Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/889 E. 2018/785 K. 18.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/889 Esas
KARAR NO : 2018/785

DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle)
DAVA TARİHİ : 11/09/2015
KARAR TARİHİ : 18/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20/08/2014 tarihinde meydana gelen kazada sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen aracın yaya olan müvekkiline çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını, kaza ile ilgili …. Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma açıldığını, kazaya asli ve tam kusurla sebebiyet veren araç sürücüsünün olay yerini terk ettiğinden araç plakasının tespit edilemediğini, bu nedenle müvekkilinin tazminatının ödenmesi hususunda davalı … Hesabının sorumlu olduğunu ileri sürerek malul olan müvekkili için fazlaya dair dava ve taleplerini saklı tutarak 1.000,00 TL malullük-sakatlık, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili bu talebini 14/04/2018 tarihli dilekçesi ile, 6.050,12 TL geçici iş göremezlik ve 15.780,07 TL daimi iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 21.830,19 TL olarak ıslah etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Dava öncesi yazılı başvuru şartının yerine getirilmediğini, dava konusu iddia edilen maddi vakıa şaibeli olup gerçeğe aykırı olarak haksız çıkar sağlamak amaçlı olduğunu, davacı yanca gerçekleştiği iddia edilen kazaya ilişkin trafik sonrası kaza tespit tutanağı dahi tutulmadığını, haksız taleplere mahal vermemek adına maddi vakıanın kesin olarak ortaya konulmaması halinde davanın reddinin gerektiğini, kazaya sebep olduğu bildirilen aracın olay tarihini kapsayan mecburi mali mesuliyet sigorta poliçesi bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, dava dilekçesinde belirtilen kazadaki kusur durumu ve kusurlu hareket ile meydana geldiği iddia edilen zarar arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, davacının kaza esnasındaki konumu hususları da dikkatlice irdelenmek suretiyle davacının kusuru /müterafik kusuru hususlarının da tespit edilmesi gerektiğini, maluliyet oranının ispatlanması gerektiğini ve zararın sorumlu aktüer bilirkişi tarafından hesaplanması gerektiğini, söz konusu kazada yayanın kusurunun bulunduğunu, geçici işgöremezlik zararlarının teminat kapsamında olmadığını, davacıya bu kaza sonucu sosyal güvenlik kurumu tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı tespit edilmesi gerektiğini, faiz istemi, başlangıç tarihi ve yargılama gideri isteminin haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… CBS … Soruşturma … K. sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar, olay yeri görgü tespit tutanağı, tedavi evrakı, sosyal ve ekonomik durum araştırma sonuçları, trafik bilirkişi raporu, … Üniversitesi Dahili Tıp Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 13/07/2016 tarihli maluliyet raporu, aktüeryal bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının yaralanmasına sebep olduğu iddia edilen kazanın gerçekten meydana gelip gelmediği, kaza meydana gelmiş ise davacının ve tespit edilemeyen araç sürücüsünün kusur oranlarının ne olduğu, davacının kaza nedeni ile kalıcı veya geçici olarak maluliyete uğrayıp uğramadığı, maluliyete uğramış ise maluliyet oranının ne olduğu ve bu maluliyet nedeni ile davalıdan talep edebileceği tazminat miktarının ne kadar olduğu, sigorta şirketine başvuru şartına ilişkin itirazın yerinde olup olmadığı hususlarındadır.
Davaya konu kazanın 20/08/2014 tarihinde meydana geldiği, dava tarihinin 11/09/2015 olduğu, 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 Sayılı Yasa’nın 5. maddesi ile değişik 2918 Sayılı Yasa’nın 97. maddesi gereğince 26/04/2016 tarihinden itibaren zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği dikkate alınarak sigorta şirketine başvuru şartına ilişkin itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
… 11. Asliye Ticaret Mahkemesince talimatımız üzerine aldırılan maluliyete ilişkin …. Üniversitesi Dahili Tıp Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 13/07/2016 tarihli raporu ile; Davacının geçici iş göremezlik süresinin 4 ay olduğu, davacının sürekli iş göremezlik oranının ise %13,3 olduğu mütalaa edilmiştir.
