Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/979 E. 2019/1090 K. 04.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/979 Esas
KARAR NO : 2019/1090

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/10/2015
KARAR TARİHİ : 04/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’ın kızı …’ın davalıya ait … ünvanlı işyerinde yaklaşık olarak 18 ay kasiyer olarak görev yaptığını, …’ın halihazırda adli mercilere yansımış tehdit, çocuğu cinsel istismarı suçlarını barındıran eylemlerin mağduru olduğunu ve söz konusu suçlardan … 18. Ağır Ceza Mahkemesinde sanık sıfatıyla yargılanan …’ın yönlendirmeleri neticesinde davalıya ait işyeri kasasından para alarak gizlice …’a verdiğini, …’ın bu davranışının nedeninin …’ın elinde …’a ait müstehcen videosunun bulunması ve sürekli bu konu ile ilgili tehditlere maruz kalması olduğunu, işyeri kasasından para çalınmasının işyeri sahibince anlaşılması üzerine davalı yanın öncelikle …’ı tehdit ettiğini, devamında müvekkilinin kızını ve eşini işyeri deposunda tehdit oluşturacak şekilde tutarak müvekkiline 50.000,00 TL ödemezse kızına ve eşine zarar vermekle tehdit ettiğini, müvekkilinin hakaret ve tehditler üzerine kabul etmek zorunda kaldığı 50.000,00 TL’yi bir defada ödeyemeyeceğini belirtince 500,00 TL bedelli 100 adet senet düzenlendiğini, müvekkilinin kızının tehdit altında çalmak zorunda kaldığı ve müvekkilinin eşi ve kızı ile tehdit edilmesi sonucunda imza ettiği bonolar nedeniyle hem maddi hem de manevi olarak zor altına girdiğini, icra tehdidi altında kaldığını ileri sürerek müvekkilinin korkutma sonucu tehdit altında imzalamak zorunda kaldığı bonolardan dolayı davalı yana borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Davalı müvekkilinin, davacı …’ın kızı …’ın kasiyer olarak çalıştığı …’in sahibi olduğunu, fiş verilmeden satış yapılması şikayeti üzerine kamera kayıtlarının incelenmesinde, davacının kızı …’ın fiş vermeden satış yaptığı ve bu satışlardan aldığı paraları çaldığının tespit edildiğini, kamera kayıtları gösterilince davalının kızının hırsızlık yaptığını kabul ettiğini ve bu hırsızlığı bir yıl süreyle haftada birkaç defa olmak üzere yaptığını ve çaldığı paraları kendisini tehdit eden kişiye verdiğini söylediğini, kamera kayıtlarının incelenmesinde 83.400,00 TL’lik zararın tespit edildiğini, bu zararın davacıdan istendiğinde davacının 15.000,00 TL teklifte bulunduğunu ancak müvekkilince kabul edilmediğini, polise ihbarda bulunulmaması halinde davacının aylık 500,00 TL ödeme yapmayı kendisinin teklif ettiğini, bunun üzerine dava konusu 100 adet senedin düzenlendiğini, ancak davacının senetleri ödememek adına bahaneler uydurduğunu, bunun üzerine olayın polise ve savcılığa sirayet ettiğini nihayetinde … 18. Ağır Ceza Mahkemesinin … E sayılı dosyası ile dava açıldığını, davalının kızının bu mahkemedeki beyanlarında da kasadan para çaldığını ifade ettiğini, Üçüncü kişilere karşı çocukların yasal temsilcileri Ana ve Baba olduğunu, Velayet altındaki çocuğun fiil ehliyeti vesayet altındaki kişinin ehliyeti gibi olduğunu, Vesayet altındaki kişiye vesayet makamı tarafından bir meslek veya sanatın yürütülmesi için izin verilmiş ise, o kişi bununla ilgili her türlü olağan işlemleri yapmaya yetkili olduğunu ve bu tür işlemlerden dolayı bütün malvarlığı ile sorumlu olduğunu beyan ederek davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… 18 Ağır Ceza Mahkemesinin … E sayılı dosyasına ait duruşma tutanakları, … 4. Çocuk Mah. … E sayılı uyap dosyası, … CBS … Soruşturma sayılı dosyası, … 28. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı uyap dosyası, kamera görüntülerinin dökümüne ilişkin bilirkişi raporları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, İİK 72.maddesine dayalı menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu kambiyo senetlerinin (bonoların) davacıdan zorla alınıp alınmadığı ve bu kambiyo senetleri nedeni ile davacı tarafın davalıya borçlu olup olmadığı hususlarındadır.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 03/07/2015 tarih, … Soruşturma … Karar sayılı dosyasının incelenmesinde davacı … ve …’ın müşteki, … ve …’ın şüpheli oldukları, şüpheliler hakkında hakaret, senet yağması ve tehdit suçlarından kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, bu karara yönelik itirazın reddedildiği anlaşılmıştır.
