15.800,00 TL asıl alacak, 923,33 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 16.723,33 TL ‘lik ilamsız takipte bulunulduğu, ödeme emrinin borçlulara tebliğ olduğu, davalı borçlularca borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.
Tarafların bildirmiş olduğu delillerin toplanmasının ardından Mahkememizin 20/11/2017 tarihli ara kararı gereğince dosyamız rapor hazırlanmak üzere mali müşavir ve akit uzmanı bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 13/04/2018 teslim tarihli raporda özetle;
“Davacı şirket ticari defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdiki süresinde yapıldığı, defterlerin birbirini teyit ettiği ve defterlerin delil niteliği taşıdığı,
Davalı … A.Ş. ticari defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdik ve GİB onaylarının süresinde yapıldığı, defterlerin usulüne uygun tutulduğu, defterlerin birbirini teyit ettiği ve defterlerin delil niteliği taşıdığı,
Davalı … Ltd. Şti.’nin, davacı şirket ile taahhüt onay ses kayıtlarının mevcut olduğunu iddia etmiş olup, davalı taraftan talep edilecek taahhüt onayı ses kayıtlarının ve taraf vekillerinin iddia ve savunmalarının Haberleşme (telekomünikasyon) konusunda uzman bilirkişi tarafından incelenmesi ve değerlendirilmesi doğrultusunda tahkikatın genişletilmesinin Sayın Mahkeme’nin takdiri içinde bulunduğu,
Mevcut delil durumu itibariyle davacının, fazladan ödediği bedelleri istirdat hakkına sahip olduğu gibi, haksız yere kendisinden cezai şart adı altında alınan bedelin de iadesini isteyebileceği, davalının aleyhine girişilen icra takibine vaki itirazının haksız bulunduğu ve kaldırılması gerektiği” yönünde görüş bildirmişlerdir.
Mahkememizin 02/11/2018 tarihli ara kararı gereğince heyete Elektrik Elektronik Mühendisi bilirkişinin de katılımı ile dosyamız ek rapor hazırlanmak üzere bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 19/04/2019 teslim tarihli raporda özetle;
“Davacı şirketçe takibe konu 15.800,00 TL. asıl alacak bedeli toplam tutarından 14.295,30 TL. (iki yıl boyunca fazladan ödediğini iddia ettiği tutar) dışında kalan 1.504,70 TL. tutarın davalı kurumdan talep edilebileceği,
Talep edilebilecek 1.504,70 TL. asıl alacak bedelinin 05.10.2016 takip tarihine kadar ki yasal faiz tutarının 87,93 TL. olarak hesap edilmiş, Takibin toplam 1.592,63 TL. üzerinden davalı … A.Ş. adına devam etmesi gerekeceği” yönünde görüş bildirmişlerdir.
Mahkememizin 13/03/2020 tarihli ara kararı gereğince dosyadaki mevcut raporların birbirleri ile çelişkili olduğu anlaşıldığından taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gereğince ihlal olup olmadığı, hangi tarafın ihlal ettiği, faturaların usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediği, düzenlenmiş ise davacı tarafça süresinde ödeme olup olmadığı, başka operatöre geçilerek sözleşme ihlali yapılıp yapılmadığı, sonuç olarak takip tarihi itibari ile davacının davalılardan alacaklı olup olmadığı hususunda rapor hazırlanmak üzere dosyamız yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 13/08/2020 teslim tarihli raporda özetle;
“a)Taraflar arasında kararlaştırılan sözleşme hükümlerinin “zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiğinin” ileri sürülmesinin olanaksız olduğu, bu bakımdan sözleşme hükümlerinin genel işlem şartlarına aykırı olmadığının kabulü gerektiği,
b)Davalı …’un dava konusu faturalardan kaynaklanan alacağı talep edebilmesi için faturaların sözleşmeye uygun olarak düzenlendiğinin ve faturalara konu mal veya hizmetleri tam ve gereği gibi ifa ettiğini geçerli delillerle ispat etmesi gerektiği, aksi takdirde davalı … lehine bir sebepsiz zenginleşme oluşacağı,
c)İspat kuralına ilişkin MK. m. 6 ve HMK. m. 190/1 hükümleri uyarınca da, davalı …’nun dava konusu faturaları taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak düzenlediğini ve faturalara konu mal veya hizmeti ifa ettiğini geçerli delillerle kanıtlaması gerektiği,
d)Yapılan teknik ve mali inceleme neticesinde davalı … tarafından düzenlenen faturaların taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak düzenlendiğinin tespit edildiği,
e)Davacının “sözleşme ve taahhüt içeriğinde davalı kurumca davacı şirkete … ve … numaralı her bir fatura hesabı için “ne kadar kullanım olursa olsun ödeyeceğiniz fatura tutarı aylık 500 TL. yi geçmeyecektir” şeklinde bir taahhüdün bulunduğu” yönündeki iddiasının ispata muhtaç olduğu,