… 4. Asliye Hukuk Mahkemesince talimatımız üzerine davaya konu kazada tarafların kusur oranlarının tespiti için yapılan keşif sonucu aldırılan 10/12/2017 bilirkişi raporunda Trafik Bilirkişisi … özetle; …’nin dosyadaki ifadesinde “…. hattında bulunan şehir içi otobüsüne binip … ‘ya gideceğini, … Petrol’ün önünde bulunan ışıklardan otobüs durağına yaya olarak giderken ışıklarda … otobüsünün beklediğini ve ön kapısının açık olduğunu gördüğünü, binmek için hareket ettiğinde araçlara kırmızı ışığın yandığını, binmesine yakın panelvan beyaz renkli plakasını ve modelini bilmediği bir minibüsün sol tarafından vurduğunu, vurmanın etkisiyle yere düştüğünü ve sağ kolunun kırıldığını” keşif esnasında da kaldırımdan yola inip iki üç adım attığında minibüsün kendisine sol tarafından çarptığını ” beyan ettiğini, Kaza Yerinin Tetkikinde, kazanın meskun mahal olan … önündeki trafik ışıklarının yakınında meydana geldiğini, kaza mahallinde yolun asfalt kaplama ve 10,8 metre genişliğinde, eğimsiz tek yönlü olduğunu, aracın istikametine göre yolun sağ tarafında yaya yolunun sol tarafında orta refüj, kaza mahallinin ilerisinde trafik ışıklan ile yönetilen dört yol kavşağı mevcut olduğunu, yolda görüşe mani herhangi bir engel bulunmadığını ve görüşün açık olduğunu, kazaya karışan sürücünün kazaya müteakip olay yerinden kaçtığı için kimliği ve araç plakasının tespit edilemediğinin dosya içeriğinden anlaşıldığını, Kazanın, 20.08.2014 günü saat 09.30 sıralarında yaya …nin, … Petrol önünde kırmızı ışıkta orta şeritte beklemekte olan .. Halk otobüsüne binmek için otobüs istikametine yani … Petrol önünden otobüsün bulunduğu orta şeride geçmek için kaldırımdan yol zeminine inip iki üç adım attığı esnada, …. Otel önünden gelip kavşağın sağ tarafında bulunan .. Caddesine gitmek isteyen Beyaz Renkli Panelvan Minibüsün ön orta kısmı ile yayanın sol yanına çarpması sonucu, yayanın sağ yanı üzerine yol zeminine düşmesiyle yaralanması şeklinde meydana geldiğini, kaza nedeniyle …’nin el bileği ile el düzeyinde kırık oluştuğunun plakası, modeli ve sürücüsü tespit edilemeyen beyaz renkli Panelvan Minibüs sürücüsünün kaza sonrası olay yerinden kaçtığının kaza mahallinde fren izi ile araca ait herhangi bir parçanın bulunmadığının tespit edildiğini, Davacının dosyada mevcut beyanları dikkate alındığında, Orta şeritte kırmızı ışık nedeniyle beklemekte olan Halk Otobüsüne gitmek için sol tarafından gelen araç trafiğini kontrol etmeden yola indiğinin ve bu hareketinin kazanın oluşumuna birinci derecede zemin hazırladığının ortaya çıktığını, Halbuki, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun “Yayaların uyacakları Kurallar” başlıklı 68. maddesinin (c) bendi, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 138. maddesinin (d) bendi hükümlerine göre “Yaya yollarında, geçitlerde veya mecburî hallerde taşıt yolu üzerinde bulunan yayaların trafiği engelleyecek veya tehlikeye düşürecek şekilde davranışlarda bulunmaları, dikkatsiz hareket etmeleri, oynamaları veya bu yerleri saygısızca kullanmaları yasaktır” denilmekte olduğunu, Ayrıca, kazanın … Caddesi istikametinden kavşağın sağ tarafında bulunan … Caddesi istikametine trafiğin akışını sağlayan bağlantı yolu öncesinde meydana geldiğini, bağlantı yolunu kullanan araçların yani İnönü Caddesinden gelip … Caddesine geçiş yapacak araçlar için ışıklara bağlı olmaksızın beklemeden yollarına devam edecek şekilde kavşak düzenlemesi yapıldığını, bu nedenle yaya …’nin kavşağın bu durumunu da göz önünde bulundurması ve kendi güvenliğini ön planda tutarak taşıt yoluna girmeden araç trafiğini kontrol etmesi ve güvenle duramayacak kadar yaklaşmış taşıtlar varsa ilk geçiş hakkını onlara verip geçmelerini beklemesi gerektiğini, zira, 2918 sayılı Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 138. maddesinin (b) bendinde ” Yollarda güvenli geçiş, önce sola sonra sağa bakılarak sakınca yoksa taşıt yoluna girmek, geçiş sırasında sola ve sağa bakarak yürüyüşe devam etmek, taşıt yoluna girmeden güvenle duramayacak kadar yaklaşmış taşıtlar varsa ilk geçiş hakkını onlara verip geçmelerini beklemek suretiyle yapılacağı”nın hüküm altına alındığını, bu kuralların ihlali nedeniyle kazanın oluşumunda yaya …’nin 70/100 (Yüzdeyetmiş) oranında kusurlu olduğunu, Yaya yürüme tablosu verilerine göre 50-60 yaş aralığındaki erkek yayanın bir saniyede 1,4 metre yol aldığı göz önünde bulundurulduğunda, plakası ve modeli tespit edilemeyen beyaz renkli Panelvan Minibüsün sürücüsünün yaya …’yi 1,1 saniye önce fark etmesi ve bağlantı yoluna giriş esnasında araçların sağ doğrultudaki yola dönüş yapacakları için sürat yapmaları fıziken mümkün olmayacağından