… 4. Çocuk Mahkemesinin … E sayılı dosyası ile 23/03/2016 tarihli kısa kararında, ” Her ne kadar … hakkında güveni kötüye kullanma suçundan kamu davası açılmış ise de … nin karşı koyamayacağı ağır bir korkutma sonucunda suçu işlediği anlaşıldığından TCK ‘nın 28 CMK 223 maddeleri gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
… 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E sayılı dosyasının incelenmesinde, sanık …’ın mağdure …’a yönelik çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve şantaj suçlarından yargılanmasının devam ettiği anlaşılmıştır.
İlgili … 28. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine 29/03/2017 tarihinde dava konusu bonolardan 20 adedine ilişkin kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Kambiyo senedi olarak bono, içerdiği hakkın senetten ayrı olarak ileri sürülemediği, ve başkalarına da devredilemediği vasıflı ve soyut bir borç ikrarıdır. Bononun keşidecisi bonoda gösterdiği belirli bir bedeli kayıtsı şartsız bizzat ödemek konusunda soyut bir taahhütte bulunmaktadır. Soyutluk (Mücerretlik) ise senedin içerdiği hakkın doğumuna sebep olan temel hukuki ilişkinin senet metninden anlaşılamaması anlamına gelir. Soyutluğun senede yüklediği ilk özellik, hamilin artık senette gösterilen alacağın alacaklısı olduğu konusunda, senetten başka delil sunmasına gerek bulunmaması, alacağını sadece bu senetle ispatlayabilmesidir.
Türk Borçlar Kanunu’nun genel hükümleri gereği bir hukuki işlemin ve bu kapsamda bir sözleşmenin kuruluşunda ortaya konulan iradelerin bozulmamış, bir diğer ifade ile fesada uğramamış olması gerekir. İradedeki bozulmanın sözleşmenin diğer tarafının ya da üçüncü bir kişinin tehdidi (korkutması) sonucu ortaya çıkması halinde beyan sahibi, sözleşmeyle bağlı tutulamaz. Korkutma fiili maddi bir vakıa niteliğindedir ve kanun koyucu bu vakıanın senede bağlanmasının mümkün olmadığını öngörerek ispat vasıtası olarak senet dışındaki delillere dayanılmasına cevaz vermiştir, korkutma vakıası tanıkla ispatlanabilir.
Somut olayda, davacı dava konusu bonoları imzaladığını kabul etmekle birlikte kızına ve eşine zarar verilmekle tehdit edildiğini ve bonoları tehdit altında zorla imzaladığını ileri sürmektedir. Bu durumda ispat yükü davacı keşideciye aittir, davacı bonoları tehdit altında imzaladığını ispatla yükümlüdür. Mahkememizce bu yönde bildirilen tanıklar dinlenmiştir.
Davacı tanığı …: ” 2014 Yılı Mayıs ayının 5 inde davalı … beni arayarak kızım … hasta olduğunu, bu yüzden markete gelmem gerektiğini söyledi, ben markete gittiğimde davalı … beni depoya götürdü, kızım buradaydı, davalı taraf bana ve kızıma depoda kızımın hırsızlık yaptığından dolayı iş yerinin zararı olduğunu, bu zararı ödemeden depodan çıkartmayacağını söyledi, ben eşimin gelmesini istedim, eşim gelene kadar davalı bizi depodan çıkartmadı, davalı bizi zorla depoda tuttu, eşim gelir gelmez davalı taraf şoförünü dışarıdan senet temin etmeye gönderdi, dışarıdan senet geldikten sonra senedi eşime zorla imzalattı, senet 50.000 TL bedel yazılı idi, eşim ve ben korktuğumdan dolayı bu senedi imzaladık, senedi depoda imzaladık, bildiğim kadarı ile depoda kamera vardır, 50.000 TL borç parça parça senetler halinde imzalandı, 500 er TL meblağlı idi, daha sonradan davalı taraf bizim şikayetçi olmamız durumunda kızımın cezaevinde başına gardiyanlar tarafından kötü şeyler geleceğini söyledi ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı …: ” Ben … tarafından cinsel istismara uğradığım ve tehdit edildiğim için marketten ürün geçirmeden parasını yazıp ona vermemi istemişti, bu şekilde parayı …’a verdiğim öğrenilince market sahibi … beni depoya aldı, şoför … ve … oradaydılar, bana 83.400,00 TL para getir yoksa seni cezaevine göndeririz, ben de korktum daha sonra babamı ve annemi aradılar, aynı şekilde babama da tehditle 50.000 TL’lik senet imzalattılar, eğer bu senetleri imzalamazsan kızının hayatı biter, kızın cezaevine girer şeklinde tehdit ettiler, babam da senetleri imzalamak zorunda kaldı, bu olaylar çalıştığım marketin deposunda oldu, … ile … iki gün sonra evimize geldiler, babam ve beni benim çalıştığım markete götürecekler diye GOP’daki bir başka yere, bir büroya götürdüler, orda …, … ve ismini bilmediğim bir şahıs vardı, orada işten çıkma için bana kağıt imzalattılar, ben bana imzalatılan şeyin önemli bir şey olmadığını düşünerek işten çıkma anlamına geleceği düşüncesi ile imzaladım, kapılar kilitli idi, … babama üç senette kayma olduğunu, bu senetleri düzelteceğimizi söyledi, ancak 7-8 tane boş senet çıkardı, bu senetleri babamın imzalamasını istedi, babam da senetleri karaladı, babamın bu davranışı üzerine … sinirlendi, küfürler etti, babam telefon çıkardı, polisi arayacağını söyledi, telefon babamın elinden aldılar, babam öldürseniz de ben senetleri imzalamayacağım dedi, … polisi aradı, polis gelerek hepimizi karakola götürdü. 