Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/89 E. 2019/420 K. 06.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/89 Esas
KARAR NO : 2019/420

DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle)
DAVA TARİHİ : 23/01/2015
KARAR TARİHİ : 06/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen aracın, yaya konumunda olan müvekkiline çarpması sonucu oluşan yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası neticesinde müvekkili …’ın yaralandığını ve sakat kaldığını, müvekkilinin malul olması sebebiyle gerekli evrakların temin edilerek davalıya başvuruda bulunulduğunu, ancak yapılan başvuru sonucu müvekkiline yeterli bir ödeme yapılmadığını, söz konusu kazada müvekkiline kusur izafe edilemeyeceğini, müvekkilinde oluşan cismani zarar nedeniyle oluşacak maddi tazminat nedeniyle sürekli ve geçici maluliyet dönemine ilişkin tazminat tutarının, bakıcı giderinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere öncelikle 6100 Sayılı Yasa’nın 107. maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın davalı açısından temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Kazaya sebebiyet veren aracın plakasının tespit edilmesi halinde müvekkili kurumun sorumluluğunun doğmayacağını, kazaya sebebiyet veren aracın tespit edilememesi halinde müvekkili kurumun sorumluluğunun kaza tarihi itibariyle geçerli poliçe limiti olan 200.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, davacının plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın kendisine çarptığı iddiasıyla müvekkilinden tazminat talep ettiğini ancak kazanın gerçekliğinin anlatılan şekilde olduğu hususunda davacının beyanından başka bir delil bulunmadığını, olayla ilgili Savcılık tarafından soruşturma yapıldığını, deliller toplandığını, bu delillere göre olayın gerçekliğinin ispat edilmesi gerektiğini, ayrıca davacı tarafa müvekkili tarafından aktüer bilirkişi tarafından hazırlanan rapor gereğince 15.12.2014 tarihinde 75.442,00.-TL ödeme makbuz ve ibraname karşılığında ödeme yapıldığını, müvekkilinin yaptığı ödemeyle tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini, kazaya karıştığı iddia edilen plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün ve davacının kazanın meydana gelmesinde kusurlarının bulunup bulunmadığının kusur oranlarıyla birlikte Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenecek kusura ilişkin bilirkişi raporu ile tespit edilmesi gerektiğini, davacının maluliyet oranının, maluliyet oranıyla kaza arasındaki illiyet bağı ve iyileşme süresinin Adli Tıp Kurumunun 3.İhtisas Dairesince Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü’ne uygun raporla tespit edilmesi gerektiğini, 25-02-2011 Tarihli 27857 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun’un 59. maddesi ile tedavi giderleri (tıbbi cıhaz bedelleri, bakım giderleri açısından tüm sorumluluğun Sosyal Güvenlik Kurumu’na yüklendiğini, haksız fiilden kaynaklanan bu olayda yasal faiz talep edebileceğini, davacının avans faizi talebinin haksız olduğunu, tüm bu nedenlerle itirazlarının kabulü ile davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Davacının tedavisine ilişkin hastane kayıtları, keşfen yapılan inceleme sonuca alınan kusur raporu, Adli Tıp Kurumu 3 İhtisas Kurulu’nun 30/10/2017 tarihli raporu, bakıcı giderlerine ilişkin aldırılan doktor bilirkişi raporu, aktüeryal bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, yaralanmalı trafik kazasına ilişkin haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının yaralanmasına sebep olan kazadaki kusur oranlarının ne kadar olduğu, davacının geçici veya kalıcı olarak maluliyete uğrayıp uğramadığı, maluliyete uğramış ise maluliyet oranının ne kadar olduğu, davacının ömür boyu bakıma muhtaç olup olmadığı, bakıcı giderlerinden davalının sorumlu olup olmadığı, davalının yapmış olduğu ödemenin yeterli olup olmadığı hususlarındadır.
Deliller toplandıktan sonra davaya konu kazada tarafların kusur oranlarının tespiti hususuda mahallinde keşfen inceleme yapılarak dosya Adli Tıp Trafik Eski Uzmanı Doç. Dr. …’na tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından mahkememize sunulan raporda özetle; Olay mahallinin yerleşim yeri, … mahallesi … sokağın … sokak ile kesişen kavşağın gerisi, … solağın 7 m genişliğinde, tek yönlü, asfalt kaplamalı olduğu, her iki tarafında yaya kaldırımları bulunduğunun anlaşıldığı, mahallinde yapılan keşifte davacıdan çarpma yerinin gösterilmesinin istendiği, davacının gösterdiği yerin kavşak başına 7 m mesafede olduğunun tespit edildiği, olayın 25.01.2011 günü saat 17.45 sıralarında davacı …’ın … mahallesi … sokak la … sokağın kesiştiği kavşakta … Pastanesinin önünde yolun karşına geçmek isterken tek yönlü olan … sokağa geri manevra ile gelmekte olan aracın çarpmasına bağlı olarak yaralanması şeklinde olduğunun anlaşıldığı, mevcut delillere göre davacı …’ın tek yönlü yolda yolun karşısına geçmek isterken geri manevra yapan bir aracın kendisine çarparak yere