f)Faturaların usulüne uygun düzenlenmiş olduğu, Faturalarda sözleşme konusu 2 ayrı abonelik üzerine kayıtlı telefon numaralarınca yapılan ses- data – mesaj bedellerinin ücretlendirilmiş olduğu, Sözleşme gereği davacı şirketin her bir abonelik için minumum 500 TL. fatura üretmek zorunda olduğu, Fatura aşım bedellerinin kullanıma bağlı gerçekleştiği, (HAT BAZLI KULLANIM) Bu nedenle yıllık 24.000,00 TL. tutarın aşıldığı, Bu kapsamda 38.295,30 TL. – 24.000,00 = 14.295,30 TL davacı vekilince fazladan ödendiği belirtilen tutarın kullanıma bağlı kaynaklanmış olduğu, Üstelik kullanıma bağlı olarak hediye çeki kazanımı olduğu, kök raporumuzda davacının 1.504,70 TL. tutardan sorumlu olmamasının gerekçesi sözleşmenin iptali hususunda davacı şirketin sorumlu tutulmasını gerektirecek delil / belge bulunmaması olarak gösterilmişti,
Kök raporumuz sonrasında davalı vekilinin 21.11.2019 tarihli dilekçe ekinde sunulan belgelerden 28.01.2016 tarihi itibariyle 2 AYRI HESABA AİT aboneliklerin sonlandırılmış olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafça 11.02.2014 tarihli sözleşme ile 06.03.2014 – 06.03.2016 tarihler arasındaki dönemi ihtiva edecek şekilde 24 ay süreli taahhüt verilmiştir. Bu kapsamda davacı tarafça taahhüt süresi dolmadan aboneliğin iptal edilmiş olduğu anlaşılmaktadır taraflar arasında imza edilen sözleşme madde 14 kapsamında davalı kurumca davacı şirket adına tahakkuk ettirilen ceza bedelinin de sözleşme madde 14 ile belirlenen sınırlar dahilinde hesap edilerek faturalandırılmış olduğu anlaşılmakla davalı şirket vekilinin takibe yapmış olduğu itirazın da haklı olduğu” yönünde görüş ve tespitlerde bulunulmuştur. Raporun ayrıntılı, gerekçeli, dosya kapsamına uygun ve önceki raporları tetkik eder nitelikte düzenlenmiş olduğu, hüküm kurmaya elverişli tespit ve değerlendirmeler içerdiği görüldüğünden davacı vekilinin yeniden rapor alınması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Sözleşme ve taahhüt içeriğinin incelenmesinde, davalı kurumca davacı şirkete “ne kadar kullanım olursa olsun ödeyeceğiniz fatura tutan aylık 500 TL yi geçmeyecektir” şeklinde bir taahhüdün bulunmadığı ve bilirkişilerce yapılan tespitlere göre, davacının üretmiş olduğu aylık fatura tutan arttıkça kazanacağı alışveriş ortağım hediye çeki tutarının da artmakta olduğu, Taahhütname içeriğindeki 500 TL tutarın davacı şirketçe her ay üretilmesi gerektiği, bu hususta davalı kurumun her 3 ayda bir fatura tutar kontrolü neticesinde taahhüt edilen fatura tutarının altında kalınması halinde ilk fatura içeriğine fark tutarın eklenmesi gerekeceği belirlendiği anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama, alınan raporlar ve tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; tarafların tacir, yapılan işin de ticari bir iş niteliğinde olduğu, tacirlerin basiretli davranma yükümlülüğünün bulunduğu gözetilerek uyuşmazlığın tarafları bağlayan sözleşme hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, sözleşme gereğince davacı şirketin her bir abonelik için minumum 500 TL fatura üretmek zorunda olduğu, fatura aşım bedellerinin kullanıma bağlı gerçekleştiği, davacı tarafça taahhüt süresi dolmadan aboneliğin iptal edilmesi nedeniyle ceza bedeli ödemekle yükümlü olduğu, bu kapsamda davalı … tarafından düzenlenen faturaların taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak düzenlendiği, davacının iddia ettiği hususlarda iddiasını ispatla mükellef olmasına rağmen somut herhangi bir bilgi ya da belge sunmamış olduğu, iddiasının ispata muhtaç olduğu ve dosya kapsamında takip yapmakta haklı olduğunu ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine, davalıların kötüniyet tazminat taleplerinin ise yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın reddine,
2-Davalıların kötüniyet tazminat taleplerinin yasal şartları oluşmadığından reddine,
3-Karar tarihine göre alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 201,98 TL harçtan mahsubu ile bakiye 142,68 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davalılar kendilerini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … Ltd.Şti ve davalı … A.Ş tarafından yapılan 50’şer TL yargılama giderinin davacıdan ayrı ayrı alınarak davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 13/07/2021

Katip
(e-imza)

Hakim
(e-imza)