05/05/2015 tarihinde babama imzalatılan ilk senetler imzalatılmıştır, 08/05/2015 tarihinde de o boş senetlerin verildiği olay gerçekleşmiştir. 83.400,00 TL lik senetlerin nedeni … bana çaldırttığı paraların karşılığı olduğunu söylediler. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı …: ” … kasiyer olarak yanımızda çalışıyordu ben de davalı …’ın yanında 2016 ya kadar çalıştım, bir müşterimiz fişte görünmeyen bir ürün olduğunu söyledi, bu şikayet üzerine konuyu takip ettik, kameradan izledik, …’ın ürünleri geçmediğini fark ettik, … ailesine durumu bildirdi, kendi aralarında görüşme yaptılar, bir senet imzaladılar bu senedin imzalanmasını … kabul etti, zaten kendisi senet imzalanmasını söylemişti, senetteki miktar hakkında bilgim yoktur. Senet marketin arka tarafındaki mutfakta imzalandı, kamera kaydı da yapılmıştı, bulunduğumuz yerde kamera vardı, senet imzalanırken …, …, … ve annesi vardı ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … : ” Ben davalı …’ın yanında 2016 aralık ayına kadar çalıştım, bir müşterinin ihbarı sonucu … ‘ın zimmetine para geçirdiğini tespit ettim, kamera kayıtlarını tespit ettim, …’a durumu bildirdim o da kabul etti, babasını ve annesini getirmesini söyledim, … 80.000,00 TL yi zimmetine geçirdiğini kabul etti, biz 50.000,00 TL ödemelerinin yeterli olacağını söyledik onlar da kabul ettiler, … her ay 500 TL ödeyeceğini beyan ederek senet imzalama önerisinde bulundu, benim de bulunduğum ortamda 100 adet senet imzalandı senetleri de ben doldurdum. Marketin ofis kısmındaydık, orada kamera olduğundan görüntüler de mevcuttur, mağaza yetkili …, …, … ile annesi ve babası oradaydılar, senetleri ben doldurdum bunun sebebi …’ın senetleri benim doldurmamı istemesidir. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanıkları davacının eşi ve kızıdır. Davacı tanıklarının yakın akrabalık nedeni ile tarafsız olmalarının hayatın olağan akışına uygun olmaması, eş ve babalarının çok sayıda imzaladığı bonoların yüklü meblağda olmasının üzüntüsü içerisinde oldukları, özellikle davacının kızı …’nın bu senetlerin düzenlenmesinden kendisini sorumlu tuttuğu ve babasını içinde bulunduğu durumdan kurtarmak isteme eğiliminde olduğu kabul edilerek davacı tanıklarının beyanlarının samimi olmadığı sonucuna varılmıştır. Kaldı ki davacının eşi … korktuğunu ve eşinin senedi zorla imzaladığını ifade etmiş, herhangi bir tehdit sözünden ya da eyleminden bahsetmemiştir, davacının kızı … ” bu senetleri imzalamazsan kızının hayatı biter, kızın cezaevine girer şeklinde tehdit ettiler ” demiş ise de, bu sözlerde tehdit suçunun maddi unsurlarının bulunmadığı, zarar vermekten bahsedilmediği, davacının kızının ağır bir korkutma ile de olsa işlediği hırsızlık suçundan doğan zararın ödenmemesi halinde şikayetçi olacaklarından ve buna bağlı olarak …’nın başına gelebileceklerden bahsedildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce 05/05/2015 gününe ait marketin deposundaki görüntü kayıtları incelenmiş, davacı …’a (mavi ceketli/önlüklü kişiye) tehditte bulunulduğuna yönelik herhangi bir gözlemde bulunulamamıştır. Görüntü kayıtlarında tahrifat yapıldığı davacı tarafça ileri sürülmüş ise de öncesinde Ağır Ceza Mahkemesi’nde de incelenmiş olan görüntülerle ilgili tahrifat iddiasına itibar edilmemiştir.
Davacının dava konusu bonoları eşine ve kızına zarar verilmesi tehdidi altında zorla imzaladığını kanıtlayamadığı, davalı … aleyhine … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … tarih, … Soruşturma … Karar sayılı dosyasında hakaret, mağdurun bir senedi vermeye mecbur edilmesi suretiyle yağma ve tehdit suçlarından başlatılan soruşturma sonunda atılı suçların işlendiğine dair delil ve emare bulunmadığı gibi yağma suçunun unsurlarının da oluşmadığı gerekçesi ile kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve bu karara yönelik itirazın reddedildiği dikkate alınarak davacının dava konusu bonolardan dolayı borçlu olduğunun kabulü ile menfi tespit davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın reddine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 44,40 TL ilam harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 5.850,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.04/12/2019

Katip …

Hakim …