düşürdüğü, buna bağlı olarak davacın yaralandığının anlaşıldığı, davacının, tek yönlü olan yolun araçların geliş yönü olan solunu kontrol ederek yolun karşısına geçmek istemesinin kurallara uygun olup, yolun tek yönlü olması sebebiyle soldan araç gelebileceği, sağdan araç gelmesinin söz konusu olmadığı için bu şekilde hareket etmesinin normal olduğunu bu itibarla kendisinin yaralanması ile sonuçlanan kazanın meydana gelmesinde kusuru olmadığı kanaatine varıldığı, davacıya çarpan araç sürücüsünün tek yönlü olan … sokakta ilerleyip kavşağa geldiğinde hangi sebeple olursa olsun geri manevra yapmasının kurallara uygun olmadığı, en azından tek yönlü yolda geri manevra yapmaya ihtiyaç duyduğunda arkasını kontrol etmesi, devamlı korna çalarak ön ikazda bulunması gerektiği halde bunları yerine getirmediğinin anlaşıldığı ve davacının yaralanması ile sonuçlanan kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunun görüldüğü beyan edilmiştir.
Davacının maluliyetine ilişkin rapor düzenlenmesi için dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş, 3. İhtisas Kurulu mahkememize hitaben düzenlemiş olduğu raporda özetle; Davacının 24/01/2011 tarihinde geçirmiş olduğu araç dışı trafik kazasına bağlı yaralanması 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığını, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceğini bildirmiştir.
Maluliyet raporunun aldırılmasının ardından dosya aktürya bilirkişisi …’ya tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından mahkememize sunulan 04/07/2018 tarihli raporda özetle; PMF-1931 yaşam tablosunu kullandığı, araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğuna göre değerlendirme yapıldığı, davacının olay tarihinde asgari ücret düzeyinde kazancının olduğu varsayılarak hesaplama yapıldığı, KTK uyarınca kazaya sebebiyet veren … plakalı araç sürücüsünün kusuru nispetinde …’nın KTK 93 hükmü gereği kaza tarihinde cari 200.000,00 TL limit ile gerçek zarardan sorumlu olduğu esası benimsenerek, teminatı aşan miktarlarda davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna gidilemeyeceği, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3.Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 30.10.2017 tarih ve 23244 sayılı raporuna göre davacının 6 ay geçici iş göremezliğinin bulunduğu, geçici iş göremezlik tazminatının 3.823,90 TL, bakıcı giderinin 4.837,95 TL olduğu, tazminat ödemesinin yapıldığı tarih olan 15.12.2014 tarihinden itibaren yasal faizi işletilmesi gerektiği beyan edilmiştir.
Geçici işgöremezlik süresi içerisinde davacının bakıcıya ihtiyacı olup olmadığı, ihtiyacı var ise bakıcı ücretinin belirlenmesi yönünden dosya Op. Dr. …’e tevdi edilmiş, bilirkişi 12/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının 3. bel kemiğinde (L3 vertebra) oluşan kırığın iyileşme süresinin 6 ay olduğunu, bu 6 ay, korse ile, bedensel kısıtlılıkla geçirilecek bir dönem olup, ilk iki ayın nispeten daha fazla, sonraki dört ayın nispeten daha az ağrılı olduğunu, bu 6 ay süre için kişinin bakıcı ihtiyacının mevcut olduğunu, bakıcı giderinin rakamsal karşılığının uzmanlık alanında olmadığını, 04/07/2018 tarihli aktüerya uzmanı, ekonomist bilirkişi tarafından hesaplanan ücretlerin piyasa değerlerine uygun olduğunu, Adli Tıp Kurumunun “L3 vertebra kırığının maluliyet bırakmadığına dair kararının” da tarafınca teyit edildiğini beyan etmiştir.
Bakıcı ücretinin belirlenmesi yönünden dosya tekrar aktüeryal bilirkişi Vedat Aykırı’ya tevdi edilmiş, bilirkişi mahkememize sunmuş olduğu 04/02/2019 tarihli ek raporunda özetle; Davacının talep edebileceği bakıcı gideri zararının 4.837,95 TL olduğunu beyan etmiştir.
Bilirkişi Raporları, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı, birbirlerini tamamlayıcıve ve hükme esas almaya elverişlidirler.
Dosya kapsamına göre davacının yaralanmasına sebep olan kazada davacıya çarpan aracın sürücüsünün tam kusurlu olduğu, davacının iyileşme (geçici iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren altı aya kadar uzayabileceği, geçici iş göremezlik sürecinde bakıcı ihtiyacının bulunduğu, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderlerinden davalının sorumlu olduğu anlaşılmış, davanın kabulü ile, geçici iş göremezlik zararı 3.823,90 TL ile bakım gideri 4.837,95 TL toplamı 8.661,85 TL ‘nin 15/12/2014 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın kabulü ile, geçici iş göremezlik zararı 3.823,90 TL ile bakım gideri 4.837,95 TL toplamı 8.661,85 TL ‘nin 15/12/2014 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 591,69 TL ilam harcından peşin yatırılan 27,70 TL ile 26,17 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 537,82 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvuru harcı, 27,70 TL peşin harç, 26,17 ıslah harcı, 206,30 TL keşif harcı, 1.600,00 TL bilirkişi ücreti, 340,50 TL tebligat, müzekkere, posta giderlerinden oluşan toplam 2.228,47 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/05/2019

Katip …

Hakim …