sert fren tatbiki ile kazayı önlemesi ve yol zemininde lastik izi bırakması gerektiğini, sürücünün bu kazayı etkin fren teşebbüsü ile önleyememesinin, kaza mahallinde fren izinin bulunmamasının kavşağa yaklaştığı esnada trafik güvenliği ile ilgili kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymadığını, dikkatli olmadığını ortaya koyduğunu, halbuki, hukuk tehlike ve sorumlulukların arttığı her alanda bireylerden yüksek özen beklendiğini, bu nedenle motorlu araç sürücülerinin hem kurallara uyma, hem de olası kazaları önleme konusunda yüksek özen göstermekle yükümlü tutulduklarından, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 47 nci maddesinin (d) bendinde “Karayolundan faydalananların trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak zorunluluk veya yükümlülüklere uymak zorunda oldukları”nın kural olarak konulduğunu ayrıca, kaza sonrası kaza mahallini terk etmemesi yasal zorunluluk olmasına rağmen, sürücünün kaza mahallinden kaçtığını, oysa, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun Trafik kazalarına karışanlar ile ilgili kurallar başlıklı 81.maddesinde a)Hareket halinde iseler trafik için ek bir tehlike yaratmayacak şekilde hemen durmakf kaza mahallinde trafik güvenliği için gereken tedbirleri almak, b)Kazada ölen, yaralanan veya maddi hasar var ise bu kaza trafiği, can ve mal güvenliğini etkilemiyorsa, sorumluluğun saptanmasında yararlı olacak kanıt ve izler dahil, kaza yerindeki durumu değiştirmemek d)Kazayı yetkili ve görevli memurlara bildirmek, bunlar gelinceye kadar veya bunların iznini almadan kaza yerinden ayrılmamak, zorundadırlar denilerek, kaza sonrası kaza mahallini terk etmenin yasak olduğunun hüküm altına alındığını, bu kuralların ihlali nedeniyle plakası ve modeli tespit edilemeyen beyaz renkli Panelvan Minibüs sürücüsünün bu kazanın oluşumunda 30/100 (Yüzdeotuz) oranında kusurlu olduğunu beyan etmiştir.
Kusura ilişkin rapor aldırıldıktan sonra dosya tazminat hesabı için aktüeryal bilirkişi …’ya tevdi edilmiş, bilirkişi mahkememize sunmuş olduğu 02/04/2018 tarihli raporunda özetle; PMF-1931 yaşam tablosuna göre değerlendirme yapıldığını, KTK uyarınca kazaya sebebiyet veren plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın kusuru nispetinde, …nın sorumluluğu bulunduğu dikkate alınarak hesap yapıldığını, KTK m. 93 hükmü gereği kaza tarihinde cari 268.000, 00 TL limit ile gerçek zarardan sorumlu olduğu esası benimsenerek teminatı aşan miktarlarda davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, davacının gelirinin yasal asgari ücretin 5000,00 TL / 891,04 TL =5,61 katı olduğu dikkate alınarak hesaplama yapıldığını, Karayolları Trafik Kanunun 99. maddesinde ” Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar ” dendiğini, davacının davalı sigorta şirketine dava öncesinde müracaatına ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığından davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinin dava açılış tarihi olduğunu, davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının 6.050,12 TL, sürekli iş göremezlik zararının 15.780,07 TL olduğunu beyan etmiştir.
Dosya kapsamına göre ve dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve hükme esas almaya elverişli bilirkişi raporları çerçevesinde, davacının %13,3 oranında malul olduğu ve geçici iş göremezlik süresinin 4 ay olduğu 20/08/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının yüzde yetmiş oranında, tespit edilemeyen araç sürücüsünün yüzde otuz oranında kusurlu oldukları anlaşılmış, tespit edilemeyen araç sürücüsünün sebebiyet verdiği zarar davalı … Hesabının teminatı altında olduğundan davanın kabulü ile 15.780,07 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 6.050,12 TL geçici işgöremezlik tazminatı toplamı 21.830,19 TL nin dava tarihinden itibraen işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın dava ve ıslah dilekçelerine göre kabulü ile 15.780,07 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 6.050,12 TL geçici işgöremezlik tazminatı toplamı 21.830,19 TL nin dava tarihinden itibraen işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 1.491,22 TL ilam harcından peşin yatırılan 27,70 TL harç ve 71,50 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.392,02 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 2.619,62 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvuru harcı, 27,70 TL peşin harç, 71,50 TL ıslah harcı, 221,80 TL keşif harcı, 1.100,00 TL bilirkişi ücreti, 125,00 TL keşif araç ücreti, 270,70 TL tebligat, müzekkere ve talimat giderlerinden oluşan toplam 1.844,40 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/06/2018

Katip …

Hakim …