Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1051 E. 2018/1286 K. 30.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/637 Esas
KARAR NO : 2018/1163

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/06/2015
KARAR TARİHİ : 05/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından, davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının borca ve ferilerine haksız olarak itiraz ettiğini, davalı taraf ile müvekkili arasında 01.01.2014 tarihinde … Tespit Sözleşmeleri imzalandığını, müvekkilinin kayıtlarının yer aldığı 17.04.2015 tarihli ekstreden de görüleceği üzere, müvekkiliyle davalı şirketin ticari münasebetlerinin olduğunun aşikar olduğunu, davalı taraf ile müvekkilinin her ikisinin de tacir olması nedeniyle avans faizi işletildiğini, davalı tarafın faiz oranına itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili şirketin alacağının, sözleşmeye, faturaya, ticari defter ve kayıtlara dayanmakta olduğunu, likit ve muayyen olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve icra takibinin devamına, davalının asıl alacağın % 20’sinden aşağı olamamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu ilmasız icra takibinin konusunu oluşturan alacağın dayanağı olarak gösterilen hesap ekstresindeki cari alacağın taraflar arasında ihtilaflı olduğunu, borcu doğuran iş ve hizmetin üretilmediğini, üretilen iş veya hizmete ilişkin faturanın usul ve yasaya uygun tebliğ edilmediğini, talep edilen faizin yasaya uygun olmadığını, likit, muayyen ve muaccel alacak söz konusu olmadığını, ilamsız icra takibine konu alacağa temel alınan cari hesap ekstresinde alacağa konu edilen iş ve hizmete ilişkin faturaların olmadığını, takibe konu hizmete ilişkin faturanın da usül ve yasaya uygun kesilerek davalıya tebliğ edilmediğini, davacının davalıyla arasındaki akti ilişkiyi, ayrıca iddia ettiği ticari alışverişi ispatlaması gerektiğini beyan ederek davanın reddine, davacı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… 23. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası, … tespit sözleşmeleri aslı gibi örnekleri, fatura fotokopileri, mali müşavir bilirkişi incelemesi sonucu alınan raporlar.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, İİK 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafça dosyaya sunulan 01/04/2014 tarihinde imzalanan … Tespit Sözleşmesi kapsamında davacının davalıya hizmet verip vermediği ve bu sözleşme kapsamında davalıdan alacak talebinde bulunup bulunamayacağı hususlarındadır.
İlgili … 23. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 21/04/2015 tarihinde hesap ekstresine dayalı olarak 133.891,48 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %10,50 avans faizi ile birlikte tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 27/04/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 30/04/2015 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; takip konusu borcun taraflar arasında mutabık kalınmış likit, muayyen ve muaccel alacağı içermediğini, alacak miktarının taraflar arasında ihtilaflı olduğunu, 01.01.2014 -24.12.2014 tarihleri arasını gösterir hesap ekstresi alacağını tevsik eden ve talep edilen asıl alacak miktarında borcu doğuran iş veya hizmet üretilmediğini, üretilen iş veya hizmete ilişkin usul ve yasaya uygun düzenlenmiş faturanın usul ve yasaya uygun tebliğ edilmediğini ileri sürererek borca ve faiz oranına itiraz ettiği, davacı alacaklının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, takibin yetkili icra dairesinde yapıldığı, geçerli haciz yolu ile ilamsız genel takip bulunduğu, borçlu tarafından yasal süresi içerisinde yapılmış ve takibi durdurmuş geçerli bir itiraz olduğu, davanın bir yıllık yasal süresi içerisinde açıldığı, itirazın iptali davasının koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Deliller toplandıktan sonra mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık konularında rapor düzenlemesi için dosya mali müşavir bilirkişi …’e tevdi edilmiş, bilirkişi mahkememize sunmuş olduğu raporda özetle; taralar arasındaki dört adet sözleşme içeriği incelendiğinde sözleşmede adresleri belirtilen antrepoda stok kayıtlarının tespiti, genel antrepolara giriş çıkışların tespiti şeklinde görev tanımlaması yapıldığını, yapılacak hizmetin dönemi ve kararlaştırılan ücretlerin tespit edildiğini, bu sözleşmeler ile kararlaştırıldığı hesaplanan KDV dahil 151.158 TL ücretten davacının 133,891,48 TL tutar için talepte bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin Genel Antrepolarda Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği Uygulamasına Geçilmesi ile ilgili tebliğler kapsamında yapılmış sözleşme olduğunu, sözleşmede kararlaştırılan ücretin yine ilgili tebliğler kapsamında kararlaştırılan ücret olduğunu, davalı tarafın bu hususta bir itirazı olmadığını, sözleşmenin ortadan kalkmasına ilişkin, raporun düzenlenmediğine ilişkin herhangi bir delil beyan edilmediğini, ilgili mevzuat kapsamında yapılan sözleşmede kararlaştırılan bedeller sebebi ile davalının borçlandığını, davalı tarafın sözleşme ile borçlandığı tutarın ödendiğine dair davacı tarafından bildirilen dışında ödeme bilgisi ve belgesi sunulmadığını, sözleşme konusu işin yerine getirilmediği yönünde beyan ve bilgi de sunulmamış olmakla sözleşmeler kapsamında belirlenen ücretten ödenmeyen kısım nedeni ile davalının sorumlu olacağını beyan etmiştir.
Davalı tarafın bilirkişi raporuna itirazları değerlendirilerek tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak ek rapor düzenlenmesi için dosya aynı bilirkişiye tevdi edilmiş, mali müşavir bilirkişi Türkan Özdemir mahkememize sunmuş olduğu ek raporda özetle; Davacı ticari defterlerinin HMK 222.maddesi kapsamında davacı lehine delil vasfını haiz olduğunu, davalı tarafından ticari defter sunulmadığını, davacının sunulan kayıtlarında davalıya 2014 yılında aylık kesilen ve yıl sonuna kadar devam eden fatura kayıtları neticesinde 2015 yılına devreden davalıdan 133,891,48 TL alacaklı kaldığını, davalının ise davacının sunduğu alacak dayanağı belge ve kayıtların aksine delil, kayıt ve belge ibraz etmediğini beyan etmiştir. Bilirkişi kök ve ek raporları dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve hüküm kurmaya elverişlidir.
İtirazın iptali davası yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. İspat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda ön görülen istisnalar dışında karşı taraf kanuni karinenin aksini ispat edebilir. (HMK m.190). İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak davacı alacaklıdadır. Ancak borçlunun itirazındaki beyana göre ispat yükü yer değiştirebilir.
Somut olayda, davalı borcu doğuran iş ve hizmetin üretilmediği, üretilen iş veya hizmete ilişkin faturanın usul ve yasaya uygun tebliğ edilmediği itiraz sebeplerini ileri sürerek borçlu olmadığını beyan etmekle birlikte davalının ticari defter ve kayıtları ibraz edilmemiştir. Davacı ticari defter ve kayıtlarını sunmuş, bilirkişi incelemesi sonucu davacının defterlerinde taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu ve davacının bakiye 133,891,48 TL asıl alacağının varlığı tespit edilmiş olup taraflar arasındaki sözleşme ile kararlaştırılan ücrete davalı tarafın itirazı olmadığı, ayrıca davalı tarafın sözleşmenin ortadan kalktığına ya da sözleşme ile kararlaştırılan raporun düzenlenmediğine ilişkin herhangi bir delil sunmadığı dikkate alınarak sözleşmeler kapsamında belirlenen ücretten ödenmeyen kısım nedeni ile davalının sorumlu olacağı, davacının ticari defterlerine işlediği alacak kaydına karşılık davalı ileri sürdüğü itiraz sebeplerini kanıtlayamadığından davalının borcunu ödemesi gerektiği, faturaların davalı tarafa tebliğ edildiğinin davacı tarafça kanıtlanamadığı ancak bu durumun takipten önce faiz işletilmesi bakımından sonuç doğuracağı, taraflar arasındaki sözleşme ile ödemenin gecikmesi halinde faiz talep edilebileceği kararlaştınlmadığından ve davacı ihtarname keşide ederek davalıyı temerrüde düşürmediğinden davacı tarafça icra takip tarihine kadar faiz talebinde bulunulamayacağı (kaldı ki davacı tarafça takip öncesi işlemiş faiz talebinde bulunulmamıştır), takipten sonra işletilen %10,50 avans faiz oranının yerinde olduğu anlaşılmış, davanın kabulü ile, davalı tarafından … 23. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın iptaline ve takibin devamına, geçerli bir ilamsız genel icra takibinin varlığı, borçlunun yedi günlük süre içerisinde ödeme emrine itiraz etmiş olması, bir yıl içinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunması, davacı alacaklının tazminat istemini dava dilekçesinde açıkça talep etmiş olması ve takip konusu alacağın miktarının belli (likit) olması dikkate alınarak borçlunun itirazının haksız olması nedeniyle asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın kabulü ile, davalı tarafından … 23. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın iptaline ve takibin devamına, asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 9.146,12 TL ilam harcından peşin yatırılan 1.617,08 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.529,04 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 13.461,32 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvuru harcı, 1.617,08 TL peşin harç, 500,00 TL bilirkişi ücreti, 96,00 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 2.240,78 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/11/2018

Katip …

Hakim …